Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/302 E. 2022/559 K. 07.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/302
KARAR NO : 2022/559

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/06/2019
KARAR TARİHİ : 07/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili 13/06/2019 tevzi tarihli dava dilekçesinde özetle; davacı ..—— altında faaliyet gösteren ——- kurucu ortaklarından olduğunu, son olarak diğer iki davalı ile birlikte işbu şirketim eşit oranda hissedarı ve müşterek temsil ve——— yetkilisi olduklarını, müvekkilinin—— tarihli kararı ile tutuklanmasına karar verildiğini, tutuklanmayı fırsat bilen davalı ortaklar tarafından, müvekkilinin bilgisi, izni ve imzası olmaksızın —- sayılı ——-kararı alınarak müvekkilinin yetkilerinin hukuka aykırı bir şekilde kaldırdığını, şirketin bu tarihten itibaren diğer iki ortak ….——- müşterek imzaları ile temsil edileceğine karar verildiğini, mezkur kararda müvekkilinin imzası bulunmamış olmasına rağmen, müvekkilinin imzası varmışcasına işlem gerçekleştirildiğini, hukuka aykırı olan ——— yetkileri kaldırılan müvekkilinin bu durumdan haberdar olması üzerine —–sayılı ihtarı ile bu karara istinaden alınan ———– kararlarının da hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin yönetim kurulu görevinden istifa etmesi gibi bir durumun söz konusu olmamasına rağmen istifa etmiş gibi gösterildiğini, ortaklardan davalı ..—- olan —- müvekkili yerine yönetim kurulu üyeline atandığını, bu işlemlerin tamamının hukuksuz olduğunu, işbu hukuksuzlukla ilgili yasal yollara başvurulacağının ihtar olunduğunu, bu gelişmeler üzerine müvekkilinin— kadar şirket yönetiminde hiç bulunmamış ve herhangi bir tecrübeye sahip olmayan oğlu ——- vekaletname vermek mecburiyetinde kaldığını, müvekkilinin vermek zorunda kaldığı işbu vekaletnameye istinaden oğlu — tarafından şirket işlemlerinin babası davacı müvekkili adına yapılmaya çalışıldığını, müvekkilinin tutukluluk halinin devamı üzerine ailesinin üzerinde maddi ve manevi baskının her geçen gün artarak devam ettiğini, tutukluluk haline yapılan itirazların reddedilmesi ve —- olan bu durumun ne kadar daha süreceğinin öngörülemez olması karşısında, müvekkilinin davalıların hisse devir teklifini kabul etmek mecburiyetinde kaldığını, müvekkili ile davalılar arasında yapılan görüşmeler neticesinde, müvekkilinin şirketteki—— hissenin davalı … tarafından—- yarısının davalı … tarafından —- olmak üzere—- karşılığında devredilmesine ilişkin mutabık kalındığını, bunun üzerine müvekkilinin hisselerinin ——— sözleşmeleri ile davalılara devredildiğini, —- devir bedelinin müvekkilinin hisselerinin gerçek karşılığının kat be kat altında olduğunu, davalıların müvekkilinin zor durumundan faydalanmak suretiyle müvekkili hisselerinin “—-, ek olarak sundukları şirket değerlemesi sonuç raporunda, — değerinden müvekkilinin 1/3 hissesine karşılık —- olduğunu anlaşıldığını, bu itibarla müvekkiline ait şirket hisselerinin müvekkilinin zor durumda kalmasından yararlanılmak suretiyle diğer şirket ortağı davalılar tarafından— düşük bir bedelle satırı alındığının anlaşıldığını belirterek taraflar arasında imzalanan —– sayılı hisse devir sözleşmelerinde yer alan devir bedellerindeki “aşırı yararlanma/gabin” nedeniyle oluşan oransızlığın giderilmesi ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere ——— hisse bedelinin devir tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücreti alacağının karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili 19/07/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle; taleplerin kabulü anlamına gelmemek kaydıyla dava dilekçesinde hisse devir bedelinin eksik olduğu belirtilip, arada alınan bedele kıyasla —- kat fark olduğu belirtilip, buna göre mali müşavir raporları eklendikten sonra, belirsiz alacak davasından söz etmenin hem HMK madde 107 ‘ye aykırılık hem de ticaret hayatının olağan akışına aykırılık teşkil ettiğini, davanın usul yönünden reddinin gerektiğini, mali müşavir raporlarına göre dava bedelinin belirlenebilir olduğunu ve belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, ilaveten ——-sözü edilen hisse satış sözleşmelerine taraf olmadığını, pasif dava ehliyeti eksikliğinden kendisi için evveliyatla usulen davanın reddinin gerektiğini, usulü itirazları kabul görmezse de esas açısından davanın zamanaşımı süresi içinde açılmadığından reddinin gerektiğini, davacı ve davalıların tacir olduğunu, sözleşmeleri serbestçe akdedip, basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olduklarını, davacının ticari hayatının devamı için fiili ehliyetine sahip olduğunu, vekalet vererek serbest hür iradesiyle herhangi bir baskı olmadan hisselerini sattığını ve talep ettiği bedeli aldığını, talep ettiği bedeli alırken bile ihtirazı kayıt düşülmeden bedeli tahsil ettiğini, davacının iddialarının aksine —– durumunun da söz konusu olmadığını belirterek haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın, öncelikle şekli hukuk yönünden, aksi halde esastan reddine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TALEP ARTIRIM : Davacı vekili ——— havale tarihli talep artırım dilekçesinde özetle; HMK m.107 gereğince taleplerini artırarak müvekkili davalı ….—- dava dilekçesi ile talep ettiği —– tutarında artırarak,——– bedelinin” dava tarihi olan 13.06.2019’dan itibaren işleyecek değişik oranlarda ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, müvekkili davalı …—- dava dilekçesi ile talep ettiği — tutarında artırarak———- bedelinin” dava tarihi olan 13.06.2019’dan itibaren işleyecek değişik oranlarda ticari avans faizi ile birlikte tahsiline, davalı —– dilekçemizdeki talebimizi aynen koruyarak, davalı şirket yönünden — fark alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, —– hukuksal nedenine dayalı olarak ——yevmiye sayılı hisse devir sözleşmelerindeki——- nedeniyle oluşan oransızlığın giderilmesi ve farkın davalılardan tahsili istemine ilişkindir.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve davalı şirkete ait tüm ticari defter, kayıt ve dayanak belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak kök ve ek rapor alınmıştır.
Davacı taraf somut uyuşmazlıkta; bir soruşturma kapsamında — tarihleri arasında tutuklu kaldığı dönemde davalı şirketteki hisselerinin içinde bulunduğu — hali kapsamında davalı tarafça devralındığını iddia etmektedir.
Davalı taraf zamanaşımı itirazında bulunmuş ise de, davaya konu yapılan —haline dayanak yapılan tutukluluk halinin sona erdiği —davanın açıldığı —-tarihi arasında henüz bir yıllık sürenin dolmamış olması nedeniyle mahkememizce nazara alınmayarak reddedilmiştir.
Dava dosyasına delil olarak ———-.tarafından düzenlenen——– alındığından şirket değerinin resmi rakamlara göre—– olarak hesaplandığının belirtildiği,
Makine mühendisi tarafından düzenlenen —- tarihli değerleme uzman raporunda; davalı şirketin — değerinin—— belirtildiği,
—— değerleme uzmanı tarafından düzenlenen raporda; davalı şirketin — olduğunun belirtildiği,
—-düzenlenen raporda; —- tarihi itibariyle davacı … ‘—— davacı şirkette denk gelen değerinin — olduğunun belirtildiği,
—–sayılı dava dosyasından sunulan belgelere göre; davacının ——-nolu tutuklama müzekkeresinin —–tarihinde düzenlendiği, davacının yapılan yargılama sırasında — tarihinde tahliyesine karar verildiği, dolayısıyla —–arasında tutuklu kaldığı,
— tarihinde “—- davacı … vekili ….—— hisse bedeli değerli davalı şirketin 1/3 oranındaki hissenin satışına ilişkin olduğu, sözleşmenin davacının vekili ..—— Bağlanmamış ———- Sözleşmesi’nin davacının davalı şirketteki —– sermaye hak ve hissesinin ——– bedelle devrettiği, iş bu devir sözleşmesini devir eden sıfatı ile davacının vekili …—– tarafından imzalandığı,
——– davacının davalı şirketteki ——– sermaye payına ———— sermaye hak ve hissesinin …—- 6.000.000,00 TL bedelle devrettiği, iş bu devir sözleşmesini devir eden sıfatı ile davacının vekili ….—— tarafından imzalandığı,
—– yevmiye ———– ihtarnamenin davacı tarafından davalılara keşide edildiği, ihtarnamede özetle; kendisinin davalı şirketin 1/3 oranında hissedarı ve üç kişiden oluşan ve müştereken imza yetkisi bulunan —– üyesi olduğunu,—- oluşan üç kişilik ——- müştereken yönetileceği, bunun aksini yapılacak tüm işlemler ve alınacak kararların geçersiz olacağı, böyle iken —- sayılı kararların alındığı ve kararların —– yevmiye sayılı ihtarnamesi ile kendisine tebliğ edildiği, ——müşterek imzaları ile iki kişi olarak —- ve ilzama yetkili kılındığını, ancak bu kararın kendisi katılmaksızın alındığını, bu nedenle kararın yok hükmünde olduğunu, alınan diğer kararların da kendisinin yetkisinin yok sayılarak alındığını… Bu kararlar nedeniyle herkesin büyük zarar göreceği ve zararlardan davalıların sorumlu olacağının belirtildiği,
Anlaşılmıştır.
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen kök ve ek raporda; davalı şirketin —- hisse devir tarihi itibariyle rayiç değerinin —— olarak hesaplandığı, aynı tarih itibariyle —- marka değeri ilave edildiğinde şirketin —- değerde olduğu, davacının — hisse devir tarihli 1/3 hissesinin rayiç değerinin —- tespit edilmiştir. İş bu tespite göre davacının hissesini toplam —- karşılığında devrettiği, ——bir fark bulunduğu, davacı tarafında iş bu farka göre —- tarihli ıslah dilekçesi ile davalı ..—. yönünden talebini toplamda —– yükselttiği görülmüştür.
Davacı tarafın davaya konu ettiği hisse devir sözleşmeleri uyarınca oluşan oransızlığın tazmini talebine dayanak yaptığı olgu ——– hukukumuzda “——— TBK.nun 26 ‘ncı maddesinde ———– sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebilirler.” şeklinde düzenlendiği, ———— altında TBK.nun 27 ‘nci maddesinde ve “—- altında da bu kurala uygulanacak istisnalar şeklinde düzenlenmiştir.
—— TBK.nun 28 ‘nci maddesinde; ” Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir.” denilmek suretiyle — unsurları, sonuçları, ikinci fıkrasında da; ” Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” denilmek suretiyle ———– iddiasında bulunan tarafın bu hukuksal nedene dayanan hakkını kullanabileceği hak düşürücü süreler hüküm altına alınmıştır.
İncelenen yasal düzenlemeler kapsamında sözleşmenin——-(aşırı yararlanma) nedeniyle iptali ya da geçersiz olduğunun kabulü için edim ve karşı edim arasındaki oransızlığın, taraflardan birinin, diğerinin şahsında mevcut özel bir durumu bilerek istismar etmesi, sömürmesi sonucu oluşması gerekir. Dar ve zor durumda kalmaları nedeniyle, sözleşme yapmaya, mallarını çok düşük bedel ile devretmeye sürüklenmiş kişileri korumak zayıfı güçlüye ezdirmemek için hukukumuzda da düzenlemeler yapılmış 6098 s. Türk Borçlar Kanunu’nun (TBK) 28. (818 s. Borçlar Kanunu’nun (BK) 21.) maddesi ile aynen; “Bir sözleşmede karşılıklı edimler arasında açık bir oransızlık varsa, bu oransızlık, zarar görenin zor durumda kalmasından veya düşüncesizliğinden ya da deneyimsizliğinden yararlanılmak suretiyle gerçekleştirildiği takdirde, zarar gören, durumun özelliğine göre ya sözleşme ile bağlı olmadığını diğer tarafa bildirerek ediminin geri verilmesini ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteyebilir. Zarar gören bu hakkını, düşüncesizlik veya deneyimsizliğini öğrendiği; zor durumda kalmada ise, bu durumun ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde sözleşmenin kurulduğu tarihten başlayarak beş yıl içinde kullanabilir.” hükmü getirilmiştir. O hâlde, aşırı yararlanmadan ——- söz edilebilmesi, objektif unsur olan edimler arasındaki aşırı oransızlık yanında, bir tarafın —- bulunması, diğer yanın ise yararlanmak, — kastını taşıması biçiminde iki —unsurun dahi gerçekleşmesine bağlıdır. —– varlığı zarar—–, sözleşme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirerek iptal davası açıp iddiasını her türlü delille kanıtlama ve verdiğini geri isteme hakkı ya da sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki oransızlığın giderilmesini isteme hakkı verir. Ki davacı tarafta sözleşmeye bağlı kalarak edimler arasındaki aşırı oransızlığın tespit edilecek miktarın kendisine verilmesini talep etmektedir. Hemen belirtmek —- öncelikle edimler arasındaki, aşırı oransızlık üzerinde durulmalı,——takdirde zarar gördüğünü iddia edenin ———–girilerek araştırılıp incelenmelidir. Vekil aracılığı ile yapılan temliki tasarruflarda—- hukuksal nedenine dayanılamaz. Öteden beri uygulana gelen ve kararlılık kazanmış —- doğrultudadır (—– bir çok karar gibi).
Davamıza konu somut uyuşmazlıkta, mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda davaya konu edilen hisse devir sözleşmelerinde devir tarihi itibariyle devredilen payların değerinin satış bedelinden —- olduğu tespit edilmiş ise de, davacı taraf davaya konu ettiği hisse devir sözleşmelerini vekil aracılığı ile yapılmasını sağlamıştır. Davaya konu hisse devir sözleşmeleri davacı tarafından dava dışı olup, davacının —— vekaletname vermesi suretiyle ———- sabittir. Dolayısıyla —— kararları doğrultusunda vekil aracılığı ile yapılan temliklerde BK.28 maddesi uyarınca aşırı yararlanma iddiasının dinlenemeyeceği, davacı tarafın sözleşmenin imzalanmasında hata ve hile iddiaları da bulunmadığından davanın yasal koşulları oluşmadığından aşağıdaki şekilde reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1.Davanın davalı———- yönünden HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE,
2.Davanın davalı——– yönünden ESASTAN REDDİNE,
3.Başlangıçta peşin olarak alınan —– harcın tamamlama harcı —- ile birlikte, alınması gerekli olan 80,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan —– karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa iadesine,
4—– aşamasında——- ödenen ———davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … tarafından yargılama sırasında yapılan posta ve tebligat gideri 41,50 TL’nin davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
7-Davalı … yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- 7/2 maddesi uyarınca — —- davacı taraftan alınarak bu davalıya verilmesine,
8-Davalılar —– sırasında kendilerini vekille temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan ———– davacı taraftan alınarak bu davalılara verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; davalı … tarafından yatırılan ve artan delil avansının kendisine iadesine,
Dair, davacı asil ve vekili ve tüm davalılar vekili ile davalı ——-vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.