Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/375 E. 2021/341 K. 22.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/375 Esas
KARAR NO : 2021/341

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 22/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu ——– isimli kişiye müvekkili şirket tarafından—— sebebiyle tedavi gördüğünü, söz konusu tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, yapılan araştırmada adı geçen sigortalının davalı şirket nezdinde aynı süre için teminat sağlayan —- öğrenildiğini, —-bildirildiğini, davalı şirketinin — limit ve teminat tutarının bilinmemesi nedeniyle, % 50’sinin limit ve teminatların farklı olması halinde, davalı şirkete isabet eden tutarların bildirilen hesaplara ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirketin ödeme yapmadığından bahisle şimdilik kaydıyla 5.000,00 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize —- bulunduğunu; poliçe kapsamında olduğu tespit edilebilecek mahiyette bir rahatsızlığına ilişkin olması halinde, yatarak tedavi ve —- bakımından istisnalar eklenerek, % 100 oranında teminat verildiğini; TTK’nın çifte sigortayı düzenleyen 1467. maddesinin belirtmiş olduğu istisnalar, özellikle (a) bendinde belirtilen sigortacı şirketlerin onayı bulunmadığından, dava konusu uyuşmazlıkta anılan ——- davada uygulanmasının mümkün olmadığını; kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, dava konusu olayda — tespit edilecek olsa dahi, TTK.m.1466/2 gereğince ——-yazılı ödeme yapılmış olsa dahi, müvekkili şirkete rucu hakkı bulunmadığını; aksi bile kabul edilse, müvekkili şirketin poliçe şartlarının, limitlerinin——gerektiğini; öte yandan, sigortalının tedavi giderlerinin ödenmesi bakımından kendisi için en —— müracaat etme hakkı bulunduğunu; hasarsızlığını etkilememek— dengesiyle daha sonra —- kalmamak için, —- seçimde bulunma hakkına aykırı olarak, davacının tercihte bulunamayacağını; —-teminatından yararlanma ve herhangi bir ödeme talebi ulaşmadığı gibi, herhang— konu belirtilen gider bakımından —- istenmediğini; somut olayda yürürlükte olan — aynı tedavi giderlerinin—– alan teminatlar bakımından –hükümlerinin uygulanması gerektiğini; TTK’da —- yasaklandığını; istisnai olarak önceki ve sonraki — vermesi şartı getirildiğini; —-incelendiğinde, müvekkili şirketin —-olmadığının — bulunduğunu; somut olayda, müşterek — uygulanma olanağı bulunmadığını; —– bahsedilebilmesi için —- aynı zamanda, aynı süre içerisinde ve aynı –karşı yapılması gerektiğini; müşterek sigortacılardan her biri sigorta bedeliyle sorumlu tutulmakta olup, maddenin 1. fıkrasına göre menfaatin tamamı tek bir sigortacı tarafından değil, sigorta bedelleriyle orantılı olarak teminat altına alındığını; dolayısıyla her bir sigortacının sigortalanan menfaat için kendi bedeli oranında sorumlu olduğunu; maddenin 2. fıkrasında ise, sigorta sözleşmesinde, sigortacılar arasında müteselsil sorumluluk kabul edildiği açıkça belirtilmiş ise, bu durumda sigortacının her birinden riskin tamamının talep edilebileceğini; bunu karşılayan—diğer sigortacılara rucu hakkı bulunduğunu; —anılan şekilde bir müteselsil sorumluluk olmadığından, davacı tarafın müvekkili şirkete bir rucu hakkı bulunmadığını; Sağlık Sigortası Genel Şartları’nın 12. maddesinin TTK’nın —düzenleyen 1466. maddesinin genel şart hükmünün tekrarından ibaret olduğunu; somut olayda ise, —— konusu olduğunu; kabulü anlamına gelmemek kaydıyla, —-hükümlerinin somut olaya uygulanması halinde, davacı şirketin—geçerli bir ödeme yapıp yapmadığı hususu ile rucu hakkı bulunup bulunmadığı hususunun, müvekkili şirketin temin etmiş —kapsamında koşulları var ise muafiyet şartları da nazara alınmak suretiyle sorumlu olup olmadığının incelenmesi gerektiğini; tedavi evraklarının sunularak, buna göre poliçe kapsamına uygunluk olup olmadığı yönünden denetleme yapılması gerektiğini; davacının kendi poliçe koşullarına göre ödeme yapmasının mutlak surette müvekkili şirketin tazmin sorumluluğu olacağı anlamına gelmediği; ileride ortaya çıkacak takas ve mahsup haklarının saklı tutulduğunu; temerrüt koşulları da oluşmadığından bahisle yerinde olmayan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde temelde davacının dava dışı sigortalısına yapmış olduğu—– ile aynı dönemde davalı — şirketinin —-yapmış olması nedeniyle her iki poliçe yönünden aynı süre için teminat sağlayan poliçe bulunup bulunmadığı, —— bulunup bulunmadığı, davalı tarafın— etmediği, —- bulunması halinde bunun geçerli olup olmadığı, müşterek sigorta hükümlerinin eldeki davaya uygulanmak imkanının bulunup bulunmadığı, sigorta poliçelerinin teminat kapsamı ve rücu şartlarının oluşup oluşmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği; Dava, davacı tarafından sigortalısına ödenen hasar bedelinin rücuen tazmini davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1472/1. maddesindeki “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, —- intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, — kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan —– incelendiğinde; sertifikanın 01/08/2018-01/08/2019 tarihleri arasında geçerli olduğu, dava dışı —- anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —— tarihleri arasında geçerli olduğu, dava dışı ————– yatarak — limitsiz, —- anlaşma —- havale tarihli raporunda özetle; Gerek davalı, gerek davacının düzenlediği poliçelerin —-almakla beraber, başlangıç tarihlerinin aynı olmaması sebebiyle TTK.m.1466 anlamında müşterek sigorta kabul edilmediği; gerek davalının gerek davacının — poliçelerin tüm teminatlar açısından — niteliği bulunmadığı ancak dava dışı sigortalı —- tarihinde yatarak tedavi ve ameliyatı yönünden teminat türlerinde — meydana geldiği; davacının — sonraki –olduğunu,TTK.m.1467’deki koşullar sağlanmadığından sonraki — geçersiz olduğunu, geçersiz —-yaptığı lütuf ödemesinin, davalıya rücu edilemeyeceği sonucuna varıldığını, sayın Mahkeme’nin bilirkişi görüşünü uygun görmemesi halinde, teminat türü yönünden— limitsiz olmakla (her iki poliçe yönünden) ödenen tutara nazaran %50’ye isabet eden miktarın 24.849,86 TL olacağını, davalı açısından anlaşmalı hastane olması halinde bu tutarın anlaşma — – talep edilebileceği yönünde rapor sunulmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava dışı —-hem de davalı şirket nezdinde düzenlenen poliçelerle —- yaptırdığı, davalı —-düzenlenen— olduğu, sigorta bedelinin anlaşmalı kurumlarda yapılacak tedaviler bakımından sınırsız, — olarak belirlendiği; davacı —- tarihi bitiş tarihinin ise 01/08/2019 tarihi olduğu, sigorta bedelinin limitsiz olarak belirlendiği, her iki sigortanında —- tarihinde boyunda — sebebiyle tedavi gördüğü, davacı tarafından tedavi gideri olarak toplam 48.699,72 TL’nin karşılandığı, zararın zaman bakımından– çözülmesi gerekli uyuşmazlığın — poliçesininde geçerli olup olmadığı, davacı tarafça ödenen bedelin bir kısmın veya tamamının davalı sigorta şirketi tarafından karşılanmasının gerekip gerekmediği olduğu anlaşılmıştır.
—– 6102 sayılı yasanın 1511 v.d. Maddelerinde düzenlenmiştir. Anılan yasanın sigorta değeri kenar başlıklı 1514. Maddesinde; ” Sigortalının — şeklinde düzenlenen— tarafından, çeşitli bedellerle —-ettirilebilir.
Ödenecek bedelin menfaatten fazla olduğu durumlarda, aşan kısım sigortalının lehine yapılmış sayılır. ” şeklindeki düzenleme ile —– —– şeklinde düzenlenen — menfaatin bir veya birden fazla —tarafından çeşitli bedellerle —-ettirilebileceği düzenlenmiştir. Madde kapsamına — düzenlenen — dahil edilmemiştir. Bu nedenle —-şeklinde düzenlenen— bu madde kapsamında birden fazla sigorta sözleşmesi ile teminat altına alınabileceğini söyleme imkanı bulunmamaktadır. Buna göre eldeki davada her iki —— — olması nedeniyle davacının ödediği bedeli TTK’nın 1514. maddesine ve bu maddeye istinaden düzenlenen sağlık sigorta genel şartlarının 12. Maddesine göre davalıdan talep edemeyeceği kanaatine varılmıştır.
6102 sayılı yasanın 1519. maddenin 2. Fıkrasında; ” ——— harcama yapılması gibi gerçek zararların sigortacı tarafından karşılanması öngörülen—- ilişkin hükümler ile 1500 ilâ 1502 nci madde hükümleri — şeklinde yapılan düzenleme uyarınca konunun zarar sigortaları başlığı altında düzenlenen birden çok —-yönünden de irdelenmesi gerekmektedir.
Aynı menfaatin birden fazla sigortacı tarafından sigortalanması 6102 sayılı TTK’nın 1465 v.d. Maddelerinde ;”MADDE 1465- (1) Aynı menfaatin, aynı—-karşı, aynı süre için— aynı veya farklı tarihlerde sigorta ettirilmesi —-ettirene — bedelinden daha fazlası ödenmez.
(2) Birden —- herbirine hem —–gerçekleştiğini hem de aynı menfaat için yapılan diğer sigortaları bildirir. Bu hükme aykırılık hâlinde 1446 ncı madde hükmü uygulanır.
bb) —
MADDE 1466- (1) Bir menfaat birden —-tarafından aynı zamanda, aynı süreler için ve aynı —–karşı — edilmişse, yapılan birden — sözleşmesinin hepsi, ancak —olunan menfaatin değerine kadar geçerli sayılır. Bu ——- her biri, —— bedel oranında sorumlu olur.
(2) Sözleşmelere göre — sorumlu oldukları— zarardan fazla bir para isteyemeyeceği gibi, sigortacılardan her biri yalnız kendi sözleşmesine göre ödemekle yükümlü olduğu bedele kadar sorumlu olur. Bu hâlde ödemede —-hakkı, —sözleşme hükümlerine göre ödemek zorunda oldukları bedeller oranındadır.
cc) ——-
MADDE 1467- (1) Değerinin tamamı — menfaat, sonradan aynı veya farklı kişiler tarafından, aynı ——- süreler için — ettirilemez;—- ettirilmişse,– hâl ve şartlarda geçerli sayılır:
a)—– onay verirlerse; bu takdirde, —-sözleşmeleri aynı zamanda yapılmış sayılarak — gerçekleştiğinde —bedeli, 1466 ncı maddede gösterilen oranda — tarafından ödenir.
b) — ettiren, önceki sigortadan doğan haklarını —- sigortacıya devir veya o haklardan feragat etmişse; bu takdirde, devir veya feragatin — sigorta poliçesine yazılması şarttır; yazılmazsa — sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.
c) Sonraki —, ancak önceki — ödemediği tazminattan sorumluluğu şart kılınmış ise; bu hâlde önceden yapılmış olan sigortanın—– sigorta poliçesine yazılması gerekir; yazılmazsa, — sigorta sözleşmesi geçersiz sayılır.” şeklinde düzenlenmiştir.
TTK’nın 1466. Maddesinin açık ifadesinden anlaşılacağı — söz edebilmek için bir menfaatin birden—–aynı süreler için ve aynı —– gerekmektedir. Eldeki davada sigortalanan — aynı ise de — başlangıç ve bitiş zamanları faklı olduğundan müşterek sigortadan bahsetme imkanı bulunmamaktadır.
TTK’nın 1467. Maddesi uyarınca; aynı menfaatin aynı veya farklı kişiler tarafından aynı süreler için sigortalanması durumunda çifte sigorta meydana gelmektedir. — müşterek sigortadan farklı olarak aynı zamanda yapılma şartı bulunmamaktadır. Sigortalanan dönemlerin kesişmesi gerekmektedir. — 1467. Maddenin a, b ve c bentlerinde sayılan istisnalar dışında geçersiz olacağı düzenlenmiştir. Eldeki davada — sürelerinin kesişmesi ve aynı menfaatin— tarafından — nedeniyle — bulunduğu kanaati hasıl olmuştur. TTK’nın 1467. maddesinin a bendinde belirtilen sigortacıların onay vermesi, b bendinde belirtilen sigorta ettirenin haklarını—devretmesi durumlarının gerçekleşmediği ve c bendinde belirtildiği gibi önceki sigortacının ödemediği zarar bulunmadığı anlaşılmış bu nedenle anılan madde hükmü uyarınca davacı tarafından yapılan —–nedeniyle geçersiz olduğu ve davacının yaptığı ödemenin geçersiz poliçeye dayanması nedeniyle hatır ödemesi olduğu ve ödediği bedelin bir kısmını veya tamamını davalıdan talep edemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 85,39 TL ile ıslah harcı olarak yatırılan 415,83 TL’den Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcının mahsubu ile fazla yatırılan 441,92 TL’nin davacı tarafa iadesine,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — uyarınca hesaplanan —- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-6325 sayılı yasanın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca —- davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Yatırılan avanstan kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.