Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/475 E. 2019/1292 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/475 Esas
KARAR NO : 2019/1292

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/08/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkil şirket arasında cari hesap ilişkisi bulunduğunu, borçlunun ödemelerini yerine getirmemiş olmasından dolayı, borçluya İstanbul Anadolu ——-.İcra Müdürlüğü’nün —– esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinde davalı tarafından takibe borca ve faize itiraz edildiğini, borçlunun itirazı üzerine İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğü tarafından takibin durdurulmasına karar verildiğini, takip tarihinden sonra icra takibine itirazdan önce ——– tarihinde davalı şirket müvekkile asıl alacak tutarı olan ——- bedelli çek verdiğini ve asıl alacağı böylelikle ödediğini, ancak davalı şirket tahsil harcı başvuru harcı, masraf, vekalet ücreti ve faiz alacaklarına ilişkin herhangi bir ödeme yapmadığını, akabinde itirazın iptali talebi ile arabuluculuk bürosanı başvrulduğunu, anlaşmama tutanağının tanzim edildiğini, borçluların hukuka aykırı olarak icra takibine itiraz ettiklerini, takip tarihinden sonra icra takibine itirazdan önce ——– tarihinde borçlunun ödeme yapmış olması icra takibinde haklı olunduğunun ortaya konduğunu, ayrıca müvekkil şirketin kayıtları üzerinde ticaret işlemleri ve hukuku konularında uzman bir bilirkişi veyahut bilirkişi heyetince yapılacak inceleme neticesinde haklılığın ortaya çıkacağını, tüm bu nedenlerle davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf davalı müvekkilden alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’nün ——– esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, bu dosyanın asıl alacak kısmı olan ——– kısmının ——– tarihinde müvekkil şirket tarafından verilen çek ile ödendiğini, ancak tahsil harcı, başvuiru harcı, masraf, vekalet ücreti, faiz gibi alacak kalemlerinin ödenmediğini, bunun için arabulucu uyuşmazlık çözüm yoluna başvurulduğunu, bundan da sonuç alınmadığı için dava açılması gerektiğini belirtmiş ise de davacı tarafın bu davaya konu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkil şirketin takip öncesinde davacı alacaklı şirkete —— borcunun bulunduğunun doğru olduğunu, müvekkil şirketin yetkilileri davacı şirket yetkilileri ile görüşmüş ve bir ödeme planı sunduğunu, davacı taraf ise bu teklifin değerlendirilip cevap verileceğini belirtmiş ancak bu süreçte müvekkil şirket haberdar edilmeksizin icra takibinin başlatıldığını, dolayısıyla takip tarihi itibariyle takip talebinde belirtilen kadar borç bulunduğunun doğru olduğunu, ancak ödeme emri müvekkil şirkete tebliğ edilince müvekkil şirket yetkilileri davacı şirketin yetkilileri ile görüşmüş takip öncesi durum hatırlatılmış, kendileri de bir karışılıklık olduğunu ancak asıl alacak miktarı ödendiği takdirde dosyanın kapatılacağını belirttiklerini, bu doğrultuda davacı tarafın da ikrar ettiği üzere ——- tarihinde müvekkil şirket çek vermek suretiyle ödeme yaptığını, bu çeki de borç mutabakatı ve ödeme protokolü başlıklı sözleşme ile teslim ettiğini, anılan sözleşmenin 3. Maddesinde çek teslim edildiği takdirde alacaklı tarafın başka nam altında hak ve alacak talebinde bulunmayacağı, 4. Maddesinde ise üç gün içerisinde icra dosyasının resmi olarak kapatılacağının açık bir şekilde belirtildiğini, bu sebeple sonrasında borca itiraz edildiğini, arabuluculuk toplantısında ödeme yapılmasının kabulü edilmediğini, ayrıca daha da sonra davacı şirketin Kartal —— Noterliği’nin —–tarih —-yevmiye numaralı ihtarnamesi ile ihtar edildiğini, davacı şirketi bu ihtarnamenin tebliğ edildiğini, buna rağmen icra dosyası kapatılmadığı gibi kötü niyetli bir şekilde işbu davanın açıldığını, bu sebeplerle işbu davanın reddinin gerektiğini, bunun yanı sıra davacı tarafın alacak miktarının % 20 sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminat ödemesine hükmedilmesine ve hukuka ve hakkaniyete uygun olacağını beyan ederek davanın reddini arz ve talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine davalının ödediği asıl alacak dışındaki ferileri yönünden yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü —- Esas sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine;—- tarihli —— tutarlı cari hesap ekstresinden kaynaklanan alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsili için genel haciz yolu ile ilamsız takip yapıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 12/07/2019 tarihinde tebliğinde olduğu, davalının takibe itirazı üzerinde takibin durduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut taraflarca dosyaya sunulan borç mutabakatı ve ödeme protokolü başlıklı mutabakatın incelenmesinde taraflarının davacı ve davalı olduğu, protokolün 1. Maddesinde davalının davacıya olan borcunun —- tarihi itibariyle —– olduğunun kabul edildiği bu konuda mutabık olduklarının kararlaştırıldığı, ikinci maddesinde mutabık kalınan borca istinaden açılmış olan, İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğüne ait —– sayılı dosya borcuna karşılık olarak aşağıda bilgileri belirtilen çeklerin alacaklıya verileceği, söz konusu çekler verildiği takdirde alacaklı tarafın borçluyu ibra edeceği, 3. Maddesinde ise söz konusu dosya borcuna istinaden verilen çekler teslim edildiği takdirde, alacaklı tarafın hiçbir nam altında hak ve alacak talebinde bulunmayacağı borçlu tarafı ibra edeceği, 4. Maddesinde ise bu çekler alacaklı tarafa teslim edildikten sonra 3 gün içerisinde alacaklı tarafın dosyanın icra müdürlüğünün resmi olarak kapatılması işleminin gerçekleştirileceğinin kararlaştırıldığı, protokol altında davacıya teslim olunacak çek bilgilerinin—– vadeli——– çek nolu—- bedelli çek olduğu görülmüş olup, protokol altında borçlu şirket kaşe ve imzasının olduğu alacaklı şirket kaşesinin olduğu ve —- tarafından imzalandığı görülmüştür.
Davacı vekili —- tarihli duruşmadaki beyanında, dosyada mevcut borç mutabakatı ve ödeme protokolü başlıklı belgede imzası bulunan— şirkette imzaya yetkili olmadığını sözleşme içeriğinde belirtildiği gibi icra dosyasını kapatmaya veya feragat etmeye yetkisi olmadığını, dosyadaki ibranameye ilişkin protokolü kabul etmediğini, talebinin asıl alacak dışındaki icranın ferilerine ilişkin olduğunu beyan etmiş protokoldeki imzayı dava dilekçesindeki veya duruşmadaki beyanında davacı şirket çalışanı olduğu, davacının da kabulünde olan —-imzasının bu kişiye ait olmadığı yönünde bir iddiada bulunmamıştır.
Davalı vekili duruşmadaki beyanında çekin davalı tarafça teslim alındığını protokol yapıldığını, çeki alan ile protokolü imzalayanın aynı kişi olduğunu beyan etmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalı tarafça yukarıda bilgileri yazılan çek ile asıl alacağın ödendiğini kabul etmiş ancak icra ferileri yönünden talebinin olduğunu beyan etmiştir.
İtirazın iptali davası açılmadan önce, borçlu itiraz ettiği borcu tamamen ödeme tarihine kadar işlemiş olan faizi ve varsa diğer ferileriyle birlikte öderse, alacaklının itirazın iptali davasını açmasına gerek kalmayacağı ve bu davayı açmakta hukuki yararı olmayacağı açıktır. Yine itirazın iptali davası açılmadan önce borcun bir kısmının ödenmesi halinde alacaklı sadece ödenmeyen alacak kısmı için itirazın iptali davası açabilir. Kısmi itiraz halinde alacaklı yalnız itiraz edilen alacak kesimi için itirazın iptali davası açabilir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, davacıya verilen çek fotokopisi, borç mutabakatı ve ödeme protokolü iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında cari hesaptan kaynaklı borç ilişkisi olduğu, davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu—. İcra müdürlüğünde ———– alacağın tahsili için genel haciz yoluyla takip yapıldığı, davalının takibe itirazı üzerine takibin durduğu, davalının takibe konu borç miktarını kabul ettiği ve taraflar arasında borç mutabakatı ve ödeme protokolü yapıldığı ve protokol gereği davacı tarafından davalıya takibe konu asıl alacak miktarı 92.394,62 TL bedelli çek verildiği, çeki teslim alan ile protokolde davacı adına imzası bulunanın —- olduğu, davacı beyanlarına göre—- davacı şirket çalışanı olduğunun anlaşıldığı— tarafından teslim alınan çekin davacı şirketçe benimsendiği ve davaya konu edilmediği, dava konusu miktarın takibin ferilerine ilişkin olduğu görülmüştür.
Davacı vekili her ne kadar dosyada mevcut mutabakat altında imzası bulunan —-şirket adına imza atmaya yetkili olmadığını ve mutabakatı kabul etmediğini beyan etmiş ise de imzanın —- ait olmadığı yönünde bir itirazı olmadığı gibi — tarafından teslim alınan çeki benimsediği sabittir. İcra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davalarında takibin ferileri dava konusu edilemez. Ancak asıl alacak veya kısmi itiraz varsa kısmi itiraza uğrayan alacak yönünden itirazın iptali davası açılabilir. Davacı asıl alacak ödenmiş ise ancak takip tarihi ile ödeme tarihi arasında geçen sürede işlemiş faizi dava konusu edebilir ancak taraflar arasında yapılan mutabakatta davacının ödeme tarihiyle takip tarihi arasında işlemiş olan faiz yönünden bir ihtirazi kayıt koymadığı protokole konu 92.394,62 TL asıl alacağa ilişkin çek teslim edildiğinde borçluyu ibra edeceğinin kararlaştırıldığı yine protokolde çek teslim edildikten itibaren 3 gün içerisinde alacaklı tarafın dosyanın icra müdürlüğünden resmi olarak kapatılma işleminin gerçekleştireceği, yine protokolde dosya borcuna istinaden verilen çek teslim edildiğinde alacaklının hiçbir nam altında hak ve alacak talebinde bulunamayacağı kararlaştırılmıştır. Tüm bu nedenlerle davalının taraflar arasında yapılan borç mutabakatı ve ödeme protokolü kapsamında dava konusu takip nedeniyle davacıya borçlu olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2.Şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Başlangıçta harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4- Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.