Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/479 E. 2021/130 K. 16.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/479 Esas
KARAR NO : 2021/130

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/08/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Taraflar arası ticari ilişkinin bulunduğunu, davacı yan tarafından davalı yana ürün satışının yapıldığını ve faturaların düzenlendiğini, ürünlerin davalı yana teslim edildiğini, davacı yan tarafından tüm edimlerin yerine getirildiğini, davalı yan tarafından takipten sonra davacı yana 30.04.2019 tarihinde çek verilerek kısmi ödemenin yapıldığını ve ödeme sonucu davalı yanın kalan borcunun 57.854,49 TL olduğunu, takip konusu alacağın her iki tarafın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davalı yan tarafından kalan borcun ödenmemesi üzerine alacağın tahsili amacı ile icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, beyanla davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının; alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekâletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER :
——İcra sayılı dosyası,
——– tanzim edilen fatura ve sevk irsaliye suretleri,
——- kayıtları,
——- cevabi yazıları,
-Mali müşavir bilirkişinin 20/05/2020 tarihli raporu,
-Mali müşavir bilirkişinin 14/12/2020 tarihli ek raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, faturaya dayalı alacak nedeniyle başlatılan takibe itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, sevk irsaliyesi ile teslim edilen cari hesap alacağına konu faturalardan alacağa konu olup olmadığı, alacağın miktarı, takip öncesi faiz talep edilip edilemeyeceği, irsaliyeli malların tesliminden 30 gün sonra faiz talep edilip edilemeyeceği, faiz ve oranı, inkar tazminat koşullarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Celp ve tetkik edilen —-; davacı takip alacaklısı tarafından 06/02/2019 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna …. tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı …. tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi 20/05/2020 tarihinde raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu 20/05/2020 tarihli raporunda özetle; Davacı —- yıllarına ait ticari defterlerinin 6102 sayılı TTK. İlgili hükümleri yönünden usulüne uygun tutulmuş olduğunu, davalı yan incelemeye gelmemiş ticari defterlerini ibraz etmediğini, davacı yanın davalı yandan takip tarihi—- tutarında çek ödemesi yapıldığı, takip tarihinden sonra yapılan ödemelerin icra müdürlüğü tarafından (çekin tahsil tarihi esas alınarak) kapak hesabında dikkate alınması gerektiği, davacı yanın TL alacakları için 3095 sayılı yasaya (Md.2) istinaden icra takip tarihi olan; 06/02/2019 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu 14/12/2020 tarihli ek raporunda özetle; Davacı yanın davalı yandan kısmi ödeme tarihi (30/04/2019)— aşağıda takdirlerinize sunulmuştur, Temerrütün takip tarihi itibarıyla gerçekleştiği, davacı yanın asıl alacağı için takip sonrası ticari avans faiz talebinin yerinde olduğu yönünde hüküm kurulması halinde; davacı yanın davalı yandan ödeme tarihi olan 30/04/2019 tarihi itibarıyla 47.790,24 TL alacaklı olduğu, temerrütün faturaları —- gerçekleştiği, yönünde hüküm kurulması halinden (TTK. 1530 md.); davacı yanın davalı yandan ödeme tarihi olan 30/04/2019 tarihi itibarıyla 57.854,90 TL alacaklı olduğu, sonuç ve kanaatine varıldığını beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak aldırılan 20/05/2020 tarihli kök ve 14/12/2020 tarihli ek mali müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak; Davacı tarafın incelenen 2017-2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defterlerinde davalı taraf ile aralarında ticari ilişki mevcut olduğu,
Davacı tarafın incelenen 2017-2018-2019-2020 yılı ticari defterlerinin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davalı lehine delil vasfına haiz olduğu,
Davalı tarafın —– alacak kaydetmek sureti ile 06/02/2019 takip tarihi itibari ile 123.987,70 TL alacaklı gözüktüğü,
Takibin dayanağının fatura alacağı olduğu, takip tarihi itibari ile davacı tarafın 123.987,70 TL alacaklı olduğu, bu alacağın davalı tarafından davalı adına düzenlenen faturalardan kalan bakiye olduğu,
Davalı tarafından takipten sonra dava tarihinden —– cevabına göre davalı tarafından takibe ve davaya konu faturaların ——formu ile bildirildiği,
Davacı tarafından takip öncesi TBK 117 md. İstinaden ihbar veya ihtar ile davalı tarafın temerrüde düşürülmediği,
Tarafların tacir, yapılan işin ticari iş olması nedeniyle uygulanacak faizin avans faizi olduğu,
Alacağın faturaya dayalı olduğu, davası ve takibe dayanak faturaların—- asıl alacağın davalı tarafça belirli ve bilinebilir olduğu itirazın haksız olduğu anlaşılmakla; davanın KISMEN KABULÜNE dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
———- Sayılı dosyasına vaki itirazın İPTALİNE, takibin 47.790,24 TL olarak takip tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte DEVAMINA,
2-Fazlaya dair talebin REDDİNE,
3-Alacağın faturaya dayalı olduğu, davaya ve takibe dayanak faturaların davalı——- ile bildirildiği, asıl alacağın davalı tarafça belirli ve bilinebilir olduğu, itirazın haksız olduğu anlaşılmakla; asıl alacak miktarı 47.790,24 TL’nin % 20’si olan 9.558,05 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 323,37 TL harç ile icra dosyasına yatırılan 664,65 TLharcın, alınması gerekli olan 3264,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2276,53 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 172,3 TL tebligat ve posta gideri 900 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1072,3 TL yargılama masrafının davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 885,76 TL yargılama masrafına davacının başlangıçta yatırdığı harç 988,02 TL ilave olunarak toplam 1873,78 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 186,54 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte —- avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde ve istem halinde——– dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.