Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/505 E. 2020/596 K. 05.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2015/1386 Esas
KARAR NO: 2020/570
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 18/11/2015
KARAR TARİHİ : 22/10/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında sigorta poliçesi akdedildiğini, bu poliçeye ilişkin olarak — tarihi itibariyle muaccel halde bulunan — prim borcu bulunduğunu anılan borcun ödenmesi için —– yevmiye sayıyla keşide edilen ihtarnameden olumlu bir sonuç çıkması üzerine tahsili için icra müdürlüğünde takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle itirazın iptaliyle % 20 inkar ödencesine mahkum edilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı ile davacı arasında —-devresi yönünden – yıl süre ile akdedilen sigorta poliçesi kapsamında imzalanan protokolün ödeme planı başlıklı belgesinde — tarihinden başlamak üzere her ay — ödeneceğine ilişkin takvim bulunduğunu, müvekkilinin prim borçlarını tamamen ödediğini, borcun varlığını kabul anlamına gelmemekle beraber davacının ihtar göndermeden önceki mail yazışmalarında —–borç bulunduğunu iddia ettiğini, borcun dayanağının sorulması üzerine işten ayrılan ya da emekli olan personelin ödemelerinin eksik olduğunu, bazı ödemelerin dekontlar ile eşleştirilemediğini, emeklilerin ödeme dekontlarının toplanmasını istediklerini, bunun üzerine işten çıkan ya da emekli olan personellere ilişkin bilgilendirmenin yapıldığını, işten ayrılan ya da emekli olanlara ilişkin sigorta poliçesinin devam ettirmek isteyenlerin ödemelerini kendilerinin yaptığını ve ödeme takibinin de davacı firmada olduğunu, müvekkilinin herhangi bir borcu bulunmadığını, davacı firmanın devamında bu kez maillerde farklı olarak—— talep ettiğini, bu durumun bile iddialarının samimiyetten uzak olduğunu, söz konusu borcun hangi çalışana özellikle hangi aylara ilişkin primlerin ödenmemesinden kaynaklandığı yönünden davacının bildirimde bulunmadığını, sadece borçlu olduğunun iddia edildiğini, müvekkili firmadan ayrılan ya da emekli personellerin işe devam ediyormuş gibi ödeme talep edilmesinin ve bunların ödeme yapıp yapmadığının kontrol edilmeyerek zararın artmasına davacının sebebiyet verdiğinden bahisle davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasında imzalanan ——– kaynaklı, prim alacağının tahsili için açılan itirazın iptali davasıdır.
Celp ve tetkik olunan —– tarihli takip dosyasının incelenmesinde davacı —- davalı şirket aleyhine bakiye prim borcu açıklamasıyla —- alacağın tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, davalının süresi içerisinde borca, faize ve tüm takip ferilerine itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan —- tarihli ihtarnamenin incelenmesinde davacı tarafından davalıya gönderildiği ve —– prim borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde ödenmesinin ihtar edildiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan ——- incelenmesinde taraflarının davacı ve davalı olduğu, sözleşmenin konusunun davalı personelinin anlaşmalı sağlık kurumları listesinde yer alan kurumlarda gerçekleşen tanı ve tedavilerine ait sağlık giderinin ilgili poliçe yılı içerisinde yapılması koşulu ile poliçede belirtilen teminatlar, teminat limitleri ve limit ödeme yüzdeleri dahilinde karşılanacağı, sözleşmenin poliçenin başlangıç tarihinin —- bitiş tarihinin—- olduğu, sözleşmenin sorumluluklar başlıklı 3.1 maddesinde sigorta ettirenin çıkışı yapılacak sigortalılara ait bildirimlerin yapılması , sigortacının sigortalılara iletilmek üzere yapacağı bildirimler hakkında sigortalıları bilgilendirmesi ve sigorta sözleşmesinden doğan diğer yükümlülüklerin yerine getirilmesi ile sorumludur şeklinde olduğu görülmüştür.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri celp olunmuş ve tarafların — yıllarına ilişkin ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesine karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —- tarihli raporunda özetle; davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacı tarafında üretilen toplam poliçe bedelinin —, davalı tarafından yapılan ödemenin ise —- olduğu ve bakiye — kaldığı şeklinde olduğu, davalı defterleri üzerinde yapılan incelemede ise davacı tarafından üretilen toplam poliçe bedelinin— olduğu, davalı tarafından yapılan ödemenin ise — olduğu ve bakiye borç kalmadığı, taraflar arasında düzenlenen poliçede prim tutarının — olduğu, poliçede belirtilen ödeme planı doğrultusunda her bir ödemenin —-olacak şekilde taksitlendirildiği, davalı şirketin işten çıkan veya emekli olan personelin şirket ile ilişiğinin kesildiğini ve sigorta kapsamından çıktığını, sigorta şirketine beyan etmesi gerektiğini, TTK.1444 hükmü gereğince sigorta ettirenin sigorta hükmü süresi içinde beyan yükümlülüğünün olduğunu, sigorta ettirene yüklenmiş beyan yükümlülüğünün herhangi bir şekle bağlı olmadığını, somut olayda davacı—-ettirenden —- alacağının olduğunu, davalı —- ise herhangi bir prim borcunun olmadığını, işten çıkan ya da emekli olan personele ilişkin prim tutarını düşmeden hala şirkette çalışıyorlarmış ve prim talep edildiğini iddia etmekte olduğunu, tarafların ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede davacı defterlerinde kayıtlı olan ———–prim alacağının kaynağının tespit edilemediğini, bu meblağın işten çıkan ya da emekli olan personele ilişkin prim tutarının düşülmemiş olmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığının da tespit edilemediğini, bunun yanı sıra davalı —- işten çıkan ya da emekli olan personele ilişkin olarak sigortacıya beyan yükümlülüğünü yerine getirdiğini ve bu personele ilişkin prim düşüşlerine dair bir bilgiye rastlanılmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce bilirkişi raporundan sonra davacı vekiline davaya konu —- alacağının hangi yıl ve hangi poliçeye ait olduğu ve bu prim alacağının dayanağı konusunda beyanda bulunulması istenilmiş, davacı tarafça beyanda bulunulması üzerine dosya farklı bir mali müşavir ve önceki bilirkişiye tevdi edilerek yeniden rapor alınmış olup, bilirkişiler dosyaya sunmuş oldukları —- tarihli raporlarında özetle, tarafların ticari defter ve kayıtları incelenmiş, sigorta prim ödemelerine ilişkin ödeme hareketleri ve kayıtların incelenmesi için zeyilnameler, ana poliçe personel listesi, prim tutarlarına ilişkin belgelerin davalı tarafça dosyaya ibraz edilmediği, taraflar arasında imzalanan sözleşmeye istinaden düzenlenen —– poliçesinin sigortadan çıkış maddesinde sigorta ettiren personelin şirketten emekli olma, istifa etme veya işten çıkartılma sonrasında ilişkileri kesilme veya vefat nedeniyle grubun kadrosunda yer almayan personel ile varsa bağımlılarına ait bilgileri sigortacıya çıkış nedenleri ile birlikte derhal bildirmek ile yükümlüdür hükmüne haiz olduğu, dolayısıyla sigorta ettiren şirketin sigortacı şirkete poliçede riziko altında bulunan personellerin çıkış nedenleri ile bildirmekle yükümlü olduğu, bu yapılmadığından tahakkuk eden prim tutarlarının davalı tarafından ödenmesi gerektiği yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraflarca rapora itiraz edilmesi üzerine mahkememizce dosyanın bir sigorta hukukçusu bilirkişiye tevdi ile dosyada mevcut iki rapor arasındaki çelişkilerin giderilmesi ve tarafların rapora karşı itirazlarının değerlendirilmesi yönünden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —-tarihli raporunda özetle; taraflar arasında düzenlenen akit de davalı başkası hesabına sigortayı yaptıran, sigortalı adına hareket eden sigorta ettiren sıfatında olduğu, poliçeye derç edildiği üzere poliçede her bir personelin isim ve soyadı ödeyeceği prim tutarı belirtilmiş ve toplam prim — aylık taksitlerin her bir ayı için —- olduğu da vadeleri ile belirlenmiş, sözleşmede ise vadelere yer verilirken prim tutarlarının belirtilmediğini, prim borcunun sigorta ettirene değil, sigortalı personelin her birine ait bir borç olduğunun, nitekim poliçe cüz’ü sözleşmenin herhangi bir maddesinde borcun yani taksitlerin sigorta ettirene ait olduğuna dair bir hüküm bulunmadığını, dosyada mevcut bir çok ödeme dekontlarından sigorta taksit primlerinin her bir sigortalı personel tarafından davacı sigortacı hesabına yatırıldığı, davalı——-sigortalının ödemediği prim borcundan sorumlu tutulamayacağı, bu nedenle sözleşmenin sigorta ettirince taksitlerin vadesinde ödeneceği dair hükmün sakat olduğunu, diğer yandan ——– çıkış maddesi hükmü gereği, sigorta ettirene personel çıkışı bildirim yükümlülüğü getirildiği, ne var ki primleri her bir sigortalı sigortacının hesabına havale ile ödendiği dikkate alındığında sigortalısının prim ödeme taksitlerin ödenip ödenmediğini takip etmeyen sigortacının bundan dolayı zararı doğmuş ise davalı ——— kusur izafe edilemeyeceğini, kaldı ki sigortacı, sigortalı tarafından prim taksitlerinin ödenmemesi halinde yukarıda tanıtılan sağlık sigortası genel şartları 8. Maddesi hükmünü de işletmesi imkanı varken bunun gereğini yapmadığı, bir zararı doğmuş ise toplam prim son taksitten birini borç olarak sigorta ettiren hesabına yazmış ve davaya beyanında borcun hangi sigortalı personele ait olduğu, hangi taksitlere isnat ettiğini de belirtmediği, kural olarak borç sigortalıya ait bir borç olması halinde sektör faaliyet konusunun özelliği gereği yasal deftere borç yazmak borca esas alınmaz, sonuç olarak davalının davacıya herhangi bir prim taksit ödeme yükümlülüğü bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Taraflarca alınan bu rapora da itiraz edilmesi üzerine ve işbu raporun tek bilirkişiden alınması nedeniyle mahkememizce Yargıtay kararları doğrultusunda dosyada mevcut raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla 3 kişilik bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —-tarihli raporunda özetle; prim borcuna dayanak poliçenin — numaralı sigorta poliçesinin anılan poliçenin toplam prim tutarının ——uyuşmazlığın —- davalı şirket çalışanlarını kapsadığı yoksa şirketten ayrılan ya da emekli olan personelin sağlık poliçesi olduğu, şirketten ayrılan ya da emekli olan personelin poliçesi olması halinde sigorta ettiren gözüken davalının sorumlu olup olmadığı hususunda toplandığı, davalı beyanına göre—– tarihinden itibaren her ay —– ödeme yapılacağına ilişkin protokol bulunduğunun bildirildiği ancak dosyada mevcut bilirkişi raporlarında yapılan incelemede davalının taksit ile yaptığı ödemelerin her ayın birinci günü kapsamında – taksitte —–olduğu, toplam tutarın —-olduğu, arada giriş ve çıkış zeyilleri sebebi ile farklılıklar oluştuğu, cevap dilekçesinin aksine davalı taksitlerinin — olduğu, bunun sebebinin şirket çalışanları ile ilgili yapılan poliçenin aslında —– sayılı — olduğu, çalışanlar dışında kalanların poliçenin tanziminden önce işten ayrılanların ya da emekliler için —–numarasının——–olduğu, görüldüğü üzere farklı poliçeler olduğu, hal böyle olunca aktif çalışanlar ile ilgili olmayan şirkette çalışıp da ayrılanlar ya da emekli olanlar yönünden çalıştıkları devredeki sağlık poliçelerinin devamının yürütüldüğü, bu kişiler yönünden sigorta ettiren huzurdaki davalının gösterildiği, yukarıda belirtildiği üzere— yılını içeren sonu ——olduğu, davalının ticari defterinde önceki incelemeye nazaran bu poliçenin prim tutarının gider olarak kayıtlı olmadığı, davacının ticari defterinde bu poliçe yönünden –alacak kaydı —- yapıldığı, ilk raporun ekinde gösterildiği üzere yukarıda listelenen kişiler tarafından ödeme yapıldığı, bu kişilerin yaptığı ödeme toplamının—- olduğu, aradaki farkın —–olarak yer aldığı, mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda poliçe içeriğinde yer alan kişilerin bizzat ödeme yaptığının görüldüğü, davacı tarafından yapılan hiçbir ödemeye yer verilmediği, dosyada mevcut dekontlardan da anlaşıldığı üzere ilgili kişi tarafından bizzat havale edildiği, sigorta özel şartlarının 3.3 maddesinde yer alan sigorta ettirenin personelin şirketten emekli olması, istifa etmesi ya da işten çıkarılması ve sair sebepler ile kadrodan ayrılan personele ilişkin ilgilerin ve bağımlı kişilerde yaşanan değişikliklerin derhal bildirilmesi ve adı geçenler yönünden poliçe kapsamından çıkarıldığı tarihe göre prim hesaplanması esasının somut olayda önemli olmadığı, zira sonu — ile biten poliçedeki kişilerin davalı şirkette —- çalışmadığı sonucunun ortaya çıktığı, zira çalışmış olmaları halinde sonu —- ile biten poliçe kapsamına dahil edilmesi gerektiği, somut olayda davalının —– ilişkili poliçeden haberi olmadığını, böyle bir poliçe teatisi de gerçekleştirilmediğini, sadece şirket eski çalışanlarının şirket iç yönetmeliği kapsamında önceden var olan sağlık poliçelerine devam etmelerine imkan tanındığı, işten ayrılan kişilerin —— poliçesi olarak davacı tarafından devam ettirildiği, kendisinin bilgisi olmadığını savunduğu, — sayılı poliçenin de kendisine teslim edilmediği bu nedenle sigorta ettiren sıfatına karşı çıktığının görüldüğü, tüm bu değerlendirmeler kapsamında sonu —-biten poliçenin sigortalı çalışanlarını kapsadığı, dolayısıyla — sayılı poliçedeki kişiler poliçe geçerlilik devresinde şirkette hiç çalışmadığı sonucunun ortaya çıktığı, davacının —– poliçeyi davalıya teslim ettiğini kanıtlayamaması halinde sigorta ettiren sıfatının ortaya çıkmayacağı, yine mahkememizce alınan ilk bilirkişi raporunun — sayılı ekinin davacı şirket ile ilişkili olduğu, primleri fiilen sigortalılardan tahsil ettiği, yani — sayılı poliçe yönünden davalı şirketten hiç prim tahsil etmediği, tahsil edilen —- üçüncü kişilerin yani sigortalıların yaptığı ödemeler toplamı olduğu, fiili duruma nazaran da sigorta ettiren sıfatının davalı nezdinde oluşmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, taraflar arasında düzenlenen —- —- sigorta sözleşmesi, dava dışı sigortalılar tarafından prim ödemelerine ilişkin ödeme dekontları, bilirkişi raporları, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında davalı çalışanları yönünden— sigorta sözleşmesi imzalandığı, davacı tarafından — poliçeden bakiye —- prim borcunun davalı tarafından ödenmediği iddiasına dayalı olarak başlatılan icra takibinin davalı borçlunun takibe itirazı üzerine durduğu ve huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığı, hüküm kurmaya elverişli olan ve önceki bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin ve tarafların rapora itirazlarını da karşılayan — tarihli bilirkişi raporunda davalı ile davacı arasında şirket çalışanları ile ilgili yapılan poliçenin — —– olduğu, poliçenin tanziminden önce işten ayrılanların ya da emekliler için yapılan —-numarasının —– olduğu, şirkette çalışıp da ayrılanlar ya da emekli olanlar yönünden çalıştıkları devredeki sağlık poliçelerinin devamının yürütüldüğü, — ile biten poliçenin prim tutarının —- olduğu, davalının ticari defterlerinde bu poliçenin prim tutarının gider olarak kayıtlı olmadığı, davacı ticari defterlerinde ise bu poliçe yönünden — alacak kaydı yapıldığı, — bu tutarın sigortalılar tarafından yani poliçe içeriğinde yer alan kişiler tarafından ödendiği, ödeme tutarının toplamının —- olduğu, sonu — ile biten kişilerin davalı şirkette —yılında çalışmadığının dosya kapsamından anlaşıldığı, şayet çalışıyorlar ise sonu — poliçe kapsamına dahil edilmesi gerektiği, sonu — ile biten poliçenin sigorta çalışanlarını kapsadığı, davaya konu edilen — nolu poliçeye ilişkin prim ödemelerinin fiilen sigortalılardan tahsil edildiği — sayılı poliçe yönünden davalı şirketten hiçbir prim tahsil edilmediği, davalı şirket çalışanlarını kapsayan —-poliçe bedelinin tamamının ise davalı tarafça ticari defter ve kayıtlarına göre ödendiği, dolayısıyla fiili duruma göre sigorta ettiren sıfatının davalı nezdinde oluşmadığı, sonuç olarak davacı tarafından düzenlenen ve dava konusu yapılan poliçe primlerinin tamamının sigortalılar tarafından ödendiği, dolayısıyla davalının işten ayrılan ve emekli olan çalışanlar yönünden ödenmediği iddia olunan prim borcundan sorumlu olmadığı, dava konusu borçtan dava dışı sigortalıların sorumlu olduğu, sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan —harçtan alınması gereken 54.40 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile kalan 197,99 TL harcın davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafça yapılan 807 TL posta ve tebligat masrafının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar kesinleştiğinde kalan gider avansının talep halinde davalıya iadesine,
5-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca davalı yararına tayin ve takdir edilen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra ve istemi halinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı 22/10/2020