Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/2 E. 2019/313 K. 28.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/2
KARAR NO : 2019/313
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 14/07/2015
KARAR TARİHİ: 28/03/2019
DAVA:Davacı vekili Mahkemeye sunduğu 14/07/2015 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; davacının, davalıya ait işyerini, —–.Noterliğinin ——-tarih, ——— yevmiye numaralı işletme devir senedi ile satın aldığı, bu noter satış senedinde, davalının işletmeyi satıp devrettiği, satış bedelini de nakden ve tamamen aldığını beyan ettiği, ayrıca dosya kapsamına sunulan — tarihli makbuzlarla da davalının alacağı aldığını beyan ettiği, ödemenin ——– TL’lik kısmının da makbuzlarda görüldüğü gibi çek ile yapıldığı, davalının icra takibinde çeki konu dahi etmediğini, çekin tahsil etmediğini, bu işlem sonrasında davalının devredilen işletmeye ait makineler için ——– tarih — numaralı faturayı kestiği, bu sözleşme ve ödeme sonrasında müvekkilinin davalıya bir borcunun kalmadığını, davalı tarafın bu ödemeden ve devirden 6 yıl sonra İstanbul Anadolu 11.İcra Müdürlüğünün —- E. sayılı dosyasından icra takibi yaptığını, davacının davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, ayrıca davalının bu hususu noter huzurunda kabul ederek, satış senedini imzaladığı, davacıya yapılan tebligatın, Tebligat Kanunu’na aykırı olarak yapıldığı, davacının bu takipten haberinin ancak—- kayıtlarını incelerken anlaşıldığı, —- kayıtları barkod numarasından tetkiki edildiğinde —-tarihinde 21.maddeye göre muhtara bırakıldığı anlaşılarak itiraz süresi geçmediği düşüncesi ile icra takibine itiraz edildiği, davacının gereken itirazı icra müdürlüğüne yapmış olmasına rağmen, itirazı yaptığı gün tebligat parçası bulunmadığından icra müdürü süresinde olması kaydı ile takibi durdurduğu, —— tarafından tebligatın hangi tarihte bırakıldığı hususunun da net olmadığı, online kayıtlar ve dosyadaki tebligat parçası üzerinde farklı tarihler bulunduğu, usulüne uyulmadan yapılan tebligatın üzerinde ise ———- tarihi yazdığı, bu durumda davacının itirazının süresinde olmaması gerekçesi ile takibin devamına karar verilerek, davacının banka hesabı üzerine haciz konulduğu, tebligatın usulüne aykırı olması sebebi ile icra mahkemesine de başvuruda bulunulduğunu, davacının tüm menkul ve gayrimenkul malvarlığı üzerine haciz konulması ile takibin devam ettiğini öğrenmiş olup, son derece mağdur bir duruma düştüğünü beyanla borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili —— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu ——- havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafça ———– tarih olmak üzere iki ayrı belge sureti sunulmuş ise de belgelerin fotokopi olması nedeniyle belge üzerinde inceleme yapabilme imkanı bulunmadığını, özellikle söz konusu belgedeki imza ve yazılar yönünden ayrıntılı bir beyanda bulunabilmek için belge asıllarının davalının incelemesine imkan verecek şekilde dosyaya ibrazının talep edildiğini, davacı tarafça davalıya bu mahiyette herhangi bir çek verilmediğini, banka yolu ile de bir ödeme yapılmadığını, tüm bunlara rağmen davalı tarafından fotokopi belgeleri üzerinde yapılan kısmi incelemede, belgeler üzerindeki yazıların bir kısmının sonradan eklendiği, imzaların şüpheli olduğu ve bu mahiyette hiçbir belgenin davacıya verilmediğini de dahil olmak üzere itirazda bulunulduğunu, icra takibinin ———-sıra numaralı — TL ve ——– tarih —- sıra numaralı ———- TL miktarlı iki adet faturaya istinaden başlatıldığı, davacı tarafın, takip konusu fatura ve içeriklerine itiraz etmediğini, davacı tarafın bu iki adet fatura bedelini ödediğine dair ödeme belge asıllarının dosyaya ibrazı gerektiğini, ödeme belgesi adı altında dosyaya sunulan belgelerin ödeme ile bir bağlantısı bulunmadığını, ispat yükü kendisinde olan davacının taraf ödeme iddiasına dair dekont asılları ile sözleşme asıllarının dosyaya ibrazı gerektiğini beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ——— tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; davacı tarafından ödemeye ilişkin sunulan dekontların tahrif edildiğini, ödemeye dair dekontların da sunulmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ———- Esas sayılı dosyasında verdiği 30/11/2018 tarihli görevsizlik kararı mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapılarak yargılamaya devam olunmuştur.
Uyuşmazlık Konusu: Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde noterlikte yapılan işletme devir senedi ile davalının işyerini devralınması sonucu devir bedelinin tamamının ödenip ödenmediği, ayrıca takibe konu faturaların işyeri devri ile ilgili olup olmadığı ve bu faturalar nedeniyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, faturaya dayalı olarak başlatılan takipten dolayı borçlu olmadığının tespiti(menfi tespit) davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Menfi tespit davasını düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 72/1. Maddesindeki ” Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü’nün ——— Esas sayılı dosyasında; davacı/takip borçlusu hakkında ———— tarihli takip talebi ile faturaya dayalı olarak takip başlatıldığı, davacı/takip borçlusunun süresinde takibe itiraz etmemesi nedeni ile takibin kesinleştiği anlaşılmıştır.
Dosyaya sunulan ——. Noterliği’nin —- tarih ve ——— yevmiye nolu İşletme Hakkı Devir Senedi başlıklı belge incelendiğinde, devredenin davalı …, devralanın … ve konusunun ise ———— adresindeki işyerinin demirbaşlarının tamamının satımı ve devrine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Takip dosyasında sunulu fatura suretleri incelendiğinde, — tarihli —- nolu faturanın ——- TL, aynı tarihli ——– nolu faturanın ise—— TL bedelli olduğu ve davalı … tarafından, davacı … adına düzenlendiği anlaşılmıştır.
———tarihli belge incelendiğinde; dükkanın devri için (KDV dahil — TL) —- TL nakit ve —- Çekin … ‘ye teslim edildiği yazılarak ——-ve … tarafından imzalandığı, yine — tarihli belgeye göre, —TL çek ve — TL’nin … ‘ye teslim edildiği yazılarak —– ve … tarafından imzalandığı anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin ———- Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacısının …, davalısının …, dava dosyasında verilen — tarihli — Karar sayılı karara göre İstanbul Anadolu 11. İcra Dairesi ‘nin ——– Esas sayılı dosyasındaki ————- tarihli icra memuru kararının iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Grafoloji Uzmanı bilirkiş—Havale tarihli raporunda özetle; inceleme konusu belgelerdeki imzaların davalı … ‘nin eli ürünü olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
—- tarihli ——— Dairesi raporu incelendiğinde; —- tarihli, —- tarihli belgeler ile Büyük Makinalar Başlıklı belge ve ———- Noterliği tarafından düzenlenen İşletme Hakkı Devir Senedi üzerinde yapılan incelemeler sonucunda inceleme konusu olan bu belgelerdeki imzaların … ‘nin eli ürünü olduğu, 20/05/2009 tarihli belge ile 19/06/2009 tarihli belgeye ve Büyük Makinalar Başlıklı Belgeye farklı kalemlerle farklı yazı özellikleri taşıyan ilavelerin yapıldığı, ancak bu belgelerde hangilerinin önce, hangilerinin sonra yazıldığı hususunun, bu hususta herhangi bir bilimsel yöntem bulunmaması nedeniyle tespit edilmediğinin rapor edildiği anlaşılmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi 14/03/2018 Havale tarihli raporunda özetle; icra takibinin fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılmış olduğu, faturaların işyerinin devrine ilişkin düzenlenen demirbaş ve stok emtianın devrine ilişkin düzenlenen faturalar olduğu, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığı, davalı adına düzenlenmiş olan iki adet faturanın taraflar arasındaki iş yeri devrine ilişkin olmadığı hususunda itirazların olması halinde bu faturaların davalı adına hangi sebeple düzenlenmiş olduğunun izah edilmesi gerektiği, her ne kadar İşletme Hakkı Devir Senedinde demirbaşların tamamının 30.000,00 TL bedel karşılığı ifadesinin oludğu KDV konusunda herhangi bir ifadenin yer almadığı, ancak taraflar arasında düzenlenen iki farklı tarihteki evrakta da 30.000,00 TL (KDV dahil) ifadelerinin her iki evrakta da sonradan ilave edilmiş oldukları yönünde sundukları üzere, davalıya ait menkul ve demirbaşlara ilişkin 30.000,00 TL % 18 KDV bedeli olan 5.400,00 TL kadar davacının davalıya borçlu olabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi raporları taraflara usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, işletme hakkı devir sözleşmesi, takip dosyası, faturalar, bilirkişi raporları, Atk raporu, el yazılı belgeler, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi ‘nin ————Esas sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; —-Noterliği’nin —- tarih v—-yevmiye nolu İşletme Hakkı Devir Senedi ile davalı … ‘ye ait olan ———– adresinde bulunan —— Mobilyanın bilcümle demirbaşlarının tamamının 30.000,00 TL bedel karşılığında iş bu işyerinin işletme hakkı ile birlikte davacı … ‘a satılarak devredildiği, noter senedinde satış bedelinin nakden ve tamamen alındığının ve menkul mallar üzerinde herhangi bir tasarruf hakkının kalmadığının davalı tarafından beyan edildiği, davaya konu İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğü’nün ——- Esas sayılı takip dosyasına dayanan — tarih ve ——–nolu faturanın bir kısım makinelere ilişkin olduğu ve —-TL bedelli olarak düzenlendiği, — tarih ve – nolu faturanın ise muhtelif mal için ——– TL bedelli olarak düzenlendiği, başlatılan bu takibe süresinde itiraz edilmemesi üzerine icra takibinin kesinleştiği, davacı tarafça yapılan ödemelere ilişkin sunulan bir kısım belgeler ile işletme hakkı devir senedindeki imzaların davalıya ait olduğunun yaptırılan bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği, ayrıca İstanbul Anadolu 14. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından davanın kabulüne ilişkin verilen karara karşı davalı vekilinin ——tarihli istinaf dilekçesinde fatura bedelleri ile iş yeri devri sözleşmesindeki miktarların farklı olması faturaların iş yeri devri ile ilgili olduğu anlamına gelmeyeceğini, faturaların sadece işyeri devri ilgili olmuş olsaydılar fatura bedellerinin de 42.480,00 TL değil, 30.000,00 TL olması gerektiğinin mahkemece faturaların iş yeri devri için düzenlenmemiş olduğu yönünde davalının herhangi bir savunmasının ve itirazının olmadığı kabul edilmiş ise de, bu kabule katılınmadığının beyan edildiği, buna göre faturaların işletme hakkı devrine ilişkin (demirbaş ve stok emtianın devri) olması halinde noter senedinde bedelin tamamı nakden alındığı yazılı olduğundan bunun aksinin davalı tarafından yazılı bir delille ispatlanması gerektiği, ancak bunun aksini ispata elverişli dosyada herhangi bir yazılı delil bulunmadığı gibi davalının yemin deliline da dayanmadığı, faturaların davalının istinaf dilekçesinde iddia etmiş olduğu gibi işyeri isim hakkı, müşteri çevresi ve mal varlıkları olmak üzere birden çok unsurdan oluştuğu, bu nedenle fatura bedelleri ile devir senedi arasında farklılık bulunduğu hususunun değerlendirilmesi gerektiği beyan edilmiş ise de, noter devir senedine göre işletme hakkının menkul mallarla birlikte devredildiğinin anlaşıldığı ve işletme hakkı kapsamında müşteri çevresi ve isim hakkı gibi hususlarında bulunduğu, kaldı ki takibe dayanak yapılan faturaların isim hakkı ve müşteri çevresine ilişkin olmayıp bir kısım makineler ile muhtelif mallara ilişkin olduğu, bu nedenle davalının savunmalarına itibar edilmediği, bunların yanı sıra takibe konu faturaların iş yeri devri dışında başka bir ticari ilişki için kesildiği hususu iddia ve ispat edilemediği gibi bu ihtimal de dahil faturaya konu malların davacıya başka bir ticari ilişki kapsamında satılıp teslim edildiğine dair herhangi bir ispat bulunmadığı, tüm bunların yanı sıra davalının istinaf dilekçesindeki az önce anılan beyanların savunmanın genişletilmesi niteliğinde bulunduğu, noter devir senedinin aksi ispatlanamadığı gibi takibe konu faturaların noter devir senedinde düzenlenen başka hususlara ilişkin olduğu ve bu halde faturaya konu malların davacıya teslim edildiği ispatlanamadığından davaya konu icra takibi nedeniyle davacının davalıya borcunun bulunmadığı takip haksız olmakla birlikte davalı/takip alacaklısının kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından kötü niyet tazminatı talebinin yerinde olmadığı(İİK m. 72/5), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davacının İstanbul Anadolu 11. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasında yürütülen takip nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine,
3-Davacının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.374,07 TL harcın alınması gerekli olan 5.496,26TL harçtan mahsubu ile bakiye 4.122,19 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 1.374,07 TL, posta ve tebligat gideri 245,00 TL, bilirkişi ücreti 500,00 TL olmak üzere toplam 2.119,07 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.186,85 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa; artan delil avansının davalı ‘ya iadesine,
7- Karar kesinleştiğinde, İstanbul Anadolu 10. İcra Hukuk Mahkemesi’nin —— Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/03/2019