Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/49 E. 2021/110 K. 09.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/49 Esas
KARAR NO : 2021/110

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/02/2021

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 10/03/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davalı yan tarafından davacı aleyhine İstanbul—. İcra Dairesi’nin — Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan bu icra takibinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı yanın takibe konu senetten veya başkaca herhangi bir nedenden dolayı davalı yana borcunun bulunmadığını, bu nedenle borcun tamamına ve varlığı iddia olunan akdi ilişkiye de itiraz ettiklerini, davacı ile davalı alacaklı arasında 2014 ve 2015 yıllarında düzenli bir ticari ilişki bulunduğunu, davacı yanın muavin defterden de görüneceği üzere birçok kez davalı alacaklıya borçlu olduğu tutardan çok fazla ödeme yaptığını, yani davalı tarafın birçok kez davacı yana borçlu konuma geldiğini, davacı yanın satın aldığı malzeme ve malların bedelinin ise daha önceden ödediği —– düşüldüğünü, davacı yanın icra dosyasına konu senedi ise davalı yana bu nedenle verdiğini, ancak daha sonra ticari ilişkileri devam etmediği hasebiyle bonoyu geri istediğini, davalı yanın sürekli davacı yanı oyalayarak bugün —– suretiyle senedi vermekten imtina ettiğini, davalı yanın davacı yandan alacağının olmadığını bilmesi ———– icra dosyasına konu bonoyu uzun yıllardır işleme koymuş olmasına rağmen 2019 tarihinde haciz işlemlerine konu ettiğini, dava dilekçesi ekinde sunulan —-defterinden görüleceği üzere davacı yanın karşı tarafa borcunun sadece 10.426,72 TL olduğunu, bu borcun 10.000,00 TL’sinin İstanbul —. İcra Dairesi’nin — Esas sayılı dosyasına istinaden —- tarihinde karşı taraf ——- banka hesabına gönderildiğini, geriye kalan tutar —— tarihinde davalı şirketin banka hesabına gönderildiğini beyan etmiş, bu nedenlerle mahkemece yapılacak inceleme neticesinde davalı şirket aleyhine açtığı menfi tespit davasının kabulüne, müvekkilinin davalıya karşı 15.000,00 TL tutarındaki asıl alacaktan ve tüm ferileri olmak üzere kapak hesabından borçlu olmadığının tespitine, haksız olan davalı aleyhine asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere davacıya tazminat ödemesine hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı taraf davaya cevap vermemiş, duruşmalara katılmamıştır.
DELİLLER :
-İstanbul ——. İcra Dairesi’nin —— sayılı takip dosyası,
-İstanbul —. İcra Dairesi’nin —–sayılı takip dosyası,
-Davaya konu fatura, bono suretleri, tahsilat makbuzu suretleri,
-Cari hesap ekstreleri,
-Mali Müşavir bilirkişinin –raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davanın takipten sonra menfi tespit davası olduğu, takibe konu bono senette yazılı alacak ile imzanın inkar edilmediği bono senedin ticari ilişkiye istinaden avans ödemesi olarak verilip verilmediği borcun ödenip ödenmediği, tazminat şartlarının bulunup bulunmadığı noktasındadır.
Mahkememizin 06/10/2020 tarihli celsesinde dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi ile tarafların ticari defterlerinin incelenerek rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosya 23/11/2020 tarihinde bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi 06/01/2021 tarihinde raporunu sunmuştur.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu 06/01/2021 tarihli raporunda sonuç olarak; Davacı yan tarafından incelemeye sunulan ———————–yılı defterlerinin 6102 sayılı TTK ile ilgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğu, davalı yanın incelemeye gelmeyip ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacı yanın incelenen ticari defterlerinine göre davalı yana takip tarihi olan 27/06/2016 tarihi itibariyle 10.426,72 TL borçlu olduğu, davacı yan tarafından davalı yana toplam 45.000,00 TL tutarında iki parça senet verildiği, davacı yanın ticari defterlerine göre ise davacı yanın davalı —- olduğu, davacı yan tarafından davalı yana toplam 20.430,00 TL tutarında ödeme yapıldığı, takibe konu senetlerin ve ödemelerin davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmadığının tarafından görüldüğü, bu noktada takdirin mahkemeye ait olmak üzere —- gidilebileceğini beyan etmiş, ———olarak, takibe konu senetlerin taraflar arası ticari ilişki noktasında verilen avans ödemeleri olduğunun kabulü ile, incelenen davacı yanın ticari defterlerinde 31/10/2015 tarihi itibariyle davacı yanın davalı yana —- borçlu olduğu, İstanbul —. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyasından ——- tutarlı senedin takibe konu edildiği, davacı yanın bu senetten dolayı 10.426,72 TL borçlu bulunduğu, icra dosyasına istinaden gönderilen 20.430,00 TL ödeme ile borcunu aşkın ödeme yaptığı, bunun huzurdaki davaya konu edilmediği, mahkemenin ——- Esas sayılı dosyasındaki yargılamanın konusu olduğunu, İstanbul —. İcra Dairesi’nin —– Esas sayılı dosyasından——-tutarlı senedin takibe konu edildiği, davacı yanın bu senetten dolayı (ticari ilişkiye istinaden verildiği için) borçlu bulunmadığı, cari hesap bakiyesi borcunu davaya konu edilmeyen başkaca takipte ödediği için (İstanbul —. İcra Dairesi’nin — Esas sayılı dosya), İstanbul—. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı dosyasına dayanak —— tutarlı senede istinaden davacı yanın davalı yana borçlu bulunmadığı,——-, davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olmayan, takibe konu ——- tutarlı senedin taraflar arası ticari ilişki haricinde düzenlendiği kanaatine varılması halinde, “bono bağımsız borç ikrarını içeren bir senettir” düşüncesi ile hüküm kurulması halinde ise davacı yanın davalı yana takibe konu senetten dolayı 15.000,00 TL borçlu olduğu, hususunda rapor beyan etmiştir.
Davacı tarafın incelenen ticari defterlerinde davalı şirket ile aralarında ticari ilişki bulunduğu. davalı tarafın incelenen kendi defter kayıtlarına göre 08.08.2016 takip tarihi itibari ile davalı tarafa 10.426,72 TL borçlu olduğu, davacı ticari defter ve kayıtlarında takibe ve davaya konu —–senedin kayıtlı olmadığı, bono senede istinaden ödeme yapıldığına dair kaydın bulunmadığı,
Davalı tarafından İstanbul— İcra Müdürlüğünün——Sayılı takip dosyasının kesinleştiği,
Davacı tarafından takipten sonra ancak davadan önce ——-olmak üzere ——— İstanbul —-. İcra Dairesinin —- dosyasına istinaden dekont karşılığında ödendiğine dair makbuz sunulduğu, bu makbuzların da davacı ticari defterlerinde kaydının bulunmadığı, davacı tarafından ödendiği iddia olunan ödeme makbuzlarının ilgili İcra Dairesince değerlendirilebileceği,
Davacı tarafından İstanbul —- İcra Dairesinin —- Esas Sayılı takip dosyasına olan borcun devam ettiği anlaşıldığından menfi tespit ve 10.000,00 TL fazla ödeme nedeniyle talep ettiği istirdat talebinin reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davacının menfi tespit davasının REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 256,17 TL harcın alınması gerekli olan 59,3 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 196,87 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3————– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.