Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/364 E. 2021/33 K. 14.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/367 Esas
KARAR NO: 2021/81
DAVA: Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —- isimli şahsın müvekkili şirketin sağlık sigorta güvencesi kapsamında bulunduğunu, sigortalının —- nedeni ile — saptanması sebebi ile tedavi gördüğünü, tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, sigortalının davalı şirket nezdinde de aynı süre için teminat sağlayan geçerli bir sigorta poliçesinin bulunduğu müvekkil şirket tarafından tespit edildiğini, sigortalının müşterek sigortalı olduğu hususunu —– tarihli yazı ile davalı şirkete bildirdiğini, söz konusu yazı ile davalı şirketin sigorta limit ve teminat tutarının bilinmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından karşılanan — tutarın davalı şirket poliçesinin aynı limitli olması durumunda %50’sinin limit ve teminatların farklı olması halinde ise davalı —— edecek tutarın bildirilen hesaba ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının dava konusu edilen tutarın ödenmemesi üzerine önce arabuluculuk başvurusu yaptıklarını, ancak anlaşma sağlanamadığı için bu davayı ikame ettiklerini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik —– tazminatın, müvekkili şirketin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunduğu — tarihli cevap dilekçesinde özetle; —— sağlık sigortası poliçesi kapsamında müvekkili şirket nezdinde de sigortalı olduğunu, yatarak tedavi ve ameliyatları için yurtiçi kurumlardan tedavi bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat verildiğini, ameliyat ve teminat giderleri dışındaki tetkik, fiziki tedavi ve sarf malzemeleri giderleri için ise farklı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, TTK’nın 1467 maddesi uyarınca kanun koyucu tarafından genel olarak değerinin tamamı sigortalanmış menfaat bakımından Çifte Sigortanın yasaklanmış olduğunu, istisnalardan biri olarak TTK 1467 (a) bendinde önceki ve sonraki sigortacının buna onay verme şartının getirildiğini, poliçelerin incelendiğinde müvekkili şirketin bu yönde açık/zımni bir onayının olmadığının sabit olduğunu, müteselsil sorumluluk olmadığı halde poliçe sorumluluğunu aşan bir ödeme yapmış olan sigorta şirketi, bu şekilde fazla ödeme yapmış olması nedeni ile TTK’nın 1466. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen rücu imkanı bulunmadığını beyan ederek somut olayda çifte sigorta olması nedeni ile davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu olmayan müvekkili şirkete karşı açılan davanın reddine, müşterek sigorta hükümlerinin dikkate alındığı durumda dahi sigortacılar arasında poliçelerde müteselsil sorumluluğun açıkça kabul edilmemiş olduğundan davacı şirketin müvekkili şirkete karşı rücu hakkı bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—– müzekkere cevabı,
—– tarihli müzekkere cevabı,
—- tarihli müzekkere cevabı,
-Sigortacı bilirkişinin mahkememize sunduğu—– tarihli ayrık raporu,
-Sigortacı ve Sigorta Uzmanı öğretim üyesi bilirkişi heyetinin mahkememize sunduğu —- tarihli raporu,
-Aktüerya Uzmanı bilirkiş—– mahkememize sunduğu —- tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava; Rücuen tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Dava dışı —– aynı dönemde ayrı ayrı davacı ve davalı —- sigortalandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın çifte sigorta ve müşterek sigorta halinde sonradan sigorta yapan sigorta şirketinin ilk sigorta şirketinden onay alıp almayacağı davacı —– dava dışı sigortalının tedavi giderlerinin sigorta poliçesi kapsamında ödenip ödenmediği, davalı sigortanın müteselsil sorumluluğunun olması halinde rücuya tabi ödemesi gereken miktar, temerrüt şartları ile temerrüt fazi oranı hususundadır.
Tarafların dilekçelerinde bildikleri delilleri toplanmıştır.
Davacı — dava dışı —- poliçe no’lu —- imzalanmıştır. Davacı — dava dışı sigortalısı ——– tarihleri arasında sigortalamıştır.
Dava dışı sigortalı —- tarihinde —– tedavi görmüştür.
Davalı — tarafından dava dışı sigortalı —- tedavi giderleri olarak toplam —– kapsamında—- ödenmiştir.
Davalı — dava dışı sigortalı— arasını kapsayacak şekilde —- imzalanmıştır.
Davacı — tarafından davalı——– tarihli rücu başvurusu yapılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık hakkında bilirkişi heyetinden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Sigortacı bilirkişi mahkememize sunduğu — tarihli ayrık raporunda sonuç olarak; Davacı —- kapsamında tedavi giderleri olarak ödediği —– müşterek sigorta ve çifte sigortaya ilişkin TTK’nın 1466, 1467 sayılı maddelerini ve sağlık sigorta genel şartlarının 12 maddesini dayanak göstererek davalı —— tarihli yazı ile poliçedeki limite isabet eden tutar kadar veya poliçelerin aynı limitte olması durumunda ödenen tutarın %50’sini karşılaması yönünde talepte bulunduğu, ancak bu talebin can sigortaları ve ilgili mevzuat hükümleri kapsamında dayanaksız kaldığı, tedavi masraflarına ilişkin taraflar arasında müşterek sorumluluğun temin edilmemiş/sağlanmamış olması ve can sigortalarında çifte sigorta ve halefiyet ilkesinin geçerli olması sebebi ile davacı—— şirketinin, sigorta tazminatını ödese bile halefiyet hakkına sahip olamayacağı, dolayısıyla davacı —- sigortalısına ödediği bedele istinaden davalı —— rücuen talepte bulunma hakkının da doğmayacağı görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
Sigortacı ve Sigorta Uzmanı öğretim üyesi bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu — tarihli raporunda sonuç olarak;—- Nezdinde —– tarihleri arasında sağlık sigortası güvencesi kapsamında bulunan dava dışı —– saptanması sebebiyle tedavi gördüğü ve tedavi giderlerinin sigorta şirketince karşılandığı, dava dışı —– nolu %100 teminatlı yurtiçi kurumlardaki tedavileri bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat verildiğini, ameliyat ve tedavi giderleri dışındaki tetkik, fiziki tedavi ve sarf malzemeleri giderleri için ise farkı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, dava dışı —- her iki sigorta şirketinin müşterek sigortalısı olduğunu, davacı — dava dışı sigortalı—- tutardan, davalının poliçe teminat limiti içinde olması bakımından %50’lik kısmından sorumlu olacağı, davalı şirketin —— tarihli yazı ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların diğer taleplerinin hakimin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetindeki bilirkişiler arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeni bir sigorta uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
Aktüerya Uzmanı bilirkişi —- mahkememize sunduğu —— tarihli raporunda sonuç olarak; Dosya kapsamında davacı ile davalı arasında tedavi masraflarına ilişkin müşterek sorumluluğun temin edilmemiş olduğu, bu nedenle müşterek sigorta hükümlerinin uygulanamayacağı, can sigortaları mevzuatına göre çifte sigorta hükümlerinin olaya uygulanamayacağı, davacının sigortalısına yapmış olduğu ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle davacının rücu talebinin yerinde olmayacağı hususunda rapor beyan etmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek hükme esas alınan — tarihli Aktüerya Uzmanı —- tarafından düzenlenen bilirkişi raporu dayanak yapılarak;
Dava dışı — tarafından — tarihleri arasında —- sigortalandığı, dava dışı —-tarihinde —- gördüğü, davalı — tarafından dava dışı sigortalı —- tedavi giderleri olarak toplam ——— kapsamında —- ödendiği, davalı —- tarihleri arasını kapsayacak şekilde —- poliçe no’lu—- sigortalandığı, davalı — tarafından davacı şirkete — rücu başvurusu yapıldığı ancak davalı —- ödeme yapılmadığı, sigorta uzmanı bilirkişiden aldırılan ——tarihli rapora göre; her ki poliçenin vade, kapsam ve limitleri göz önüne alındığında yasanın aradığı çifte sigortanın ve müşterek sigorta şartlarının oluşmadığı, davacı sigortanın poliçesinin sonraki tarihli sağlık sigorta poliçesi olduğu, TTK’nun geçerlilik koşullarını düzenleyen 1467. Maddesindeki şartlar sağlanamadığından ikinci sigorta sözleşmesindeki bahse konu teminat türünde çakışma nedeniyle bu kısma dayalı — geçersiz olduğu, sonraki geçersiz poliçeyi düzenleyen davacı —yapmış olduğu ödeme —- ödemesi olacağından; hatır ödemeleri sigorta sözleşmesinden doğan tazminat borcunun ifası olarak yapılmadığından sigortacının hatır ödemesine dayalı olarak kanuni halefiyetinden söz edilemeyeceği, davacı —- sigortalısına yaptığı ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, halefiyet koşulları oluşmadığından rücu talebinin yerinde olmadığı, anlaşılmakla; —— onama ilamı da Mahkememizce emsal karar olarak değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL harcın alınması gerekli olan 59,30 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 26,09 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 4.080,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
5-Arabuluculuk aşamasında —– tarafından ödenen arabulucu ücreti 1.320,00 TL’nin davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2021