Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/468 E. 2019/1234 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/468 Esas
KARAR NO : 2019/1234

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/08/2019
KARAR TARİHİ : 12/12/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 19/10/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin ticari olarak taşınmaz kiralama ve satış faaliyetlerinde bulunmakta olan bir şirkettir. Karşı taraf ile yapılan —-müvekkil şirketin ticari faaliyeti gereği aracılığını yaptığı ilanların —- üzerinden yayımlanmasına yönelik olduğunu, —- piyasasındaki durgunluk nedeniyle müvekkilinin yayımlanmakta olan ilanlarını gözden geçirmiş ve karşı tarafın işbu sözleşmeye aykırı şekilde davrandığını, sözleşme ile sağlayacağını taahhüt ettiği altyapıyı sağlamadığını, müvekkillerin işbu sözleşmeden beklediği yararın karşı tarafça tek taraflı olarak önemli ölçüde azaltıldığını fark ettiğini, davalı tarafın yayımlamayı taahhüt ettiği ilanların 1.000 tanesinden fazlasına müşteri tarafından ulaşılamadığı, altyapılarını kişilerin ücretlerini ödeyerek satın aldıkları ilan haklarının sayısına uygun şekilde arttırmadığı, muadili sitelerde mevcut olan bu arttırma imkanının teknik olarak mümkün olmasına karşın davalı tarafça daha fazla kar sağlama ve kullanıcıları — kazanma politikaları nedeni ile yapılmadığını, hatta aynı durumun —- için de geçerli olduğunu, davalı tarafın vermiş olduğu hizmetin ondan beklenen faydayı önemli ölçüde azalttığını, sözleşmenin elverişliliğini kaldırdığını, bu doğrultuda sözleşmeye aykırılığın ve verilen hizmetin ayıplı ifasının söz konusu olduğunu beyanla, ayıplı hizmetin bedelinde indirim yapılması ile fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik;——nedeniyle bedelden yapılacak indirim bedeli için, —- sözleşmenin davalı tarafça gereği gibi yerine getirilmemesinden doğan zarar olmak üzere toplam—– avans faizleri ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkile ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 12/12/2019 tarihli esas hakkındaki beyanında; Dava ve aşamalardaki dilekçe ve delilerini tekrarla, davalı taraf ile sulh olmak veya ihtiyari arabuluculuğa başvurmak istemediğini beyan etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 09/12/2016 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Yetki sözleşmesine rağmen davanın yetkisiz mahkeme önünde açıldığını, Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususların hiçbirine, herhangi bir şekilde ispat etmediğini, müvekkili tarafından temin edilen altyapının kullanıcıların eğilimleri ile ihtiyaçlarına göre şekillendirildiğini ve kullanıcı konforunu arttırıcı bir içeriğe sahip olduğunu, bu çerçevede, davcı’nın ilanlarının yayımlanmadığı yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinde yer verilen delil tespiti yapılan dosyalardan alınan bilirkişi raporlarına karşı müvekkilli şirket tarafından itiraz dilekçesi sunulduğunu, bu tespit dosyalarının delil olarak kabulünün mümkün olmadığını, rekabet kurulunun kesinleşmemiş kararının bu dava ile ilgisi bulunmadığını, davacının durumun dürüstlük kuralına aykırı biçimde ağırlaştırır nitelikte herhangi bir hüküm mevcut olmadığını, sözleşmenin genel işlem şartlarına ilişkin kanunun hükümlerine aykırı hiçbir yanı bulunmadığını, aralarında kurulan sözleşmenin satım sözleşmesi olmayıp vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğunu bu bakımdan olaya satıma ilişkin ayıp hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirketin borca aykırılık teşkil edecek herhangi bir davranışının söz konusu olmadığını, davacının ne şekilde zarara uğradığını izah edemediğini, bir an için davacı talebinde haklı olsa dahi zaman aşımı sebebiyle davacının sekiz yıl geriye dönük olarak bedel indirimi veya tazminat talep etmesinin hukuken mümkün olamayacağını, 8 yıl boyunca hiç bir itiraz ileri sürülmediğini ve sözleşmenin sürekli yenilediğini beyanla, davanın esasa girilmeksizin yetkisizlik sebebiyle usulden reddine ve dosyanın İstanbul (Çağlayan) mahkemelerine gönderilmesine, davanın usul yönünden reddine, usule ilişkin itirazların kabul edilmemesi halinde davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır(HMK m.17).
Bir ticari işletmeyi, kısmen de olsa, kendi adına işleten kişiye tacir denir(TTK m.12/1). Ayrıca ticaret şirketleri de tacir sayılırlar(TTK m.16/1).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, Kurumsal üyelik sözleşmesi iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların tacir oldukları, 6100 sayılı HMK’nın yürürlük tarihinden sonra 01/03/2019 tarihinde yapılan Kurumsal Üyelik Sözleşmesinin 8. maddesinde sözleşmeden kaynaklı ihtilaflarda çözüm yerinin İstanbul (Çağlayan) Mahkemeleri olarak belirlendiği, uyuşmazlığın kaynaklandığı hukuki ilişkinin; tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konulara veya kesin yetki hâllerine ilişkin olmayıp, belirli olduğu ayrıca yetkili kılınan mahkemenin açıkça gösterildiği(HMK m.18), sözleşmede belirlenen mahkeme kesin yetkili olmamakla beraber davalının cevap süresi içerisinde yetki itirazında bulunarak uyuşmazlığın çözümünde İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu beyan ettiği(HMK m.19/2), bu halde genel yetki(m.6) ve diğer yetki kurallarının uygulanma imkanı kalmadığı, davalının yetki itirazının süresinde ve usulüne uygun olduğu, davalının sözleşmedeki yetki şartına dayalı itirazı ile birlikte Mahkememizin yetkisinin sona erdiği, yetkili mahkemenini sözleşme ile belirlenen İstanbul (Çağlayan) Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri yetkili mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin yetkisizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE, bu nedenle davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın yetkili İstanbul (Çağlayan) Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine yetkili mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, d10iğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.