Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/412 E. 2019/790 K. 05.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/430
KARAR NO : 2019/791
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 24/07/2019
KARAR TARİHİ: 05/09/2019
DAVA :
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu ———-havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkillerin anneannelerinin cenazesine gitmek için araç kiralama işi yapan …’den——— tarihinde araç kiraladığını, aracı——– tarihinde teslim ettiklerini, 3 gün için anlaştıkları ücret olan günlük —-toplam ——– peşin olarak ödediklerini, senedi geri almayı ihmal ettiklerini, … tarafından aracın başına bir şey gelmesi halinde teminat olması amacıyla keşidecisi … olan teminat senedin imzalatıldığını, …’ında da icra kefili olarak imza attığını, ödeme günü ve tutar kısmı boş bırakıldığını, müvekkili … ‘ın alacaklıdan daha önce de düğünü için 3 günlüğüne araç kiraladıklarını, çevrelerinden tanıdıkları için güven duyarak senede imza attıklarını, daha sonra alacaklı … ‘in müvekkillerimden …’a telefon açarak ellerinde —TL’lik teminat senedi olduğunu ve —- TL alacağı olduğunu, bu tutarın ödenmesini istediklerini, müvekkilinin savcılığa giderek suç duyurusunda bulunduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı ‘nın——— soruşturma numarasıyla soruşturma başlattığını, soruşturma sırasında alacaklı ve şüpheli … ‘in ifadesinde elinde ——– TL tutarlı senedi teminat amaçlı teminat senedi olduğunu kabul ettiğini, soruşturma dosyasının takipsizlikle kapanması üzerine alacaklısı——– olan borçluları …, … ve … olan söz konusu senedin dayanak gösterilerek———TL takip çıkışı üzerinden Ankara Batı İcra Dairesi ‘nin —– Esas sayılı genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, müvekkillerinin yetki itirazı üzerine dosya yetkisizlikle İstanbul Anadolu 9. İcra Dairesi’ne gelerek———- Esas numarasını aldığını, yeniden ödeme emri üzerine itiraz edildiğinde buradan bir şey elde edemeyeceklerini anladıklarında takipten feragat ettiklerini, kambiyo senedine dair eksiklikleri gidermeye çalışarak bu kez işbu dava konusu yaptıkların İstanbul Anadolu 10. İcra Müdürlüğü —— Esas sayılı icra takibini —— TL takip çıkışı üzerinden bu kez kambiyo senetlerine özgü takip yoluyla başlattıklarını, bononun üzerinde açıkça “araç için teminat senedidir” ibaresi yer aldığını, bu haliyle takip dayanağı senetin kambiyo takibine konu edilmesi mümkün olmadığını, buna ilişkin İstanbul Anadolu 13. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin ——— Esas sayılı dosyaya itiraz etmiş olmamıza rağmen dosya durdurma kararı verilmediğinden ve davacıların maaşlarına haciz konularak haksız tahsilatlar yapıldığından davanın açıldığını beyanla icra takibinin tedbiren durdurulmasına, icra dosyasındaki ödemeler düşülerek alınan kapak hesabı üzerinden takdir edilecek teminat karşılığında icra veznesine giren paraların alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini, haksız takip nedeniyle davalı aleyhine % 20 tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
7155 sy 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesi uyarınca dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır(7155 sy 20’nci maddesi ile eklenen TTK m. 5/A-1).
Davacı, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu zorunluluğa uyulmaması hâlinde mahkemece davacıya, son tutanağın bir haftalık kesin süre içinde mahkemeye sunulması gerektiği, aksi takdirde davanın usulden reddedileceği ihtarını içeren davetiye gönderilir. İhtarın gereği yerine getirilmez ise dava dilekçesi karşı tarafa tebliğe çıkarılmaksızın davanın usulden reddine karar verilir. Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir. ————–
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; 19.12.2018 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğüne giren 7155 Sayılı Kanunun 20. maddesi ile 6102 Sayılı TTK. ‘ya eklenen 5/A maddesi gereğince ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmasından önce arabulucuya başvurulmuş olmasının dava şartı olarak düzenlendiği, dava açılışında, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğinin dosyaya sunulmadığı, bunun üzerine 25/07/2019 tarihli ara karar ile davacılar vekiline, anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dosyaya sunulması için bir haftalık kesin süre verildiği ve buna ilişkin tebligatın davacı vekiline 30/07/2019 tarihinde tebliğ edildiği, her ne kadar davacı tarafça menfi tespit davasının zorunlu arabuluculuk kapsamında kalmadığı iddia edilmiş ise de, İİK 72. Maddesine göre “borçlu icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu olmadığını tespit için menfi tespit davası açabileceği” tedbir alınmadığı için borç ödenmişse istirdat davası olarak devam olunabileceği, menfi tespit davası karşı tarafın potansiyel alacak iddiası ile bir takip başlatma veya dava açma tehdidini etkisiz kılmaya veya dava açılmışsa borcun ödenmesini önlemeye yönelik olduğundan ara buluculuk şartı öngören yasa anlamında davanını konusunun bir para alacağı olduğu, bu alacağın hangi tarafa ait olduğunun önemi olmadığı, Yasanın konusu bir miktar para olan borç ilişkisinin taraflarından birini arabuluculuğa tabi kılarken diğer tarafı buna dahil etmemiş olmasının yasanın amacına ve menfaatler dengesine aykırı olacağı, çünkü alacak davası da, menfi tespit davası da maddi hukuk bakımından taraflarından birinin yükümlülüğünün para borcu olduğu bir tek hukuki ilişki olmasına rağmen usul hukuku bakımından aynı borç için alacaklıya alacak davası açma, borçluya ise söz konusu borcu ödemeden kurtulmasına imkan veren menfi tespit davası açma, ayrıca bütün bunların dışında da açılacak alacak davasında savunma içinde borçluya savunma kapsamında alacağın bulunmadığını kanıtlama hakkı tanındığı ————– dosyaya emsal olarak sunulan karara konu davada da davacının, davayı açmadan önce (ihtiyari olarak) arabulucuya başvurduğu, arabulucunun katılımıyla düzenlenmiş olan anlaşmaya varılamadığına ilişkin tutanağın dava dilekçesine eklendiği———– dolayısıyla emsal gösterilen istinaf kararının eldeki davaya uygulanma olanağı bulunmadığı, ayrıca İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi -. Hukuk Dairesi’nin —- Tarih, —Esas ve ——– Karar sayılı ilamında menfi tespit davasında arabulucuya gidilmesi zorunluluğunun bulunmadığına karar vermiş ise de bu karara konu ilk derece mahkemesince davacı tarafa 1 haftalık süre verilmeden dava reddedildiği gibi gerek iş davalarındaki zorunlu arabuluculuk düzenlemesindeki kanun gerekçelerindeki benzerlikler, gerekse kanun koyucunun, bu tür parasal uyuşmazlığa dair ticari nitelikteki menfi tespit davalarını da kapsama alma arzusunda olduğuna ilişkin doktrin görüşleri karşısında———– ve her ne kadar davacı eldeki menfi tespit davasında zorunlu dava şartı arabuluculuk kapsamında kalmadığını ileri sürmüş ise de, TTK nun 5/A maddesindeki düzenleme ile talep sonucuna değil dava konusuna açıkça vurgu yapılarak dava konusunun bir miktar paranın ödenmesi olması şartı aranmış olduğu, menfi tespit davalarının esas itibariyle bir miktar paranın ödemesine ilişkin olmaları da dikkate alındığında dava şartı arabuluculuk kapsamında kaldığının kabulü gerektiği———- bu kapsamda verilen kesin süreye rağmen arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılamadığına ilişkin son tutanağın dosyaya sunulmadığı, ihtarın gereği yerine getirilmediğinden 7155 sy 23’ncü maddesi ile eklenen 6325 sy m.18/A-2 maddesi uyarınca davanın usulden reddi gerektiği, anlaşmaya varılamadığına dair tutanağın dava açılışında dosyaya sunulmasının dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı, sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın dava şartı yokluğu sebebiyle USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 105,34 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 44,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 60,94 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara ödenmesine,
3-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacılara iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi. 05/09/2019