Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/30 E. 2019/398 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/30
KARAR NO : 2019/398

DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/03/2019
KARAR TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; Davacı şirket vekili dava dilekçesi ile, taraflar arasında 14/06/2017 tarihinde ————- yapılan inşaatın cephe – çatı işleri ile mekanik elektrik işlerinin yapımıyla ilgili bir sözleşme yapıldığını ve davalı şirketin bu işi üstlendiğini ve 16/06/2017 tarihinde işe başlayıp 365 gün içerisinde işi teslim etmeyi taahhüt ettiğini, bu taahhüde rağmen işe samimi bir şekilde ciddi olarak başlanmadığını, davalı şirket ile yapılan görüşmelerde müvekkil şirkete verilecek bir dairenin tapusunun ————– inanç sözleşmesi gereği verilmesini istediklerini, verilmediği takdirde işe devam edilmeyeceğinin belirtildiğini, bu nedenle müvekkili şirket ve arsa malikleri temsilcisi ile yapılan görüşme sonucu daha fazla mağdur olmamak adına yapılan inşaattan 9 kat 35 nolu dairenin tapusunu arsa malikleri 20/10/2017 tarihinde önce davacı şirkete verdiklerini, aynı gün öğleden sonra da davacı şirket yetkilisi de şirket adına verilen tapuyu————– devir ettiğini, güvence olarak verilen tapunun devri öncesi öğle tatili sırasında 1.200.000 TL. değerli bir dairenin tapusu üzerine 200.000-TL meblağlı bir haciz işlendiğini, ancak haczin bu kadar kısa bir sürede nasıl işlendiğini anlayamadıklarını, ————. ortaklarının hacizli olarak tapuyu kabul etmiş ———– adına verilen tapuyu kabullenerek aldıklarını, alınan tapuyu bir inanç sözleşmesi olarak devir aldığının bilincinde olduklarını ve bu devir işlemleri sırasında —-şirketinin diğer hissedarları da tapuda bulunduklarından —- adına tapu verilmesinden memnun olduklarını, arsa sahiplerine ve davacı şirket yetkilisine işe hız vereceklerini söylediklerini, bu olaylara arsa malikleri mütevelli heyetinin şahit olduğunu, tapudaki kamera kayıtları da yüklenici firmanın hissedarlarının da tapu devirleri sırasında tapuda bulundukları, olaydan haberdar olduklarının ispatı olduğunu, ———-adına tapu verildikten sonra yüklenici firma işi tamamen bıraktığını ve müvekkili şirketi oyalamaya başladıklarını, ayrıca kanunsuz işler yaparak, davacı şirketi çok zor duruma sokma gayreti içine girdiklerini, yüklenici firmanın taraflar arasındaki sözleşmede yüklenicinin sorumlulukları başlığı altında 8 nolu maddede belirtilen sorumluluğunu yerine getirmediğini, işveren davacıya yaptığı işler ile ilgili rapor sunmadığı gibi işveren ve işveren heyeti ile bir araya gelmemeye çalıştığını, 20/10/2017 tarihînde güvence olarak tapuyu aldıktan sonra davacı şirket yetkilisini oyalayarak işi yapmadığı gibi, arsa malikleri ile davacı şirketin arasını açmaya çalışıldığını, iki taraf arasında işi durdurarak çıkacak ihtilaftan yararlanma çabasına girişildiğini ve projeye aykırı şekilde hareket edildiğini, davalı şirketin tapuyu 20/10/2017 tarihinde aldıktan sonra Kadıköy —-. Noterliği eliyle 07/12/2017 tarihli —- yevmiye nolu ihtarnameyi gönderdiğini, iş akdini feshettiklerini davacı şirkete bildirdiklerini, bildirim de —- adına teminat olarak verilen tapudan bahsedilmediğini, iş akdinin feshi öncesi yapılan işlerin durum ve tespiti için İstanbul Anadolu ——–. Sulh Hukuk Mahkemesi 2018/1 Değişik İş dosyası üzerinden tespit yapılıp bilirkişi raporu alındığını, bu nedenlerle, şimdilik 100,000,00-TL. maddi tazminatın fazlaya ilişkin dava ve talep haklar saklı tutularak, davanın devamı sırasında belirlenecek maddi zarar kadar davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesini, yapılan sözleşme nedeniyle uğradığı 500.000,00-TL manevi tazminatın davalı şirketten alınarak davacıya verilmesini, mahkeme masrafıları ile avukatlık ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı şirket vekili cevap dilekçesi ile, huzurdaki davanın her iki tarafının da ticari şirket olduklarını, aralarındaki uyuşmazlığın yapılan ticari işten kaynaklandığını, özel kanun niteliğinde olan Türk Ticaret Kanunu’nun 4. ve 5. Maddesi gereği görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, manevi tazminat talebinin HMK. Md 107’ye göre belirsiz alacak davası şeklinde açılmasının mümkün olmadığını ve talep usulüne göre harcandırılmadığını, çatıya ilişkin ayıp iddiası ve sonrasına ilişkin verilerin bir senaryodan ibaret olduğunu, binanın çatısı ile alakalı tüm sorumluluk ve projelendirme şantiye şefi olan davacı şirket yetkilisi ve davacının proje çizdirdiği mimarlık firmasında olduğunu, müvekkili şirket taşeron/alt müteahhit olup şantiye şefi ve asıl müteahhit tarafından kendisine verilen proje kapsamında imalat yapmakla yükümlü olduğunu, ayrıca, davacının usulüne uygun bir ihbarı da bulunmadığını ve dava konusu olayda maddi-manevi tazminat koşullarının oluşmadığını, davanın görevli ve yetkili Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesini, dava şartı olan eksik harcın ikmal ettirilmesini, haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine aykırılıktan dolayı maddi-manevi tazminat davasıdır.
Başlangıçta İstanbul Anadolu —–.Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen davada 12.12.2018 tarihinde verilen görevsizlik kararı sonrasında dosya mahkememize tevzii edilmiş ve yargılamasına mahkememizce devam olunmuştur.
Davacı vekili mahkememize uyap üzerinden göndermiş olduğu 16.04.2019 tarihli dilekçesinde, bu dava dosyasındaki davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine açılan ve —– esas sayısında kayıtlı dava dosyasının bu dava ile taraflarının ve konusunun aynı olduğunu belirterek bu dava dosyasının anılan dava dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
17.04.2019 tarihli duruşmada da bu birleştirme talebini tekrar etmiştir. Davalı vekili ise birleştirme kararı verilmesinin, bilirkişi incelemesi aşamasında olan diğer davanın sürüncemede kalmasına neden olacağını beyan ederek birleştirme talebine itiraz etmiştir.
Mahkememizce —- esas sayılı dava dosyasının incelenmesinde, dosyamız davalısı … tarafından dosyamız davacısı olan ————— aleyhine aynı sözleşmeden kaynaklı alacak talebine ilişkin dava açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmıştır.
Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir(HMK m. 166/1).
Uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan inceleme ve yargılama sonunda mahkememizdeki iş bu davanın konusu ile mahkememizin —– esasında kayıtlı dava dosyasının konularının ve taraflarının aynı olduğu , davaların aynı hukuki sebepten kaynaklandığı, davaların biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunduğu, bu yönüyle davalar arasında fiili ve hukuki irtibat bulunduğu, her iki dava hakkında da aynı usuli işlemlerin yapılacak olması nazara alındığında davaların birleştirilerek görülmesi halinin usul ekonomisine daha uygun olacağı ve yargılamanın daha iyi bir şekilde yürütülebileceği sonuç ve vicdani kanaatin varılarak mahkememizin iş bu esasında görülmekte olan davanın, daha önce açıldığı anlaşılan mahkememizin —- Esas sayılı dosyasında görülen dava ile birleştirilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-İşbu dava dosyası ile mahkememizin —-Esas sayılı dava dosyası arasında hukuki ve fiili bağlantı bulunduğundan işbu dava dosyasının mahkememizin —– Esas asyılı dava dosyasında birleştirilmesine,
2-Yargılamanın bundan sonra —- Esas sayılı dosyası üzerinde yürütülmesine,
3-Esasın bu şekilde kapatılmasına ,
4-Birleştirme kararı yazılarak dosyanın birleştirilen dava dosyası içine gönderilmesine,
Dair, davanın esası ile birlikte verilecek karara karşı istinaf yolu açık olmak üzere oybirliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.