Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/399
KARAR NO: 2022/331
Asıl ve Birleşen Mahkememizin —- Dosyasında;
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA: Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
ASIL VE BİRLEŞEN DAVA TARİHLERİ: 16/07/2019 – 29/07/2019
KARAR TARİHİ: 27/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
ASIL DAVA
DAVA: Davacılar vekili —- tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde kesinleşen kararı ve anıları karar uyarınca düzenlenen — tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Davalı—– tarihine kadar herhangi bir şirket genel kuruluna davet edilmediğini, bilgi alma ve inceleme haklarının kullandırılmadığını, davalı şirket tarafından —– yapıldığını, davacıların pay sahibi olduğunun tescillendiği —- tarihinde kesinleşmesine rağmen, davacıların —– davet edilmediğini, toplantının yapıldığından henüz haberdar olduklarını, anılan toplantıda yönetim kurulu üyeleri ve bağımsız denetçilerin ibra edilmiş olduğunu, kar dağıtılmamasına karar verilmiş olduğunu ve şirket esas—- tadil edildiğini, davacılar, kesinleşen mahkeme ilamı ile pay sahipleri oldukları, diğer paydaşlar tarafından ve şirket tarafından bilinmesine rağmen —- pay sahiplerinin hazır olduğu ileri sürülmesine karşın, bir pay sahibi dahi genel kurula gelmemiş ise, bu genel kurulun aldığı kararlar yokluk ile malul olduğunu belirterek ——- uyarınca iptalini ve batıl olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne talep ettiklerini belirterek TTK.nun 449 maddesi uyarınca —- yürütmesinin geri bırakılmasına, genel kurul kararlarının iptaline, karaların batıl olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili—– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; —- kararıyla dava dışı ——karşılığı —- hissenin davacılara ait olduğunun tespit edildiğini, söz konusu payların şirket pay defterine kayıt ve tescil edilmesine yönelik mahkemece bir karar verilmediğini, bu kararın — kesinleştiğini, şirketin anılan davaya taraf olmadığını, davacılar tarafından ilk kez —– yevmiye numaralı ihtarname ile pay defterine kayıt talebinde bulunulduğu, bu tarihin anılan —— sonra olduğu, davacıların ihtarı üzerine şirket pay defterine kaydedildiğini, davanın usulüne uygun olarak açılmadığını, talep sonucunun açık olmadığını, davacıların aktif taraf ehliyeti olmadığını, TTK. 448 gereğince davacıların davayı açma haklarının bulunmadığını, davacıların pay sahibi olmamaları sebebiyle de dava açamayacaklarını, — tarihinde şirket pay defterinde kim varsa onlarla toplantı yapıldığını, TTK 416. Maddesi gereğince uygun olarak toplantı sağlandığını, davanın TTK. 445 maddesi gereğince,—— tarihinde yapılan toplantıya karşı —– tarihinde açıldığını, bu sebeple dahi hukuken dinlenebilmesinin mümkün olmadığını, dava konusu edilen toplantıda alınan kararların esas sözleşme ve dürüstlük kuralına uygun olarak alındığını, diğer yandan alınan kararların oybirliği ile alındığı göz önüne alındığında davacıların oy oranı düşünüldüğünde alınan kararlar açısından hukuken bir anlam ifade etmediğini, şirketin kar zarar tabloların görüşüldüğü ve anılan tarihe kadar yapılan faaliyetler sebebiyle yönetim kurulunun oy birliği ile ibra edildiğini, hukuka uygun olduğunu, davacılar tarafından açılan—– Esas sayılı dosyasında, davacılara —— finansal tabloların, —— finansal tabloların, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu ve denetleme raporlarının teslim edilmesi yönünde karar verildiğini, bu bilgilerin noter kanalıyla teslim edildiğini, şirket esas sözleşmesinin TTK hükümlerine aykırılık teşkil eden —— tadil edilmesine yönelik kararın kanuna aykırı olmasından dolayı tadil edildiğini, uygulanma imkanı olmadığından değiştirildiğini, davacıların toplam pay adedine bakıldığında davaların iptal edilmesi gerektiği, yanı sıra iptal davasının açılabilmesinin bir diğer koşulunun toplantıya katılarak olumsuz oy verilmesi olduğunu, iptal davası açan pay sahiplerinin iddia edilen aykırılıkların alınan kararlara etkisini ispat etmesi gerektiğini belirterek dava dilekçesinin HMK 119 maddesine aykırılık arz etmesi sebebiyle davacılara talep sonucunu açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmesine, eksiklik giderilmediği takdirde davanın açılmamış sayılmasına ve reddine, davanın aktif husumet yokluğundan reddine, davanın hak düşürücü süre geçmesinden ardından açılması nedeniyle reddine, mahkeme aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
BİRLEŞEN DAVA: (Mahkememizin —— dosyası)
DAVA: Davacılar vekili—– tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacıların —— kesinleşen kararı ve anılan karar uyarınca düzenlenen———– —- tarihinden itibaren geçerli olmak üzere davalı şirkette pay sahibi olduklarını, davacıların —– tarihine kadar herhangi bir şirket —–davet edilmediklerini ve bilgi alma, inceleme haklarının da kullandırılmadığını, yönetim kurulunun çağrısı üzerine şirketin —– tarihinde gerçekleştirildiğini, davacıların — katıldıklarını ve olumsuz oylarına ilişkin muhalefet şerhlerini tutanağa kaydettirdiklerini, şirketin —— satışına neden ihtiyat duyulduğunun, şirketin satışına ilişkin şartların neler olduğunun açıklanması ve satışa ilişkin sözleşme örneklerinin ve yazışmaların incelenmesine yönelik taleplerinin genel kurulda haksız şekilde reddedildiğini ve bu durumun eşit işlem ilkesine de açıkça aykırı olduğunu, bilgi alma ve inceleme hakkının esas sözleşmeyle ve şirket organlarından birinin kararıyla kaldırılamayacağını ve sınırlandırılamayacağını belirterek TTK 449.maddesi uyarınca genel kurul kararlarının yürütülmesinin geri bırakılmasına, hukuka ve ana sözleşmeye aykırı olan genel kurul kararlarının iptaline ve batıl olan kararların batıl olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket tarafından —- dava dosyasında verilen karar gereğince, —— yılına ilişkin olarak herhangi bir kar payı dağıtım kararı alınmadığının ve bu kapsamda herhangi bir kar dağıtımı yapılmadığı hususlarının açıkça belirtildiğini, dava dilekçesinde talep sonucunun açıkça belirtilmediğini, dava dilekçesinin HMK md 119’a uygun olarak düzenlenmediğini, davacı yana bu konuda süre verilmesini ve verilen sürede bu eksikliğin tamamlanmaması halinde ise davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiğini, davacıların dava konusu genel kurul kararlarından hangilerinin hangi sebeplerle iptalini talep ettiğini, hangi genel kurul kararının hangi sebeple hükümsüzlüğünü talep ettiğini açıklamak zorunda olduğunu, davacıların huzurdaki davayı açmakta hukuken korunmaya değer bir menfaatleri bulunmadığını, dava konusu genel kurul kararlarının kanuna, esas sözleşmeye ve dürüstlük kuralına uygun nitelikte olup iptal edilemeyeceğini, ——–gerekli tüm belgelerin paydaşlarca incelenebilmesi adına hazır edildiğini, davacılar ile diğer paydaşlarla paylaşılan bilgi ve belgelerinin tamamının paylaşıldığını , yönetim kurulu üyelerinin seçiminin usulüne uygun şekilde gerçekleştirildiğini ve davacıların müvekkili şirkette sahip oldukları toplam pay adedi dikkate alındığında davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerektiğinin açık olduğunu, genel kurul kararlarının yürütmesinin geri bırakılması yönündeki taleplerin de haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davacılara talep sonucunu açıklaması için bir haftalık kesin süre verilmesine, eksiklik giderilmediği taktirde davanın açılmamış sayılmasına ve davanın reddine, aksi kanaat hasıl olması halinde ise davanın husumet yokluğundan reddine, ayrıca davanın esastan da redde, yargılama giderler ve vekalet ücretinin davacılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Asıl dava, davalı şirketin—–pay sahibi olunmasına rağmen davet edilmeyerek çağrısız yapılan genel kurul toplantısında hazır bulunamama nedeniyle yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Birleşen mahkememizin —- sayılı dosyasındaki dava, davalı şirketin—– tarihinde yapılan olağan üstü genel kurul toplantısında alınan kararların hukuka ve ana sözleşmeye aykırı olduğundan TTK.445 ‘nci maddesi uyarınca iptaline, ya da batıl olan kararların batıl olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkememizin —— sayılı dava dosyası tarafların aynı olması ve davalı şirketin farklı tarihlerde yapılan —- alınan kararların hükümsüzlüğü ve iptaline ilişkin olması nedeniyle dava dosyaları arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle mahkememizce —— kararı ile Mahkememizin —— sayılı dava dosyası ile birleştirilmiştir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dosya üzerinde ve davalı şirkete ait tüm ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde inceleme yaptırılarak bilirkişi raporları alınmış, iki farklı heyetinin düzenlediği raporlar arasında dosya kapsamında ki deliller ve şirkete ait ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerindeki tespitler arasında çelişki bulunmadığı, ancak bilirkişi heyetleri tarafından bildirilen kanaatler arasında farklılık bulunduğu, bu hususunda mahkememizce değerlendirilmesi gerektiğinden raporlar arasında çelişki bulunduğundan bahisle üçüncü bir bilirkişi heyetinden rapor alınmamıştır.
Dava dosyasına celboulnan delillerden;
—–dava dosyasının incelenmesinde; asıl ve birleşen davacılar tarafından dava dışı —– aleyhine; inanç sözleşmesi ile davalıların murisi —- devredilmiş olan dava dışı —– davacılara iadesi ve şirket pay defterine tescili istemli davanın—- tarihinde açıldığı, yapılan yargılama sonucunda ——davalı şirketin dava tarihi itibariyle toplam —-tutarındaki sermayesinin —- olup, bir hisse beheri —– olmak üzere —- Bu durumda davacıların dava tarihi itibariyle hisse miktarları eski —- sermayenin —- davalı —— olan davada davanın bu davalı yönünden husumet nedeni ile reddine ilişkin olan verilmiş olan —–gerekçesi ile bu davalı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, davalı —-yönünden davacıların talebinin kısmen kabulü ile ——- davacılara ait olduğunun tespiti ile bu hisselerin davacılara eşit olarak iadesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, tespit ve iadeye konu payların şirket pay defterine kayıt ve tescil ile ilgili olarak şirket aleyhine açılmış bir dava bulunmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği, kararın ——- tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
—— dava dosyasının incelenmesinde; davacılar tarafından davalı şirket hakkında açıldığı, davanın konusunun davalı şirket defterleri üzerinde TTK 437 maddesi uyarınca——talep edildiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalı şirketin —— ait olmak üzere finansal tabloları, konsolide finansal tabloları, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtımı hakkındaki görüşleri yönünden davacılara bilgi verilmesine yönelik hüküm kurulduğu görülmüştür.
—– sayılı dava dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacıları tarafından yine dosyamız davalısı aleyihen —— tarihinde açılan dava ile davalı şirket defterleri üzerinde TTK 437 maddesi uyarınca —– talep edildiği, mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilerek davalı şirketin—— tarihleri arasındaki döneme ilişkin olmak üzere yönetim kurulu faaliyet raporları, bağımsız denetim raporları, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerileri, genel kurulun kar dağıtım kararları ve dayanağı bilgi ve belgelerin, yatarım kararları ile bu kararlara ilişkin bilgi ve belgelerin şirketin muhatap olduğu ve olabileceği davalara ilişkin bilgi ve belgelerin, şirketin teknik açıdan iflas veya aciz halinde bulunup bulunmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin yönetim kurulunun neden istifa ettiğine ilişkin bilgi ve belgelerin incelenmesi ile sınırlı olarak davacıların inceleme ve bilgi alma hakkının kullanılmasına izin verildiği, fazla istemin reddine karar verildiği görülmüştür.
—- yevmiye nolu ihtarnamenin asıl ve birleşen dosyamız davacıları tarafından asıl ve birleşen davalı şirket ile dava dışı —- gönderildiği, ihtarnamede özetle; —- davacılara eşit olarak iadesine karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. —- keşidecilerden ——– gerekmektedir. Öte yandan bu hisselerin fiilen devir tarihinden beri elde edilmiş bulunan ve dağıtılmış karlardan davacılar keşideciler hissesine düşen kısmın da kendilerine eşit olarak ödenmesi gerekmektedir—— basılı olması halinde keşidecilere iletilmek üzere gönderilmesi ve pay defterinde gerekli düzeltmenin yapılması, hisselerin basılı olmaması halinde hisse devirlerinin pay defterine kaydedilerek tarafımıza bilgi verilmesi—- bildirildiği görülmüştür.
——nolu ihtarnamenin asıl ve birleşen dosyasındaki davacılar tarafından asıl ve birleşen davalı şirket ile birlikte dava dışı —- gönderildiği —–şirket pay defterindeki düzeltmenin —— tarihi itibariyle yapılması gerektiği, tescilin o tarihten itibaren başlaması gerektiği, ihtarname tarihine kadar hangi tarihte kime ve ne miktarda kar payı ödemesi yapıldığının açıklanması, rüçhan hakkından doğan hisselerinin kök pay sahibi keşideciler adına kayıt ve tescilinin gerektiği, bilgi alma ve inceleme istemlerinin bulunduğu, hisselerin —— satılmasına muvafakat etmedikleri.—– bildirildiği,
——– yevmiye nolu ihtarnamenin asıl ve birleşen davadaki davalı şirket tarafından asıl ve birleşen davacılara gönderildiği, ihtarnamede özetle;——davada verilen karar uyarınca kararda adı geçen husus ve belgelerin ihtarname ekinde gönderildiği—– bildirildiği görülmüştür.
Asıl davaya konu edilen, davalı şirkete ait —–incelenmesinde; davalı şirketin —— maddesi uyarınca çağrısız olarak yapıldığı;——— yılına ilişkin yönetim kurulu yıllık faaliyet raporu ve bağımsız denetçi tarafından verilen bağımsız denetçi raporunun okunduğu, müzakere edildiği ve oy birliği ile kabul edildiği, —– yılına ilişkin bilanço ve kar/zarar hesaplarının okunduğu, müzakere edildiği, oy birliği ile tasdik edildiği, şirketin—— faaliyetleri göz önünde bulundurularak kar dağıtılmamasına oy birliği ile karar verildiği,—– çalışmalarından dolayı ————– edildiği, TTK ilgili hükümleri uyarınca —- ilişkin bağımsız denetçi olarak görev yapılmak üzere —-oy birliği ile karar verildiği, yönetim kurulu üyelerine —– brüt aylık ücret ödenmesine oy birliği ile karar verildiği, şirket esas sözleşmesinin altıncı maddesinin tadil edilerek şirket sermayesinin — çıkarılarak ——- adet paya bölündüğü…” şeklinde kararlar verildiği görülmüştür.
Birleşen davaya konu —– incelenmesinde; davacıların toplantıda hazır bulunduğu; —— üyelerinin görevlerinden istifalarının oylamaya sunulduğu, davacıların olumsuz oylarına karşılık kabul edildiği, şirket yönetim kurulu yeni üyelerinin seçildiği, davacıların bu karara karşı da olumsuz oy kullanıp muhalefet şerhini işlediği, davacıların muhalefet şerhinde yer alan bilgi alma ve inceleme taleplerinin oy çokluğu ile reddedildiği, gündemin 4 ‘ncü maddesinde yeni seçilen yönetim kurulu üyelerince görev yapacakları süre boyunca TTK 395 ve 396 maddeleri gereği şirketle faaliyette bulunmalarına davacıların olumsuz oy ve muhalefet şerhlerine karşı oy çokluğu ile karar verildiği, yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine ücret ödenmemesine oy birliği ile karar verildiği…” ‘nin görüldüğü, davacıların iş bu kararlar yönünden sundukları muhalefet şerhlerinde özetle; —- davalı şirketteki hisselerinin mülkiyetinin davacılara ait olduğundan hisselerinin —— satılmasına muvafakatlerinin bulunmadığı, davacıların şirketin % 50 ‘den fazla hissesine sahip olduklarından genel kurul gündeminde görüşülmek üzere gündeme madde eklenmesinin talep edildiği, TTK 437 maddesi kapsamında —— tarihinden toplantı tarihine kadar yönetim kurulu faaliyet raporlarının, bağımsız denetim raporlarının, ——–yıllık faaliyet raporları, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerileri, genel kurulun kar dağıtım kararları ve dayanağı bilgi ve belgelerin, yatırım kararları ile bu kararlara ilişkin dayanak bilgi ve belgelerin —- teknik açıdan iflas veya aciz halde bulunup bulunmadığı hakkındaki bilgi ve belgelerin, şirketin —–neden ihtiyaç duyulduğunun, şirketin satışına ilişkin şartların neler olduğunun, satışa ilişkin sözleşme ve yazışma örneklerinin bilgi ve belgeler ile izah edilmesi, bu konularda bilgi alma ve inceleme hakkının kullandırılmasının talep edildiği, TTK 395 ve 396 ‘ncı maddeler uyarınca yönetim kurulu üyelerine izin verilmesine karşı olunduğu, toplantıda hazır bulundurulacak belgeler, toplantı yer ve zamanında hazır edilmediği, istenilen bilgi ve belgelerin toplantı adresinde bulunmadığı, şirket merkezinde bulunduğu bildirildiğinden bilgi ve belgelerin davacılara verilerek toplantının ——- ertelenmesinin talep edildiği, tüm taleplerin toplantıya katılanların oy çokluğu ile reddedildiği görülmüştür.
Davalı şirketin —-incelenmesinde; asıl davaya konu —- Toplantısının yapıldığı tarih itibariyle davalı şirketin sermaye pay oranlarının; —–hisse adedinin —— ait olduğu,
Birleşen davaya konu —– yapıldığı tarih itibariyle davalı şirketin sermaye pay oranlarının;——–adedinin davacı—– hisse adedinin davacı ——- ait olduğu,Tespit edilmiştir.
Davalı şirketin ticari defter, kayıt ve dayanak belgelerinin incelenmesin sonucunda; —– yılına ait incelenen ticari defterlerin açılış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yaptırıldığı, kayıt nizamı bakımından VUK hükümleri ile muhasebe sistemi uygulama tebliğlerine uygun olduğu, davacılar tarafından —- tarihinde davalı şirkete gönderilen ihtarname akabinde —– sayılı ilamı gereğince davacıların davalı şirkette pay sahibi oldukları hususunun davalı şirketçe pay defterine tescil edildiği, —— muvakkat ilmühaber tesliminin yapıldığı tespit edilmiştir.
Asıl davada, davacılar çağrısız yapılan bir toplantının batıl olduğunun tespiti ile hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep etmektedirler. TTK 416 maddesi uyarınca çağrısız genel kurul toplantısının geçerli olabilmesi için bütün pay sahiplerinin veya temsilcilerinin hazır bulunması ve içlerinden hiçbirinin toplantıya itiraz etmemesi ve toplantının başından sonuna kadar tüm pay sahiplerinin toplantıda hazır bulunmaları gerekmektedir. Yasal düzenlemeye göre çağrısız genel kurul toplantısının yapılması iki kurucu şartı bağlıdır. Birincisi tüm pay sahiplerinin toplantının başından sonuna kadar hazır bulunması, diğeri ise hazır bulunanların toplantıya itiraz etmemesidir.
ASIL DAVADA UYUŞMAZLIK; davacıların —— tarihinde kesinleşen karar uyarınca; davalı şirketin ortaklarından —- ait hissenin toplamda—— adet hissenin davacılar ait olduğunun tespitine ilişkin karar uyarınca asıl davaya konu —– tarihli ——– hazır bulunmamaları nedeniyle bu kararların yok hükmünde olup olmadığı, dolayısıyla davacıların davalı şirkete karşı payları nedeniyle iş bu genel kurul toplantısına katılmaları gerekirken katılmaksızın yapılan toplantı nedeniyle alınan kararların yok hükmünde olduğunu iddia etme hakkına sahip olup olmadıklarıdır. Burada TTK.nun 499 ‘uncu maddesi gündeme gelmemektedir. TTK 499/4 maddesi; ” Şirketle ilişkilerde, sadece pay defterinde kayıtlı bulunan kimse pay sahibi ve intifa hakkı sahibi olarak kabul edilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Bununla birlikte aynı maddenin 2 ‘nci fıkrası payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece devralan ve intifa hakkı sahibinin pay defterine yazılamayacağı da hükme bağlanmıştır. Bu kapsamda iş bu yasal düzenleme ele alındığında pay sahipliği sıfatının şirkete karşı ileri sürülebilmesi açısından pay defterine kaydın gerekli olduğu ve payın mülkiyetinin devren iktisabının ancak hak sahipliğine temel oluşturan olgununun ispat edilmesi kaydıyla pay defterine kaydın yapılabileceği hükme bağlanmıştır. ——- pay sahipliği hakları paya ve pay sahipliğinin tespitine göre belirleneceği için ortaklığın karar alma ve yönetme süreçlerinde etkin olmak isteyen ortaklar bu bağlamda genel kurula katılabilmek ve oy haklarını kullanabilmek için ortaklıkta pay sahibi olmak ve bunu ortaklığa karşı ispat etmek durumundadırlar. TTK 415 ‘inci maddesinde de; “(1) Genel kurul toplantısına, yönetim kurulu tarafından düzenlenen “hazır bulunanlar listesi”nde adı bulunan pay sahipleri katılabilir. (2) Hazır bulunanlar listesinde adı bulunan senede bağlanmamış payların, ilmuhaberlerin nama yazılı payların ——— kayden izlenen pay sahipleri veya anılanların temsilcileri genel kurula katılır. Gerçek kişilerin kimlik göstermeleri, tüzel kişilerin temsilcilerinin vekâletname ibraz etmeleri şarttır. (3) Hamiline yazılı pay senedi sahipleri, genel kurulun toplantı gününden en geç bir gün önce bu senetlere zilyet olduklarını ispatlayarak giriş kartı alırlar ve bu kartları ibraz ederek genel kurul toplantısına katılabilirler. Ancak, giriş kartının verilmesinden sonraki bir tarihte hamiline yazılı pay senedini devraldığını ispatlayan pay sahipleri de genel kurula katılabilirler. (4) Genel kurula katılma ve oy kullanma hakkı, pay sahibinin payların sahibi olduğunu kanıtlayan belgeleri veya pay senetlerini şirkete bir kredi kuruluşuna veya başka bir yere depo edilmesi şartına bağlanamaz.” şeklinde yasal düzenleme mevcuttur. Yasada bahsi geçen hazır bulunanlar listesi ise TTK.nun 417 ‘nci maddesinde düzenlenmiştir. TTK.nun 417/2 ‘nci maddesinde; “Yönetim kurulu, kayden izlenmeyen paylar ile ilgili olarak genel kurula katılabilecekler listesini düzenlerken, senede bağlanmamış bulunan veya nama yazılı olan paylar ile ilmühaber sahipleri için pay defteri kayıtlarını, hamiline yazılı pay senedi sahipleri bakımından da giriş kartı alanları dikkate alır. ” hükmü uyarınca yasa koyucu tarafından genel kurula sadece hazır bulunanlar listesinde adı bulunan pay sahiplerinin katılacağı düzenlenmiştir. Bu liste hazırlanırken nama yazılı olan paylar bakımından pay defteri kayıtlarının dikkate alınacağı belirtilmiştir. Nitekim TTK 414 ‘ncü maddesi ile düzenlenen genel kurula ilişkin yapılacak çağrının usul ve esasları düzenlenmiştir. TTK 414 ‘ncü maddesi de; ” (1) Genel kurul toplantıya, esas sözleşmede gösterilen şekilde, şirketin internet sitesinde ve ———- yayımlanan ilanla çağrılır. Bu çağrı, ilan ve toplantı günleri hariç olmak üzere, toplantı tarihinden en az iki hafta önce yapılır. Pay defterinde yazılı pay sahipleriyle önceden şirkete pay senedi veya pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine, toplantı günü ile gündem ve ilanın çıktığı veya çıkacağı gazeteler, iadeli taahhütlü mektupla bildirilir…” şeklinde düzenlenmiştir. İş bu hükümden açıkça anlaşılacağı üzere yapılması planlanan genel kurul toplantısına ilişkin çağrının, yalnızca pay defterinde yazılı pay sahipleri ile önceden şirkete pay sahipliğini ispatlayıcı belge vererek adreslerini bildiren pay sahiplerine yapılacağı düzenlenmiştir. Bu kapsamda pay sahibi olmasına rağmen pay sahibi olduğunu anonim şirkete bildirmeyen ve pay sahipliğini kanıtlamayan kişilere genel kurula ilişkin çağrı yapılması mümkün değildir. Nama yazılı pay senedinin devri durumunda ise tüm bu yasal düzenlemelerdeki hükümlere ek olarak söz konusu devir işleminin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için, devir işleminin şirkete bildirilmesi ve şirketin de bu devir işleminin pay defterine işlemesi gerekmektedir. Nama yazılı pay senetlerinin devri için temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması ayrıca senet üzerindeki zilyetliğin devri ve teslimi gerekli ve yeterli kabul edilmektedir. Devrin devreden ile devralan arasında hukuki sonuç doğurabilmesi için temlik beyanı veya senedin arkasında tam bir cironun yapılması ve zilyetliğin devri yeterlidir. Pay defterine kayıt ise, devrin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için gereklidir. Bu durumda nama yazılı pay senedinin devri durumunda devir işlemi şirkete bildirilmez ise şirket, pay defterini esas alacak ve devre konu senetlerin devreden eski malike ait olduğu yönünde işlem yapacaktır. Bu nedenle asıl malik olan yani devren iktisap eden pay defterinde malik olarak gözükmeyeceğinden oy hakkı ve toplantıya katılma hakkı açısından pay senedinden doğan hakları kullanamayacaktır.
Davacıların iddialarına konu ettikleri —- dava dosyasında her ne kadar davalı şirket davalı olarak hasım gösterilmemiş ise de davalı şirketin en büyük ortağı ——— davalı olması nedeniyle şirketin de davacıların paylarının bulunduğu ve mahkemece verilen kararı bildiği iddia edildiğinden burada tartışılması gereken bir diğer konuda pay devrinin pay defterine kaydedilmesine ilişkin yükümlülüğün kime ait olduğu hususudur. Payı devralan pay sahibinin pay defterine pay sahibi olarak kaydedilmek için kayıt bildiriminde bulunmasının şart olduğu tartışmasızdır. Bununla birlikte bu şart yasada açıkça ifade edilmemiş ise de; TTK.nun 499/2 maddesinde yer alan; “Payın usulüne uygun olarak devredildiği veya üzerinde intifa hakkı kurulduğu ispat edilmediği sürece devralan ve intifa hakkı sahibi pay defterine yazılamaz.” hüküm açıkça ortaklığın kayıt hususunda kendiliğinden hareket edemeyeceğini ifade etmekte olup, bildirimin kayıt için şart olduğu sonucuna varılmaktadır.
Pay defterine kaydın ortaklık bakımından bir hak olmadığı dikkate alındığında ortaklığın kendisine pay defterine kayıt talebinde bulunulmaksızın, kendiliğinden pay defterine kayıt yapmasında herhangi bir hakkı ve menfaati bulunmadığı, kaydın gerçekleşmesinin mutlaka ilgililerin bu yöndeki taleplerinin, bildirimlerinin varlığını gerektirmektedir. Eğer anonim ortaklığın kayıt yapma hususunda bir hakkı olduğundan söz edilebilirse kayıt bildiriminde bulunabilecek kimselerin bildirimde bulunma zorunluluklarının var olduğunda kabulü gerekmektedir. Oysa ki kayıt bildiriminde bulunmaya yetkili olan kimselerin böyle bir zorunluluları da bulunmamaktadır. Bildirimde bulunma zorunluluğu bulunmamasın bağlı olarak şirketin devrin taraflarını bildirimde bulunmaya zorlayamayacağı gibi devir olgusunu biliyor olmasına dayanarak kendiliğinden pay defterine kaydı yapamayacaktır. Pay defterine kayıt için aranan bildirim şartı herhangi bir şekle bağlı olduğu yönünde bir yasal düzenleme bulunmamakla birlikte kayıt bildiriminin yazılı olarak yapılması talepte bulunan açısından ispat kolaylığı sağlayacaktır. ——- uyuşmazlıkta, davacılar davalı şirkette pay sahibi olduklarının——sayılı kararı neticesinde tespit edildiğini ancak davalı şirketin pay sahipliklerinin davalı şirket tarafından pay defterine kaydedilmediğini ve dolayısıyla asıl davaya konu ——– tarihli çağrısız genel kurul toplantısına pay sahibi olarak katılamadıklarını iddia etmektedirler. Ancak yukarıda incelemesi yapıldığı üzere davacıların paylarının tespitine ilişkin dava dosyasında dosyamız davalısı şirket taraf değildir. Ayrıca mahkemece verilen kararda; “..söz konusu payların şirket defterine kayıt ve tescili ile ilgili olarak şirket aleyhine açılmış bir dava olmadığından bu talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına….” dair karar verilmiştir. İş bu karara karşı davacılar temyiz yoluna başvurmuş,——— kararı ile temyiz istemi reddedilerek karar onanmıştır. Davalı şirketin taraf olmaması nedeniyle söz konusu dava sonucunda verilen karar uyarınca hak sahipleri tarafından kendisine bildirim yapılmasından önce pay defterine kayıt işlemini yapmamıştır. Davacılar yukarıda incelemesi yapılan —- ihtarnamesi ile şirket pay defterine kayıt talebinde bulunmuşlar, davalı şirketin de kendisine —- tarihinde uluşan ihtarname uyarınca aynı tarihte davacıların — paya ilişkin olarak şirket pay defterine kaydı yapmıştır. Asıl davaya konu olan genel kurul toplantısının gerçekleştirildiği —– tarihinde davacılar tarafından davalı şirkete başvurularak pay defterine kayıt talebinde bulunulmadığı tüm dosya kapsamında sabittir. Bu nedenle ——tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının TTK 415 ve 417 ‘nci maddelerine uygun bir şekilde o tarihte pay defterinde pay sahibi olarak kaydı bulunanların tamamının katılımı ile gerçekleştirildiği sonucuna varıldığından alınan kararların yok hükmünde olduğu yönündeki iddia varit görülmeyerek alınan kararların hukuka uygun olduğu ve geçersizliği şartlarının bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
BİRLEŞEN MAHKEMEMİZİN —- UYUŞMAZLIK; davalı şirketin —— tarihli ——— toplantısında alınan kararların davacıların bilgi alma ve inceleme haklarının TTK 437 ‘nci maddesine aykırı bir şekilde engellendiği, bu nedenle TTK 447 maddesi uyarınca butlanının gerektiği, TTK 395 ve 396 ‘ncı maddesi uyarınca şirkette işlem yapma – şirkete borçlanma – rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin izinden yararlanacak yönetim kurulu üyelerinin genel kurulda oylamaya katılamayacağı, yönetim kurulu üyelerinden bir tanesinin —–sahipleri tarafından gösterilen adaylar arasından seçilmesinin zorunlu olduğu ilkelerine aykırı olduğundan bahisle TTK 445 ‘nci maddesi uyarınca kararların iptali istemine ilişkindir.
Birleşen dava konusu genel kurul toplantısının — tarihinde yapıldığı, davanın—– aylık yasal sürede ve davalı şirketin merkezinin bulunduğu yerde bulunan yetkili mahkememizde açıldığı görülmüştür.
TTK 446 ‘ncı maddesinde İptal Davası Açabilecek Kişilere İlişkin düzenleme yapıldığı; ” – (1) a) Toplantıda hazır bulunup da karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten, b) Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasın, olumsuz oy kullanmış olsun ya da olmasın; çağrının usulüne göre yapılmadığını, gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılan aykırılıkların genel kurul kararının alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri, c) Yönetim kurulu, d) Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her biri, iptal davası açabilir.” şeklinde düzenlenmiştir. Yasa hükmüne göre genel kurul toplantısında hazır bulunup da, genel kurul kararına olumsuz oy veren ve bu yönde karşı oyunu (muhalefetini) genel kurul tutanağına geçirten pay sahibi genel kurul kararının iptalini açacağı bir davada isteyebilir. Somut uyuşmazlıkta birleşen davacılar ———- hazır bulunup, yukarıda ayrıntılı incelemesi yapılan toplantı tutanağına göre olumsuz oy kullanıp muhalefet şerhlerini tutanağa geçirttikleri tespit edilmiş olmakla, davacıların iş bu davayı açabilecekleri anlaşılmıştır.
TTK 445 ‘nci maddesinde Genel Kurul Kararlarının İptali genel başlığı altında iptal sebepleri; ” (1) 446 ncı maddede belirtilen kişiler, kanun veya esas sözleşme hükümlerine ve özellikle dürüstlük kuralına aykırı olan genel kurul kararları aleyhine, karar tarihinden itibaren üç ay içinde, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde iptal davası açabilirler.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK 447 ‘nci maddesinde Butlan başlığı altında; ” (1) Genel kurulun, özellikle; a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran, b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran, c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan, kararları batıldır. ” şeklinde düzenlenmiştir.
Birleşen davada davacılar butlan iddiasını bilgi alma ve inceleme yapma hakkının ihlali iddiasına dayandırmışlardır. Davacılar genel kurul toplantısında;——- tarihinden itibaren toplantı tarihine kadar yönetim kurulu faaliyet raporlarının, bağımsız denetim raporlarının, finansal tablolar, konsolide finansal tablolar, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporları, denetleme raporları ve yönetim kurulunun kar dağıtım önerileri, genel kurulun kar dağıtım kararları ve dayanağı bilgi ve belgelerin, yatırım kararları ile bu kararlara ilişkin dayanak bilgi ve belgelerin, şirketin muhatap olduğu ve olabileceği davalara ilişkin bilgi ve belgelerin şirketin ticari ilişkide bulunduğu kişiler ile ilgili bilgi ve belgelerin, şirketin teknik açıdan iflas veya aciz halinde bulunup bulunmadığına ilişkin bilgi ve belgelerin, şirketin—– satışına neden ihtiyaç duyulduğunun şirketin satışına ilişkin şartların neler olduğunun, satışa ilişkin sözleşme örneklerinin ve yazışmaların, bilgi ve belgeler ile izah edilmesini…” istemişlerdir. Muhalefet şerhinde yer alan iş bu talebin oylamaya sunulduğu, oylama sonucunda davacıların —– oyuna karşı toplantıya katılan diğer pay sahiplerinin toplam —— oyuyla ——- gündem maddesi olarak eklenmesi talebi reddedilmiştir. TTK 447/2 maddesi uyarınca; pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandırması nedeniyle butlanına karar verilebilmesi için bilgi alma hakkının ihlali ile yanlış bir karar alınmasına sebebiyet verilmiş olması ve bilgi alma hakkının ihlali ile alınan karar arasında illiyet bağının bulunması zorunludur. Eğer illiyet bağı kurulamaz ise TTK 447/2 maddesi hükmü uygulanamayacağı gibi TTK 445 ‘nci maddesi uyarınca kararın iptali de söz konusu olamaz.—— sayılı kararında da bu husus açıkça belirtilmiştir. Uyuşmazlığa dönüldüğünde davaya konu genel kurul toplantı tutanağında alınan kararlardan birinin yönetim kurulu üyeleri —— görevinden istifasının pay sahiplerinin oylamasına sunulduğu, davacıların toplam —– oyuna karşılık toplantıya katılan diğer pay sahiplerinin toplam ——oyu ile kabulüne yönelik olduğu; iş bu kararın davacıların bilgi alma hakkının ihlali ile bir illiyet bağı bulunmadığı gibi yönetim kurulu üyelerinin istifalarının bozucu yenilik doğuran bir hak niteliğinde olması ve genel kurulun kabulüne bağlı olarak sonuç doğurmayacağı sabittir. Diğer bir karar ise seçilen yönetim kurulu üyelerine görev yapacakları süre boyunca TTK 395 ‘nci ve 396 ‘ncı maddelerinde belirtilen faaliyetlerde bulunabilmesi için izin verilmesinin kabulüne ilişkin karar olup, iş bu kararın davacı pay sahiplerinin —- olumsuz oyuna karşılık toplantıya katılan diğer pay sahiplerinin toplam —- adet olumlu oyu ile kabulüne ilişkindir. Yine iş bu kararla davacıların bilgi alma haklarının ihlal edildiği varsayılsa dahi arasında bir illiyet bulunmadığından iş bu karar yönünden de TTK 447/2 maddesinin uygulanamayacağı açıktır. Dava konusu genel kurul kararlarından bir diğeri de gündemin 5.maddesinde yer alan yeni seçilen yönetim kurulu üyelerine görevlerinden dolayı herhangi bir ücret ödenip ödenmemesi hususuna ilişkin olduğu kararın oy birliği ile verildiği, dolayısıyla davacıların iş bu karar yönünden olumsuz oy kullanmadıkları için iptalini ya da butlanını talep edemeyecekleri açıktır.
Yapılan açıklamalara göre——— alınan kararlar incelendiğinde davacıların bilgi alma taleplerine ilişkin verilen red kararı nedeniyle olumsuz etkilenen yani illiyet bağı bulunan herhangi bir kararın bulunmadığı, kaldı ki davacıların daha önce başvurdukları TTK 437 ‘nci maddesi uyarınca gerek——-, gerekse—- dava yolu bulunduğu açıktır. Mahkememizce bu nedenle birleşen davada davacıların bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir. Birleşen davada oy hakkından yoksun pay sahibinin oy kullanmış olması nedeniyle TTK 395 ve 396 ‘ncı maddesi uyarınca şirketle işlem yapma, şirkete borçlanma, rekabet yasağının kaldırılmasına ilişkin izinden yararlanılmasına ilişkin karara eski ve yönetim kurulu üyesi ——- oylamaya katılması suretiyle iş bu kararın sakatlandığı ve TTK 445 ‘nci maddesi uyarınca iptali gerektiği iddia edilmiştir. Gerek eski Ticaret Kanunu döneminde yeni Ticaret Kanunu döneminde ve ——— oy hakkından yoksunluğa aykırılığın yaptırımı iptal edilebilirlik olarak kabul edilmektedir. TTK.nun 446/1-(b) ‘de açıkça “…genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını” şeklinde ifade edildiği gibi oy hakkından yoksun olan kişilerin de bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği açıktır. İptal sebepleri yönünden değerlendirildiğinde de oy hakkından yoksun olan pay sahibi toplantıya katılmasaydı, oy kullanmasa idi farklı yönde karar alınıp alınamayacağına bakmak gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta TTK 395 ve 396 ‘ncı madde hükümleri özelinde verilmesi planlanan izin kararı ilgili oylamaya katılmaması gerektiği iddia edilen —– aynı zamanda seçilen yönetim kurulu üyesi olduğundan oy hakkından yoksunluk hükümlerine aykırılık söz konusudur. Yönetim kurulu üyelerinin kendilerine verilen izinle ilgili bir oylamada pay sahibi sıfatıyla oy hakkından yoksundurlar. Bununla birlikte oy kullanan — davalı şirketteki sermaye payı oranı çok düşük olup, davalı şirkette — hisse adedinin bulunduğu, dolayısıyla —— kullanmamış olsaydı dahi genel kurul kararı rahatlıkla alınabileceğinden oy kullanmaması gerekmesine rağmen oy kullanan pay sahibi —— kararın alınmasına etki edebilme gücü bulunmadığından kararın iptaline karar verilemeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Birleşen davaya konu edilen diğer bir karar ise yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin olup, yönetim kurulu üyelerinden bir tanesinin ana ——sahiplerinden seçilmesi gerektiği, ancak bu koşulun yerine getirilmediğidir. Ana sözleşmede öngörülmek kaydı ile belirli pay gruplarına yönetim kurulunda temsil edilme hakkı tanınabilir. Bu amaçla davalı şirketin ana sözleşmesinde yönetim kurulu üyelerinden birinin belirli pay grubundan gösterilen adaylar arasından seçileceği düzenlenmiştir. Buna göre —- sahiplerine aday önerme hakkı tanınmıştır. —- tarafından ——- üyesinin hakkın tanındığı gruptan haklı bir sebep bulunmaksızın seçilmemesi halinde bu durum esasa ilişkin bir iptal sebebidir. Dava konusu genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, —-pay sahipleri arasından ayrıca aday önerilmediği açıktır. TTK 360 ‘ncı maddesi uyarınca bir iptal sebebi teşkil edebilmesi için hükmün öngörülme amacına uygun şekilde—— sahipleri arasından seçilmek üzere bir yönetim kurulu üyesinin önerilmesi ve önerilen adayın haklı bir sebep olmaksızın genel kurul tarafından seçilmemiş olması gerekir. TTK 360 ‘ncı maddesinde yer verilen düzenleme uyarınca bu hüküm imtiyazlı pay sahiplerine tanınan bir hak niteliğindedir. Kullanılması zorunlu değildir. Somut uyuşmazlıkta anılan iş bu hak —grubu pay sahipleri tarafından kullanılmadığı gibi,—– grubunu temsil eden pay sahibi —- seçiminde olumlu oy kullanmış ve bu kararda oy birliği ile alınmıştır. Dolayısıyla ileri sürülen bu neden TTK 445 ‘nci maddesi anlamında bir iptal sebebi sayılamayacağı gibi butlan nedeni de sayılamaz.
Yapılan yargılama sonucunda yukarıdan beri tartışılan tüm dosya kapsamında ki deliller birlikte değerlendirildiğinde asıl ve birleşen davanın yasal koşulları oluşmadığından reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Asıl davanın REDDİNE,
2-Birleşen mahkememizin ——- sayılı davanın REDDİNE,
ASIL DAVA :
3-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
BİRLEŞEN DAVA (Mahkememizin ——– Karar sayılı dosyası):
6-Harçlar yasası uyarınca alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 36,30 TL harcın davacılardan tahsili ile hazineye irad kaydına,
7-Davacılar tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
9-Asıl ve birleşen davada karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacılara; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı birleşen davacı vekili ve davalı birleşen davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/04/2022