Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/250 E. 2023/783 K. 07.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/250 Esas
KARAR NO: 2023/783
DAVA: Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 22/05/2019
KARAR TARİHİ: 07/12/2023

DAVA:Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; ——— plakalı ———– marka minibüsün 11.07.2018 tarihinde ——— Noterliği ——— Yevmiyeli Satış Sözleşmesi ile 70.000 TL bedelle müvekkilce davalıdan satın alındığını, araç hangi bir ekspere sokulmaksızın satışın noterde tamamlandığını, aracı ——— bulunan ——— Benzin İstasyonu’na kadar ——— getirdiğini, burada aracı ———- devraldığını, ——— sapağından——— istikametine döndükten sonra yağ lambası yanıp, sönünce, kendisine telefon edilen … telefonlara cevap vermediğini, bunun üzerine … telefonundan arayınca telefon açılmış ve onun yerine ——— “Biz aracın bakımını yaptırdık, ancak yağ lambasını söndürmediğimiz için lamba yanmaya devam ediyordur” şeklinde cevap verdiğini, aracın durduğu yerde stop etmesi ve akabinde çalışmaması, bunun için ——— ——– yol yardımı çağrıldığını araba çalıştırdıktan sonra arkalı önlü giderken aracın motorundan ses gelmesi üzerine çekiciye yüklenerek önce ———, sonra da aynı çekiciyle——– getirildiğini, müvekkilce yapılan araştırmada ustalarca; ” aracın vizeden yeni geçmesine rağmen motor numarası olmadığı, aracın çenç diye tabir edilen nitelikte olabileceği, Motor inmeden, alt kartel sökülmek kaydıyla ana yatak, kol yatak değiştiği, kalın ve katı yağ koyulduğunda hiç bir zaman aracın arızasının belli olmayacağı, belli bir yol yapınca ortaya çıkacağı aracın ısınması ve yağın incelme noktasına gelmesine kadar belli olmayacağı” söylenmiştir. Aracın içinde benz gidecek kadar ancak yakıt olması da aldatma kastı ile hareket edildiğinin göstergesi olduğunu, ——– Noterliğinin 13.07.2018 gün ve ——– yevmiye sayılı ihtarı ile durum belirtilmiş ve 3 gün içinde ayıplı aracın muhataplarca geri alınarak ödediğimiz satış bedeli ve 2.400,00’TL (çekici, noter, yol vd) masrafın tarafımıza ödenmesini yahut motorun yapımı sonrası çıkacak tüm masraf ve zararların muhataplarca karşılanacağına dair taahhüt ve teminat verilmesini, aksi halde aleyhlerine dava yoluna gidileceğini, dava ve avukat masraflarının da muhataplardan alınacağı ihtar edilmiştir. İhtarname hem şirkete hem de … tebliğ edildiğini, 23.07.2018 tarihinde tarafımızca ——– Sulh Hukuk Mahkemesinin ——– D. İŞ sayılı dosyasına sunulan Bilirkişi Raporu ile Motor numarasının silinmiş olduğu, piston yatak sardığı ve biyel kolu bloğu parçalanıp dışarı çıktığı, araç motorunun parça tedariki ile tamirinin ekonomik olmadığı,araca sandık motor montajının uygun olduğu, motorda ki arızanın birkaç saat içinde meydana gelebilecek nitelikte hasar olmadığı, belli bir birikim neticesinde oluşan arıza ve hasardan dolayı meydana geldiği, aracın motorunun gizli ayıplı olduğu, racın motor tamir süresinin 5 iş günü olduğu, hasarın tamiri işçilik ve yedek parça için KDV dahil 49.401,90 TL gerektiği hususlarının tespit ettirildiğini, müvekkilce kurun artışı ve diğer sair hususlar nedeniyle daha da fazla masraf yapılmak, suretiyle araç tamir ettirildiğini, ayrıca aracın tamir süresince araç kullanılamamış, çekici, noter vs giderler yapıldığını, tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde gizli ayıplı ürünün satışının yapıldığı, aracın verilmesi halinde bedelin alınamaması riskine binaen onarım hakkı kullanıldığını belirterek fazlaya ilişki haklarımız saklı kalmak kaydıyla, onarım için kullanılan ile çekici, noter, aracın yattığın gün bedeli olmak üzere şimdilik 20.000,00 TL’nin 13.07.2018 ihtar tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak tarafımıza verilmesini talep ve dava etmiştir.

CEVAP : Davalı ——– Şti. vekili, 30.09.2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle: dava konusu araçta herhangi bir gizli ve/veya açık bir ayıbın olmadığını, aracın muayene işlemleri yapılarak teslim alındığını,——— aracı teslim almaya gelen kişinin——– bir motor ustasını da beraberinde getirdiğini, bu kişinin gözetim ve denetiminde bu işlemler gerçekleştiğini, davacıya satılan olayımıza konu araç, müvekkil şirkette iken böyle bir arıza meydana gelmediğini, kaldı ki, aracın yaşı, km’si ve diğer durumları göz önüne alınarak, aracın mevcut hali kabul edilerek davacı tarafından satın alındığını, bilirkişinin aracın arızalanmasına yönelik tespitleri eksik ve hatalı olduğunu, araç motorunun yatak sarma sebebi olarak sıraladığı hususlar olan, motor yağı eksikliği, yağ pompasının yağı kesmiş olması, aracın susuz kalması, enjektörlerin arızalanması başlı başına motor yatak sarmasına sebebiyet vermeyeceğini, araçtaki arızanın kullanım hatasından kaynaklandığını, müvekkil tarafından gerekli kontroller yaptırıldıktan, aracın yağı, suyu dahil kaportaları ve diğer yürüyen aksamları alıcılar tarafından bakıldıktan sonra araç teslim edildiğini, araçta yığdırma yapılarak motor bloğunun patlamasına sebebiyet verilmiş olmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, tespit bilirkişi raporunda, yağ pompasının arızalı olmadığını, yağ pompasının arızalı olması durumunda tamamen yatak sarabileceğinin belirtildiği, müvekkil uhdesindeyken böyle bir arıza meydana gelmediği gibi arıza lambaları da yanmadığını, diğer taraftan bilirkişi raporunun netice bölümünde motorun yüksek hararete maruz kaldığı belirtilmekle aracı kullanan kişi araçtaki bu harareti görüp aracı durdurmuş olsaydı böyle bir arıza meydana gelmeyeceğini, motorun yağsız kalmış olması halinde, motor yağ lambası ile uyarı vermesine rağmen kullanıcının bunu dikkate almadan aracı kullanmaya devam ederek arıza sebebiyet vermesi, krank milindeki 1 ve 2 nolu yatağın sarmasında araca fazla yükleme (hız vs) yapılmasıyla aracın hasarlanması söz konusu olduğu görüldüğünü, bilirkişi raporunda, onarım için belirlenen değerlerin fahiş olduğunu, arızanın sebebini net bir şekilde ortaya koyulmadığını, davaya konu araç muayeneden yeni geçmiştir. eğer davacının iddia ettiği arızalar belirli bir dönemin birikimi olsaydı, bu nedenlerle araç muayeneden geçemeyeceğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.Davalı … vekili 19.10.2020 tarihli cevap dilekçesinde özetle: satışa konu araç ve huzurdaki davanın konusu olayla müvekkilin herhangi bir bağlantısı bulunmadığını, müvekkil aracı satan kişi değil, aracı yalnızca——– sitesine yükleyen kişi olduğunu, Aracı satan kişi müvekkilin arkadaşı olup internet hesabı bulunmadığından müvekkilden aracı siteye koymasını rica ettiğini, davalı müvekkilin aracı dahi görmediğini, aracın satımından dolayı maddi hiç bir menfaat elde etmediğini, müvekkil … diğer davalı ——— ŞTİ ile bir ticari ilişkisi de olmadığını, davacının iddialarını kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte belirtmek gerekir ki, somut olayda “ayıptan sorumluluk” şartları da mevcut olmadığını, davacı, gözden geçirme yükümlülüğünü gereği gibi yerine getirmediğini, davacı, aracı satın alırken ekspertiz yaptırma olanağı bulunmasına rağmen bu olanağı kullanmamayı tercih ettiğini, satın alınan aracın 5 yıllık kullanımına dayalı bir yıpranmanın olduğunun satın alınan kişi tarafından bilindiği kabul edilmesi gerektiğini belirterek müvekkili yönünden reddini talep etmiştir.

DELİLLER:——– Müdürlüğü’nden davacının gelir vergisi beyannamesi celbedilmiştir.——— Müdürlüğü’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür.
——- Birliği’ne yazılan müzekkereye cevap verildiği görülmüştür. Bilirkişi heyetinin 17/11/2021 tarihli raporunda özetle; ——— marka, ——– tipi, ——– model minibüsün 11.07.2018 tarihli arızasının kullanım hatasından kaynaklanmadığı, montaj hatasına dayalı olduğu, dava konusu araçta meydana gelen hasarın onarımı için davacı tarafından davalıdan talep edilebilecek miktarın; onarım ücreti olarak 21.500,00 TL, çekici ücreti olarak 1.416,00 TL olmak üzere hasar tarihi itibariyle toplam 22.916,00 TL olduğu, makul onarım süresince davacının araçtan yararlanamadığı sürede meydana gelen zararının 900,00 TL olduğu, makul onarım süresini aşan sürede meydana gelen davacı zararının takdirinin Mahkeme’ ye ait olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve bilirkişi raporu taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :Dava, ticari satıma konu aracın ayıplı olduğundan bahisle onarım bedeli, çekici ücreti ile kazanç kaybının tazmini istemine ilişkindir.
TBK. m. 219’da sözleşmeye aykırılık halinde iki ayrı durum mevcuttur. Bunların ilki, satıcının alıcıya birtakım nitelikler bildirmesi ve bu niteliklerin söz konusu şeyde bulunmamasıdır. İkincisi ise sözleşme konusu şeyden beklenen faydayı azaltan veya ortadan kaldıran durumların mevcut olmasıdır. Buna dürüstlük kuralı çerçevesinde karar verilmektedir. Alıcının beklediği faydanın dürüstlük kuralı çerçevesinde değerlendirilmesi gerekmektedir. Burada objektif değer baz alınır.Satıcının ayıptan sorumluluğunun doğması için aranan şartlar:
a) Ortada bir ayıp bulunmalıdır
b) Satılandaki ayıp önemli olmalıdır.
c) Alıcı malın ayıplı olduğunu bilmiyor olmalıdır.
Bu konu, TBK. m. 222’de düzenlenmiştir. Buna göre, “Satıcı, satış sözleşmesinin kurulduğu sırada alıcı tarafından bilinen ayıplardan sorumlu değildir. Satıcı, alıcının satılanı yeterince gözden geçirmekle görebileceği ayıplardan da, ancak böyle bir ayıbın bulunmadığını ayrıca üstlenmişse olur.” Böylece alıcı, sözleşmenin kurulması esnasında ayıpları biliyorsa, bunları kabul etmiş sayılır ve satıcı ayıptan sorumlu olmaz. Ancak bunların gerçekleşebilmesi için, alıcının sözleşmeden önce, satın aldığı şeyi gözden geçirme imkânını bulabilmesi gereklidir . Burada gözden geçirmeden kasıt, olağan bir muayenedir.Alıcının satın aldığı şeyde, dikkatli özeni gösterseydi fark edebileceği ayıplardan da satıcı sorumlu değildir. Alıcının, malın ayıplı olduğunu bilmiyor olması gerekmektedir. Gizli ayıplarda, alıcının malın ayıplı olduğunu bilmesi mümkün değildir. Olağan gözden geçirme, malın alınırken kabaca gözden geçirilmesidir. İlk bakışta görülebilecek olan ayıplar mevcutsa, satıcının ayrıca bunu üstlenmesine gerek yoktur. Bu gibi durumlarda, sorumluluk aranmaz.d) Ayıptan sorumluluk sözleşme ile kaldırılmıyor olmalıdıre) Alıcı ayıbı kabul etmemiş olmalıdırf) Alıcı ayıptan doğan sorumluluk hükümlerinden yararlanabilmek için kanunun kendisine yüklediği külfetleri yerine getirmiş olmalıdır
Alıcıya kanunen yüklenen külfetler, satılanı gözden geçirme ve varlığı iddia edilen ayıpları satıcıya bildirme külfetleridir. Alıcı, satın aldığı malı gözden geçirmek ve herhangi bir ayıp halinde de bunu satıcıya bildirmek zorundadır. Bu zorunluluklar TBK. m. 223’te düzenlenmiştir. TBK. 223’e göre, “Alıcı, devraldığı satılanın durumunu işlerin olağan akışına göre imkân bulunur bulunmaz gözden geçirmek ve satılanda satıcının sorumluluğunu gerektiren bir ayıp görürse, bunu uygun bir süre içinde ona bildirmek zorundadır.” Burada kesin bir süre belirlenmemiştir, ancak alıcı ayıbı en kısa sürede bildirmekle yükümlüdür.Tacirler arası ticari satımlarda, satılanın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli değilse, alıcı teslimden itibaren 8 gün, diğer hallerde ise 2 gün içinde satılanın gözden geçirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Bu hüküm 6102 Türk Ticaret Kanunu’nda düzenlenmiştir. TTK. m. 23/1.c’ye göre, “Malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise alıcı iki gün içinde durumu satıcıya ihbar etmelidir. Açıkça belli değilse alıcı malı teslim aldıktan sonra sekiz gün içinde incelemek veya incelettirmekle ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbarla yükümlüdür. Diğer durumlarda, Türk Borçlar Kanunu’nun 223’üncü .maddesinin ikinci fıkrası uygulanır.” Bu durumda, TBK. m. 223 burada da uygulama alanı bulacaktır. TBK. m. 225’e göre, satıcının ağır kusurlu olması halinde ayıbın kendisine zamanında bildirilmediğini ileri sürerek sorumluluktan kurtulamayacaktır. Aynı hüküm, satıcılığı meslek edinmiş kişiler için de geçerlidir. Alıcı, satılanın durumunu gecikmeksizin usulüne göre tespit ettirmekle yükümlüdür. Bunu yaptırmazsa, ileri sürdüğü ayıbın, satılanın kendisine ulaştığı zamanda var olduğunu ispat yükü alıcıya düşer.
Bir sözleşmede ayıbın şartları mevcut ise ve alıcı da kendisinden beklenen külfetleri yerine getirmişse, bu durumda alıcı TBK. m. 227’de kendisine tanınan haklardan birini kullanabilir. Bu haklar;Sözleşmeden dönme, bedelde indirim talebi, satılanın ücretsiz onarımı talebi, imkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesi talebi Tüm dosya kapsamı incelendiğinde; Araçtaki ayıbın kullanımdan kaynaklanmadığı ve montaj hatasına dayalı olduğu, bu nedenle gizli ayıp niteliği taşıdığı, kullanımla ortaya çıkabilecek nitelikte olduğu, ayıp ihbarının süresinde olduğu, hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporllarının hüküm tesisi için yeterli bulunduğu, arızanın kullanım hatasından kaynaklanmadığı ve montaj hatasından kaynaklandığının bilirkişi raporlarında tespit edildiği, onarım bedelinin 21.500 TL, çekici ücretinin 1.416,00 TL ve kazanç kaybının ise 900,00 TL olduğu tespit edilmiş ancak davacı vekilinin 22/11/2023 tarihli talep açıklama dilekçesine göre 19.100 TL ayıp oranında bedelde indirim ve 900,00 TL kazanç kaybı talep edildiği gözetilerek davacı ——– Şti aleyhine açılan davanın kabulü ile 20.000 TL nin davalı şirketten alınarak davacıya verilmesine, diğer davalı … ise satış sözleşmesinin tarafı olmaması nedeniyle pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur

HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
Açılan Davanın Kısmen Kabulü ile;
1-Davacının davalı ——- Şti. aleyhine açtığı davanın KABULÜ ile; 20.000,00 TL’nin temerrüt tarihi olan 20/07/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ——– Şti.’den alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davalı … yönünden açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine,
3-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 1.366,20 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 341,55 TL harçtan mahsubu ile bakiye 1.024,65 TL harcın davalı ——– Şti.’den alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalı ——- Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı … kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T. uyarınca hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine,
6-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 341,55 TL peşin harç, 6,40 TL vekalet harcı, 44,40 TL başvurma harcı, posta, tebligat gideri, bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.050,15 TL yargılama masrafının davalı ——– Şti.’den alınarak davacıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının yatıran taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——– Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/12/2023