Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/425 E. 2019/1293 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/425 Esas
KARAR NO : 2019/1293

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/07/2019
KARAR TARİHİ : 19/12/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin, ——-satış faaliyetleri ile iştigal eden bir firma olduğunu, müvekkil şirketin ürünleri türkiye çapında yaygın olarak kullanılmakta olup müvekkil şirket bu sektörde yaygın ve önemli pazar payına, geniş bayilik ağına sahip bir şirket olduğunu, davalı …—– tarihinde müvekkil şirkette marmara bölge satış temsilcisi pozisyonunda işe başlamış olup zamanla silo sistemleri proje yönetmeni pozisyonuna terfi ettirilmiş ve iş akdinin müvekkil tarafından haklı nedenle feshedildiği19.09.2018 tarihine kadar da silo sistemleri satış yöneticisi olarak görevini sürdürdüğünü, davalı çalıştığı süre boyunca satış ve pazarlama biriminde yer alması sebebi ile müvekkil şirketin ticari sırrı niteliğindeki üretim, stok, satış, pazarlama, fiyat politikası, müşteri portföyü alanlarına ilişkin hassas bilgilere sahip ve yetkili kişi konumunda olduğunu, fesih ihbarnamesinde de belirtildiği üzere davalı yukarıda belirtilen konulara ilişkin pek çok hassas bilgi ve ticari sırlara önemli ölçüde vakıf bir pozisyonda çalışmakta iken, doğruluk ve bağlılığa, ahlak ve iyi niyet kurallarına ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve bundan sebeple de iş akdi haklı nedenle feshedildiğini, müvekkil tarafından haricen yapılan araştırmalar sonucu, davalının iş akdinin devam ettiği sırada aslında müvekkil şirketle ——— faaliyet gösteren ve rakip konumunda olan————- çalışmak üzere harekete geçtiği ve bu konu ile ilgili olarak birtakım görüşmeler yaptığı, bağlantılar sağladığı tespit olunduğunu, nitekim davalı, bu amaç doğrultusunda işten ayrıldıktan hemen sonra dikkat çekmemek adına önce müvekkil şirket bayilerinden ———–sonra da rakip konumundaki entegre alçı’da çalışmaya başladığını, halbuki davalı …, müvekkil şirkete, “taraflar arasındaki iş sözleşmesi sona ermeden yahut sözleşmenin yenilenme süreleri içinde iş gören veya işveren tarafından sonlandırılması halinde; işten ayrıldığı veya görevine son verildiği tarihten başlamak üzere 2 yıllık süre ile, işveren şirketin çalışma konusu olan yapı alçıları ve bunların ——– malzemeleri üretim veya pazarlaması yahut satıcılığı gibi benzer işler yapan üretim tesisleri, işletmeler ve özellikle işverene ve yaptığı işlere rakip olan veya rakip olabilecek herhangi bir fabrika, tesis, işletme kuruluş veya benzer nitelikte bir işte herhangi bir ünvan ve sıfat altında çalışmama, hukuken veya fiilen bu tür kuruluşlarla şahsen veya ortak olarakiş ilişkisi kurmama veya rakip işletmeler ile başka türeden bir menfaat ilişkisi içerisine girmeme, işveren şirketin çalışma konularında yeni şirket veya işyeri kurmama veya kurulmuş olan şirketlere ortak olarak katılmama…yönünde taahhütte bulunduğunu, yine aynı taahhütname metninde bu taahhüdüne aykırı eylem ve tutumları yüzünden işverenin uğradığı veya uğrayacağı diğer her türlü maddi ve manevi zararlarını tazmini talep hakkı saklı kalmak kaydı ile, aleyhine herhangi bir hüküm veya karar alınmasına gerek olmaksızın, iş yerinde son aldığı aylık brüt ücretin 24 katı tutarında işverene ödeme yapmayı gayrikabili rücu olarak kabul ettiği yönünde ifadelere yer verildiğini, davalının, imzasını havi taahhütte ifadesini bulduğu ve yukarıda da alıntılandığı üzere; iş akdinin feshinden itibaren 2 sene süre ile müvekkil şirketin çalışma alanı olan yapı alçıları ve bunların türevleri ile, iç ve dış cephe alçı——— malzemeleri üretim, pazarlama ve satıcılığı yapan bir firmada herhangi bir unvan ve sıfat altında çalışmama yönünde ve —– kapsamında açık taahhüdü bulunduğunu, ancak davalı, müvekkil şirketle iş akdi sona erdikten hemen sonra, taahhütte bahsi geçen neviden firmalardan olan önce müvekkil şirket bayilerinden —– ardından da rakip şirket konumundaki ——-işe başlayarak imzasını havi işbu taahhüdü açıkça ihlal ettiğini, sonuç olarak; müvekkil şirket, davalının haksız ve hukuka aykırı ve rekabet yasağı taahhüdüne aykırı olarak rakip firmada işe başlamıştır. yukarıda belirtilen nedenlerle ————— tarihinde müvekkil şirketle iş akdi son bulan ve ardından aynı iş kolundaki bir bayide ve akabinde rakip firmada çalışmaya başlayan davalı rekabet yasağı kaydını ihlal ettiğinden, müvekkil şirketin bu durumdan dolayı oluşan maddi ve manevi zararına ve diğer türlü talep hakkında ilişkin hakkı saklı kalmak kaydı ile, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak rekabet yasağı kaydının ihlali sebebi ile doğan şimdilik 5.000-tl cezai şartın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etme zorunluluğumuz hasıl olup davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı müvekkilin iş sözleşmesi ve sonradan imzalanan rekabet yasağına aykırı davranmama taahhüdüne rağmen işçinin aynı alanda faaliyette bulunan başka bir firmada çalışmaya başladığı, rekabet yasağına aykırı davranışı nedeniyle davalıdan tazminat talebinde bulunduğunu, görev konusu kamu düzenine ilişkin olup mahkemece kendiliğinden dikkate alınmasını gerektiğini, 5521 sayılı İş mahkemeleri kanununun 1. Maddesi uyarınca İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya iş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözüm yerinin iş mahkemeleri olduğunu ve görevsizlik kararı verilmesini arz ve talep ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı rekabet yasağının ihlali nedeniyle uğranılan zararların tazmini(tazminat), davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun “aykırı davranışların sonuçları” başlıklı 446/1. Maddesindeki “Rekabet yasağına aykırı davranan işçi, bunun sonucu olarak işverenin uğradığı bütün zararları gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
İş mahkemeleri 5953 sayılı Kanuna tabi gazeteciler, 854 sayılı Kanuna tabi gemiadamları, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanununa veya 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına(…) dava ve işlere bakar.(7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu m.5/1-a)
İşçi, işverene kusuruyla verdiği her türlü zarardan sorumludur.(TBK m.400/1)
Uyuşmazlık konusu davaya bakma görevinin hangi mahkemeye ait olduğu noktasındadır.
Davalının 04/05/2018 tarihinde istifa suretiyle sonlandırdığı taraflar arasındaki 06/04/2015 başlangıç tarihli iş sözleşmesinde 4. maddesinde iş akdinin sonlandırılmasından sonra Marmara Bölgesinde 2 yıl süreyle davacının iştigal mevzuunda faaliyette bulunan bir işyerinde rekabet yasağına ilişkin düzenleme yapıldığı anlaşılmaktadır.
Davanın yasal dayanağı 6098 sayılı TBK’nın 444-447.maddeleri arasında yer almaktadır.
7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’ nun 5/1-a maddesine göre: ” 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren veya işveren vekilleri arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarına iş mahkemelerinde bakılır.
Davalı işçinin iş akdinin sona erdiği tarihte yürürlükte olan 7036 sayılı yasa 6102 sayılı TTK’ dan sonra yürürlüğe girmiş ve TTK’nın 4/1-c maddesindeki düzenlemeyi değiştirmiştir. Bundan önce iş akdinin son ermesinden sonra oluşacak rekabet yasağına ilişkin davalarda ticaret mahkemelerinin görevli olduğu yönündeki Yargıtay kararları hükmünü yitirmiş olduğundan, mahkemenin verdiği karar yerindedir.
Açıklanan nedenlerle; mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olup, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.” (İstanbul BAM ———- Hukuk Dairesi —— Karar )
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, iş sözleşmesi, ibraname, ihtarname, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davalının —–tarihinde sözleşmenin fesih edildiği 19/09/2018 tarihine kadar davacı şirkette —————- olarak çalıştığı, davalının imzalamış olduğu taahhütnamede belirtilen haksız rekabet etmeme yasağına ve cezai şartın düzenlendiğini, davacı tarafça davalının ——— çalışmaya başladığının öğrenildiğini iddia ettiği, bu nedenle davalı tarafça imzalanan taahhütname uyarınca kararlaştırılan cezai şartın davalı işçinden tahsilinin talep edildiği, iş sözleşmesine bağlı olarak çalışan işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonraki dönem için rekabet etmeme yasağının TBK’ nun 6. Bölümünde yer alan 444. Ve devamı maddelerinde düzenlendiği, İş Mahkemeleri Kanunu gereğince Türk Borçlar Kanununun İkinci Kısmının Altıncı Bölümünde düzenlenen hizmet sözleşmelerine tabi işçiler ile işveren arasında, iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuki uyuşmazlığın İş Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun ———- Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 25/10/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğü giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanuna göre TBK’ nun hizmet sözleşmesine ilişkin 6. Bölüm düzenlenen hususlara ilişkin uyuşmazlıklardan kaynaklı davalara bakma görevinin İş Mahkemesine (İşM. m 5/1-a ) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İSTANBUL ANADOLU NÖBETÇİ İŞMAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.