Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/368 E. 2021/82 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/368 Esas
KARAR NO: 2021/82
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
DAVA:Davacı vekili Mahkememize sunduğu —–havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —–isimli şahsın müvekkili şirketin sağlık sigorta güvencesi kapsamında bulunduğunu, sigortalının —— sebebiyle tedavi gördüğünü, tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, sigortalının davalı şirket nezdinde de aynı süre içi teminat sağlayan geçerli bir sigorta poliçesinin bulunduğunu, müvekkili şirket tarafından tespit edildiğini, sigortalının müşterek sigortalı olduğu hususu, — tarihli yazı ile davalı —– bildirildiğini, söz konusu yazı ile davalı şirketin sigorta limit ve teminat tutarının bilinmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından karşılanan —— tutarın davalı şirket poliçesinin aynı limitli olması durumunda %50’sinin, limit ve teminatların farklı olması halinde ise davalı şirkete isabet edecek tutarın bildirilen hesaba ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının dava konusu edilen tutarın ödenmemesi üzerine önce arabuluculuk başvurusu yaptıklarını, ancak anlama sağlanamadığı için bu davayı ikame ettiklerini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik —– tazminatın , müvekkili şirketin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu — havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: ——- kapsamında müvekkili şirket nezdinde de sigortalı olduğunu, yatarak tedavi ve ameliyatları için, —– tedavi bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat verildiğini, ameliyat ve tedavi giderleri dışındaki tetkik, fiziki tedavi ve sarf malzemeleri giderleri için ise farklaı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, TTK’nun 1467 Maddesi uyarınca kanun koyucu tarafından genel olarak değerinin tamamı sigortalanmış menfaat bakımından Çifte Sigorta’nın yasaklanmış olduğunu, istisnalardan biri olarak TTK.1467-(a) bendinde önceki ve sonraki sigortacının buna onay verme şartı getirildiğini, poliçeler incelendiğinde müvekkili şirketin bu açık/zımni bir onayının olmadığının sabit olduğunu, müteselsili şirketin bu açık/zımni bir onayının olmadığının sabit olduğunu, müteselsil sorumluluk olmadığı halde, poliçe sorumluluğunu aşan bi ödeme yapmış olan sigorta şirketi, bu şekilde fazla ödeme yapmış olması nedeni ile TTK’nun 1466 maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen rücu imkanından yararlanmayacağını, bu nedenle somut olayda müteselsil sorumluluk olmadan davacı yanın müvekkili şirkete rücu imkanının bulunmadığını belirterek somut olayda “çifte sigorta olması nedeniyle davacıya karşı herhangi bir sorumluluğunun olmayan müvekkili şirkete karşı açılan davanın reddine, müşterek sigorta hükümlerinin dikkate alındığı durumda dahi, sigortacılar arasında poliçelerde müteselsilen sorumluluk açıkça kabul edilmemiş olduğundan davacı şirketin müvekkili şirkete karşı rücu hakkı bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—— sertifikası,
-Cari hesap ekstresi,
—–
-Sigorta uzmanı ve Uzman sigortacı Mali müşavir bilirkişi heyetinin —-tarihli raporu,
—— ait tedavi ve faturaya ilişkin evrak suretleri,
-Uzman sigortacı mali müşavir bilirkişinin —- tarihli ayrık raporu,
-Özel sigortalar uzmanı bilirkişiden alınan —-tarihi raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava; Rücuen tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava dışı —–aynı dönemde ayrı ayrı davacı ve davalı —– sigortalandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın çifte sigorta ve müşterek sigorta halinde sonradan sigorta yapan sigorta şirketinin ilk sigorta şirketinden onay alıp almayacağı davacı —— dava dışı sigortalının tedavi giderlerinin sigorta poliçesi kapsamında ödenip ödenmediği, davalı sigortanın müteselsil sorumluluğunun olması halinde rücuya tabi ödemesi gereken miktar, temerrüt şartları ile temerrüt fazi oranı oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Davacı —- dava dışı sigorta ettiren—– Arasında—– imzalanmıştır. Davacı—- dava dışı sigortalısı ———– tarihleri arasında sigortalamıştır.
Dava dışı sigortalı ———- tedavisi görmüştür.
Davacı —-tarafından dava dışı sigortalı —- tedavi giderleri olarak toplam ——- kapsamında — ödenmiştir.
Davalı— dava dışı sigortalı—- tarihleri arasını kapsayacak şekilde —– imzalanmıştır.
Davacı — tarafından davalı —— tarihli rücu başvurusu yapılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık hakkında bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce sigorta uzmanı ve mali müşavir bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti —– tarihinde raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Sigorta Uzmanı ve Mali Müşavir bilirkişi mahkememize sunduğu—tarihli raporunda özetle; ——— tarihleri arasında sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunan dava dışı——- sebebiyle tedavi gördüğü ve tedavi giderlerinin davacı — karşılandığı, dava dışı ——-kurumlardaki tedavileri bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat verildiğini, ameliyat ve tedavi giderleri dışındaki tetkik, fiziki tedavi ve sarf malzemeleri giderleri için ise farklı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, dava dışı —– her iki sigorta şirketinin müşterek sigortalısı olduğu, davacı — dava dışı sigortalı —– tutardan, davalının poliçe teminat limiti içinde olması bakımından %50’lik kısmından sorumlu olacağı, davalı şirketin —— tarihli yazı ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların diğer taleplerinin hakim takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmişlerdir.
Uzman sigortacı mali müşavir bilirkişinin —- tarihli ayrık raporunda özetle; davacı sigorat şirketi, sigortalısı — için — kapsamında tedavi giderleri olarak ödediği —— müşterek sigorta ve çifte sigorta’ya ilişkin TTK’nun (166, 1467) sayılı maddelerini ve sağlık sigorta Genel Şartlarının 12 maddesini dayanak göstererek, davalı ——- tarihli yazı ile poliçedeki limite isabet eden tutar kadar veya poliçelerin aynı limitte olması durumunda ödenen tutarın %50 ‘sini karşılaması yönünde talepte bulunduğu, ancak bu talebin —— ilgili mevzuat hükümleri kapsamında dayanaksız kaldığı, tedavi masraflarına ilişkin taraflar arasında müşterek sorumluluğun temin edilmemiş/sağlanmamış olması ve—– geçerli olmaması sebebiyle davacı—- şirketinin, sigorta tazminatını ödese bile halefiyet hakkına sahip olamayacağı, dolaysıyla davacı—— sigortalısına ödediği bedele istinaden davalı —– rücuen talepte bulunmak hakkının da doğmayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetindeki bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir sigorta uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
— uzmanı bilirkişiden alınan —- tarihli raporda özetle; dosya kapmasında davacı ile davalı arasında tedavi masraflarına ilişkin müşterek sorumluluğun temin edilmemiş olduğu, bu nedenle müşterek sigorta hükümlerinin uygulanamayacağı, can sigortaları mevzuatına göre çifte sigorta hükümlerinin olaya uygulanamayacağı, davacının sigortalasına yapmış olduğu ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle davacının rücu talebinin yerinde olmayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek hükme esas alınan —- tarihli sigorta uzmanı—- tarafından düzenlenen bilirkişi raporu dayanak yapılarak; Dava dışı —– tarihleri arasında ——-sigortalandığı, dava dışı —– tarihinde —- tedavisi gördüğü, davacı — tarafından dava dışı sigortalı—— tedavi giderleri olarak toplam ———— kapsamında — ödendiği, davalı — dava dışı sigortalı —- arasını kapsayacak şekilde —- davacı —- tarafından davalı ——– tarihli rücu başvurusu yapıldığı ancak davalı —– tarafından ödeme yapılmadığı, sigorta uzmanı bilirkişiden aldırılan ———-tarihli rapora göre; her ki poliçenin vade, kapsam ve limitleri göz önüne alındığında yasanın aradığı çifte sigortanın ve müşterek sigorta şartlarının oluşmadığı, davacı sigortanın poliçesinin sonraki tarihli sağlık sigorta poliçesi olduğu, TTK’nun geçerlilik koşullarını düzenleyen 1467. Maddesindeki şartlar sağlanamadığından ikinci sigorta sözleşmesindeki bahse konu teminat türünde çakışma nedeniyle bu kısma dayalı — geçersiz olduğu, sonraki geçersiz poliçeyi düzenleyen davacı— yapmış olduğu ödeme —– ödemesi olacağından; hatır ödemeleri sigorta sözleşmesinden doğan tazminat borcunun ifası olarak yapılmadığından sigortacının hatır ödemesine dayalı olarak kanuni halefiyetinden söz edilemeyeceği, davacı —- sigortalısına yaptığı ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, halefiyet koşulları oluşmadığından rücu talebinin yerinde olmadığı, anlaşılmakla; —— onama ilamı da Mahkememizce emsal karar olarak değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,3 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.080 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; artan delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile——-Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2021