Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/34 E. 2020/302 K. 09.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/34 Esas
KARAR NO : 2020/302

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/03/2019
KARAR TARİHİ : 09/07/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında ticari ilişkinin mevcut olduğunu, davalı yanın davacı yana cari hesap borcunun bulunduğunu, davalı tarafın davacı tarafa cari hesap borcunun bulunduğunu, davalı tarafından ödeme yapılmaması üzerine alacağın tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, takibe konu cari hesap ekstresinde de davalı yanın kaşe ve imzasını mevcut olmasına rağmen davalının haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı yan cevap dilekçesi vermemiştir. .
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalıya takip konusu faturalar nedeniyle cari hesap şeklinde işleyen bir ticari ilişki bulunup bulunmadığı ve davacının cari hesaba dayalı olarak davalıdan dava değer kadarı kadar alacaklı olup olmadığına yönelik açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün——- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından ——— tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan cari hesap ekstresinin incelenmesinde davacı alacağının ——- olduğu, cari hesap ekstresi altında davalı şirket kaşe ve imzasının olduğu görülmüştür.
Mahkememizce taraflara ait ticari defter dayanakları üzerinde mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiştir. İnceleme günü usulüne uygun olarak hazır olan davalı tarafa tebliğ edilmiştir.
Bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu 24/02/2020 tarihli raporunda özetle, davacı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede, davacı yanın ————- alacaklı olduğu, davacı tarafından davalıya toplam —– tutarında fatura düzenlendiği, davalı tarafından davacıya parça parça toplam 20.800 TL tutarında ödeme yapıldığı, ödemenin 21.100 TL sinin ————banka ödemesi ile yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 2.205,49 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini sunmadığı ancak, dosya içerisinde mevcut davalı yanın kaşe ve imzasını içeren, davalı yanın ticari defterlerinde davacıyla olan ticari ilişkiyi ——– dökümünün mevcut olduğu, yapılan incelemede davacı tarafından düzenlenen faturaların bu hesabın alacağından davalı tarafından yapılan ödemenin ise bu hesabın borcunda cari hesap ekstresindeki gibi kayıt altına alındığı ve takip tarihi itibariyle davalının —————- borçlu olduğu, davalının kendi ticari defterlerine göre de davacı yana takip tutarı kadar borçlu olduğu, yönünde rapor tanzim edilmiş rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması gerekir. Bir taraf kendi defterlerine delil olarak dayanmış ise karşı tarafın ticari defterlerine dayanılmamış olsa da karşı taraf defterlerinin incelenmesi zorunludur. Çünkü tarafın ticari defterleri yasada belirtildiği üzere karşı tarafın ticari defterleri ile uyumlu olduğu takdirde lehine delil olabilecektir. Karşı taraf defterleri incelenmediği takdirde dayanan tarafın kendi defterindeki kayıtların lehe delil olması mümkün değildir. Davacının da bu durumu bilerek ticari defterlere delil olarak dayandığı ve karşı tarafın ticari defterlerinin de incelenmesini istediği kabul edilmelidir. Aksinin kabulü halinde davacının ticari defterleri tek başına delil niteliği taşımadığından dayanılan böyle bir delilin incelenmesine gerek de olmayacaktır. Karşı taraf ticari defterlerini sunar ise birlikte incelenip değerlendirildiğinden delil olup olmadığı sonucuna göre değerlendirilebilecektir. Karşı taraf ticari defterlerini sunmadığı takdirde ise bu davranışı ile kendi ticari defterlerinin davacı defterleri ile uyumlu olup olmadığının incelenmesine engel olduğundan, engel olduğu sonucun varlığını kabul etmiş sayılmalıdır. Tacir olup ticari defter tutmak zorunda olan taraf, ticari defterleri bulunmadığını ileri süremeyeceğinden verilen kesin süreye rağmen ibraz etmediği takdirde, belgenin elinde olmadığına dair yemin etmesine gerek olmaksızın HMK 220/3. madde gereğince sunmaktan kaçındığı belgelerdeki (ticari defterlerindeki) kayıtların, karşı taraf defterindeki kayıtlara uygunluğunu mahkeme kabul edebilir. Aksinin kabulü durumunda; karşı tarafın ticari defterlerini sunmaması halinde sunan tarafın muntazam tutulmuş ticari defterlerinin lehe delil olarak kabul edilemeyeceği şeklinde bir sonuç ortaya çıkar ki bu ticari defterleri ve karşı taraf elinde olduğu ileri sürülen belgeleri delil olarak kabul edip sunulmaması halinde sonuçlarını belirleyen HMK’ndaki açık düzenlemelere aykırı bir yorum olacaktır.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallarla birlikte somut olay değerlendirildiğinde; mahkemece taraflara ticari defterlerini sunmaları için süre verilmiş olup davacı defterleri üzerinde yapılan inceleme sonucu alınan bilirkişi raporu ile talep edilen alacağın varlığı kanıtlanmıştır. Davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK 222. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine engel olduğundan sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir. Bu durumda ticari defter kayıtları ile alacağın varlığı ispatlandığı halde davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. (Yargıtay ——————-.)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, —— adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, cari hesap ekstresi, bilirkişi raporu, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında cari hesaba ve faturaya dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davacının ticari defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde, takip konusu tutarın davacının ticari defterlerinde ve dosyada mevcut davalı —— kayıtlı olduğu ve davalının davacı tarafından düzenlenen faturalar karşılığında davacıya kısmi ödemeler yaptığı dolayısıyla taraflar arasında bir ticari ilişkinin olduğu ve davacı tarafından fatura içeriği mal/hizmetin davalıya teslim edildiğin ispatlandığı, bilirkişi raporu sonucunda davacının davalıdan takip tarihi —– alacaklı olduğunun hesap edildiği, davalıya usulüne uygun olarak ticari defterlerini sunması için tebligat yapılmış olmasına rağmen davalının ticari defter ve kayıtlarını incelemeye ibraz etmediği, tarafların tacir olduğu ve asıl alacağa takip tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi uyarınca ticari faiz uygulanması gerektiği, davacının icra takibi yapmakta ve huzurdaki itirazın iptali davasını açmakta haklı olduğu, davalının itirazının yerinde olmadığı alacağın likit ve belirlenebilir olduğu ve icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu sonuç ve kanaatine varılmakla, davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.Davanın KABULÜ ile; davalının İstanbul Anadolu ——-. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyasına vaki itirazın İPTALİNE,
2. Asıl alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmasına,
3.Alacağın % 20 si oranında hesap edilen 441,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 44,40 TL harcın alınması gerekli olan 150,66 TL harçtan mahsubu ile bakiye 106,26 TL karar ve ilam harcının —— alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 44,4 TL, posta ve tebligat gideri 380 TL, bilirkişi ücreti 750 TL, olmak üzere toplam 1.174,4 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ——— ücretinin——— alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda, miktar itibari ile kesin olmak üzere verilen karar acıkca okunup usulen anlatıldı.