Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/392 E. 2020/35 K. 16.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/392
KARAR NO : 2020/35

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 11/07/2019
KARAR TARİHİ : 16/01/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —— havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı işyerinde ——— tarihinde —–olarak çalışmaya başladığını, akabinde taraflar arasında —— tarihinde birim fiyat anlaşması yapıldığını, ——– tarihinde ise———— işleri konulu ———— protokolün 5. maddesi gereğince avans ödemeleri düşüldükten sonra kalan bakiye hakedişi takip eden ay içinde ödeneceğini, müvekkilinin —— tarihinde protokol konusu yükümlülüklerini yerine getirdiği halde ne takip eden ay içinde ne de devamında davalı taraftan herhangi bir ödeme yapılmadığını, müvekkili tarafından davalı ile görüşme sağlanarak gereken ödemenin yapılması aksi takdirde yasal yollara başvurulacağının belirtildiği, davalı tarafından icra takibine konu edilen meblağın değil, kısmen ödeme yapılacağı, ancak başka ödemelerin beklendiğinin belirtildiğini, belirli mühlet beklendikten sonra gereken ödeme yapılmayınca İstanbul ———– İcra Müdürlüğü ‘nün ———- Esas sayılı dosyası————- asıl alacak,———– işlemiş faiz olmak üzere toplamda ——– bedelinde icra takibi başlatıldığını, yetki itirazı üzerine dosyanın İstanbul Anadolu ——–. İcra Müdürlüğü’ne gönderilerek ———-Esas sayısını aldığını, davalı tarafından icra takibine itiraz edildiğini, gereken ödemelerin yapılmadığını, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, ispat yükünün davalı tarafta olduğunu belirterek hakkız itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘sinden aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; müvekkilinin ekonomik faaliyetinin sermayesinden fazla bedeni çalışmasına dayandığı, dolayısıyla müvekkilinin esnaf olduğu ve 6102 sayılı kanunun 15 ‘inci maddesince tacirlere özgü TTK md. 20 ‘ye göre ücret isteme hakkı hükmünden yararlandırılması gerektiğini, bu nedenle mahkemenin görevli olduğu beyan edilmiştir.
Davacı vekili ——–tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; celse arasında sunmuş oldukları yazılı beyanlarını tekrarla, müvekkilinin çalışmasının bedeni bir çalışmaya dayalı ve kendisinin esnaf olduğunu, ticaret mahkemelerinin görevli olduğunu belirtmiş ve mahkeme aksi kanaatte ise dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: uyuşmazlığın mahkemenizin görev alanına girmediğini, davacının, müvekkil şirketin —– olduğunu, davacı tarafın durumu dava dilekçesinde kendisinin beyan ettiğini, taraflar arasındaki ilişkinin İş Hukukundan kaynaklandığını, bu nedenle İş Mahkemeleri’ nin görev alanına girdiğini, davacının iddialarını kabul etmediklerini, müvekkil şirket ile davacı arasında iş akdi haricinde yapılan bir anlaşma bulunmadığını, davacının müvekkil şirkette———olarak çalıştığını, müvekkil şirket tarafından davacıya verilen herhangi özel bir işin söz konusu olmadığını, davacıya müvekkil şirket tarafından herhangi bir vaatte de bulunulmadığını, davacıya herhangi bir borcun bulunmadığını, davacının icra takibi başlatmış olması nedeniyle ispat yükünün kendisinde olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ——— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkemelerin iş mahkemeleri olduğunu belirterek görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ——– fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, ticaret sicil kayıtları, ————- takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında —- tarihli protokol ile ——— ilçesi,————– inşaatının —- konulu sözleşme imzalandığı, ———-tarafından davacıya verilen kimlik kartında da davacının görevinin ———— olarak belirtildiği, davacının yaptığı ——— işinin ———– fazla bedenî çalışmasına dayandığı, mahkememizce ilgili kurumlardan celbedilen ve ——– sorgusu yapılan kayıtlara göre davacının ticari işletmesi bulunmadığı, ayrıca uyuşmazlığın Ticaret Kanununda düzenlenen bir husustan da kaynaklanmadığı, davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun—————Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 6102 sayılı Ticaret Kanunun 5/3. Maddesinde ——– tarihinde yapılan değişiklik ile Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisine dönüştüğü, görevin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine(HMK m.2) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.