Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/319 E. 2021/78 K. 28.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/319 Esas
KARAR NO: 2021/78
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/11/2017
KARAR TARİHİ: 28/01/2021
DAVA:Davacı vekili Mahkemeye sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; —– sayılı dosyası ile işleme konulan senetlerin iptali ile karşılıksız kalması nedeni ile müvekkili davacı tarafından—-tarihleri arası sıra vadeli bonoların davacı tüketici —- yönünden geçersiz olduğunun ve bu senetler nedeni ile borçlu olmadığının tespitine karar verildiği, bu kararın —-tarihinde kesinleşmiş olduğunu, bu senetlerin iptal edilerek hükümsüz hale getirildiğini, bu nedenle müvekkili aleyhine işlem yapılamayacağını, hakkında açılan icra takip dosyalarının iptali ile müvekkilinin mallarının üzerine konulan hacizlerin kaldırılmasını, müvekkiline ait aracında yediemin olarak teslim edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu —- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: ——sayılı dosyası ile takibe dayanak bono için başlatılan icra takibinin iptali ve davacı/borçlunun ilgili bono hakkında borçlu olmadığının tespitini talep ettiğini, bu davanın, davacının düzenlediği ve bu hususu dilekçe ile ikrar etmiş olduğu bonolar hakkında takibe girişen davalı için, özelliklede —— kapsamında, dinlenilmesi mümkün olmadığını, öncelikle, dava konusu icra takibi, davacının düzenlediği ve bu hususu ikrar ettiği bonolara, kambiyo senetlerine özgü haciz hükümleri gereğince başlatıldığını,—— kararları, dava dilekçesinde belirtilen kararlardan sonraki tarihli olmakla, ilgili Tüketici Sözleşmelerine bağlı olarak keşide edilen aynı konumdaki bonoların, tüketicinin TTK m.590 gereğince, keşidecinin (davacının), lehtarla doğrudan doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri, müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez.” ilkesini benimsediğini, Mahkemece, 6762 sayılı TTK’nun 599. maddesi hükmü gereği borçluların “senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile TKHK’nun 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını” takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği gibi, keşidecinin bu durumu sonradan iyiniyetli hamile karşı da ileri sürmesinin mümkün olmadığını, görüşmeler sırasında bir kısım üyeler tarafından TKHK’nun 6/A maddesi uyarınca, nama yazılı olarak düzenlenmesi gereken tüketici senedinin emre yazılı olarak düzenlenmesi halinde senedin geçersizliği sonucunu doğuracağı ve bu hususun herkese karşı ileri sürülebileceğinden takip konusu senedin bu nedenle geçersiz olduğunun kabulü ile yerel mahkeme kararının onanması yönünde görüş beyan etmiş iseler de, bu görüşün kabul edilmediğini, müvekkilnin dava dışı senet lehtarı şirketten, alacağını temin etme amaçlı olarak takibe konu bonoyu ciro ile iyi niyetli olarak devraldığını, takip tarihine kadar, davalının alacaklı olduğu lehtar şirket ve keşideci tarafından bonolar için herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalı bonoları takibe koymak sureti ile alacağını temin yoluna başvurmak zorunda kaldığını, davacının senet lehtarına karşı ileri süreceği defileri ve hukuki ilişkide var olan edim sorumluluğunu iyiniyetli üçüncü kişi konumunda olan davalıya karşı ileri süremeyeceğini, bonolar üzerinde, dava dilekçesi ekinde sunulan sözleşme ile illiyet oluşturacak ibare ya da kayıt bulunmadığını, kambiyo senetlerinin, vadelendirme aracı olmadığını, ödeme aracı olduğunun kanunen düzenlendiğini, dava dilekçesinde davacı, davalının ilgili senetleri bir paravan olarak dava dışı lehtar adına tahsil etmeye çalıştığını, hatta müflis olduğunu bildiği bir şirketle beraber çalıştığını iddia etse de, bu hukuki dayanaktan yoksun isnat ve iddiaların hiç bir hukuki değeri olmadığını, ciranta şirket ulusal medyada geniş çapta haber olmuş ve müflis hale geldiği açık olsa da, davalı müvekkilinin bonoları vade tarihinden önce, yani keşide tarihi ile vade tarihi arasında ciro yolu ile devraldığı için, davacı ile davacının güvenerek yapmış olduğu satış işlemindeki var olan güvenine sahip olarak alacağını bonolar marifeti ile temin ettiğini, alacağın bonolar ile ödeme olarak aldığı gözden kaçırılarak taraflarından TKHK kapsamında sözleşmeden sorumlu tutulmaya çalışılmasının kabul edilemeyeceğini, davacının, öncelikle dava ile dayandığı kötü niyet iddiasını ispat etmesi gerektiğini, takip konusu bononun, cirantaya takip zaman aşımı olan 1 senelik zamanaşımı süresini aştığını, zaten alacağından mahrum kalan davalı/alacaklının bir de dava dışı lehtar şirketin açıp kazanacağı davalarda vekalet ücreti ve masraf ödemeye tahammülü kalmadığını, mesnetsiz iddialar ve kötü niyetli isnatları kabul etmediklerini beyanla, davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—–icra sayılı dosyası,
—-sayılı dosyası,
-Tarafları—- — sureti,
—- sayılı dosyası —- sureti,
—– kayıtları,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava; icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır.
—– sayılı görevsizlik kararı üzerine iş bu dosya mahkememiz esasına kaydedilmiştir.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık,——takip dosyasına konu bono senetler nedeniyle davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı, davalının davaya konu bono senetlerin iktisabının kötü niyetli olup olmadığı, kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Celp ve tetkik edilen —- dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından —– tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı borca itiraz dilekçesi sunduğu ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın — yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
—– görevsizlik kararı üzerine dosyanın Mahkememiz esasına kaydı yapılmıştır.
——- Sayılı takip dosyasının celp edilerek incelenmesinde; Alacaklısının —- borçlusunun —– takibin Kambiyo Senetlerine Mahsus takip olduğu, takibin kesinleştiği görülmüştür.
—-Sayılı dosyasının celp edilerek incelenmesinde; davacısının—– Olduğu, dava konusunun davacı tüketici ile davalı arasında imzalanan sözleşmenin iptali ile yapılan senetler bakımından borçlu olmadığının tespiti olduğu, yargılama sonunda Mahkemece —– Sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verilerek taraflar arasındaki harici gayrımenkul satış sözleşmesine nedeniyle keşidecisi—- lehdarı —- tarihleri arası sıralı vadeli — vadeli olan —bedelli, diğerleri—- bedelli bono senetler davacı tüketici —- yönünden geçersiz olduğunun ve davacı tüketici—- senetler nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
—- üzerinden gönderilen — Sayılı dosyasının incelenmesinde; davacısının— davalısının — olduğu, davanın borca itiraz ile takibin iptali davası olduğu, yargılama sonunda Mahkemece —-Sayılı kararı ile ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği, davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine —- sayılı kararı ile davacı tarafın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte incelenerek değerlendirilmesinde;
Davacı — dava dışı ——- arasında devre tatil sözleşmesine istinaden davaya ve takibe konu bono senetlerin düzenlendiği, bono senetlerin dava dışı —- tarafından cirolanarak takip alacaklısı davalı — verildiği, davalı—-tarafından takip ve dava konusu mezkur bono senetlere istinaden —- dosyası ile kambiyo senetlerine mahsus takip yolu ile takibe geçildiği,
—– Sayılı istinaftan geçerek kesinleşen dosyasına göre; takip dayanağı (bono) senetlerin incelenmesinde senet lehdarının —- olduğu, senet keşidecisinin —– olduğu, senette lehdar olarak gözüken şirketin ticaret sicil kayıtlarının tetkik edildiğinde takip alacaklısı cirantanın (…) şirkette yönetici ya da şirket müdürü olarak görev almadığı, yine takip alacaklısı cirantanın — sorgulamasında farklı bir şirket çalışanı olduğu, takibin 3. Kişi ciranta tarafından keşideci aleyhine başlatıldığı, takip borçlusu davacının takip alacaklısı cirantanın kötü niyetli olduğunu iddia ettiği ancak bu durumu takip hukuku bakımından geçerli bir yazılı belge ile kanıtlamadıkça 3. Kişi ciranta lehdara ve diğer ilgililere karşı kişisel def’ileri menfi tespit davasında taraf da olmayan takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği, alacaklı cirantanın bonoları ciro yolu ile alırken bili bile borçlunun zararına hareket ettiği de (kötü niyetli olduğu) davacı borçlu tarafından ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği,
Davacı tarafından mahkememiz nezdinde icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında uyuşmazlığın —— takip dosyasına konu bono senetler nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı, davalının dava konusu bono senetlerin iktisabının kötü niyetli olup olmadığı, kötü niyet tazminatı koşullarının oluşup oluşmadığı” olarak tespit edildiği, davaya ve takibe konu bono senetlerin dava dışı —-tarafından cirolanarak davalı takip alacaklısına verildiği, cironun usul ve yasaya uygun olduğu, —- dosyası ile her ne kadar davacı—- kapsamında verdiği bono senetler nedeniyle senet lehdarı —- borçlu olmadığına karar verilmiş ise de; davaya ve takibe dayanak bono senetlerin 3. Kişi durumundaki davalıya ciro edildiği, cironun usul ve yasaya uygun olduğu, davalının dava dışı —- yönetici ya da şirket müdürü olarak görev almadığı, yine takip alacaklısı cirantanın——– sorgulamasında farklı bir şirket çalışanı olduğu, davalının takip dosyasında sırf davcı aleyhine takip başlatmasının kötü niyetli olduğuna karine teşkil etmediği, davacının bono senetlerde keşideci olduğundan her halükarda aleyhine takip yapılabileceği, davacı tarafça davalının davaya ve takibe konu bono senetleri iktisabının kötü niyetli olduğunun ispatlanamadığı anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki gibi karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınması gerekli olan 59,3 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca 4.800 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/01/2021