Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/216 E. 2021/398 K. 25.05.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/216 Esas
KARAR NO : 2021/398

DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
DAVA TARİHİ : 10/05/2019
KARAR TARİHİ : 25/05/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Rücuen Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin ———- aracı satın—-müvekkil şirkete karşı —– itibarıyla ——- tarafından — sebebiyle alacak davası açtığını, söz konusu açılan dava mahkemenin —– kararı ile kabul edildiği ve kararın kesinleştiği, müvekkil şirket aleyhine —– ile icra takibi başlatıldığını, müvekkil şirketin ödeme — anlaşılacağı üzere icra dosyasına 278.040,48 TL ödeme yaptığını, müvekkil şirket davalıdan almış olduğu araçtan dolayı hem maddi hem de manevi anlamda mağdur olduğunu ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından açılan davada,——- numaralı —- kendsinin ——— tarihinde —– tarafından—- konulduğunu bu nedenle—— kendisine——-sayılı dosyası ile kabul edildiğini—– tahsil edildiğini beyan ettiğini, bu nedenle aracı davacıya satan müvekkilin rücen tazminata mahkum edilmesi talep ettiğini, .öncelikle davanın süresinde açılmadığını, 14.10.2015 tarihinde araca konu durum ortaya çıkmasına rağmen aradan geçen —–yapılmadığını, bu süre içerisinde —– yerine getirilmediğini,. davanın süresinde açılmamış olması nedeniyle usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil davalı ..——– konumunda olduğunu, işbu davanın —- — ayıp nedeniyle açılan davanın —-açılması gerektiğini, zira müvekkilim de bu işlemler nedeniyle mağdur konumundadır. bu nedenlerle de davanın husumetten reddi gerekmektedir. davanın asıl muhatabı———— –ve olsa — —- —- ilk sahibidir. bu nedenlerle davanın husumetten reddini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, hukuki ayıplı araç satımından kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıdan satın almış —- tarihinde aracı dava dışı—–şahsa sattığını, aracı satın alan —– tarafından ———- araca el konulması sebebiyle alacak davası açıldığını ve açılan davanın kabul edildiğini ve kararın kesinleştiğini ve kesinleşme kararı doğrultusunda yapılan icra takibi sonrası —- temerrüt tarihinden itibaren davalıdan rücuen tahsilini talep etmiştir.
——karar sayılı dosyası —–esas sayılı dosyası ve tarafların tüm delilleri celp olunmuştur.
Davalı tarafın tacir olup olmadığının tespiti için adresinin bağlı olduğu ——cevapta davalı—— tarihinde — ticaretine başladığı ———-terk ettiği görülmüştür.
Celp ve tetkik——–sözleşmesinin incelenmesinde dava konusu—– davalı …, alıcısının ise davacı şirket olduğu,—–hususi olduğu görülmüştür.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kamumda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava sözkoııusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki —kanunlardan —— görülecek diğer dava ve işlere—Mahkemesinde bakmakla görevlidir.
Dava, hukuki —kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davanın taraflarından olan davacı tacir ise de, davalı satıcının her ne kadar araç satış tarihinde ticari işletmesi bulunuyor ise de dava konusu—- ticari işletmesi ile ilgili olmadığı gibi davalı vekilinin de 22/04/2021 tarihli duruşmadaki beyanında davaya konu aracın davalının ticari işletmesi ile ilgili değil—- beyan ettiği anlaşılmıştır.
Davanın taraflarından olan davacı —- davalının tacir olmadığı gibi, davalının aracı satan kişi olduğu anlaşılmakla tüketici de olmadığı aşağıda belirtilen ——- sabittir.
Davanın açıldığı —– yürürlükte olan 6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında öncelikle görev açısından inceleme yapılmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun Amaç başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu Kanun, her ——–uygulamaları kapsar.” hükmüne yer verilmiştir. — dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla——-eden gerçek veya tüzel kişiyi kapsar.—- mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder şeklinde tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 3. maddesinde de ——– dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına —- arasında—- olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi” ifade eder şeklinde tanımlanmıştır.
Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir.
Somut olayda; davacı — olup, — kullanılmak üzer—- olmayan amaçlarla hareket —“kabul edilemeyeceğinden, davacı şirketin 6502 sayılı yasa —— sıfatına haiz olmadığı ve taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı Kanun kapsamında kalmadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun kapsamında bulunmayan uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. —— sayılı içtihadı)
Bu açıklamalar ışığında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kalmadığı, uyuşmazlığın genel hükümlere göre Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği kabul olunarak, ilk derece mahkemesince davalının görev itirazının reddine karar verilerek davaya tüketici mahkemesi sıfatıyla bakılması usul ve yasaya aykırıdır—
Yukarıda yazılan gerekçeler—- doğrultusunda dava konusu ihtilafın TTK da yer — ticari davalardan olmadığı, bu itibarla davanın görülmesi gereken mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak görev dava şartı olduğundan HMK.nın 115/2.maddesi uyarınca mahkememizin görevsizliğine ve davanın usulden reddine, karar vermek gerekmiş aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli—– ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı