Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/370 E. 2021/365 K. 29.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/370 Esas
KARAR NO : 2021/365

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/06/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;——- müvekkili —- kapsamında bulunduğunu, — sebebi ile tedavi gördüğünü, tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, sigortalının davalı şirket nezdinde de aynı süre için teminat sağlayan geçerli bir —- şirket tarafından tespit edildiğini, —- olduğu hususunu — tarihli yazı ile davalı şirkete bildirdiğini, söz konusu yazı ile davalı— tutarının bilinmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından—tutarın davalı şirket poliçesinin aynı limitli olması durumunda %50’sinin limit ve teminatların farklı olması halinde ise davalı şirketi isabet edecek tutarın bildirilen hesaba ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının dava konusu edilen tutarın ödenmemesi üzerine önce—— ancak anlaşma sağlanamadığı için bu davayı ikame ettiklerini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL tazminatın, müvekkili şirketin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili —havale tarihli cevap dilekçesinde özetle:—- kapsamında müvekkili şirket nezdinde de —- olduğunu, yatarak tedavi ve ——– bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat —- giderleri dışındaki —- giderleri için ise farklı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, TTK’nın 1467 maddesi uyarınca — tarafından genel olarak değerinin tamamı sigortalanmış menfaat —-yasaklanmış olduğunu, istisnalardan biri olarak TTK 1467 (a) bendinde önceki ve sonraki—buna onay verme şartının getirildiğini, poliçelerin incelendiğinde müvekkili şirketin bu yönde—-bir onayının olmadığının sabit olduğunu, müteselsil sorumluluk olmadığı halde— yapmış olan sigorta şirketi, bu şekilde fazla ödeme yapmış olması nedeni ile TTK’nın 1466. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen rücu imkanı bulunmadığını beyan ederek somut olayda— karşı herhangi bir sorumluluğu olmayan müvekkili şirkete karşı açılan davanın reddine, — dikkate alındığı durumda—-müteselsil sorumluluğun açıkça kabul edilmemiş olduğundan davacı şirketin müvekkili şirkete karşı rücu hakkı bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—- tarihli müzekkere cevabı,
— tarihli müzekkere cevabı,
—– müzekkere cevabı,
—- mahkememize sunduğu —–bilirkişi heyetinin mahkememize sunduğu —- tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava; Rücuen tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Dava dışı —– ayrı ayrı davacı ve davalı —- hususunda ihtilaf bulunmadığı,—sigorta halinde sonradan ——şirketinden onay alıp almayacağı davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı — tedavi giderlerinin– ödenip ödenmediği, davalı sigortanın müteselsil sorumluluğunun olması halinde rücuya tabi ödemesi gereken miktar, temerrüt şartları ile temerrüt fazi oranı hususundadır.
Tarafların dilekçelerinde bildikleri delilleri toplanmıştır.
Davacı —- imzalanmıştır. Davacı ——— tarihleri arasında sigortalamıştır.
Dava dışı sigortalı —– tarihinde —- tedavi görmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı ——- ödenmiştir.
Davalı —– tarihleri arasını kapsayacak şekilde ——imzalanmıştır.
Davacı sigorta şirketi tarafından davalı sigorta——- başvurusu yapılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık hakkında bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Sigortacı bilirkişi mahkememize sunduğu—–özetle; Davacı sigorta şirketi, sigortalısı—- müşterek —-sigortaya ilişkin TTK’nın 1466, 1467 sayılı maddelerini ve sağlık sigorta genel şartlarının 12 maddesini dayanak göstererek davalı—- tarihli yazı ile poliçedeki limite isabet eden tutar kadar veya poliçelerin aynı limitte olması durumunda ödenen tutarın %50’sini karşılaması yönünde talepte bulunduğu, ancak bu talebin — hükümleri kapsamında dayanaksız kaldığı, tedavi masraflarına ilişkin taraflar arasında müşterek sorumluluğun temin edilmemiş/sağlanmamış olması ve ——–ilkesinin geçerli olması sebebi ile davacı —- sigorta tazminatını ——sahip olamayacağı, dolayısıyla davacı sigorta şirketinin sigortalısına ödediği bedele istinaden davalı sigorta şirketinden rücuen talepte bulunma hakkının da doğmayacağı görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
——- bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu —– — kapsamında bulunan dava dışı —–tedavi gördüğü ve tedavi giderlerinin sigorta şirketince karşılandığı, dava dışı —–nolu %——–bakımından,—–eklenerek %100 oranında teminat verildiğini,— ve sarf malzemeleri giderleri için ise farkı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, dava dışı ——- şirketinin müşterek sigortalısı olduğunu, davacı —— —– tutardan, davalının poliçe teminat limiti içinde olması bakımından %50’lik kısmından sorumlu olacağı, davalı şirketin 14/03/2019 tarihli yazı ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların diğer taleplerinin hakimin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetindeki bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir sigorta uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
——mahkememize sunduğu 13/11/2020 tarihli raporunda sonuç olarak; Dosya kapsamında davacı ile davalı arasında tedavi masraflarına ilişkin müşterek sorumluluğun temin edilmemiş olduğu, bu nedenle müşterek sigorta hükümlerinin uygulanamayacağı, —- hükümlerinin olaya uygulanamayacağı, davacının —– ilişkin —- açıklanan nedenlerle davacının rücu talebinin yerinde olmayacağı hususunda rapor beyan etmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek hükme esas alınan—- raporu dayanak yapılarak;
Dava dışı —— —, dava dışı —- —tedavi gördüğü, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı—- — ödendiği, davalı —- tarihleri arasını kapsayacak şekilde—–sigortalandığı, davalı sigorta şirketi tarafından davacı şirkete —- yapıldığı ancak davalı sigorta şirketi tarafından ödeme yapılmadığı, — tarihli rapora göre; her ki poliçenin vade, —müşterek sigorta şartlarının oluşmadığı, davacı sigortanın poliçesinin sonraki tarihli — TTK’nun geçerlilik koşullarını düzenleyen 1467. Maddesindeki şartlar sağlanamadığından ikinci sigorta sözleşmesindeki bahse konu —– —nedeniyle bu kısma dayalı (davacının poliçesinin) geçersiz olduğu, sonraki geçersiz poliçeyi düzenleyen davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu ödeme “——; —– sigorta sözleşmesinden doğan tazminat borcunun ifası olarak yapılmadığından sigortacının hatır ödemesine dayalı olarak kanuni — söz edilemeyeceği, davacı —- yaptığı ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, halefiyet koşulları oluşmadığından rücu talebinin yerinde olmadığı, anlaşılmakla;—- Karar sayılı onama ilamı da Mahkememizce emsal karar olarak değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,3 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Arabuluculuk aşamasında arabulucu — davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 33 TL tebligat ve posta gideri nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.