Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/207 E. 2022/316 K. 21.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2019/207
KARAR NO: 2022/316
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/05/2019
KARAR TARİHİ: 21/04/2022
DAVA:Davacı vekili mahkememize sunduğu —– tevzi tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle: Davalı ile davacı şirket arasında varolan ticari ilişki nedeniyle davalının davacıdan almış olduğu mallar karşılığında davacıya borçlandığını, davalının borcundan kalan bakiyeyi davacıya ödemediği gibi borcunu ödemekten kaçınmak amacıyla —-yapılan malzemelerin ayıplı olduğunu iddia ettiğini, Davacı yan tarafından da —- ihtarı ile davalı tarafından gerçeği yansıtmayan tüm ihtarın içeriğine ayrıntılı olarak itiraz edildiğini, daha sonra alacağın tahsili amacıyla borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, borçlunun haksız ve kötü niyetli itirazı ile takibin durdurulduğunu, — tarihinde başlatılan icra takibine borçlu davalı tarafından itiraz edildikten sonra davalı tarafından davacı yana —yazısı gönderildiğini, mutabakat formunun yazı içeriğinde davalının davacıya —-borçlu olduğunu beyan ettiğini, davalının huzurdaki davaya konu icra takibine itiraz ettikten sonra takip miktarı kadar borcu olduğunu kabul etmesi dahi takibe itirazında kötü niyetli olduğunu gösterdiğini beyan etmiş, bu nedenlerle davalarının kabulüne, borçlunun itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili mahkememize sunduğu—- tarihli cevap dilekçesinde özetle: Taraflar arasında geçmişe dayanan bir ticari ilişki olduğunu, davalının davacıya —- işinin yapılması amacıyla malzeme teslim ettiğini, dava konusu uyuşmazlığında yine bu tip bir kaplama işinden doğduğunu, davalı yan tarafından davacı yana, çeşitli tarihlerde teslimatı yapılan malzemelerle ilgili olarak, —- tarihinde bir e-mail gönderildiğini ve —- kaplanacak malzemelerin teknik şartlarının iletildiğini, Bu e-mail’da; proje başlamadan önce —– istemiş olduğu —— olduğunun davacı tarafa bildirildiğini, davacı tarafça kaplanıp gönderilen malzemeler üzerinde yapılan testlerde, parçaların istenen dayanıklılık şartlarına ulaşmadığının görüldüğünü, konuyla ilgili olarak davacı ile pek çok yazışma yapıldığını ve hatta davacı şirket yetkilisinin de katılımıyla pek çok toplantı da gerçekleştirildiğini, davalı şirketin, davacıya kaplattığı malzemeleri, asıl iş sahibi olarak da adlandırabilecek— ileteceğinden ve bu parçalar ordumuza ait askeri araçlarda kullanılacağından, hem konunun özel hassasiyeti gereği hem de —–önemli bir iş ortağı olması nedeniyle konu üzerinde titiz bir yaklaşım sergilediğini, ancak davacı tarafça bir türlü istenen dayanım ve kalitede iş yapılamadığını ve davalının —karşı mahcup duruma düştüğünü, zira kaplaması davacı tarafından yapılan malzemelerden bazıları asıl iş sahibi olan —- gönderildiğini ve— tarafından yapılan —– testlerinde, kaplanan malzemelerin—— ve testleri geçemediğinin tespit edildiğini ve bu durum yine —-tarafından da davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirketinde, parçalardaki sorunların ve müşteri şikayetlerinin devam etmesi nedeniyle davacıya — tarihli bir ihtarname keşide ettiğini ve kaplaması davacı tarafça yapılan — malzemenin davacı tarafça iade alınmasını ve iki gün içerisinde bedelsiz olarak yeniden kaplanarak teslime hazır edilmesini, aksi takdirde, kaplama işinin üçüncü şahıslara yaptırılarak, bedelinin davacıya fatura edileceğini ve uğranılan/uğranılacak olan tüm zararların da davacıya yükleneceğini ve zararların tazmini için her türlü hukuki yola başvurulacağının ihtar edildiğini, davacı yanın ise bu ihtara rağmen, imalatındaki hataları gidermediğini ve konuyu bu şekilde kapatmayı tercih ettiğini, davacı tarafın, dava dilekçesinde davalı şirkete göndermiş olduğu cari mutabakatın bir alacak ikrarı olarak yorumlamasının taraflarınca anlaşılamadığını, davacı tarafça kaplaması yapılan parçalara ilişkin fatura gönderilmesi ve bunun mali kayıtlara alınması ve hatta ödemesinin bile yapılmış olmasının, davalı şirketin ayıplı malı/hizmeti kabul ettiği anlamına gelmeyeceğini, zira her şeyden önce ürünlerdeki ayıpların bir çoğu gözle muayene ile anlaşılamayacak türden olduğunu, yukarıda da açıkladıkları üzere dayanıklılık testlerine sokulduklarını, dolayısıyla davacı tarafça kesilen faturaların yasal süre içerisinde reddini gerektirir bir nedenin ilk etapta olmadığını, burada anlatmak istedikleri hususun, davacının mutabakat metninde yer aldığını iddia ettiği alacağın yalnızca kaydi nitelikte olduğu ve gerçek bir alacak olmadığını, zira davacının yapmış olduğu işlerle ilgili onlarca yazışmanın, işle ilgili şikayet ve memnuniyetsizliği ortaya koyduğu sabitken, davacının bir —— bahsetmesi anlamsız olduğunu, Bu denli temel bir hukuki gerçeğin davacı tarafça davaya dayanak yapılmaya çalışılması da izah edilmesine gerek bile olmayan bir kötü niyet taşıdığını, davacının ayıplı ürünler hakkında diğer mazeretlerinin de özetle; “Kaplanacak ürünlerin en az —– gönderilmesinin sağlanamadığı, Uygun saklama koşullarının müvekkil şirketçe sağlanamadığı —— Malzemeler üzerinde mekanik işlem uygulandığı yönündedir.” şeklinde olduğunu, ancak davacının tüm bu mazeretlerinin geçersiz olduğunu, çünkü İşin görüşülmesi aşamasında davalı şirkete ürünlere ilişkin bu bilgilerin verilmediğini, hatta taraflar arası mail yazışmaları incelenecek olursa, davacı yanında bu konuda net bilgi sahibi olmadığını, son olarak davacı tarafın, davalı şirketi açıkça mağdur ettiğini ve büyük müşterisi karşısında mahcup duruma düşürdüğü bir meselede davalı şirketten alacak talebinde bulunmakta kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davacının takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ettiklerini beyan etmiş, bu nedenlerle davanın reddine, davacının alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkûm edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
—– sureti,
— No’lu İhtarı,
—— No’lu ihtarnamesi,
——-
—– —tarihli raporu,
—– tarihli ek raporu,
——- tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, faturaya dayalı cari hesap özetine istinaden başlatılan icra takibine vaki itiraz üzerine açılan itirazın iptali davasıdır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki olduğu, takibe ve davaya konu malların davalıya fatura karşılığı teslim edildiği hususlarında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davalıya teslim edilen malların ayıplı olup olmadığı, ayıp ihbarının süresinde olup olmadığı, davacının cari hesap nedeni ile faturaya dayalı alacağının olup olmadığı, alacağa dair taraflar arasında mutabakat olup olmadığı, alacak miktarı, takip öncesi faiz edilip edilemeyeceği, faiz ve oranı, icra inkar ve kötü niyet tazminatı şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarındadır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
—- incelenmesinde: Ödeme emrinin borçlu tarafa —- tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından —- tarihli borca itiraz dilekçesi sunulduğu, borca itiraz dilekçesinin yasal süresinde olduğu, takibin icra dairesince durdurulduğu, borçlu gider avansı olmadığından borca itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğ edilmediği, öğrenme tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davasının açıldığı tespit edilmiştir.
Mahkememizin — tarihli ara kararı ile dosyanın —–heyetine tevdii ile rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi heyetine teslim edilmiş, bilirkişi heyeti raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
—bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu — tarihli raporunda sonuç olarak: —— yılında davalı tarafça ayıp ihbarında bulunulduğu, dava konusu ayıbın gizli ayıp olduğu, TTK m. 23/1-c hükmü uyarınca gizli ayıbın teslimden itibaren —– gün içinde yapılması gerektiği, Malların teslim tarihi dosya içeriğinden tespit edilemediğinden ötürü ayıp ihbarının TTK m. 23/1-c hükmüne uygun olarak yapılıp yapılmadığının belirlenemediği, Dava konusu malların teknik özelliklerinin davalı tarafından davacıya gönderilen —— tarihli e-postada belirlendiği, Davalıya teslim edilen ürünlerin bu e-postada belirlenen özellikleri taşımadığı, Davacının bu özellikte ürünleri üretmek için gerekli teknik yeterliliğe sahip olmadığı, bu sebeple ürünlerin belirlenen özellikte üretilemeyeceğinin davalının bilgisinde olduğu ve bir gizli ayıptan söz edilemeyeceği, tarafların eşit kusurlu olduğu — Taraflar arasında ayıp ihbarı ve ihbara itiraz neticesinde yapılan görüşmeler neticesinde mutabakat metni hazırlandığı, buna göre davalının davacıya— borçlu olduğu, Tarafların kusur oranın eşit olduğu, tarafımızdan ayıba konu — olarak kabul edildiği, % 50 takdiri kusur oranı dikkate alındığında, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan —- alacaklı olduğu —- şeklinde rapor beyan edilmiş,
Aynı tarihli raporda Ticaret Hukuku Uzmanı bilirkişi ayrık görüş bildirmiş: “TTK m. 18 hükmünde düzenlenen basiretli tacir ilkesi de dikkate alındığında, tacir olan ve basiretli davranması gereken davacının dava konusu ürünleri belirlenen özelliklerde teslim etmekle yükümlü olduğu, kendi işletmesel yeterliliğinden bağımsız olarak, basiretli bir tacir gibi davranmakla ve ürünleri taahhüt ettiği özelliklerde ve ayıptan ari olarak teslim etmekle yükümlü olduğu açıktır. Dolayısıyla davacının dava konusu ürünleri kararlaştırılan özelliklerde üretecek yeterlilikte olmamasının onun ayıptan kaynaklanan sorumluluğunu kaldıracak bir etkisi olmamalıdır. Ayrıca teknik incelemede, davacının teslim etmesi gereken ürünlerin, bu ürünler üzerinde yapılan teknik inceleme ve testlere dayanıklı olması gerektiği de belirtilmiştir. Bu teknik tespit karşısında, davacının, test aşamasında ürünlere zarar verildiği iddiasında bulunması, dava konusu ürünlerin ayıplı olduğunu göstermektedir. Yine dosya içeriğinden anlaşıldığı kadarıyla davacı tarafından teslim edilen ürünler taraflar arasında mutabık kalınan özellikleri karşılamamaktadır. Bu şartlar altında davacının teslim ettiği ürünlerde gizli ayıp bulunduğu ve ayrıca davacının dava konusu ürünleri kararlaştırılan özelliklerde üretecek işletmesel yeterlilikte olmamasının onun ayıptan kaynaklanan sorumluluğunu kaldırmayacağı kanaatine varılmıştır. Bu sebeple —— “g)Bu sebeple ürünlerin belirlenen özellikte üretilemeyeceğinin davalının bilgisinde olduğu ve bir gizli ayıptan söz edilemeyeceği, tarafların eşit kusurlu olduğu —-Tarafların kusur oranın eşit olduğu, tarafımızdan ayıba konu İş-ürün bedelinin — olarak kabul edildiği, — takdiri kusur oranı dikkate alındığında, davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan —— alacaklı olduğu —– maddelerinde belirtilen çoğunluk görüşüne katılmamaktayım.” şeklinde rapor ibraz etmiştir.
Mahkememizin —— tarihli celsesinde taraf vekillerinin bilirkişi heyeti raporuna karşı itirazlarını karşılayacak şekilde rapor tanzim edilmesine, ayrıca taraflar arasında düzenlenen mutabakat mektuplarının incelenerek; kabulü halinde gizli yada açık ayıp ihbarına konu seçimlik hakkından vazgeçip geçmediği, mutabakat mektuplarına binaen borçlu olup olmadığı hususlarında rapor düzenlenmesi hususunda ek rapor istenilmesine karar verilmiş, dosya daha önce rapor sunan bilirkişi heyetine teslim edilmiş, bilirkişi heyeti—– tarihli ek raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
—- bilirkişi heyeti mahkememize sunduğu —tarihli ek raporunda sonuç olarak: “Davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan— tarihi itibarıyla — alacaklı olduğu, Davacı yanın— alacağı için —– itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, Tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerinin muhterem Mahkemenizin takdiri içinde kaldığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor ibraz etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde, dosyanın davalı vekilinin itirazlarını karşılayacak şekilde; taraf itiraz ve savunmaları ve uyuşmazlık hakkında dosyada mevcut deliller ile taraflar arasında düzenlenen mutabakat mektupları incelenerek, kabulü halinde gizli ya da açık ayıp ihbarına konu davalı tarafın davalı tarafın seçimlik hakkından vazgeçip vazgeçmediği, mutabakat mektuplarına binaen borçlu olup olmadığına dair bir —— hukuku uzmanı, bir makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden oluşan yeni bir bilirkişi heyetine tevdi ile rapor aldırılmasına karar verilmiş, dosya bilirkişi heyetine teslim edilmiş, bilirkişi heyeti —— tarihli raporunu teslim etmiş ve rapor taraflara usulüne uygun tebliğ edilmiştir.
— heyeti mahkememize sunduğu —- tarihli raporunda sonuç olarak: “Dava Konusunun; Taraflar arasında bulunan ticari ilişkiden kaynaklı davacının — tutarlı fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, Davacının —yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davalının — yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, Davacı yanın —- tutarlı alacağa için —- itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, Tüm bu hususlar dikkate alındığında davacının icra takip tarihi itibariyle davalıdan kaydi olarak Asıl Alacak olarak—- tutarında Alacaklı olduğu kanaatine varılmıştır.” şeklinde rapor ibraz edilmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde:— tarihli —– raporu dayanak yapılarak:
Taraflar arasında ticari ilişki olduğu, takibe ve davaya konu alacağın mesnedi malların davalıya fatura karşılığında teslim edildiği hususlarında ihtilaf bulunmadığı,
Davalı tarafından —- yevmiye no’lu ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunduğu, ayıp ihbarı ile TBK 227. Maddesine göre seçimlik hak olarak ücretsiz onarım talebinde bulunduğu, davacı tarafından ise —– yevmiye no’lu ihtarnamesi ile cevap verildiği, ayıp ihbarının reddedildiği,
Davacı tarafa ait mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen ticari defterlerin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin alıcılar hesabında kısa vadeli alacak olarak kaydedildiği, davacı tarafından davalı adına —– bedelli faturalar düzenlendiği, takip tarihi itibari ile davacı tarafın davalı taraftan faturalar nedeniyle —- bakiye alacaklı olduğu,
Davalı tarafa ait mali müşavir bilirkişi tarafından incelenen ticari defterlerin usul ve yasaya uygun tutulduğu, davalı lehine delil vasfına haiz olduğu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin satıcılar hesabında kısa vadeli borç olarak kaydedildiği, davacı tarafından davalı adına düzenlenen —— faturanın kayıtlı olduğu, takip ve dava tarihi itibari ile davalı tarafın davacı tarafa —– borçlu olduğu,
Davalı tarafından alacağın zamanaşımına uğradığı yönünde def’i de bulunulmuş ise de, dava ve takip konusu alacağın TBK 146. Maddesine göre —– zamanaaşımına tabi olduğu, takip ve dava tarihi itibari ile alacağın zamanaşımına uğramadığı anlaşıldığından davalı tarafın zamanaşımı def’inin reddinin gerektiği,
Davaya ve takibe konu malların ayıplı olduğuna dair davalı tarafından —- yevmiye no’lu ihtarnamesi ile ayıp ihbarında bulunulmuş ise de:
Takip dosyası ile ödeme emri tebliğinden sonra davalı tarafından —-tarihinde ve dava tarihinden önce —– tarihlerinde mutabakat mektubu ile davacı alacağının kabul edildiği, Noter ihtarı ile ayıp ihbarından sonra da taraflar arasında ticari ilişkinin devam ettiği, (işin davacı tarafından yapıldığı) ayıp ihbarına konu ürünlerin takibe dayanak tüm ürünler olduğu, davacı tarafından irsaliyeli fatura ile ilk ürünün —- tarihinde, son ürünün ise —- tarihinde davalı tarafa teslim edildiği, ayıp ihbarının ise—- tarihinde yapıldığı, davalı tarafın TTK 18. Maddesine göre basiretli tacir gibi davranması gerektiği, TTK 23. Maddesine göre açık ayıplarda —-, gizli ayıplarda — gün içerisinde yazılı olarak ihbarda bulunması gerektiği, ayıp iddiasına konu ürünlerin davacı tarafından davalı tarafa en son —- tarihinde irsaliyeli fatura ile teslim edildiği, davalı tarafından ayıp ihbarının — yevmiye no’lu ihtarnamesi ile yapıldığı, ihtar tarihi itibari ile — günlük yasal süresinin geçtiği, TTK 23. Maddesine göre ayıp ihbarının yasal süresinde olmadığı, TBK 231. maddesine göre de makul sürede ayıp ihbarının yapılmadığı, ayrıca —- tarihli ayıp ihbarından sonra taraflar arasında—– tarihli mutabakat mektubu düzenlendiği, mutabakat mektupları ile davalı tarafın davacı alacağını kabul ettiği, mutabakat mektupları ile davalı tarafın ayıp iddiasından ve seçimlik hakkından vazgeçtiği, TBK 117. Maddesine göre davalı taraf ihtar veya ihbar ile temerrüde düşürülmediğinden takip öncesi faiz talebinin yerinde olmadığı, tarafların tacir, yapılan işin ticari iş mahiyetinde olduğundan takip tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz talebinin yerinde olduğu, davalı tarafından ayıp ihbarının —– yapıldığı, borca itirazda haksız olmadığı, mutabakat mektubunun takip tarihinden sonra yapıldığı, icra ve inkar tazminatı koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
2—– sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin —- olarak takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte devamına,
3-Fazlaya dair talebin reddine,
4-Alacağı faturaya dayalı alacak olduğu, fatura ve muhteviyatının davalı tarafa teslim edildiği, takibe dayanak faturaların davalı ticari defterine kayıtlı olduğu, alacağın davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu, davalı tarafından noter ihtarı ile ayıp ihbarında bulunulduğundan borca itirazda haksız olmadığı, mutabakat mektubunun takip tarihinden sonra yapıldığı, icra inkar koşullarının oluşmadığı anlaşılmakla icra inkar tazminatı talebinin reddine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 320,09 TL harcın alınması gerekli olan 1.214,19 TL harçtan mahsubu ile bakiye 894,10 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
6-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu başvuru harcı 44,40 TL, posta ve tebligat gideri 101,30 TL, bilirkişi ücreti 5.800,00 TL olmak üzere toplam 5.945,70 TL yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 5.638,46 TL yargılama masrafına, peşin harç 320,09 TL, eklenerek sonuç olarak 5.958,55 TL’nin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 307,24 TL yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 5.100,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 968,54 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/04/2022