Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/269 E. 2021/506 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/269 Esas
KARAR NO : 2021/506

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/05/2019
KARAR TARİHİ : 30/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalı borçluya yapmış olduğu —– herhangi bir itirazda bulunulmadan defterlerine davalının işlediğini, ürünler zamanında teslim edilerek davalının almış olduğu ihalede kullanıldığını, ancak hiçbir ödeme yapmadığını, ödemeye ilişkin ihtar gönderilmişse de ödeme yapmadığını, itiraz cevabı ihtarı da bulunmadığını, tahsili geciktirmek — edildiğini, ihtiyati tedbir alınması gerektiğini bildirerek itirazın iptalini, davalının takip konusu alacağın %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin davalı yan üzerine bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili mahkememize sunmuş olduğu cevap dilekçesinde özetle; icra takibi ve davanın yetkili mahkemede açılmadığını, alacak iddiasının yargılamaya muhtaç alacak olduğunu, —-geçerli bir fatura olmadığını, dava dilekçesi ekinde bildirilen mutabakat mektubunun ödeme emri tebliğinden önce olmakla davacı yanını kendisiyle çeliştiğini, fatura düzenlenmiş olmasının tek başına alacağın varlığına delil olamayacağını, imzalanan —— içeren bir belge olmadığını, alacak tutarının yargılamaya muhtaç olduğunu bildirerek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ticari ilişkiden kaynaklı cari hesap alacağının tahsili için girişen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İcra İflas Kanunu 67. Maddesine dayanmaktadır.
Davaya konu —– dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde davacı tarafından davalı şirket aleyhine; —- tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalı tarafın yasal süre içerisinde icra müdürlüğünün yetkisine, borca, faize ve ferilerine itiraz etmesi nedeni ile takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dava dosyası ve taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanakları belgeler üzerinde (davalı şirketin ticari defterleri talimat ——- bilirkişi incelemesi yaptırılarak raporlar alınmıştır. Alınan raporların birbiri ile uyumlu dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Davalı taraf icra takip dosyasında icra müdürlüğü’nün yetkisine ve yargılamada mahkememizin yetkisine itirazda bulunarak yetkili yerin, yetkili mahkeme ve icra dairesi’nin —– olduğunu savunmuştur. Dava cari hesap ve fatura alacağının tahsili istemine yöneliktir. Davalı tarafın hem icra dairesinin hemde mahkememizin yetkisine yönelik itirazı İcra İflas Kanunu’nun 50. Maddesinin yollaması ile T.B.K 89. Maddesi uyarınca değerlendirilerek alacaklının ikametgahı—– yetkili olduğu kanaati ile yetki itirazı reddedilmiştir.
Davacı tarafça dosyaya sunulan mütabakat belgesinin incelenmesinde; davacı tarafın davalıdan Şubat 2018 dönemi itibariyle 429.639,00 TL alacaklı olduğunu davalıya bildirdiği, davalının da karşılığında bu bedel yönünden mutabık olduklarını bildirdikleri kaşe ve imzalarının bulunduğu,—- aracılığı ile davalıya isticvap davetiyesi ile tebliğ edilmiş, davalı tarafça mütabakat belgesine karşı imza kaşe ya da içerik itibari ile itiraz edilmemiştir.
Tarafların — bildirimde bulunduğu, davalının da bağlı bulunduğu —— alım faturası bildiriminde bulunduğu tespit edilmiştir.
Taraflar arasında 18.02.2018 tarihli fatura kapsamında ticari ilişki bulunduğu, davacının davalıya sattığı ürünler kapsamında ürün açıklamasını belirterek toplam 135.110,40 USD bedelli faturayı düzenlediği, faturanın e fatura olduğu, davalı tarafça faturaya karşı T.T.K hükümleri kapsamında herhangi bir itiraz ve kabul edememe yönünde bir işlem yapılmadığı, tarafların incelenen ticari defter ve kayıtlarına göre davaya konu takibe dayanak faturanın hem davalının ticari defterlerinde hemde davacının ticari defterlerinde kayıtlı bulunduğunun tespit edildiği, davalının fatura bedelini ödediği yönünde savunma ya da bu yönde bir delil sunmadığı ancak faturanın defterlerine kayıt edilmesi, mutabakat imzalanmasının tek başına alacağın varlığının delili olmayacağı yönünde itirazda bulunduğu ancak bu itirazı doğrultusunda gerek mütabakatın gerekse—– kayıtlarının aksini ispat edecek yazılı bir delil sunulmadığı, bu nedenle davalı yanın bu yöndeki savunmasının yasal dayanağı bulunmadığı anlaşılmakla savunmasına mahkememizce itibar edilmemiştir.
Yapılan yargılama sonucunda dosya kapsamındaki tüm delillere, alınan bilirkişi raporuna göre taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından düzenlenen faturanın davalı yanca kabul edilerek ticari defterlerine kayıt edildiği,—- müdürlüğüne bildirildiği, dolayısıyla fatura kapsamındaki malın davacıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği ve davacının fatura kapsamında davalıdan alacaklı olduğu, davalı yana gönderdiği—— tarihinde usulüne uygun tebliğ edildiği, ihtarnamede verilen 3 günlük ödeme süresi uyarınca davalının 11.05.2018 tarihi itibariyle temerrüte düştüğü, davacının 11.05.2018 tarihinden 28.05.2018 tarihine (icra takip talebi davacı—- düzenlenip takip talebine 28.05.2018 tarihinin yazıldığı, işlemiş faiz olarakta davacı tarafça 28.05.2018 tarihine kadarki süre için hesaplanarak talep edildiği kabul edilmesi gerektiğinden her ne kadar bilirkişi raporunda işlemiş faiz yönünden alacak miktarını 30.05.2018 tarihi yani icra takibinin harcı yatırılarak yasal sürecin başlandığı tarihi nazara almış olduğundan mahkememizce davacının işlemiş faiz yönündeki iradesinin 28.05.2018 tarihi olması nedeni ile mahkememizce resen temerrüt tarihi olan 11.05.2018 den icra takip tarihi olarak gösterilen 28.05.2018 tarihi arası hesaplama yapılarak tespit edilen işlemiş faiz miktarı) kadar süre yönünden avans faizi talep edebileceği vicdani kanaate varılarak aşağıdaki şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere
1.DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE, tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalının—-dosyasına yaptığı itirazın 135.110,40 USD asıl alacak, 299,87 USD işlemiş faiz olmak üzere toplam 135.410,27 USD alacak yönünden İPTALİ İLE TAKİBİN BU MİKTARLAR ÜZERİNDEN DEVAMINA, Ayrıca takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden— açılacak 1 yıllık mevduat hesabına uygulanan % 4,70 ve değişen oranlarda faizin uygulanmasına,
2.Fazla istemin reddine,
3.Hükmolunan asıl alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan asıl alacağın % 20 ‘si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 13.976,44 TL harcın ve icra dosyasında alınan 2.745,27 TL harç ile birlikte alınması gerekli olan 56.146,74 TL harçtan mahsubu ile bakiye 39.425,03 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu 44,40 TL başvuru harcı, 987,60 TL tebligat ve müzekkere gideri ile 1,550,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2,582,00 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 2,556,18 TL ‘ye, peşin harç 13,976,44 TL ve icra dosyasında alınan 2,745,27 TL ile birlikte eklenerek sonuç olarak 19,277,89 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin—– sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 3.528,01 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan — — davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden davanın reddolunan 3.528,01 TL ‘sinin üzerinden hesaplanan ve — avukatlık ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil ettiren davalıya verilmesine
7-6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca ——- haklılık durumuna göre hesaplanan— davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının ve vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.