Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/459 E. 2020/615 K. 12.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/64
KARAR NO : 2020/677

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/01/2017
KARAR TARİHİ : 09/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacılar vekili 26/01/2017 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilleri ..—— % 9,8’er hisse ile ——– ortağı olduğunu, her iki müvekkilinin ——– —- olduğunu, davalıların suç teşkil eden eylemlerde bulunmak suretiyle haksız rekabet yaparak ve güveni kötüye kullanarak müvekkillerinden ortakları oldukları ————şirketlerinin ciddi şekilde maddi ve manevi zarar görmesine sebebiyet vermeleri nedeniyle uğradıkları zararların tespit edilmesini istediklerini, bu firmalara rakip olması ve müşterilerin işlerini yürütmek üzere davalı ————-diğer menfaat — tarafından kurdurulduğunu,—— iş ve müşterilerinin bu firmaya aktarılmaya başlandığını,—- —— tüm imkanlarından ——- firmasının yararlandırıldığını,——— firmasının içinin boşaltılması ve ———- için —-olan ————– yönetim kurulu tarafından yönlendirilerek hareket ettiğini,——- yönetim kurulu üyeleri olan aynı zamanda menfaat grubunun da üyelerini teşkil eden —– şirketlerine karşı haksız rekabet eyleminde bulunan —— karşı herhangi bir dava ya da şikayette bulunmadıklarını, şirket ortağı olmalarına rağmen müvekkillerinin yapılan ödemelerden haberdar edilmediği gibi bilgi de verilmediğini,—– tarihli —– — şirketin zarar ettiği ifade edildikten sonra yönetim kurulu —— haklarına %100 zam yapıldığını, bu yüzden genel kurul kararının iptali için açılan davanın yargılamasının sürdüğünü, davalıların aynı zamanda suç teşkil eden eylemlerde bulunmak suretiyle haksız rekabet yapıp ve güveni kötüye kullanarak müvekkillerinin de ortağı oldukları —— şirketlerini ve dolayısıyla müvekkillerinin de ciddi zarar görmesine sebebiyet veren davalılardan 50.000,00 tutarında maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen——haksız fiillerin başladığı tarihten itibaren işletilecek ticari temerrüt faizi ile birlikte HMK 107 maddesi kapsamında tahsil edilmesini, davalılar hakkında verilecek hükmün masraflarının davalılarca karşılanmak üzere ——-en yüksek——–ilanına karar verilmesini, haksız rekabet eyleminde bulunan davalı ————-haksız rekabet eylemlerine son verilmesi için tedbiren banka hesaplarına bloke konulmasını ve ticari faaliyetlerinin durdurulmasını, yargılama ve vekalet ücretinin de davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar ———-, …, …, …, … ve … vekili 27/03/2017 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davanın konusunun haksız rekabetten kaynaklanan tazminat davası olduğunu, bu davanın … ve … tarafından davacı sıfatıyla açılmasının mümkün olmadığını belirterek aktif husumet itirazında bulunduklarını, davanın reddinin gerektiğini, müvekkilleri —— adına da pasif husumet itirazında bulunduğunu, gerçek kişiler aleyhine bu davanın açılamayacağını, TTK 60.maddesi uyarınca zamanaşımı itirazında bulunduklarını, müvekkillerinin— ———-çalışanları olduğunu, istifa etmeleri nedeniyle iş akidlerinin sona erdiğini, müvekkillerinin iş akitleri sona erdikten sonra yeni bir şirket kurmalarının, şirkete ortak olmalarının yasal mevzuata aykırı bir yanı bulunmadığını, müvekkili —- —– şirketi arasında ——–bulunmadığını, —–aktarıldığı, ———— tüm imkanlardan faydalandırıldığı iddialarının gerçek olmadığını, müvekkili şirket ———- şirketine fatura karşılığı hizmet sunduğunu, zamanaşımı ve husumet itirazlarının öncelikli olarak değerlendirilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Diğer davalılar —— havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; davacılar tarafından gerçekleştirilen ve suç teşkil eden eylemlere ilişkin olarak müvekkili şirketler tarafından davacılar ile haksız menfaat temin etmek amacıyla kurdukları ——— ve eski çalışanları hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, yürütülen soruşturma neticesinde hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanmaktan ötürü İstanbul Anadolu —.Asliye Ceza Mah. —– Esas sayılı dosyada dava açıldığını, davacıların dava açtıkları şirketlerin müşterilerinin ve gelirinin en az yarısını, eski çalışana kurdurmuş oldukları———– adlı şirkete hukuka aykırı ve haksız yöntemlerle yönlendiren, müşteri sözleşmelerini feshettiren, müvekkil şirketin en büyük müşterilerinden birinin ——- sözleşmesini önce rakip firmaya hukuka aykırı yollarla devretmeye çalışan kişiler olduğunu, ———–şirketin çalışanları, ortağı ve aynı zamanda ———–olan davacılar —- bir süredir şirketin tamamen menfaatine aykırı bir takım faaliyetlerde bulunduklarını, hem bir ortak olarak hem de şirketin bir çalışanı olarak sadakat ve bağlılık yükümlüklerine aykırı davrandıkları, kendilerine duyulan güveni kötüye kullandıklarını, davacıların —– karşı haksız ve hukuka aykırı eylemleri gerçekleştirdikleri esnada aynı zamanda ——- üyesi ve şirket ortağı olmaları nedeniyle İstanbul Anadolu —— Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esasta yönetim kurulu üyeliğinden kaynaklanan sorumluluk davası açıldığını, yargılamanın sürdüğünü, aynı şekilde davacılar hakkında İstanbul Anadolu—– Asliye Ticaret Mahkemesinin ——Esas sayılı dosya ile haksız rekabet ve güveni kötüye kullanarak firmayı zarara uğratmalarından ötürü maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, davacıların— şirketindeki ortaklık haklarına dayanarak şirketin zarara uğratıldığını iddia ettiklerini, oysa şirketin—– neden olacak eylemler içine girenin bizzat davacılar olduğunu, davalı — firmasından istifa suretiyle ayrılan eski çalışanlar tarafından kurulduğunu, —- bu firmadan bir kısım işler kapsamında hizmet aldığını, belirterek öncelikle, davacıların iddia ve taleplerinin haklı olması bir yana tam aksine müvekkillerine ve şirketlere karşı kasıtlı ve suç unsuru taşıyan hukuka aykırı eylem ve işlemlerde bulundukları da sabit olduğunu belirterek davanın reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davalılardan —–ve bu şirketin ortakları yönünden haksız rekabete dayalı olarak tazminat talebi istemine, diğer davalılar yönünden yöneticinin sorumluluğu hükümleri uyarına meydana gelen zararın tespiti ve şirkete ödenmesi istemine ilişkindir.
İş bu dava dosyası——-Esas sayısı ile İstanbul Anadolu ——-. Asliye Ticaret Mahkemesinde 26/01/2017 tarihinde açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonunda ——— Karar sayısı ile: ” davacıların ortağı olduğu————– tarafından davacılar aleyhine İstanbul Anadolu ———- Asliye Ticaret Mahkemesinin ———— Esas sayılı dosyada yöneticinin sorumluluğu hükümlerine dayalı olarak tazminat davası açıldığı anlaşılmıştır. Dosya getirtilerek incelenmiş ——–tarafından açılan davada bir kısım davacılarca ileri sürülerin iddiaların dava sebebi olarak ileri sürüldüğü, bu itibarla dosyalar arasında bağlantı bulunduğu….” gerekçesi ile mahkememizin ———Esas sayılı dava dosyasında birleştirilmesine karar verildiği, dava dosyasının mahkememizin—- Esasında kayıtlı dava dosyasına gönderilmesi sonucu yapılan incelenmesinde birleştirilen dava dosyasında ———– davaya konu ettikleri iddiaların bir kısmının haksız rekabete, bir kısmının da kendilerinden sonra yönetici olan şirket yöneticileri aleyhine açılan sorumluluk davası olduğu anlaşıldığı gibi taraf vekilleri de gerek 27/02/2019 tarihli duruşmada, gerekse duruşmadan önce dava dosyasına sundukları talep dilekçelerinde iş bu davanın tefrikini talep etmişlerdir. Mahkememizce —-tarihli duruşmada tefrik kararı verilerek iş bu dava dosyası mahkememizin —— Esasına kaydı yapılarak yargılaması yapılmıştır.
Taraflarca sunulan tüm deliller celbolunarak, dava dosyası ve tarafların ortağı olduğu ——– davalı şirketin ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde resen seçilen uzman bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Yargılama sırasında davacı tarafa talebin açıklanması için verilen süre içerisinde davacılar vekilinin —- tarihli dilekçesinde; “davamız; ——— yönünden özen ve sadakat yükümlülüğüne aykırılıkları nedeniyle haksız rekabet (BK 396 md., TTK 54 vd maddeler)———-ortakları yönünden haksız rekabet (TTK 54 vd. Maddeleri) ve şirket yönetim kurulu üyeleri ve genel müdür bakımından rekabet yasağının ihlali ( TTK 396 md) ve şirketi zarara uğratmaları nedeniyle (TTK 553 md) sorumluluk davasıdır.” şeklinde açıklama yapılarak aynı dilekçe ile şimdilik 50.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek ——– ödenmesini talep etmiştir.
Dava dosyasına sunulan ve celbedilen delillerden;
———–dosyalarının incelenmesinde;
Davalı ———- tarihinde tescil edilerek kurulduğu, ana sözleşmesinin —– tarihli —— ilan edildiği, sermaye tutarının toplam——- sahibi oldukları, ortakların tamamının yönetim kurulu üyesi olarak seçildikleri, …——-yönetim kurulu başkanlığına seçildiği ve şirketin münferiden temsil ve ilzama yetkili olduğu, şirketin faaliyet alanının ——– ———- danışmanlığı, bilgisayar yazılımları —– olduğu,
Dava dışı ————-dava tarihi itibariyle ——– —————– isimli kişilerden oluştuğu,
Dava dışı ————-tek ortak olduğu ve 120.000 paya sahip olduğu, şirketin müdürünün … olduğu tespit edilmiştir.
Yapılan bu tespite göre, davalılar … — davalı şirketin yönetim kurulu başkanı, davalılar …, …, … — davalı şirketin ————- —–yönetim kurulu üyesi———— yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmıştır. Davalılardan ..—– tarihinde görevinden ayrıldığı da tespit edilmiştir. Davacı …———%9,8 oranında ortaklık payı bulunduğu, davacı ..——– % 9,8 oranında ortaklık payı bulunduğu, ayrıca davacıların——–olarak çalıştıkları dava dışı ———————- tarihinde iş çıkışı yaptıkları tespit edilmiştir. Somut uyuşmazlıkta davacılar dava dışı —————sermayesinin tamamının da —————– dolaylı olarak ortak olduklarından bahisle —————- uğradığı zararı kapsar şekilde tazminatın———ödenmesi talep edilmektedir.
Davacı taraf;———–yönetimi tarafından davalı ————— firması açtırılıp müşterilerin yönlendirilmesi ve ———— tarafından faturaların kesilerek ———– kazandırılması, rekabet yasağının ihlali olduğu gibi aynı zamanda ——– şirketinin de zararıdır, dolayısıyla yönetim kurulu açıkça sorumludur, demek suretiyle dava————- müşterilerinin davalı—————yönlendirildiğini iddia etmişlerdir.
Daval————– tarihinde —– edilerek kurulmuş, iş bu dava ise ——– tarihinde açılmıştır. Mali bilirkişi aracılığı ile davalı şirketin ticaret defter, kayıt ve dayanak belgeleri incelenmesi sonucunda; davalı şirketin —– hasılat elde ettiği, dava dışı ——– elde ettiği hasılatın ise ———– buna göre haksız rekabet yaptığı iddia edilen davalı şirketin hasılatı dava dışı —————– hasılatının ancak % 1,4 ‘ü olduğu, dava dışı ——- şirketinin davalı şirkete nazaran 70 kat daha fazla iş yaptığı, davalı şirketin 2016 senesi vergi öncesi dönem karının 16.100,99 TL, dava ————- yılı vergi öncesi dönem karının ise 1.039.810,22 TL olduğu, dava dışı ——–davalı şirketten ——–daha fazla kar ettiği tespit edilmiştir. Tespit edilen duruma göre sadece hasılatların kıyaslamasında ——– müşterilerinin davalı şirkete yönlendirilmesi ve müşterilere faturaların davalı şirket tarafından kesilerek davalı şirkete kazanç aktarılması şeklinde bir durumun mevcut olmadığı anlaşılabilir durumdadır. Mali bilirkişi incelemelerini iş bu davanın açıldığı 26/01/2017 tarihini baz alarak bu tarihten önceki işlemlere göre yapmıştır. Davalı şirketin —————— kadar —– yaptığı, miktarların kıyaslanması halinde dava dışı —— davalı şirketin yaptığı işlerden 30 kat fazla iş yaptığı, başka bir deyişle davalı——– yaptığı işin ancak % 3,3 ‘ü kadar iş yaptığı tespit edilmiştir. Yapılan bu tespitlere göre 2017 yılında da davalı şirkete menfaat sağlamak suretiyle dava dışı ——— şirketinden müşteri ve kazanç aktarımının mevcut olmadığı kanaatine varılmıştır. Ayrıca davalı şirketin yaptığı işlerin ve elde ettiği hasılatın büyük bir kısmı dava dışı —————–şirketine verdiği hizmet bedellerine ilişkin olduğu da, mali bilirkişinin yaptığı tespitler arasındadır, bu durum dahi tek başına dava dışı şirketin müşterilerinin davalı şirkete aktarılmadığına karine teşkil etmektedir. Çünkü —————– 2016 yılındaki satışlarının maliyeti 21.641,649 TL olup, bunun % 1 ‘ni dahi tutmayan hizmetin davalıdan almasından davalıya menfaat temin etmek için —— zarara uğratıldığı sonucunu çıkarmak mümkün değildir. Bir şirketin yöneticiler tarafından zarara uğratıldığı söyleyebilmek için öncelikle o şirketin maddi bir kaybının olduğunun kanıtlanması gerekir. İlişkili şirkete emsallerine nazaran daha ucuz fiyatla iş yapılması veya o firmaya emsallerine nazaran daha yüksek fiyatla iş yaptırılması vergi kanunları açısından——- fiyatlandırılması olarak adlandırılmakta ve yasaklanan böyle bir işleme cezalı —- uygulanmaktadır. Yine masrafların fazla gösterilmesi, gelirlerin az gösterilmesi şirketin zarara uğramasına yol açacak mahiyette işlemlerdir. Cari hesaba işlenmek kaydı ile bankadan para çekilmesi, cari hesap hareketleri ile uzun vadeli olmamak kaydı ile borçlanılması veya alacaklı hale gelinmesi her zaman şirketin zararı anlamında değildir. Mali bilirkişi yaptığı inceleme sonucunda neticeten dava dışı şirketin zararına yol açacak, tazminat gerektirecek bir işlemin bulunmadığı yönünde görüş bildirmiştir.
Somut uyuşmazlığa konu edilen hususlardan bir diğeri de, haksız rekabetten kaynaklı tazminat istemine ilişkindir. Haksız rekabet teşkil eden eylemler TTK.nun 55 ‘nci maddesinde sayılmıştır. TTK.nun 54 ‘üncü maddesi haksız rekabet hukuku bakımında genel hüküm niteliğinde olup, TTK.54/2 maddesi “Rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.” hükmünü ihtiva edip, haksız rekabet teşkil edecek davranış ve uygulamaların çerçevesi çizilmiştir. Somut uyuşmazlıkta haksız rekabet olarak nitelendirilen eylemler———– ortakları ve yönetim kurulu üyeleri tarafından gerçekleştirilen eylemlerdir. Davalı şirketin davalılar …, …, … —– … tarafından kurulduğu iddia edilmektedir. Dava dışı şirket çalışanlarının ayrılarak başka bir şirket kurmaları, eğer taraflar arasında rekabet yasağı sözleşmesi bulunmuyorsa ve bu kişiler tarafından haksız rekabet teşkil edecek eylemler gerçekleştirilmemişse hukuka aykırılık meydana gelmemiş demektir. Bu gibi hallerde haksız rekabet olarak nitelendirilebilecek durumlara örnek olarak davalı şirketin dava dışı —————— müşterilerine yönelik dürüstlük kuralına aykırı eylemleri ve davalı şirketin dava dışı—————şirketinin iş ürünlerinden yetkisiz yararlanması gösterilebilir. Bu tür haksız rekabet eylemlerinin gerçekleştiğinin ispatı ise davacı tarafa aittir. Bu noktada davalı şirketin kurucularının dava dışı —— eski çalışanları olmasının TBK.nun 553 ‘ancü maddesi uyarınca rekabet yasağına aykırılık teşkil edip etmeyeceğinin değerlendirilmesi gerekmektedir. TBK.nun 553 ‘ncü maddesi bağlı tacir yardımcılarının rekabet yasağını düzenlemekte olup, ilgili madde; ” Bir işletmenin bütün işlerini yöneten veya işletme sahibinin hizmetinde bulunan ticari temsilciler, ticari vekiller veya diğer tacir yardımcıları işletme sahibinin izni olmaksızın, doğrudan doğruya veya dolaylı olarak, kendilerinin ya da bir üçüncü kişinin hesabına işletmenin yaptığı türden bir yapamayacakları gibi kendi hesaplarına bu tür işlemleri üçüncü kişilere de yaptıramazlar.” şeklinde düzenlenmiştir. İş bu yasal düzenleme uyarınca yasal rekabet yasağının uygulanabilmesi için işletmenin bütün işlerini yöneten bağlı tacir yardımcısının bulunması, işletmenin yaptığı türden bir işin, kendileri veya üçüncü kişiler hesabına yapılması, işletme sahibinin rekabet etme konusunda izin vermemiş olması koşullarının gerçekleşmesi gerekmektedir. Dava dışı ———— şirketi ile davalı şirket arasında ticari ilişkinin mevcut olması, — tarafından davalı şirkete fatura düzenlenmesi nedenleri ile TBK.nun 553 ‘üncü maddesi kapsamında da rekabet yasağına aykırılığın mevcut olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Davacı tarafın iddiaları arasında yer alan, davalı şirkete dava dışı —– şirketinin müşterilerinin aktarıldığı yönündeki hususun değerlendirilmesinde de; davaya konu edilen bu davranışın TTK.nun 55 ‘nci maddesinde sayılan hallerden birine girmediği açıktır. Davacıların ortağı olduğu şirketin bir zarara uğraması halinde ancak TTK.nun 54 ‘üncü madde kapsamında eylemin haksız rekabet teşkil ettiği denilebilecektir. Oysaki davacıların ortağı olduğu şirketin zarara uğramadığı mali bilirkişi tarafından tespit edilmiştir. Dava dışı — şirketi tarafından bir hizmet alımının yapıldığı ve bu kapsamda davalı şirket ile ticari ilişki içinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Davalı şirketin davacı şirkete verdiği hizmet karşılığında fatura kestiği ve alınan hizmetin dava dışı —firmasının ekonomik hacmi içinde çok küçük bir kısma tekabül ettiği açıktır. Haksız rekabetin varlığından bahsedilebilmesi için zararın mevcudiyeti zorunlu olmayıp, zarar tehlikesinin varlığı yeterlidir. Dolayısıyla tarafların ekonomik kazançları arasındaki farkın yüksek olması haksız rekabetin varlığı veya yokluğu için belirleyici bir kriter değildir. Kaldı ki somut uyuşmazlıkta davalı şirket dava dışı şirkete fatura kesmek suretiyle hizmet vermektedir. Davalı şirketin dava dışı şirkete ait müşterileri kendi portföyüne aktardığına ilişkin dosya kapsamındaki delillere göre bir kanaat oluşmamıştır.
Yine davacı tarafın iddiaları arasında yer alan —————-yönetim kurulu üyelerinin rekabet etmeme yükümlülüklerine aykırı davranıldığına ilişkin hususun değerlendirilmesinde de; TTK.396 ‘ncı maddesindeki düzenlemeden—- ortaklık yönetim kurulu üyelerinin şirketin işletme konusuna giren ticari iş türünden bir işlemi, kendi veya başkası hesabına yapamayacağı, ayrıca bu türden işlerle uğraşan bir şirkete sorumluluğu sınırsız ortak olamayacağı anlaşılmakla ilgili yasal düzenlemeye göre, TTK.396 ‘ncı madde uyarınca davalıların eylemlerinin dava dışı ——— şirketin yöneticileri olan davalıların eylemlerinin niteliği önem kazanmaktadır. Dosya kapsamından davalı şirket ile dava dışı —————–faaliyet alanlarının benzer nitelikte bulunduğu, davalı şirketin dava dışı——– müşterilerine yönelik iddia edildiği şekilde eyleminin varlığı ispatlanamadığı gibi mali bilirkişinin yukarıda sık sık bahsedilen tespitlerine göre davalı şirketin yaptığı işlerin ve elde ettiği hasılatın içerisinde ——-kestiği danışmanlık ve hizmet bedeli faturalarının KDV hariç tutarlarının da bulunduğu, buradan davalı şirketin davacı şirketin müşterilerine değil doğrudan—— kendisine hizmet verdiği, dolayısıyla her iki şirket arasında fiili bir rekabet ilişkinisin bulunmadığı, dava dışı —- yönetim kurulu üyeleri olup, iş bu davada davalı olan şahısların diğer davalı ——- şirketinde yönetici pozisyonunda olmadıkları, dolayısıyla TTK.396 ‘ncı maddeye aykırı bir eyleminde mevcut olmadığı kanaati hasıl olmuştur.
Davacı tarafın uyuşmazlıkta ileri sürdüğü konulardan bir diğeri de dava dışı —- yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna ilişkin hususun incelenmesinde de; TTK.nun 553 ‘üncü maddesinde sorumluluk sebepleri düzenlenmiş olup, ilgili yasal düzenleme uyarınca açılan sorumluluk davalarında, şirket bakımından doğrudan, pay sahibi bakımından dolaylı zarar, ya da pay sahibinin doğrudan uğradığı zararın tazmini talep edilebilir. Sorumluluk davalarında davacıların talebi yönetim kurulu üyelerin sebep oldukları zararın tazminidir. Dolayısıyla davacılar tarafından zararın belirlenmesi gerekmektedir. Sorumluluk davasında davacı taraf davalı yönetim kurulu üyelerine yüklenecek bir kusurun varlığını ispat ettiği durumda ise davalı yönetim kurulu üyeleri tarafından zarar doğuran işlemlerde kendisinden beklenen özeni gösterdiğini ispat ederek, sorumluluktan kurtulması mümkün olacaktır. Somut uyuşmazlıkta dava dışı —— müşterilerinin davalı şirkete aktarılarak zarara sebebiyet verildiği, ayrıca yönetim kurulu üyelerinin yaptıkları usulsüz işlemlerle şirketi zarara uğrattığı ileri sürülmektedir. Dolayısıyla dava dışı —————şirketinin zarara uğradığı tespit edilemediği gibi mali bilirkişi incelemesi ile de, dava dışı şirketin zarara uğradığı yönünde bir tespit yapılmamıştır. Ayrıca bir ortaklığın karlılığındaki azalma doğrudan yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğuna yol açmaz. Çünkü karlılıktaki düşüşün bir çok ekonomik nedeni olabilir. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu için zararın, yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlu bir şekilde ihlal etmelerinden kaynaklanması gerekmektedir. Davacı taraf 2013-2014 yılında dava dışı —– karlılığındaki düşüşü öne sürmüş ise de, davalı—– tarihli —-ilan edildiği görülmekle, söz konusu dönemde gerçekleşen karlılıktaki düşüşün davalı şirkete izafe edilmesi mümkün gözükmediği gibi davacılar kendi kabullerinde de olduğu üzere ———dosyalarından davacıların—-şirketinde yönetim kurulu üyeliği görevlerini yerine getirilmişlerdir. Bu nedenlerle davacıların bu yöndeki iddiaları mahkememizce dayanaksız görülmüş olup, dosya kapsamındaki tüm deliller, alınan bilirkişi raporu birlikte değerlendirildiğinde davanın aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE
2.Başlangıçta peşin olarak alınan 853,88 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 54,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 799,48 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara ödenmesine,
3.Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4.Davalı —————- tarafından tebligat ve müzekkere gideri olarak yapılan 50,00 TL yargılama masrafının davacılardan alınarak bu davalıya verilmesine,
6.Davalıların tümü yargılama sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——-. uyarınca 7.300,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalılara verilmesine,
7.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.