Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/504 E. 2021/906 K. 21.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/504 Esas
KARAR NO: 2021/906
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/08/2019
KARAR TARİHİ: 21/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- plakalı aracı ile — seyri sırasında — önüne geldiği esnada aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı yönden gelen sürücü — sevk ve idaresindeki —plakalı araca çarptığnı, bu esnada — plakalı aracın arkasında seyreden —-plakalı araca çarpması sonucunda çok taraflı, ölümlü, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini , bu kazanın sonucunda — plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacılar —- vefat ettiğini, ölümü nedeniyle davacıların maddi açıdan mağdur olduğunu,— plakalı araç sürücüsü—- hızlarını, aracın yük ve teknik özelliğine, görüş, yol, hava ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara uydurmamak” maddesini ihlal sebebiyle kusurlu olduğunu, — plakalı araç sürücüsü —– maddesini ihlal sebebiyle kusurlu olduğunu,—- plakalı araç sürücüsü —-, kazanın oluşumunda kusurunun olmadığı görüş ve kanaatinde bulunduğunu, müteveffa—- tarihinde boşanmış olduğunu, yaşasaydı muhtemelen yeniden evlenmeyeceği kanaatinde olduklarını belirterek müvekkillerin kızları — desteğinden yoksun kalmış olmaları sebebiyle şimdilik —— maddi tazminat bedelinin davalıdan müştereken ve müteselsilen tahsiline, yargılama giderleri ile her bir davacı için ayrı ayrı hesaplanacak vekalet ücretinin davalı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; —- davadan önce başvuru yapmanın ve gerekli belgeleri ibraz etmenin zorunlu hale getirildiğini, başvuru neticesinde davacı tarafın ödemeyi kabul etmeden işbu davayı açtığını, bu nedenle esas hakkında inceleme yapılmasına gerek olmadan, davanın usulden reddinin gerektiğini, davacı tarafın kusuru ve zararını usulen ispat etmesinin gerektiğini, müvekkil şirketin faizden dava tarihinden itibaren yasal faizle sorumlu olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğunun —- poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, davacının kaza sebebiyle elde ettiği gelir tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu, teminatın tek, hasar görenlerin birden fazla, olması durumunda —– gereğince teminatın paylaştırılmasının gerekli olduğunu, tazminat hesabında müteveffanın bu araçtı hatır için taşınması nedeni ile tazminat hesabından asgari % 25 oranında indirim yapılmasının gerektiğini belirterek davanın tümden reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeni ile davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadığı ve zararın sigorta kapsamında kalıp kalmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Mahkememizce uyuşmazlık —–araçta yolcu olarak bulunan davacıların hızları muris —– vefatı nedeniyle davacıların murisin desteğinden yoksun kalıp kalmadığı, kaldı ise bu zararı davalı sigortadan poliçe kapsamında talep edip edemeceği ve kazının meydana gelmesinde tarafların kusur durumunun olup olmadığı hususunda ihtilaf bulunduğu tespit edildi.” şeklinde tespit edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan —- tarihli kaza tespit tutanağının incelenmesinde sürücü — sevk ve idaresindeki — plakalı aracıyla — istikametine seyir esnasında galericiler sitesi önüne geldiği esnada aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek gidişe göre yolun sol tarafından orta refüj kısmından yoldan çıkarak karşı yöne geçip —istikametinden — seyreden sürücü— kullandığı araç ile yolun sağ şeritinde kafa kafa çarpışarak –sürüklenip, bu esnada — Plakalı —— arkasında seyretmekte olan —- kısmı ile minibüsün arka kısmına çarpması sonucu maddi hasar olarak yaralamalı trafik kazası meydana geldiği ve bu kaza sonrası davacıların kızı ——- vefat ettiği anlaşılmıştır.
Kaza nedeniyle —- soruşturma dosyasında alınan bilirkişi raporuna göre — plakalı araç sürücüsü — kazanın oluşumunda %80 oranında kusurlu olduğu— araç sürücüsü— ise kazanın meydana gelmesinde %20 oranında kusurlu olduğu yönünde rapor alındığı görülmüştür. — tarihli kusur raporunda — sürücüsü — asli kusurlu olduğu, — plakalı—— plakalı araç sürücüsü müteveffa —- herhangi bir kusur ve kabahatinin bulunmadığı yönünde rapor düzenlenmiştir.
— kaza nedeniyle ifadesi alınan müteveffa —-aynı ilçede olmamız sebebiyle tanımaktayım — ait plakasını hatırlamadığım —- getiriyordu, ben aracın sağ ön koltuğunda annem ise arka sağ koltukta oturdu. Ben emniyet kemeri takmamıştım annemde de emniyet kemeri yoktu… ” şeklinde ifade verdiği görülmüştür.
KTK 97. Maddesi uyarınca dava konusu kaza nedeniyle davacıların davalı —- destekten yoksun kalma tazminatını ödemesi talebiyle başvuruda bulunulduğu, başvurunun tebliğ tarihinin— olduğu, görülmüştür.
Davacıların sosyal ve ekonomik durumları tespit edilmiş olup davacı— ev hanımı olduğu ve geliri olmadığı, diğer davacı — ise emekli olduğu ve maaşının —olduğu tespit edilmiştir.
Celp ve tetkik olunan — sigortasının incelenmesinde—- tarihleri arasında davalı — tarafından sigortalandığı, poliçe limitinin —- olduğu görülmüştür.
—- tarihli müzekkere cevabına istinaden davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı, görülmüştür.
Mahkememizce tarafların tüm delilleri celp olunarak kusur ve aktüer bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi heyeti dosyaya sunmuş olduğu — tarihli raporunda özetle; kusur yönünden yapılan değerlendirmede kazanın meydana gelmesinde davalıya sigortalı — plakalı araç sürücüsü dava dışı —dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı meydana gelen kazanın oluşumunda %100 oranda kusurlu olduğu, aynı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa —– kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun olmadığı yönünde rapor düzenlenmiştir.
Tazminat yönünden yapılan değerlendirmede ise dava konusu kaza nedeniyle davacı — meslekten yoksun kalma zararının — müteveffanın emniyet kemeri takmaması nedeniyle %20 kusur indirimi yapıldığında talep edebileceği miktarın —olduğu , davacı — ise destekten yoksun kalma zararının — olduğu %20 tutarında indirim yapıldığında ise bu tutarın—- olduğu yönünde rapor düzenlenmiştir. Raporda davacının iki çocuğu olduğu dikkate alınarak hesaplama yapıldığı anlaşılmış olup müteveffa —- çocuğu olduğu vukuatlı nüfus kayıt örneğinden anlaşılmış olup bu çocuğun —– isimli baba tarafından tanındığı anlaşılmıştır.
Davacı vekili iş bu aktüer raporu doğrultusunda talep arttırım dilekçesi ile müterafik kusur indirimini de dikkate alarak davacı—– yönünden ise talebinin —- artırmıştır.
Tarafların rapora karşı beyan ve itirazları doğrultusunda yeni bir bilirkişiden aktüer rapor alınmasına karar verilmiş olup, bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu — tarihinde raporla özetle dosyaya eklenen nüfus kayıt tablosuna göre müteveffa —– isimli çocukları olduğu anlaşılmakla davacıların pay oranı destekten yoksun kalma tazminat tutarları yeniden hesaplanmış olup yapılan hesaplama sonucu davacı baba —- destekten yoksun kalma tazminatı tutarının — davacı anne — ise destekten yoksun kalma sebebi ise maddi zararı—- olduğu yönünden rapor düzenlenmiştir.
Davacı vekili —- tarihli dilekçesi ile davasını aktüer rapor doğrultusunda ıslah etmiş ve davacı baba —– tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler.(TBK Madde: 51)
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen sosyal güvenlik ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.——
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —–
—– tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen “genel şartların uygulanacağı sözleşmeler” başlıklı C.11. Maddesi “Bu Genel Şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Kaza tarihinin ve sigorta poliçe tarihinin genel şartlarının yürürlüğe girdiği —- tarihinden sonra olması dikkate alındığında, açılan davalar— tarihinde yürürlüğe giren —-
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde ———- motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.———
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine;—— göre, aracın —- davalı sigorta şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı sigorta şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir.—–
TEMERRÜT VE FAİZ
Sigortacılar, hak sahibinin —-genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, ——— birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde —– içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.——-
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
HATIR TAŞIMASI İNDİRİMİ YÖNÜNDEN :
Hatır taşıması ise bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır.
Buna göre, hatır taşıması indirimi için kural olarak hatır taşıması şartlarının varlığı yeterli iken, müterafik kusur indirimi için zarar görenin, zararı önleyici ya da azaltıcı tedbirleri almamasında kusurlu olmasını ifade etmektedir.
Somut uyuşmazlıkta, dosya içerisinde mevcut kolluk ifadelerinden, araç sürücüsü ile araçta yolcu olarak bulunan desteğin amca çocukları olduğu, araç sürücüsünün akrabalarının eksiklerini gidermek için —- mevkiine giderken destek ——- de aynı amaçla gitmek istediğini beyan ettiği ve her ikisinin ortak ailevi amaçları gerçekleştirebilmek için aynı araçta seyahat ettiği anlaşılmaktadır. Bu durumda sürücü ile taşınanın sadece akraba olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, davacı ile sürücünün akraba oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve ——- dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın davacının veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği yönündeki davalı vekilinin itirazının —— reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.—–
Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse —- benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. —– mutlaka indirme yapmak zorunda değilse de bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir. Hatır taşımasından ya da kullanmadan söz edebilmek için yaralanan ya da ölen karşılıksız taşınmış olmalıdır. Taşınan veya kullananın yararının söz konusu olduğu durumda hatır taşıması ilişkisi gündeme geleceğinden işletenin sorumluluğu genel hükümlere göre değerlendirilecek ve tazminattan indirim yapılacaktır. Bu bakımdan hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Yarar ekonomik olabileceği gibi, ortak toplumsal değerleri de ilgilendirebilir. Ancak taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Ayrıca hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi, indirim yapacak ise de —- uygulamalarına göre %20 oranında hatır taşıması indirimi yapması gerekmektedir. Somut olayda, davalı vekilince desteğin araçta hatır yolcusu olarak bulunduğu iddia edilmiştir.
Somut olayda, davacı, davalıya sigortalı araçta yolcu konumundadır. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, ——-; başvuru sahibinin araçta olmasının salt kendi yararına hatır için olmadığı, menfaat birliği olduğu gerekçesiyle davalının itirazının reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamına uygun düşmemektedir.
Soruşturma aşamasında alınan ifadelerde, araç sürücüsünün oğlu ile davacının arkadaş oldukları,sürücünün oğluyla birlikte eğlendikleri;araç sürücüsünün; oğlu —— arkadaşlarını alarak eve döndükleri sırada kazanın meydana geldiğini beyan edildiği görülmüştür.
— yazılı gerekçeyle hesaplanan tazminattan, hatır taşıması nedeni ile indirim yapılmamış ise de somut olayda, davacı ile davalının trafik sigortacısı olduğu araç sürücüsünün oğlu arasında arkadaşlık ilişkisinin olduğunun anlaşılması ve taşınan kişinin menfaati için yapılan bir taşıma olduğu hususu göz önüne alındığında tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılarak karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.—-
MÜTERAFİK KUSUR İNDİRİMİ
6098 sayılı TBK’nın 52. Maddesine göre; Zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yükümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hâkim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Zarara hafif kusuruyla sebep olan tazminat yükümlüsü, tazminatı ödediğinde yoksulluğa düşecek olur ve hakkaniyet de gerektirirse hâkim, tazminatı indirebilir.
Yargı yetkisini, —- adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, —-, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde davalı — tarafından sigortalanan— araç sürücüsü — plakalı araç ile —- plakalı araç arasında ölümlü ve yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini kazada — plakalı araç içerisinde yolcu olarak bulunan— vefat ettiği , mahkemece alınan kusur bilirkişi raporuna göre kazanın meydana gelmesinde — plakalı araç sürücüsü — %100 kusurlu olduğu aynı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa — ise kazanın meydana gelmesinde bir kusurunun bulunmadığı ancak aynı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa —- kaza sonrası vermiş olduğu ifadesinde kendisinin ve müteveffa annesi —- emniyet kemeri takmadığı yönünde ifade verdiği dolayısıyla müteveffa —- müterafik kusurunun bulunduğu , müteveffanın ölümü ile geriye mirasçı olarak çocukları ve davacı anne ve babasının mirasçı olarak kaldığı , davacılar tarafından davalı sigortaya—- tarihinde destekten yoksun kalma tazminatının ödenmesi için başvuru yapıldığı ancak davalı sigorta tarafından davacılara herhangi bir ödeme yapılmadığı gibi —- tarafından da davacılara kaza nedeniyle bir ödeme yapılmadığı, alınan aktüer bilirkişi raporuna göre davacı anne — destekten yoksun kalma sebebi ile maktu zararının — destekten yoksun kalma sebebi ile maddi zararının —- plakalı aracın kaza tarihinde geçerli sigorta poliçesini yapan şirket olması nedeniyle—- olduğu, ve davalı sigorta şirketinin temerrütün davacılar tarafından davalıya başvuru tarihi olan —– tarihinde gerçekleştiği , müterafik kusur indirimi yönünden mahkememizce müteveffanın kazada emniyet kemeri takmaması nedeniyle —- uyarınca takdiren %20 oranında indirim yapılması gerektiği , davalı her ne kadar hatır taşıması yönünden indirim yapılması yönünde savunmada bulunmuş ise de davalı tarafından müteveffa — taşındığına ilişkin ispata yarar bir delil sunulmadığı hatır taşıması indirimi yönünden ispat külfetinin davalıda olduğu , kaldı ki aynı araçta yolcu olarak bulunan müteveffa —- soruşturma safhasında vermiş olduğu ifadesinde, —- ilçede olmaları sebebiyle tanıdığını ve —- kendilerini —-getirdiği sırada kazanın meydana geldiği yönünde beyanda bulunduğu anlaşılmakla taşımanın sırf müteveffa yararına hatır için olduğu kanıtlanamamış olup hatır taşıması indirimi yönünden davacı savunmasına itibar edilmemiş ve sadece müterafik kusur indirimi yapılmak suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın kabulü ile davacı baba —– destekten yoksun kalma tazminatının —–tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine,
2-Harçlar Kanunu gereğince dava değeri üzerinden alınması gereken toplam 11.941,00 TL harçtan daha önceden ıslah ve peşin olarak ödenen toplam 787,30 TL harç düşüldükten sonra eksik kalan 11.153,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
3-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 20.556,57 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 44,40 TL başvuru harcı, 44,40 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet ücreti, 742,90 ıslah harcı , 2.746,10 TL bilirkişi, tebligat, posta ve diğer masraflar olmak üzere toplam 3.489,00 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5—– uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen 1.320,00 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne ve davalı vekilinin yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/12/2021