Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/419 E. 2020/112 K. 11.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/419 Esas
KARAR NO: 2020/112
DAVA: Tazminat (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/04/2019
KARAR TARİHİ: 11/02/2020
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——–havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; ——— Asliye Ticaret Mahkemesinin —– Esas———-Karar sayılı dosyasında davalı tarafça açılan menfi tespit davası sırasında verilen ihtiyati tedbir kararı nedeni ile uğranılan zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili ———— tarihli dilekçesinde özetle; tarafların haricen uzlaştıklarını ve uzlaşması nedeniyle yargılamanın sona erdirilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——–havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davanın ticari dava olması durumunda öncelikle arabulucuya başvurulması gerektiğini, davanın ticari dava olmaması durumunda Asliye Ticaret Mahkemesinin yargılamada görevli olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ————– tarihli dilekçesinde özetle; haricen uzlaşmaya vardıklarını tarafların arasında herhangi bir çekişme ve birbirlerinden karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti başta olmak üzere hiçbir taleplerinin olmadığını beyan etmiştir.
Davanın Hukuki Niteliği; Haksiz ihtiyati tedbir nedeni ile uğranılan zararın tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6100 sayılı HMK’nın 399/1. maddesindeki “Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).
Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).
Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sulh(uzlaşma), iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığını beyan ettikleri, sulh sözleşmesinin yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak Sulh nedeniyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan ——– TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken ——– TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan ——-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-Sulh gereğince taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———– Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/02/2020