Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/279 E. 2021/310 K. 15.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/358 Esas
KARAR NO : 2021/367

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 28/06/2019
KARAR TARİHİ : 29/04/2021

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/06/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;—- müvekkili şirketin —–bulunduğunu, sigortalının meme kanseri sebebi ile tedavi gördüğünü, tedavi giderlerinin müvekkili şirket tarafından karşılandığını, sigortalının davalı şirket nezdinde de aynı süre için teminat sağlayan— bulunduğu müvekkil şirket tarafından tespit edildiğini,— olduğu hususunu 03/04/2019 tarihli yazı ile davalı şirkete bildirdiğini, söz konusu yazı ile davalı —— bilinmemesi nedeniyle müvekkili şirket tarafından karşılanan 92.586,21 TL’lik tutarın davalı şirket poliçesinin aynı limitli olması durumunda %50’sinin limit ve teminatların farklı olması halinde ise davalı şirketi isabet edecek tutarın bildirilen hesaba ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı şirket tarafından müvekkiline herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının dava konusu edilen tutarın ödenmemesi üzerine —- yaptıklarını, ancak anlaşma sağlanamadığı için bu davayı ikame ettiklerini, fazlaya ilişkin hakların saklı kalması kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL tazminatın, müvekkili şirketin ödeme tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi ve tensip zaptı davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu —— kapsamında müvekkili şirket nezdinde— ve ameliyatları —- tedavi bakımından,—- %100 oranında teminat verildiğini,—–malzemeleri giderleri için ise farklı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, TTK’nın 1467 maddesi uyarınca — tarafından genel olarak değerinin tamamı ——- bakımından —- yasaklanmış olduğunu, istisnalardan biri olarak TTK 1467 (a) bendinde önceki ve——verme şartının getirildiğini, — incelendiğinde müvekkili şirketin bu yönde —— onayının olmadığının sabit olduğunu, —– olmadığı halde—- aşan bir ödeme yapmış olan— bu şekilde fazla ödeme yapmış olması nedeni ile TTK’nın 1466. Maddesinin 2. Fıkrasında belirtilen rücu imkanı bulunmadığını beyan ederek somut olayda ——-nedeni ile davacıya karşı herhangi bir sorumluluğu olmayan müvekkili şirkete karşı açılan davanın reddine, müşterek —– dikkate alındığı durumda ———sorumluluğun açıkça kabul edilmemiş olduğundan davacı şirketin müvekkili şirkete karşı rücu hakkı bulunmaması nedeni ile davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
——-müzekkere cevabı,
—— tarihli müzekkere cevabı,
———- müzekkere cevabı,
——tarihli ayrık raporu,
——heyetinin mahkememize sunduğu 10/03/2020 tarihli raporu,
——-mahkememize sunduğu —- tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava; Rücuen tazminat davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık; Dava dışı —- dönemde ayrı ayrı davacı ve davalı sigorta şirketlerince sigortalandığı hususunda ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın —- yapan sigorta şirketinin— onay alıp almayacağı davacı –dava dışı sigortalının tedavi giderlerinin—-ödenip ödenmediği, davalı sigortanın müteselsil sorumluluğunun olması halinde rücuya tabi ödemesi gereken miktar, temerrüt şartları ile temerrüt fazi oranı hususundadır.
Tarafların dilekçelerinde bildikleri delilleri toplanmıştır.
Davacı—– imzalanmıştır. Davacı —– -01/01/2019 tarihleri arasında sigortalamıştır.
Dava dışı sigortalı —– tarihinde —– tedavi görmüştür.
Davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı——Hastanesi’ne ödenmiştir.
Davalı —– tarihleri——– imzalanmıştır.
Davacı —– tarafından davalı —-tarihli rücu başvurusu yapılmıştır.
Mahkememizce uyuşmazlık hakkında bilirkişi heyetinden —- karar verilmiştir.
—— tarihli ——- kapsamında tedavi giderleri olarak ——- ilişkin TTK’nın 1466, 1467 sayılı maddelerini ve —– genel şartlarının 12 maddesini dayanak göstererek davalı —-eden tutar kadar ——- olması durumunda ödenen tutarın %50’sini karşılaması yönünde talepte bulunduğu, ancak bu talebin ——– masraflarına ilişkin taraflar arasında ———- geçerli olması sebebi ile davacı —- tazminatını— hakkına sahip olamayacağı, dolayısıyla davacı —- sigortalısına ödediği bedele istinaden davalı —– rücuen talepte bulunma hakkının da doğmayacağı görüş ve kanaatinde bulunmuştur.
———-mahkememize sunduğu —– tarihleri arasında —- meme kanseri sebebiyle tedavi gördüğü ve tedavi giderlerinin —-nolu %100 teminatlı —-tedavileri bakımından, istisnalar eklenerek %100 oranında teminat verildiğini,— giderleri için ise farkı mahiyette teminatlar tanımlanmış bulunduğunu, dava dışı— — tutardan, davalının poliçe teminat limiti içinde olması bakımından %50’lik kısmından sorumlu olacağı, davalı şirketin 03/04/2019 tarihli yazı ile temerrüde düşürüldüğü, tarafların diğer taleplerinin hakimin takdirinde olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mahkememizce bilirkişi heyetindeki bilirkişiler —- uzmanı bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiştir.
— Uzmanı—- raporunda sonuç olarak; Dosya kapsamında davacı ile davalı arasında tedavi masraflarına ilişkin müşterek sorumluluğun temin edilmemiş olduğu, bu nedenle —-hükümlerinin uygulanamayacağı,— uygulanamayacağı, davacının —– yapmış olduğu ödemeye ilişkin —- koşullarının oluşmadığı, açıklanan nedenlerle davacının rücu talebinin yerinde olmayacağı hususunda rapor beyan etmiştir.
Dosyada mevcut tüm deliller hep birlikte değerlendirilerek hükme esas alınan —— düzenlenen bilirkişi raporu dayanak yapılarak;
Dava dışı —— tarihleri arasında —– —–, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı——– sigortalandığı, davalı—- davacı şirkete——yapıldığı ancak davalı ——-tarafından ödeme yapılmadığı, — tarihli rapora göre; her— göz önüne alındığında yasanın aradığı —ve — davacı sigortanın poliçesinin sonraki tarihli—, TTK’nun geçerlilik koşullarını düzenleyen 1467. Maddesindeki şartlar sağlanamadığından — bahse konu teminat türünde — geçersiz olduğu, sonraki geçersiz poliçeyi düzenleyen davacı sigorta şirketinin yapmış olduğu——-olacağından; — sözleşmesinden doğan tazminat borcunun ifası olarak yapılmadığından sigortacının hatır ödemesine dayalı olarak kanuni halefiyetinden söz edilemeyeceği, davacı sigorta şirketinin sigortalısına yaptığı ödemeye ilişkin halefiyet koşullarının oluşmadığı, halefiyet koşulları oluşmadığından rücu talebinin yerinde olmadığı, anlaşılmakla;— Karar sayılı onama ilamı da Mahkememizce emsal karar olarak değerlendirilmek suretiyle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 85,39 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 59,3 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 26,09 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Arabuluculuk aşamasında —-tarafından ödenen arabulucu ücreti —davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu giderlerin kendi üzerinde bırakılmasına, Davalının yargılama sırasında yapmış olduğu 38,5 TL tebligat ve posta gideri nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — — ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.