Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/369 E. 2020/405 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/369 Esas
KARAR NO : 2020/405
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ: 28/06/2019
KARAR TARİHİ: 22/09/2020
DAVA :Davacı vekili mahkememize sunduğu————havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; ———-isimli şahsın müvekkil şirketin sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunduğunu, sözü edilen sigortalının ——— tarihinde kasık ve karın ağrısı sebebiyle tedavi görmüş olup söz konusu tedavi giderlerinin müvekkil şirket tarafından karşılandığını, bu esnada sözü edilen sigortalının davalı nezdinde de aynı süre için teminat sağlayan geçerli bir sigorta poliçesi bulunduğunun müvekkil tarafından tespit edildiğini, sigortalının müşterek sigortalı olduğu hususunun ——— sayılı yazı ile davalı şirkete bildirildiğini, söz konusu yazı ile davalı şirketin sigorta limiti ve teminat tutarının bilinmemesi nedeni ile müvekkil şirket tarafından karşılanan——– tutarın davalı şirketin poliçesinin aynı limitli olması durumunda %50’sinin limit ve teminatlarının farklı olması halinde ise davalı şirkete isabet edecek tutarın bildirilen hesaba ödenmesini talep ettiğini ancak davalı şirket tarafından müvekkil şirkete herhangi bir ödeme yapılmadığını, huzurdaki davaya konu olayda davalı şirketin TTK 1467. Md. (a) fıkrası kapsamında çifte sigortaya muvafakat etmiş bulunduğunu, her iki şirketin de poliçesinin eki olan Sağlık Sigortası Genel Şartlarının 12. Maddesi ile TTK 1466. Maddesi uyarınca, tamamı müvekkil şirket tarafından karşılanan tedavi masraflarının her iki sigortacı tarafından sigorta edilen bedel oranında karşılanması gerektiğinin aşikar olduğunu, anılan nedenlerle davalı şirketin müvekkil şirketi poliçe limit ve teminatı kapsamında ve sigorta edilen bedel oranında tazmin etmesi gerektiğini beyan etmiş, bu nedenlerle davalı—— fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik ——– tazminatın müvekkilin ödeme tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli ıslah dilekçesinde özet olarak; Toplam ——- ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile ile müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu—— tarihli cevap dilekçesinde özetle; Dava dilekçesinde kendi şirketleri nezdinde sigortalı olduğu beyan edilen ——– tedavi tarihinde müvekkil sigortacı şirket nezdinde de sigortalı olmadığını, TTK’nın———— düzenleyen 1467. Maddenin belirtmiş olduğu istisnaların özellikle (a) bendinde belirtilen sigortacı şirketlerinin onayı bulunmadığından dava konusu uyuşmazlıkta anılan hükümde atıf yapılan müşterek sigorta hükümlerinin davada uygulanmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davacı yanın rücu hakkının bulunmadığını, sigortalı tedavi giderlerinin ödenmesi bakımından kendisi için en uygun poliçeye müracaat etmekte olduğunu, bu kapsamda sigortalının bu yönde bir izni olup olmadığına bakılmaksızın menfaati bakımından müracaat etmeyi tercih etmediği diğer poliçesinden bir tazminat ödemesi yapmak, hasarsızlığını etkilemek ve hasar/primi dengesi nedeni ile daha sonra yüksek prim ödemek zorunda bırakmak şeklindeki uygulamanın sigortalının seçimde bulunma hakkında tüketici olarak haklarına aykırılık teşkil edeceğini, somut olayda yürürlükte olan poliçelerde aynı tedavi giderlerinin tamamını kuver altına alan teminatlar bakımından çifte sigorta hükümlerinin uygulanması gerektiğini, söz konusu madde uyarınca kanun koyucu tarafından genel olarak değerinin tamamı sigortalanmış menfaat bakımından çifte sigorta yasaklanmış olup, poliçeler incelendiğinde maddenin (a) hükmü gereğince sonraki sigortacının buna onay verilmesi şartı getirildiğini, müvekkil şirketin bu yönde açık bir izninin olmadığının açıkça sabit olacağını, somut olayda müşterek sigorta hükümleri uygulama alanının bulunmadığını, dava dilekçesinde dayanak yapılan sağlık sigortası genel şartlarının 12. Maddesi müşterek sigorta başlığını taşımakta olup tedavi masraflarının birden fazla sigortacı tarafından temin edilmiş olması halinde bu masrafların sigortacılar arasında teminatlar oranında paylaşılacağını düzenlemekte olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müşterek sigorta hükümlerinin somut olaya uygulanması halinde dahi, davacı şirketin kendi sigorta poliçesi kapsamında geçerli bir ödeme yapmış olup olmadığı hususu ile rücu hakkı bulunup bulunmadığı hususunun yine müvekkil sigortacı şirketin, temin etmiş olduğu sigorta poliçesi kapsamında (poliçe özel koşulları ve var ise muafiyet şartları da nazara alınmak suretiyle) sorumlu olup olmadığı hususlarının da incelenmesinin gerekeceğini, kabul anlamına gelmemek kaydı ile talep edilen tedavi giderlerinin müvekkil sigortacı şirketin poliçe teminatları kapsamında ödenmesi gerekip gerekmediği, teminat yapısının da incelenmesi gerektiğini beyan etmiş, sonuç olarak davacı yanın tüm haksız istemlerinin ve nihai olarak müvekkil şirket aleyhine açılan davanın reddine, yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
———– tarihli müzekkere cevabı ——–
———-tarihli müzekkere cevabı ——-
————– tarihli müzekkere cevabı,
————– tarihli müzekkere cevabı (Davacının ticaret sicil kayıtları),
-Sigorta Uzmanı bilirkişinin ———– tarihli bilirkişi raporu,
-Davacı vekilinin ————- tarihli ıslah dilekçesi,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, sigorta işlemlerine dayalı olarak açılan rücuan tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; taraflar arasında dava dışı emine sanlı’nın aynı dönemde sağlık sigortası ile sigortalı olup olmadığı, davacının emine sanlının tedavi giderlerini ödeyip ödemediği, ödeme miktarı, davalı sigortanın poliçesinde yazılı limite göre sigorta hukukuna göre rücuya tabi ödeme yapıp yapmayacağı, davalının sorunlu olduğu miktar, temerrüd şartlarının oluşup oluşmadığı, temerrüd tarihi ve temerrüd faiz oranı noktasındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Mahkememizin———–, dosya bilirkişiye teslim edilmiş, bilirkişi——— tarihinde raporunu sunmuş ve rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Sigorta Uzmanı bilirkişi mahkememize sunduğu —— tarihli raporunda sonuç olarak; Davacı ———-nezdinde ———–poliçe numaralı sertifika ile sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunan dava dışı ———— tarihinde kasık ve karın ağrısı sebebiyle ————– gördüğü tedavi giderlerinin davacı———— karşılandığı, dava dışı ———–nezdinde yurtiçi ve yurt dışı için geçerli ayakta ve yatarak tedavileri içeren sağlık sigortası bulunduğu, dava dışı —- her iki sigorta şirketinin müşterek sigortalısı olduğu, davalı ——– dava dışı sigortalısı ——– ödediği ———– tutardan davalının poliçe teminat limiti içinde %50’lik kısmından sorumlu olacağı, davalı şirketin ———- tarihli yazı ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların diğer taleplerinin mahkemenin kanaatinde olduğu hususunda beyan ve rapor sunmuştur.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —– tarihli ıslah dilekçesi ile; Toplam ——– ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile ile müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcını yatırmıştır.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak aldırılan sigorta uzmanı bilirkişi raporu dayanak yapılarak; davcı——- dava dışı sigortalısı —– —- tarihlerini kapsayacak şekilde grup sağlık sertifikası ile sigorta poliçesi düzenlendiği, dava dışı ————-sağlık sigortası güvencesi altında iken —- tarihinde kasık ve karın ağrısı şikayeti ile ——–gördüğü, davacı ———- tarihinde tedavi giderlerinin ilgili hastaneye ödendiği, davacı ———- dava dışı sigortalısına ait aynı dönemi kapsar şekilde sigorta poliçesi bulunduğu tespiti ile müşterek sigorta düzenlendiği gerekçesi ile dava dışı sigortalısının tedavi giderleri karşılığında ödediği tutarın % 50’lik kısmını talep ettiği, ——–kayıtları incelendiğinde davalı————— dava dışı ——– tarihlerini kapsayacak şekilde grup sağlık sigortası düzenlendiği, sigorta uzmanı bilirkişiden alınan rapora göre; davacı ve davalı —— tarafından dava dışı sigortalı ———— düzenlendiği, taraflarca düzenlenen sağlık sigortalarının ——– müşterek sigorta olarak uygulanması gerektiği, davacı —— dava dışı sigortalısına ait tedavi giderlerinin karşılandığı, —— tarihinde ilgili hastaneye ——— fatura karşılığında yatırılmış olduğu, davacı ——— tarihinde davalı——–ödenen bedelin % 50’lik kısmının ödenmesi için yazılı başvuruda bulunulduğu, davalı ———- tarafından dava dışı sigortalısı için tedavi giderleri olarak ödediği ——— % 50’lik kısmından sorumlu olduğu, —–şirketinin başvuru tarihi olan ——– tarihinde temerrüde düşürüldüğü, tarafların tacir oldukları, davacı tarafın ticari temerrüt faizi talebinin yerinde oldduğu, davacı———– tarafından her ne kadar belirsiz alacak olarak dava açılmış ise de; dava dışı sigortalısının tedavi giderlerinin ödeme nedeni ile belirli olduğu, davalı —— % 50’lik kısmının talep edilmesi nedeni ile dava değerinin belirlenebilir olduğu tespit edilerek davanın kısmi dava olduğu, davacı———– tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini artırdığı, ıslah harcının ——- tarihinde yatırılmış olduğu anlaşılmakla; davanın Kabulü ile ——— temerrüt tarihi olan —– tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ——- ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın KABULÜ ile;
———— temerrüt tarihi olan —- tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ——– ise ıslah tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL harç ile 111,00 TL ıslah harcının, alınması gerekli olan 438,88 TL harçtan mahsubu ile bakiye 242,49 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvuru harcı, 85,39 TL peşin harç, 111,00 TL ıslah harcı, 99,20 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 600,00 TL bilirkişi ücreti toplamı 939,99 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———–Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/09/2020