Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/240 E. 2019/515 K. 22.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/240
KARAR NO : 2019/515

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2016
KARAR TARİHİ : 22/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ; müvekkili olduğu şirketin davalı aleyhine 08/06/2016 tarihinde İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12242 Esas sayılı dosyası üzerinden fazlaya dair haklar saklı kalmak kaydıyla toplam 4.120.970,13 TL alacağın tahsili amacıyla iflas yoluyla haciz talepli takip başlattığını, müvekkil şirketin alacağının kaynağının İstanbul Anadolu—–. ATM’ nin 2015/1095 Esas sayılı dosyasında talep edilen alacak ile aynı olduğunu, İstanbul Anadolu —–. ATM’ nin 2015/1095 Esas sayılı dava dosyasındaki —— şirketinin bu dosyadaki tüm alacak, dava ve takip haklarını 30/05/2016 tarihinde Temlikname ile müvekkili olduğu şirkete Temlik ettiğini, söz konusu Temlikname’nin davalı şirkete 31/05/2016 tarihinde Büyükçekmece————. Noterliği’nin 23705 yevmiye no.lu ihtarnamesi ile tebliğ edildiğini, müvekkili olduğu şirketin bu temlik gereği temlik edenin davalı nezdinde bulunan tüm hak ve alacaklarına halef olarak takip ve dava açma hakkına sahip olduğunu, davalı şirkete İstanbul Anadolu ——. İcra Müdürlüğü’nce ödeme emri gönderilmişse de davalı tarafından 15/06/2016 tarihinde yapılan itiraz ile durduğunu, davalının itirazının haksız ve yasaya aykırı olduğunu, İstanbul Anadolu —– ATM’ nin 2015/1095 Esas sayılı dosyasında gerek müvekkili olduğu şirketin gerekse de temlik veren şirket tarafından geniş ve gerekçeli dava ve alacaklar konusunda açıklamalar yapılıp deliller sunulduğunu, davalının ise tüm iddialarını zımni olarak kabul ettiğini, davalı vekilinin İstanbul Anadolu —-. ATM’nin 2015/1095 Esas sayılı dosyası yönünden derdestlik itirazında bulunduğunu, ancak bu dava dosyası ile bahsedilen dosyada dayanılan olaylar ve dava miktarı aynı ise de, bu davada farklı olarak itirazın iptali ve iflas talebi bulunduğunu, bu itibarla derdestlik itirazının ileri sürülemeyeceğini, İstanbul Anadolu —. ATM’deki dosyada usül yönünden yetkisizlik kararı verildiğini, bu davanın seyrine göre bu dosyayı takip etmeyerek işlemden kaldırılmasını sağlamak yönünde de düşünceleri bulunduğunu, davalı vekilinin önceki beyanlarında olmayan alacağın temlik edilemeyeceğini ileri sürdüğünü fakat gerçeğin böyle olmadığını, davalı şirket yöneticileri hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na ——————- dosyalar ile usulsüz işlemlerden ötürü suç duyurusunda bulunulduğu ve soruşturmanın derdest olduğunu, bu suç duyurusu içeriğine bakıldığında İİK 177/1 mad. mucibi işlemleri de içinde barındığını, davalı şirketin borcu ödememek adına hileli işlemler adına girmiş olduğunun bilirkişi raporunda mevcut olduğunu, takibe ve davaya konu alacak ile ilgili davada ileri sürülen ve talep edilen hususların , olayların—– ATM’ nin 2015/1095 Esas sayılı dava dosyasında aşamalı olarak verilen dilekçe ve beyanlarlarla gerekçeli olarak anlatıldığını, bu nedenle gerek temlik eden şirket gerekse de müvekkili olduğu şirket itibariyle tekrardan kaçınmak için izah etme gereği duyulmadığını, temlik eden————hak ve alacakları yönünden hak ve alacaklarının; bu yönden dava ve iddialarının celp edilecek olan İstanbul Anadolu—-. ATM’ nin 2015/1095 Esas sayılı dosyasında geniş ve gerekçeli olarak izah edildiğinden aynısını tekrar ettiklerini, bu alacakların davalı ….’ den aşağıdaki nedenlerden dolayı talep edilemediğini, davalı ….’nin 2015 Ekim ayına kadar bayisi oldukları işletmeler nedeniyle uyguladığı ticari mobbingi nedeniyle hak talep edilmesinin mümkün olmadığını, bayilik son bulunca derhal hukuki yollara girildiğini, davalı …’in müvekkiline gerek —————————- bulunan problemli ve alacaklı olduğu 3 istasyonu müvekkilini (temlik eden ve alan) vaatlerle kandırarak verme teklifiyle yanaştığını ve bunu başardığını, kendi alacağını temlik eden ve alan şirketlere nakitle veya akaryakıt ikmali yaptırarak sağladığını, kendi alacağını aldıktan sonra ve —– yönetimine hesap veriler hale getirdikten sonra müvekkilinin tüm hak ve alacaklarını yok sayarak ve dolandırarak elinde bulunan ———- istasyonlarını elinden aldığını, geriye sadece Pendik istasyonunun kaldığını, müvekkilinin cebinden çıkanın 2.000.000,00 $ Gelibolu için verilen 1.602.066,00 TL’ sıda ——— için verilen bedel elinde kalan tek —- istasyonu için 2015 Ekim ayında 1.160.000,00 USD’ ye ——-devri mümkün ve anlaşılmış iken —-kendi adamı olan ve bu tür işlerde kullandığı —– yönetimindeki ——–800.000 USD’ye devrini yaptırarak kendince müvekkilinden kurtulduğunu, dava konusu zararlarının bu şekilde olduğunu, davalı şirket aleyhine cari hesap alacağı için açmış bulundukları İstanbul Anadolu ———. ATM 2015/1185 Esas sayılı dosyasında bilirkişi incelemesi yapıldığını, bu alacağın bilirkişi raporu ile sübut bulduğunu, ayrıca davalı şirketin kendilerine göndermiş olduğu mutabakata rağmen raporda yer aldığı üzere ——- defterinde bu borcun silindiğine dair tespit yapıldığı ve bunun üzerine davalı şirket yöneticileri hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, yukarıda arz ve izah edildiği üzere davalı şirketin İstanbul anadolu ——-. İcra Müdürlüğünün 2016/12242 Esas sayılı dosyaya yaptığı itirazın iptaline, davalı şirketin takip konusu alacağın ödememesi halinde iflasına, dava konusu miktar itibariyle davalını takip miktarını faiziyle birlikte mahkemeye depo etmesine ve üzerine tedbir konulmasına, davalıya %20 kötü niyet tazminatı yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/911 Esas sayılı dosyasına sunduğu cevap dilekçesi özetle; usule ilişkin olarak derdestlik ve zamanaşımı itirazlarında bulunduğunu, esasa ilişkin olarakta davaya konu———— da bulunan taşınmaz üzerinde 28/04/20104 tarihli kira sözleşmesi gereğince müvekkili olduğu şirketin 15 yıl süreli kira hakkı bulunmakta olduğu ve kira sözleşmesinin tapuya şerh edildiğini,—————–ile müvekkili olduğu şirket arasında 04.01.2010 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiğini, bayilik sözleşmesi ile davacıya verilen haklar ——— markasını kullanma , ürünlerini bu marka altında satma hakkı olduğunu, 31.03.2014 tarihli bayilik sözleşmesi ile anılan istasyona ilişkin işleticilik ————-devredildiğini, hali hazırda söz konusu taşınmaz üzerinde kurulu akaryakıt istasyonunun işleticiliği için —— ile müvekkili olduğu şirketi arasında 06.10.2015 tarihli bayilik sözleşmesi akdedildiği ve bayilik sözleşmesi gereği ticari ilişki devam ettiğini, davacı yanın dilekçesinde istasyona ilişkin işleticiliği ——– devretmek istediğini ancak müvekkil olduğu şirketçe devre izin verilmediği ve bu sebeple zarara uğradığını iddia ettiğini, gerek kira sözleşmesi gerekse bayilik sözleşmesi gereğince temlike izin verme veya vermeme yetkisi müvekkil olduğu şirkete ait olduğunu, diğer taraftan davacının istasyonu —— devir arzusu ile ilgili müvekkil olduğu şirketin herhangi bir dahli söz konusu olmadığını, davacı şirketin akdedilen bayilik sözleşmesine aykırı olarak devir istemi ile ilgili müvekkil olduğu şirketin onayı olmaksızın dava dışı ——— ile sözleşme akdetmiş ve akabinde devre onay verilmediğinden bahisle sözleşmesinin feshedildiğini ileri sürdüğünü, bayilik sözleşmesi 12. Maddesi uyarınca yazılı onay alınması halinde devir sözleşmesi akdedilmesi gerektiğini, nitekim davacıların Türk Hukuk Sistemi’nde basiretli bir tacir olarak kabul edildiğini, her türlü eyleminde ve işleminde yasal mevzuat çerçevesinde belirlenen şekilde hareket etmesi gerektiğini, davacı yanın da imzasını haiz bayilik sözleşmesi 12. Maddesini gözeterek hareket etmesi gerekir iken müvekkili olduğu şirketin onayı olmaksızın devir sözleşmesi imzalandığını ve sonrasında onay olmaması nedeni ile bu devir sözleşmesinin feshedildiğini, bu nedenle zarara uğradığını ileri sürerek basiretli tacir adına çizilen yasal mevzuat çerçevesinde yer almadığını, hukuken himaye altına da alınamadığını, basiretli tacir olarak hareket etmeyen davacı yanın kendi kusuru nedeniyle zarara uğradığından bahisle tazminat isteminde bulunması ve kendi kusurundan hareketle gelir elde etme amacı hukuk sistemimiz ile bağdaşmadığını, zarardan bahsedebilmek için öncelikle bir hak olması gerektiğini, davacı şirketin devir ile ilgili kendisine tanınmış böyle bir hakkı yokken zarara uğradığını iddia etmesinin de hukuken geçerliliği bulunmadığını, devir için davacı şirket bedel aldı ise bunu da sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iade etmesi gerektiğini, dava dilekçesinde ayrıca müvekkil şirketin davacıya o tarih itibari ile işletmekte olduğu —– üzerinden — bulunan ve işletmecisinin mali sorunları nedeni ile mal alamadığı ———- istasyonuna mal taşımacılığı yaptığını, akaryakıtın fiili olarak davalı şirket yöneticilerinin ve kadrosunun talimatı ile——– alınarak — boşaltığını, ödemelerin ———- müvekkil şirketin hesaplarına girdiğini, müvekkil olduğu şirketin davacı alacağını ödemediği iddia edildiğini, davacı yanın iddialarının gerçek dışı olduğunu, dava dilekçesinde iddia edilen akaryakıt ikmali ile ilgili
müvekkili olduğu şirketin herhangi bir bilgisi veyahut dahili mevcut olmadığını, bahsi geçen olayın 2009 yılında gerçekleştiği iddia edildiğini, davacı yanın ödeme iddialarının da asılsız olduğu ve müvekkil olduğu şirketin banka kayıtları ve ticari defterleri incelendiğinde dahi bu hususun aydınlanacağını, bu durumun esasen Petrol Piyasası Kanunu gereğince de yasaklandığını, davacı yan ve ——–. Tarafından, Büyükçekmece —. Noterliği’nden keşide edilen 31.05.2016 tarihli ve —- yevmiye numaralı ihtarname ile ‘İstanbul —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin — Esas sayılı dosyasındaki alacak ve dava hakları ile ————- ait olduğunu iddia ettiğini, 1.062.062,66 TL asıl alacak ve fer’ilerinin ————— devredildiğini, bundan sonra söz konusu alacak hakkının dava ve takibinin ——- tarafından yapılacağı’ bildirildiğini, işbu ihtarnameye verilen cevap ile de; ihtarname tarihi itibariyle———– müvekkili olduğu şirket nezdinde herhangi bir hak ve alacağı bulunmadığını, bu nedenle keşide edilen 31.05.2016 tarihli ve ———- yevmiye numaralı ihtarnamede—— ait 1.062.062,66 TL asıl alacak olduğu iddiası asılsız ve gerçek dışı olduğunu, ———————ve ——— müvekkil şirket nezdinde muaccel herhangi bir alacağı olmadığı hususu itirazen ve cevaben ihtar olunduğunu, olmayan bir alacağın temliki de mümkün olmadığını, davacının her ne kadar İstanbul Anadolu ——–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1185 Esas sayılı dosyası üzerinden görülen davada düzenlenen bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu iddia etmişse de ; söz konusu dava da halen derdest olduğu ve yargılamanın devam ettiğini, bu davanın konusu — uygulamasından kaynaklı alacak-borç ilişkisine yönelik olduğu ve açılan bu davanın konusu ile uzaktan yakından bir ilgisi olmadığını, davacı yanın müvekkil şirketten hiçbir hak ve alacağı olmadığını belirterek davanın usülden reddine, aksi halde davanın esastan reddi ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; davacının dava dışı ——- temlik aldığı alacağın tahsili için başlattığı iflas yoluyla adi takibe yapılan itirazın iptali ve davalının iflası istemine ilişkindir.
Yapılan yargılama sırasında mahkememizce verilen —- esas — karar sayılı karar ile ” “Yapılan yargılama sırasında; —- tarihinde davacı vekili tarafından sunulan ıslah dilekçesi ile davalı şirketin ödemelerinin tatil edilmesi ve hileli muamele ile davacı şirketin haklarının ihlal edildiğinden bahisle dava sebebi ve sonucunun ıslah edilerek İİK’ nun 177 ve devamı maddeleri uyarınca davalı şirketin iflasına karar verilmesi istenilmiştir. Ayrıca aynı ıslah dilekçesi ile davacı vekilince işbu dava dosyasının İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkmesi’ nin —–Esas sayılı dosyasında birleştirilmesi talep edilmiştir.
Birleştirme talebine konu İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2015/1185 Esas sayılı dava dosyasının celp olunarak yapılan incelenmesinde; taraflarının aynı olduğu, yargılama sırasında davacı tarafından ıslah dilekçesi sunularak; davanın, davalı şirket tarafından ödemelerin tatil edilmesi ve hileli muameleler ile davacı şirketin haklarının ihlal edildiğinden bahisle dava sebebi ve sonucu yönünden ıslah edilmek suretiyle davalı şirketin İİK ‘nun 177 ve devamı maddeleri uyarınca iflasına karar verilmesini istediği görülmüştür. Bu durumda tarafları ve ıslah edilmek suretiyle neden ve sonucu aynı hale getirilen dava dosyalarında birinde verilecek kararın diğerini de esastan etkileyeceği
dolayısıyla HMK 166. maddesindeki hukuki ve fiili bağlantının oluştuğu anlaşıldığından davacı vekilinin mahkememizin işbu dava dosyasının İstanbul Anadolu—– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/1185 Esas sayılı dava dosyasında birletiştirilmesi talebinin kabulü gerekmiştir.” gerekçesi ile İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/911 Esas sayılı dava dosyası mahkememiz—– Esas sayılı dava dosyası ile birleştirilerek dosya İstanbul Anadolu——–.Asliye Ticaret Mahkemesinin anılan dava dosyası içine gönderilmiştir.
İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesince ,……. 06/06/2018 tarihli celsede; “Birleşen İstanbul Anadolu —–. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/911 esas sayılı dosyasının iflas yoluyla takip talebine ilişkin olduğu ve itirazın iptali davası ile birlikte görülemeyeceği anlaşılmakla, bu davanın ayrılarak Mahkememizin başka esasına kaydı ile duruşmalara heyet olarak devamına,” karar verilmiş olup, dosya tefrik edilerek dava dosyası aynı mahkemenin —- Esasına kaydedilmiş ve — esas — ile 03.05.2019 tarihinde verilen karar ile ” İst. Anadolu –. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/911 esas sayılı adi iflas yoluyla takibe yapılan itirazın kaldırılması ve borçlunun iflasına karar verilmesi istemine ilişkin olup da davacı tarafça İst. Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’ndeki yargılama sırasında yapılan ıslah talebinin kabulüne karar verilmeyen işbu davanın Mahkememizin — esas sayılı dosyası ile birleştirilmesi şartlarının bulunmadığı anlaşılmakla, HMK’nın 167. Maddesi uyarınca birleştirilen İstanbul Anadolu — Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/911 esas sayılı işbu Mahkememizin — esas sayılı dosyasının dosyasının İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine” karar verilmiş ve dosya tekrar mahkememize gönderilmiştir.
6100 sayılı HMK nun 166/1 maddesi uyarınca birleştirme kararının ilk davanın açıldığı mahkemeyi bağlayıcı nitelikte bulunduğu, ilk davanın açıldığı mahkemenin birleştirme kararını yerinde bulmaması halinde tefrik kararı verilip gönderme kararı verilmeksizin dava dosyasını kendisinin görmesi gerektiği, birleştirme kararının ara karar niteliğinde olması nedeni ile ancak esas hüküm ile birlikte kanun yoluna tabi olduğu, birleştirme kararının yerinde olup olmadığı hususunun mahkememizce tartışma konusu yapılmadığı, buna karşın esasen birleştirilen dosyada birleşen dosyanın tefrik edilmesi sonucu dosyanın birleştirme kararı veren mahkemeye gönderilmesine ilişkin bir usul kuralı bulunmadığı,tefrik edilen dosyanın tefrik kararı veren mahkemece görülüp sonuçlandırılması gerektiği, bu hususun 6100 sayılı HMK’na uygun olduğu, bu nedenle tefrik kararı verilerek mahkememize iade edilen davanın İstanbul Anadolu —.Asliye Ticaret Mahkemesine geri gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ;
1-Mahkememizin —– esasında kayıtlı iken İstanbul Anadolu —-.Asliye Ticaret Mahkemesine ait —– esas sayılı dosyası ile birleştirilen ancak daha sonra tefrik kararı verilerek aynı mahkemenin — esasına kaydedilen ve tefrik kararı verilerek mahkememize iade edilen adi iflas yoluyla takibe yapılan itirazın kaldırılması ve borçlunun iflasına karar verilmesine ilişkin dava dosyasının 6100 sayılı HMK ‘daki usul hükümleri gereğince tefrik edilen dava dosyasının tefrik kararı veren mahkemece görülmesi gerektiğinden iş bu dava dosyasının İstanbul Anadolu —-. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine,
2-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme ve değerlendirme sonucu kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.