Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/376 E. 2021/340 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/376 Esas
KARAR NO : 2021/340

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/06/2019 havale tarihli—–dava dilekçesinde özetle; dava — tarihinde ————- tarafından karşılandığını, yapılan araştırmada—davalı şirket nezdinde aynı süre için——- hususunun, davalıya——– tutarının bilinmemesi nedeniyle, % 50’sinin limit ve teminatların farklı olması halinde, davalı şirkete isabet eden tutarların bildirilen hesaplara ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirketin ödeme yapmadığından bahisle şimdilik kaydıyla 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize —-: dava dilekçesinde bildirilen—– bulunduğunu;———- mahiyette bir rahatsızlığına ilişkin olması halinde, —– ve —–bakımından istisnalar eklenerek, % 100 oranında teminat verildiğini; TTK’nın——-düzenleyen 1467. maddesinin belirtmiş olduğu istisnalar, özellikle (a) bendinde belirtilen —bulunmadığından, dava konusu uyuşmazlıkta anılan —–hükümlerinin davada uygulanmasının mümkün olmadığını; kabulü —-, dava konusu olayda—–bulunduğu tespit edilecek olsa dahi, TTK.m.1466/2 gereğince ———sözleşmesinde yazılı ödeme yapılmış olsa dahi, müvekkili şirkete rucu hakkı bulunmadığını;—- ——– nazara alınması gerektiğini—- tedavi giderlerinin ödenmesi bakımından kendisi için —–etme hakkı bulunduğunu;—- sonra — ödemek zorunda kalmamak için, sigortalının seçimde bulunma hakkına aykırı olarak, davacının tercihte bulunamayacağını; sigortalının poliçe teminatından yararlanma ve herhangi bir ödeme talebi ulaşmadığı gibi, herhangi —— konu belirtilen gider bakımından—– yürürlükte olan —-aynı tedavi giderlerinin tamamını kuver altına alan teminatlar bakımından——- uygulanması gerektiğini; TTK’da —- yasaklandığını; istisnai olarak önceki ve sonraki sigortacının buna onay vermesi şartı getirildiğini; poliçeler incelendiğinde, müvekkili şirketin bu yönde—- bir onayı olmadığının belirgin bulunduğunu; somut olayda, müşterek sigorta hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmadığını; müşterek sigortadan bahsedilebilmesi için poliçelerin aynı zamanda, aynı süre içerisinde ve aynı rizikolara karşı yapılması gerektiğini; müşterek sigortacılardan her biri sigorta bedeliyle sorumlu tutulmakta olup, maddenin 1. fıkrasına göre menfaatin tamamı—- bedelleriyle orantılı olarak teminat altına alındığını; dolayısıyla her bir sigortacının sigortalanan menfaat için kendi bedeli oranında sorumlu olduğunu; maddenin 2. fıkrasında ise, sigorta sözleşmesinde, sigortacılar arasında müteselsil sorumluluk kabul edildiği açıkça belirtilmiş ise, bu durumda sigortacının her birinden riskin tamamının talep edilebileceğini;—- sigorta bedeli oranında diğer sigortacılara rucu hakkı bulunduğunu; somut olayda, anılan şekilde bir müteselsil sorumluluk olmadığından, davacı tarafın müvekkili şirkete bir rucu hakkı bulunmadığını; Sağlık Sigortası Genel Şartları’nın 12. maddesinin TTK’nın müşterek sigortayı düzenleyen 1466. maddesinin genel şart hükmünün tekrarından ibaret olduğunu; somut olayda ise, — gelmemek kaydıyla, —hükümlerinin somut olaya uygulanması halinde, davacı şirketin kendi — geçerli bir ödeme yapıp yapmadığı hususu ile rucu hakkı bulunup bulunmadığı hususunun, müvekkili şirketin temin etmiş olduğu ——-kapsamında koşulları var ise —–şartları da nazara alınmak suretiyle sorumlu olup olmadığının incelenmesi gerektiğini; tedavi evraklarının sunularak, buna göre poliçe kapsamına uygunluk olup olmadığı yönünden denetleme yapılması gerektiğini; davacının—-ödeme yapmasının mutlak surette müvekkili şirketin tazmin sorumluluğu olacağı anlamına gelmediği; ileride ortaya çıkacak takas ve mahsup haklarının saklı tutulduğunu; temerrüt koşulları da oluşmadığından bahisle yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde temelde davacının —— ——- dönemde davalı ——- yapmış olması nedeniyle her iki poliçe yönünden aynı süre için teminat sağlayan poliçe bulunup bulunmadığı, —— şartlarının bulunup bulunmadığı, davalı tarafın —edip etmediği, — halinde bunun geçerli olup olmadığı, müşterek sigorta hükümlerinin eldeki davaya uygulanmak imkanının bulunup bulunmadığı, sigorta poliçelerinin teminat kapsamı ve rücu şartlarının oluşup oluşmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Dava, davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1472/1. maddesindeki “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar,—- intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, —– mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, —sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan —- tanzim edilen —- arasında geçerli olduğu, dava dış—– kapsadığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik——-tarihleri arasında geçerli olduğu, dava dışı———- bağlamında, ———–yönünden limitsiz, ——–teminat verildiği anlaşılmıştır
Hesap ——–raporunda özetle; Gerek davalı, gerek davacının düzenlediği poliçelerin —- almakla beraber, başlangıç —– TTK.m.1466 anlamında —- gerek davalının gerek davacının —–düzenlediği poliçelerin tüm teminatlar açısından– niteliği bulunmadığı ancak dava—- tarihinde —-edildiği, —- yönünden –meydana geldiği; davacının—-TTK.m.1467’deki koşullar sağlanmadığından sonraki poliçelerin geçersiz olduğunu, geçersiz —-sonucuna varıldığını, sayın Mahkeme’nin bilirkişi görüşünü uygun görmemesi halinde, teminat türü yönünden anlaşmalı hastaneler açısından limitsiz olmakla (her iki poliçe yönünden) ödenen tutara nazaran %50’ye isabet eden miktarın 14.457,35 TL olacağı yönünde rapor sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava dışı —- şirket hem de davalı şirket nezdinde düzenlenen poliçelerle sağlık sigortası yaptırdığı, davalı sigorta şirketi tarafından düzenlenen poliçenin başlangıç tarihinin —–olduğu,———— yapılacak——- olarak belirlendiği; davacı — bitiş tarihinin ise 31/10/2019 tarihi olduğu, her iki sigortanında—– —- sebebiyle tedavi gördüğü, davacı tarafından tedavi gideri olarak toplam 28.914,69 TL’nin karşılandığı, zararın zaman bakımından—–meydana geldiği, çözülmesi gerekli uyuşmazlığın —geçerli olup olmadığı, davacı tarafça ödenen bedelin bir kısmın veya tamamının davalı —-karşılanmasının gerekip gerekmediği olduğu anlaşılmıştır.
—– 6102 sayılı yasanın 1511 v.d. Maddelerinde düzenlenmiştir. —kenar başlıklı 1514. Maddesinde; ” ———– ile ——-şeklinde düzenlenen — çeşitli bedellerle —– ettirilebilir.
Ödenecek bedelin —– yapılmış sayılır. ” şeklindeki düzenleme ile —— ———— çeşitli bedellerle sigorta ettirilebileceği düzenlenmiştir. Madde kapsamına zarar sigortası şeklinde düzenlenen —– edilmemiştir. Bu nedenle————şeklinde düzenlenen ——— bu madde kapsamında birden ———– sözleşmesi ile teminat altına alınabileceğini söyleme imkanı bulunmamaktadır. Buna göre eldeki davada her ——- olması nedeniyle davacının ödediği bedeli TTK’nın 1514. maddesine ve bu maddeye istinaden düzenlenen ——– genel şartlarının 12. Maddesine göre davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı yasanın 1519. maddenin 2. Fıkrasında; “—–ama yapılması gibi gerçek zararların—–, genel hükümler dışında,—-ile 1500 ilâ 1502 nci madde hükümleri—– uygulanır.” şeklinde yapılan düzenleme uyarınca —-düzenlenen birden çok sigorta hükümleri yönünden de irdelenmesi gerekmektedir.
Aynı menfaatin birden——6102 sayılı TTK’nın 1465 v.d. Maddelerinde ;”MADDE 1465- (1) Aynı menfaatin, aynı ————-, aynı veya farklı tarihlerde ——- bedelinden daha fazlası ödenmez.
(2) Birden çok sigortada, ———- aynı menfaat için yapılan —– Bu hükme aykırılık hâlinde 1446 ncı madde hükmü uygulanır.
bb) ——-
MADDE 1466- (1) Bir menfaat—- aynı zamanda, —– —-olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu —— sigorta bedellerinin toplamına göre, sigorta—— oranında sorumlu olur.
(2) Sözleşmelere —-oldukları takdirde, ——- yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olur. Bu hâlde ödemede bulunan sigortacının diğer sigortacılara karşı haiz olduğu rücu hakkı, sigortacıların sigortalıya sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır.
cc) ———
MADDE 1467- (1) Değerinin tamamı sigorta olunan bir menfaat, sonradan aynı veya farklı kişiler tarafından,—- ——- şartlarda geçerli sayılır:
a) Sonraki ve önceki—— sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak —- gerçekleştiğinde—— oranda sigortacılar tarafından ödenir.
b) Sigorta ettiren,—–haklardan feragat etmişse; bu takdirde, devir veya feragatin ikinci sigorta poliçesine yazılması şarttır; yazılmazsa ikinci sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.
c) Sonraki sigortacının, — tazminattan sorumluluğu şart kılınmış ise; bu hâlde önceden yapılmış olan sigortanın ikinci sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa—- sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nın 1466. Maddesinin —— anlaşılacağı—-çok sigortacı tarafından, aynı zamanda, aynı süreler için —- gerekmektedir. Eldeki davada sigortalanan — zamanları faklı olduğundan — bahsetme imkanı bulunmamaktadır.
TTK’nın 1467. Maddesi uyarınca;— kişiler tarafından ——– farklı olarak aynı zamanda yapılma şartı bulunmamaktadır. Sigortalanan dönemlerin kesişmesi gerekmektedir. — 1467. Maddenin a, b ve c bentlerinde sayılan istisnalar dışında geçersiz olacağı düzenlenmiştir. —- ve aynı menfaatin— nedeniyle — sigortanın bulunduğu kanaati hasıl olmuştur. TTK’nın 1467. maddesinin a bendinde belirtilen sigortacıların onay vermesi, — bendinde belirtilen sigorta ettirenin haklarını—–durumlarının gerçekleşmediği — sigortacının ödemediği zarar bulunmadığı anlaşılmış bu nedenle anılan madde hükmü uyarınca davacı tarafından yapılan —geçersiz olduğu ve davacının yaptığı ödemenin geçersiz poliçeye dayanması nedeniyle hatır ödemesi olduğu ve ödediği bedelin bir kısmını veya tamamını davalıdan talep edemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 161,50 TL’den Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatırılan 187,50 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan —-vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca arabulucuya ödenen—— davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.