Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/411 E. 2022/536 K. 07.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/411 Esas
KARAR NO : 2022/536

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Komisyonculuk Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 07/07/2022

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/07/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı hesabına—- alımına yönelik olarak —- yaptığını, bu iş için taraflar arasında sözleşme hazırlandığını ve mail ortamında paylaşılarak taraflarca üzerinde mutabık kalındığını, taraflarca imzalanmasa dahi sözleşme hükümlerinin fiilen uygulandığını, taraflarca mutabık kalınan sözleşme uyarınca müvekkilinin —- boyunca davalı hesabına alım yapacağını, bu alım için —— kuracağını ve müvekkilinin belirlediği fiyatlardan alımın gerçekleştirileceğini, bunun karşılığı olarak ise davalının müvekkilinin iş kapsamında katlandığı tüm giderleri karşılayacağını ve alım yapılan— ödemesi yapacağını, ancak müvekkilinin hiçbir kusuru olmaksızın sözleşmenin 20.gününde davalının talimatı doğrultusunda taraflar arasındaki sözleşmenin sonlandırıldığını, müvekkilinin, alım — için davalı yararına bazı giderlere katlandığını, sözleşmeye göre müvekkili tarafından yapılan söz konusu giderlerin tamamının davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, davalının, müvekkilinin iş kapsamında katlandığı —- giderlerini ödediğini, ancak anlaşma —- —ödemediğini, bunun üzerinde müvekkili tarafından— asıl alacak için dava konusu icra takibine başlandığını, davalının ——kısmı ile — bakiye cari hesap alacağı toplamı olan —- tutarındaki borcunu icra takibi üzerine haricen ödediğini, geriye kalan 9.208 TL kira giderini ise ödemediğini, davalının icra takibi — ödemenin takip alacağının ikrarı ve sözleşmenin fiilen uygulandığının kabulü anlamına geldiğini, imzalanmayan ancak fiilen uygulanan sözleşme hükümlerinin eldeki ihtilafta dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin Borçlar Kanunu 532 ile 545 maddelerinde düzenlenen — olduğunu, sözleşmede müvekkilinin iş kapsamında yaptığı giderlerin davalı tarafından karşılanacağının açıkça belirtildiğini, tüm bu hükümler dikkate alındığında müvekkilin davalı hesabına ve yararına katlandığı — tamamının davalı tarafından müvekkiline ödenmesi gerektiğini, bununla birlikte davalı tarafından icra takibi sonrasında haricen yapılan 10.562,75 TL ödemeye ilişkin takip dosyasında talep edilen işlemiş faiz ile dosyadaki icra harç masraf ve vekalet ücreti için de takibe devam edilmesi gerektiğini iddia ederek, —sayılı dosyasında kayıtlı icra takibine davalı vekilinin yaptığı itirazın iptaline ve davalının — alacak için başlatılan icra takibine ödeme emri tebliği sonrasında haricen yaptığı —– ödeme düşüldükten sonra kalan 9.721,62 TL alacak tutarı ile dosyada talep edilen faiz, icra harç masraf ve vekalet ücreti üzerinden takibin devamına, davalının 20.292,37 TL alacak için başlatılan icra takibine ödeme emri tebliği sonrasında haricen yaptığı 10.562,75 TL ödeme düşüldükten sonra kalan 9.721,62 TL üzerinden %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacının, ——- ile tanıştığında, kendilerinin ve yakınlarının —- istediklerini beyan ettiğini, müvekkilinin, sadece dış piyasaya çalıştığı için ihracat kriterlerine uymak zorunda olduğunu davacı tarafa bildirdiğini—- iade edileceğinin bildirildiğini, davacının da —- kendilerinin,—-müvekkili şirkete —– ederek —- aldığını, temin —-olmayacak ölçüde düşmesi, müvekkilinin onayını almadan piyasaya göre daha yüksek fiyatla alım yapması, —–çok önem arz eden —- — yapılmaması, — gereken hassasiyetin gösterilmemesi, ihracata uygun olmayacak ürünlerin —- fark edilmesi, deponun ve ürünlerin—– kayıtlarının tutulmaması, sözleşmede herhangi bir hüküm bulunmamasına rağmen ——– yapmak için —– denilerek aylık 1.000 TL kira bedeli talep edilmesi gibi dürüstlük kurallarına aykırı davranışlar karşısında daha fazla zarar görmemek adına müvekkilinin —- ürün alımına son verdiğini, bu tarihten itibaren davacının müvekkili ile işlem yapma hakkının düştüğünü,———- faturasının ——tutarında olduğunu, davacının — olarak yaptığını açıkladığını, fatura bedelleri ve tarihlerinin de ayrıca dikkate alınması—-kişiye yaptığı hukuki işlemden doğan hak ve borçlarının — ait olacağını,——– kullanmaya devam etmeyecek olması halinde—–sözleşmeyi derhal feshetmek için gerekli çabayı göstereceğini, —- malların görülmesinin davacının —-zaten başka amaçlar için de kullandığının kanıtı olduğunu, fakat ücretini müvekkiline ödetme niyetinde olduğunu, faturasını sunduğu —- elbette kendisine aldığını, ancak müvekkili için herhangi bir kullanımının söz konusu olmadığını, davacı ile ilk kez iş yapan müvekkilinin, kendisine ne kadar güvenileceğini de bilmediğinden sözleşme üzerinde tam anlamıyla mutabakat sağlayamadığını, bu nedenle sözleşmeyi imzalamayı kabul etmediğini, müvekkili şirketin,—- davacının şahsına prim olarak —–olarak ——- söz konusu —- toplamda 160.562,75 TL tutarında ödeme yaptığını savunarak, davanın asıl alacak, faiz ve ferileri yönünden reddine, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmistir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde taraflar arasında yapılan sözleşmenin sona erdirilmesinde davalı tarafın kusurunun bulunup bulunmadığı, davacı tarafın sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmediği, bu kapsamda davacı tarafın sözleşme nedeniyle yapmış olduğu masrafları davalıdan talep edip edemeyeceği, ayrıca özellikle ürün alımı durduktan sonraki döneme ait masrafların davalıdan talep edilip edilemeyeceği noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, komisyonculuk sözleşmesinden kaynaklı alacağın tahsili istemine yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 538.maddesindeki; “Komisyoncu, vekâlet verenin yararı için yaptığı bütün giderleri ve ödediği paraları faiziyle birlikte isteyebilir.
Komisyoncu,—- bedellerini vekâlet verenin hesabına geçirebilirse de, kendi çalışanlarının ücretlerini geçiremez.
” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen — dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez—incelendiğinde,— tarihli olduğu, taraflar arasında —- düzenlendiği anlaşılmıştır.
—–celp edilmiş ve dosya arasına alınmıştır.
—–tarihli celsede dinlenen tanık —–; ” Ben davalı şirkette çalışırım. Davacı … davalı şirketin yetkilisi—- —-kaliteli olduğundan bahsederek incirlerinin davalı tarafından alınmasını istemiş. —- davacının bu işte yeni olduğunu öğrenince ilk —- — ihracat yapmamasını malları kendilerine satmalarını tavsiye etmişti. Davalı şirket davacının tüm masraflarını karşılamıştır. — — başına prim ücreti davalı tarafından karşılanmıştır. Davacının davalıya gönderdiği incirlerin kalitesi düşüktü. —– uygun değildi. —başka ürün bulunmaması gerektiği halde, yaptığımız kontrollerde başka ürünlerinde bulunduğunu tespit ettik. Davacı taraf dava dilekçesinde—- belirtmiş ise de bu hususda bir kayıt yoktur. Bunun üzerine ticari ilişkiyi sonlandırdık. Tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Tanık ….—-duruşmada beyanında; “Davacı —davalı şirketi bilmiyorum ancak davacı ile davalı arasındaki sözleşmenin taslağını ben hazırlamıştım davalı — nedeniyle sözleşme imzalanamamıştı, benim bildiğim kadarıyla — kalitesi hiç bir zaman düşmedi, davacı alım yaparken piyasa şartlarındaki fiyatlardan alım yapıyordu, piyasa şartlarında müşteri tercihinin sağlanabilmesi için fiyatlarda— davalı şirketin yönlendirmesi ile yapıldı,—- yapılmadı zaten piyasada da kimse tarafından yapılmamaktadır, —- gösterildi — eksiklik ya da fazlalık olmadı, iade edilmesi gereken her hangi bir ürün olmadığı için bunların—kadarıyla aylık —bedel ile — ait bir yer kiralandı, benim bildiğim gördüğüm bundan ibarettir, tanıklık ücreti talebim yoktur.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—- tarihli celsede dinlenen tanık —– beyanında; ” Ben davacının —– davalı ile —- anlaştık, sonrasında —- satın alarak kiraladığımız —koyduk, daha sonra davalı şirket —— kaliteli bulmadığı için almaktan vazgeçti, biz kiraladığımız — bu sebeple para ödemek zorunda kaldık, bir süre biz davalıya yaklaşık —, fakat davalı daha sonradan ürün almaktan vazgeçti, sonrasında biz de —-ürün almayı bitirdik, biz davalı ile başta görüştüğümüz zaman her türlü inciri alacaklarını söylediler,—- almayacağız diye bir beyanları olmadı.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
— tarihli celsede dinlenen tanık— davacı bir gün bana gelip ben bir firma ile iş yapacağım dedi. Davalı firmadan bahsetti, benim muhatabım ..— benim davalı firma ile bir bağlantım yoktur, davacı benden iki aylığına — için anlaştık, ödemeyi bana … yapacaktı, bir aylık ödemeyi yaklaşık olarak yaptı, bir ayın sonunda davalı firma ile anlaşmazlık olduğunu söyledi, sözleşmeyi feshetmemi istedi ve zarara uğrayacağını beyan etti, ben sözleşmeyi feshetmedim, çünkü başka birine de kiraya verebilirdim, davacı nedeniyle kiraya veremedim, taraflar arasındaki anlaşmanın içeriği hakkında bilgim yoktur,—- köyümüze gelmektedirler, –vasıf ve niteliklerinin istenilen şekilde olup olmadığını bilmiyorum, —- davacıya tahsis ettiğimiz alanda başka ürünler yoktu, sadece davacının kullanımdaydı, tarafların iş ilişkileri ve anlaşmaları hakkında bilgim yoktur, bildiğim kadarıyla muhasebecimle yaptığım görüşme sonucunda ikici ayın kirasının davalı firma tarafından ödendiğini öğrendim—–yapılıp yapılmadığının ve——– hassasiyetin gösterilip gösterilmediğini de bilemiyorum,——– tutuluyordu, —- muhafaza edildiği yer düzgündü, iki aylık kira dönemi boyunca —- yanında başka —- muhafaza edildiğini görmedim, kooperatifin elemanlarının başka bir oda yerine kiralanan odaya —— bilemem.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—- tarihli celsede dinlenen tanık —- beyanında; “davacı benim çocukluk arkadaşım olur, davacı —— döndüğünde iş yapmak istedi davalı şirket ile görüşmeye başladı, ben davacı ile birlikte —- davalı şirketten iki kişi geldi, anlaşma yapıcaklardı, davacı davalı için———- alacaktı karşılığında komisyon alacaktı, davacıya davalı tarafça ———— için arabayı —- masrafları sözleşme ile birlikte sana ödeme yapcağız dediler, bir sezon için anlaşmışlardı yaklaşık 40-50 günlüktü, davacı davalı şirket hesabına —–yönelik olarak alım komisyonculuğu işi yapmıştır, taraflar arasında sözleşme düzenlendi ancak imzalar atılmadı, davalı şirketin sahibinin—- sürekli —– imzalamadıklarını davacı tarafından duydum, —–için anlaştıklarını tahmin ediyorum, davacı davalı tarafa küçük—- alıp alamayacaklarını sormuştu çünkü gün geçtikçe ister istemez üretimden dolayı —- günden sonra küçülmeye başlamaktadır, davalı tarafta biz yurt dışı ile anlaşma yapıcaz — dediler,—– kalitesi düşmemiştir, sadece boyutu küçülmüştür, davacı piyasa koşullarına uygun olarak alım yapıyordu, ——- piyasası değişken olduğu için günden güne değişiklik gösterebilir, piyasayı iki tarafta takip etmiştir, davacıya davalının istediği şekilde —– gelmeyince sözleşme davacı tarafça sonlandırıldı, davacı —- bedelini sezonluk 3.000,00TL olarak anlaşmıştır, davacı işçilerin ödemiştir, bir miktar parada davalıdan almıştır, yaptığı masrafların bir kısmını geri alamadı, — testi yapılıp yapılmadığı bilmiyorum, ambalajlı —- hata olmamıştır,—- konulduğu ————– düzgün bir şekilde tutulmuştur, davacının kullandığı ——– depolanıp depolanmadığı bilmiyorum, tanıklık ücreti istemiyorum, görgüm ve bilgim bundan ibarettir.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
—– raporunda özetle; davalıya ait ticari defterlerin incelenmesinden; hem davacı adına ve hemde davada sözü edilen —– —davacı adına izlendiğini, —-hesaplarda izlendiğini, davalı kayıtlarında davacının davalıdan müstahsil alımları ile yaptığı ödemelerden kaynaklı 27.245,75 TL alacağının olduğu, davalı kayıtlarında—- ödemenin de —- tarihinde yapıldığına ilişkin kayıt olduğu, davacı tarafça ibraz edilen —- tutarındaki iki faturanın davalı kayıtlarında olmadığını, bu faturanın davalıya teslim edildiğine ilişkinde dosyada bir belgenin de bulunmadığını, davalı kayıtlarına göre davalının —- Kooperatifine borcunun olmadığının, ticari defter kayıtlarında davalının davacıdan —— alacaklı olduğunun anlaşıldığını beyan ve rapor etmiştir.
—-müzekkere yazılarak davacının vergi kaydı bulunup bulunmadığı var ise ——— ne olduğu, işletme esasına göre defter tutması halinde faaliyetinin VUK 177. Maddesindeki sınırı aşıp aşmadığı, bilanço esasına göre defter tutup tutmadığı sorulmuş ve celp edilen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- müzekkere yazılarak davacının —- kaydının bulunup bulunmadığının sorulmuş ve celp edilen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
—- müzekkere yazılarak davacının tacir kaydının bulunup bulunmadığı sorulmuş ve celp edilen yazı cevabı dosya arasına alınmıştır.
Bilirkişi heyeti 23/03/2022 tarihli raporunda özetle; davacının davalıdan icra takip tarihi itibariyle ödemeler mahsup edildiğinde talep edebileceği bedelin 9.192,00 TL olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, komisyonculuk sözleşmesinden kaynaklı vekil tarafından yapılan giderlerin tahsili amacıyla yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça davalı ile —— davalı adına alım yapılmasının kararlaştırıldığı, bu iş kapsamında bir kısım masraflar yapıldığı, davalının talimatı ile davacının kusuru olmaksızın alımların sonlandırıldığı, davalının takipten sonra 9.200,00 TL’yi —- hesabına,—–davacı hesabına ödediği, ödenen miktar düşürüldükten sonra —– alacaklarının kaldığı, bu miktar yönünden itirazın iptaline karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça; davacının davalının onayını almadan piyasadan yüksek fiyat belirlediğini, davalının sözleşmeyi imzalamayı kabul etmediğini, ———ile ürün alımına son verildiğini, davacının dürüst ve makul bir temsilci gibi davranmadığını, sorumlu oldukları kısımları ödediklerini, davacının talep ettiği bakiye kısım yönünden sorumlu olmadıklarını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep ettikleri anlaşılmıştır.
Taraflar arasında— yapıldığı, sözleşme kapsamında davacının—– davalının ise —- yaptıran olduğu, davacının—- üreticilerden alınması ve tartılması ve —– nakledilmesini üstlendiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça —- konu—- muhafaza edildiği ——dışında başkaca—- bulunduğu aradaki —– sonra davacının —sözleşmesi kapsamında kiraladığı deponun kira sözleşmesinin feshi hususunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, komisyonculuk sözleşmesi fesih edildikten sonra bu depoda başka ürünlerin depolanmış olabileceği iddia edilmiş ise de; dosya kapsamındaki deliller ve dinlenen tanık beyanları ile bu iddiaların ispatlanamadığı, depolama süresi boyunca—- —- deponun ve ürünlerin ısı kaybının tutulduğu kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı tarafından davaya————- tarihinde —–ödeme yapıldığı, bu bedelden —- kısmın davalı tarafından—– ödendiği, bakiye depo bedeli olarak—- kaldığı, davacının —- sözleşmesi gereği edimlerini yerine getirmediği ve özenli bir vekil gibi hareket etmediği iddiaları ispat edilemediğinden TBK 538.maddesi kapsamında davacının sözleşme gereği yapmış olduğu 9.192,00 TL harcamayı davalıdan talep edebileceği, davalının icra takibine yapmış olduğu itirazın bu miktar yönünden haksız olduğu ve iptalinin gerektiği, alacağın likit olması nedeniyle kabulüne karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmetmek gerektiği, reddedilen kısım yönünden davacının takip yapmakta kötü niyetli olduğu ispat edilemediğinden kötü niyet tazminatının şartlarının oluşmadığı, kabulüne karar verilen asıl alacağa talep gibi takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2-Davalı/takip borçlusunun,—- dosyasına vaki itirazının —— alacak yönünden İPTALİNE, kabulüne karar verilen asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
5-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
6-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 627,91 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 64,57 TL harcın mahsubu ile bakiye 563,34 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—- uyarınca hesaplanan —- vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Davacı tarafından yargılama boyunca yapılan 44,40 TL başvurma harcı, 2.500,00 TL bilirkişi ücreti, 352,75 TL posta ve tebligat giderinden oluşan toplam 2.897,15 TL yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 2.739,32 TL ile peşin harç olarak alınan 64,57 TL olmak üzere toplam 2.803,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
10-Davalı tarafından yargılama boyunca yapılan 144,50 TL posta ve tebligat giderinden oluşan yargılama giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan 7,87 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
11-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca zorunlu arabuluculuk nedeniyle — haklılık durumuna göre hesaplanan 71,91 TL’nin davacıdan ve 1.248,09 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
12-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı asilin ve davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.