Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/259 E. 2022/631 K. 27.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/259
KARAR NO : 2022/631

DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/05/2019
KARAR TARİHİ : 27/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili mahkememize sunduğu dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin—- gerçekleştirdiği tıbbi müdahaleler ile ilgili mesleki sorumluluğu doğabilme ihtimaline binaen davalı ile——— dava dışı ————tarafından müvekkilinin gerçekleştirdiği tıbbi müdahalede kusuru olduğu iddiası ile —- tarihinde müvekkil aleyhine —– Karar sayılı dosyası ile maddi ve manevi tazminat istemli dava açıldığını, davanın açıldığının ve böylelikle rizikonun gerçekleştiği hususunun davalı ..—- edildiğini, davalı ….—davayı müvekkili ile birlikte takip ettiğini, rizikonun poliçe kapsamında gerçekleştiğini kabul ettiğini, —- dilekçesi ile “müvekkilin ameliyat gerçekleşmeden önce davacıyı olası risk ve—————– karşı bilgilendirdiğini, davacıya yapılan —- bilgilendirmelerin yapıldığını, bir insana gerekli bilgilendirme yapılmadan haberi olmadan ameliyata alınmasının hayatın olağan akışına ters olduğunu, müvekkilin olayda herhangi bir kusurunun bulunmadığını” beyan ettiğini, davacının bu beyanı ile olayın poliçe kapsamında olduğunu, müvekkilinin bilgilendirme yükümlülüğünü yerine getirmiş bulunduğunu, olayın müvekkilinin kusurundan değil olası —- kaynaklandığını, bir doktorun hastanın bilgisi haricinde (—– iddiasının hayatın olağan akışına dahi aykırı olduğunu, buna karşılık —- başlayan yargılama süreci sonunda ——-davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, söz konusu ilamın kesinleşmeden icra edilebildiğinden —- dosyası ile müvekkil hakkında ——- icra takibi başlatıldığını, icra takibi neticesinde davalı … tarafından poliçe kapsamındaki edimi yerine getirilmediğinden alacaklı konumundaki ——– gibi icra dosyasına teminat mektubu da konulmadığından müvekkilinin tüm malvarlıklarına, ———— hesaplarına hacizler konulduğunu, müvekkilinin, davalının edimini ifa etmemesi ve borcun ödenmemesi sebebi ile çalışamaz, mesleğini yapamaz duruma geldiğini ayrıca ——- sayılı dosyası alacaklısı —— sadece müvekkilinin mallarını haczetmekle kalmayıp, müvekkilinin eşi … ve müvekkil aleyhine——- sayılı dosyası ile İİK 277 vd maddeleri uyarınca tasarrufun iptali davası açtığını, müvekkilinin eşine ait olan ev üzerinde de cebri icra ve satış yetkisi talep ettiğini, bu olay sonrasında müvekkili ile eşinin arasının bozulduğun beyan ederek davanın kabulü ile —— sayılı dosyasının huzurdaki davanın karar tarihine en yakın tarihteki kapak hesabı tutarındaki tazminatın HMK 107. maddesi uyarınca fazlaya ilişkin her türlü hakkı saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000 TL’ sinin ticari avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, 50.000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte alınarak müvekkiline verilmesine, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmasına, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: davaya konu talebin zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacının —— olduğunu ancak dava konusu olayın ————- meydana gelmiş olup, —— meydana geldikten, hastada zarar ortaya çıktıktan ve —- ettikten sonra poliçenin yapıldığını, bu açıdan da talebin teminat kapsamında olmadığını, davacının rücuen tazminat talebiyle huzurdaki davayı ikame ettiğini, bir alacağın rücuen tahsilinin talep edilebilmesi için öncelikle TBK md 73 gereği alacağın tamamının ödenmesi gerektiğini, davacının herhangi bir ödeme yapmadığını, bu hal karşısında davacının rücu imkanı bulunmadığından huzurdaki davanın doğrudan reddinin gerektiğini, poliçe genel şartlarına göre dava konusu talebin teminat kapsamında olmadığını, —–sayılı kararında “davalı —— yapılması hususunda anlaşma yapıldığı, müteakip anlaşmaya uygun olarak davalı — tarafından yürütülen —- sırasında, —– bölgesine — müdahalede bulunulduğu, … davacının söz konusu ———- bulunmamasına ve muvafakatinin olmamasına rağmen davacı taraf ile hastane yetkilileri arasındaki geçmişe dayalı—– gereğince davacının istemi dışında müdahale edilmesinin davalı tarafın kusuru niteliğinde olduğu” belirtilerek operasyonun istem dışı ve ücretsiz olarak yapıldığının açıkça tespit olunduğunu, —— nişanlısının arkadaşı ve davalı hastanenin sahibi olan ———-, davacının, burun operasyonu ücretinin iade ettiğini, bununla birlikte göz ameliyatı için ücret istenmediğine ilişkin beyanda bulunduğunu, dava konusu yapılan hususun davacının gözünde meydana gelen araza ilişkin olup ücret alınmayan operasyonun da bu olduğunu, poliçe şartı gereği de ücretsiz yapılan müdahalelerin teminat kapsamı dışında olduğunu, talep edilen alacak miktarının, hükmedilen tazminatın net ve kesin olduğunu, bu halde belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yarar olmadığını, davacıya dava miktarını tam ve kesin olarak bildirmek üzere süre verilmesini talep ettiklerini, herhangi bir sözleşmesel sorumluluk nedeniyle manevi tazminata hükmedilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesini,—- hükmedilen maddi ve manevi tazminat tutarlarının çok yüksek olduğunu, tazminat davasında yasal faize hükmedilmişken davacının ticari faiz taleplerinin yersiz olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz davanın reddine, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesine, aksi halde davacı yanın müterafik kusurunun nazara alınmasına, celp edilmesi gereken delillerinin toplanmasına, kusur durumu ve zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yapılmasına, her halde haksız ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davaya konu—– uzmanları —–poliçelerinin incelenmesinde; sigortalının davacı —- davalı şirket olduğu, genel şartların içerisinde —- ile —- kapsayacak şekilde düzenleme yapıldığı görülmüştür.
Mahkememizce tensip zaptı ile davanın kısmi dava olduğunun tespitine karar verilmiştir.
Tüm dosya kapsamına göre: Davanın —- kaynaklanan tazminat istemine ilişkin olduğu, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6502 sayılı Kanunun 2. maddesinde; “Bu Kanun her türlü tüketici işleri ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar.” şeklinde , aynı Kanunun 3. maddesinde — dahil olmak üzere kurulan her türlü sözleşme ve işlemi ifade eder.” şeklinde düzenleme yapıldığı , somut olayda —- davacının davacının mesleki faaliyeti konusunda sigorta sözleşmesi düzenlediği, sözleşmenin tüketici işlemi olmadığı ancak davacı olan —– tacir sıfatının da bulunmadığı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın mutlak veya nispi ticari davalardan olmadığı, bu hali ile davaya bakma görevinin Asliye Hukuk Mahkemelerine ait olduğu anlaşılmakla Mahkememizin görevsizliğine, dava şartı noksanlığından davanın usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.——
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —- ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.