Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/272 E. 2019/563 K. 11.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/272
KARAR NO : 2019/563

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 01/11/2018
KARAR TARİHİ : 11/06/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 01/11/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; dava dışı —–adına kayıtlı —– plakalı aracın müvekkilli ——. nezdinde — vadeli, — sayılı kasko poliçesi ile sigortalı olduğunu, Sigortalı aracın, —- tarihinde davalı … sevk ve idaresindeki, diğer davalı … adına kayıtlı —- plakalı aracın sebebiyet verdiği kaza sonucu hasar gördüğünü, kaza tutanağında davalı ..— %100 oranında kusurlu olduğunu, sigortalı araçta 65.522,28-TL. hasar meydana geldiğinin tespit edildiğini, tespit edilen hasar miktarı, müvekkili şirket tarafından sigortalının muvafakatiyle aracın onarımını gerçekleştiren — —- 15.03.2018 tarihinde ödendiğini, kazaya ve zarara sebebiyet veren —- plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı dava dışı ———-, azamî poliçe sorumluluk tutarı olan 36.000,00 TL’lik kısmını müvekkil şirkete ödenmiş olduğunu, geriye 29.522,28 TL’lik kısmın kaldığını bu zarardan davalıların sorumlu olduğunu belirterek 29.522,28-TL kasko hasar tazminatının 15/03/2018 ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 28/12/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili Mahkemeye sunduğu 26/11/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davaya konu olay sebebiyle dava dışı ——- tarafından müvekkileri aleyhine haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine girişildiğini bu takibe yapılan itiraz sonucunda dava dışı————tarafından İstanbul Anadolu ———. ASHM’nin 2018/296 E sayılı itirazın iptali davası açıldığını, huzurda görülen dava ile açılan bu davanın konusu ve olaylarının birbiri ile ilişkili olduğunu, bu nedenle bu davanın bekletici mesele yapılmasını, dava konusu trafik kazasında müvekkillerinin kusuru olmadığını davacının kusurlu olduğunu bu nedenle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili Mahkememize sunduğu 11/03/2019 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu ——–. Asliye Hukuk Mahkemesi ‘nin 30/04/2019 tarih ve ———————— Karar sayılı ilamı ile davanın temelinde her ne kadar haksız fiilden kaynaklı rücuen tazminat davası olsa da, esasen hukuki dayanağının 6102 sy ‘nın 1472 ‘nci maddesi olduğundan bahisle görevli mahkemenin Asliye Ticaret Mahkemesi olduğu kabul edilerek görevsizlik kararı verildiği, kararın istinaf edilmeksizin 28/05/2019 tarihinde kesinleştiği ve davacı vekilinin gönderme talebi üzerine dava dosyası mahkememize tevzi edilerek yukarıdaki esası aldığı anlaşımıştır.
Davanın Hukuki Niteliği; Kasko sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın rücuan tahsili talebiyle başlatılan icra takibine itirazın iptali , davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 1472/1. maddesindeki “Sigortacı, sigorta tazminatını ödediğinde, hukuken sigortalının yerine geçer. Sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hak, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal eder. Sorumlulara karşı bir dava veya takip başlatılmışsa, sigortacı, mahkemenin veya diğer tarafın onayı gerekmeksizin, halefiyet kuralı uyarınca, sigortalısına yaptığı ödemeyi ispat ederek, dava veya takibi kaldığı yerden devam ettirebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Dosyada mübrez 27/10/2017 tarihinde —-. tarafından tanzim edilen Kaskolay Hususi Genişletilmiş Kasko Sigorta Poliçesi incelendiğinde; poliçenin 27/10/2017-2018 tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalısının ———, sigortalanan aracın——————hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez araç tescil bilgileri incelendiğinde; ———— plakalı aracın —— adına kayıtlı hususi araç olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Ticari işletme, esnaf işletmesi için öngörülen sınırı aşan düzeyde gelir sağlamayı hedef tutan faaliyetlerin devamlı ve bağımsız şekilde yürütüldüğü işletmedir(TTK m.11 ).
Esnaf ise; ister gezici olsun ister bir dükkânda veya bir sokağın belirli yerlerinde sabit bulunsun, ekonomik faaliyeti sermayesinden fazla bedenî çalışmasına dayanan ve geliri esnaf işletmesi için öngörülen sınırda kalan, sanat veya ticaretle uğraşan kişidir(TTK m.15 ).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, hasar dosyası, ekspertiz raporu, araç ruhsat bilgileri, poliçe, sigorta bilgi ve gözetim merkezi kayıtları iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısına ödediği hasar bedeline istinaden halef sıfatıyla eldeki davayı açtığı, uyuşmazlığın sigorta poliçesinden kaynaklanmayıp aksine haksız fiilden kaynaklandığı, bu hususun Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararının 22.3.1944 Tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dâva, sigorta poliçesinden doğan bir dâva değildir. Bu nedenle, halefiyet dâvası bir ticarî dâva sayılamaz. Bu dâva, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dâva gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dâva açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulandığı, davacı … olmakla birlikte temelde uyuşmazlığın haksız fiilden kaynaklandığı, davalı taraf ve kasko sigortasının sigortalısının tacir olmadığı, bu durumda uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerektiği(Yargıtay ——-Hukuk Dairesinin 06/10/2016 Tarih, 2016/9054 Esas ve 2016/8456 Karar; Yargıtay ——-. Hukuk Dairesi 28/12/2016 Tarih, 2016/18769 Esas ve 2016/12023 Karar), halefiyet ilkesine göre kanunun sigortalıya(selef) tanımadığı bir hak veya imkandan sigortacı(halef) şirketin yaralanma imkanı bulunmadığı, sigortalı(selef) zararının tazmini için sorumlulara karşı hangi mahkemede hangi davayı açabilir ise zararını tazmin eden sigortacısı(halef) da sorumlulara rücu davasını aynı mahkemede ve sigortalısının(selef) sorumlulardan talep edebileceği miktarla sınırlı olarak açabileceği, bunun yanı sıra kaskolu aracın hususi araç olduğu ve davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması nedeni ile ticari dava niteliğinde olmadığı, taraflardan yalnızca birinin ticari işletmesi ile ilgili olması halinde davanın ticari dava olarak kabul edilemeyeceği, Mahkememizin görevinin tayininde Ticaret Kanununda düzenlenenler hariç uyuşmazlığa konu mal ve/veya hizmetin türünün ve ticari iş karinesinin etkili olmadığı Ticaret Kanununu ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlediği(Hukuk Genel Kurulunun —- tarih, —– Karar), uyuşmazlığın Mahkememizin görevine girmediği, 6102 sayılı Ticaret Kanunun 5/3. Maddesinde —– tarihinde yapılan değişiklik ile Ticaret Mahkemesi ile Asliye Hukuk Mahkemesi arasındaki ilişkinin görev ilişkisine dönüştüğü, görevin genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine(HMK m.2) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin (karşı) görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
H.Ü.K.Ü.M :Ayrıntısı ve gerekçesi açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu —–. Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-İstanbul Anadolu ——. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi sureti ile dosya mahkememize geldiğinden mahkememizin karşı görevsizlik kararınında istinaf yoluna başvurulmaksızın kesinleşmesi halinde, dosyanın görev uyuşmazlığının halli ve merci tayini için ilgili istinaf dairesine gönderilmesine,
5-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi.