Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/192 E. 2022/320 K. 26.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/192 Esas
KARAR NO : 2022/320

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/05/2019
KARAR TARİHİ : 26/04/2022

DAVA :
Davacılar vekili Mahkememize sunduğu 02/05/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle;—- ihale kayıt numaralı sözleşmesi —–sıkılaştırılabilir beton işi davacı ——tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında—- mahalleleri arasındaki —–ile sıkılaştırılmış —- yolu davacıların birlikte yaptığını, bu yolun büyük çoğunluğunun yapımında davalı— kullanıldığını, iş sahibi idarenin davaya konu —–yolu denetimlerinde yolun yüzeyin bozuk olduğunu, yolda soyulmalar ve ——–meydana geldiğini, bu bozulmaların yol, trafik, can ve mal güvenliğine sebebiyet verecek olması sebebi ile önce yeniden yapılması gerektiği yönünde davacılara ihtar gönderdiğini, sonrasında ——— bölümünden rapor aldırdığını, bu rapor doğrultusunda yolun tamamının kazınarak yapılmasındansa bozuk yolun üzerine —- görüldüğünü, bu durum karşısında davacılar davalı şirketin verdiği zararın tespit edilmesi amacı ile yolun tamirinden önce—– yaptırdıklarını, davacının başka—— firmasından alınan ——yeniden yapılarak düzeltildiğini, kusur durumu ve zarar miktarı yapılacak olan bilirkişi incelemesi ile belirlenecek olduğundan davanın miktarı belirtilmeden fazlaya ilişkin hakların saklı tutularak açıldığını, tarafların dava şartı olarak arabuluculuğa başvurduklarını, yapılan müzekkereler sonucunda tarafların anlaşmaya varamadığını, davanın kabulü ile davacıların ayrı ayrı uğramış olduğu zarar miktarı olan 500’er TL’nin tespit masrafları ile birlikte davalıdan alınarak davcı müvekkile zararın doğumundan itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 11/06/2019 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davalı şirketçe üretilen ve davacıya teslim edilen hazır betonun hiçbir suretle ayıplı olmadığını,——- teslimi öncesinde ve sırasında alınan numunelerde yapılan incelemeler ile sabit olduğunu, davaya konu ——– tüm standartlara uygun olarak üretildiğini, davacının iddiasına dayanak olarak ibraz edilmiş olduğu raporların —- yapılan incelemeler sonunda tanzim edilmiş olduğunu, dökülen —- herhangi bir suretle kusur bulunması halinde bunun tek sebebinin davacının betonu —-aksaklıklar olduğunu, davalının beton tesisinde üretilen betonlardan alınan ——- numuneleri—–kalite deneylerine tabi tutulduğunu ve davalı tarafa yansıyan hiçbir olumsuzluğun bulunmadığını, davacının tüm asılsız iddiaları ile çelişkili biçimde davacı tarafından kendi firma yetkililerine teslim edilen numunelerde sorun olmadığını davalı şirkete bildirdiğini, betonun davacı firmaların kendi kamyonları ile taşındığını, betonun taşınması, serilmesi, sıkılaştırılması ve bakımı —– olmadığı gibi davalının sözleşme ile istinaden edilen bu türden bir sorunluluğun mevcut olmadığını, davacı tarafından—- alınarak dosyaya ibraz edilen raporun hiçbir suretle objektif olmadığını, tahmin ve öngörüler üzerinden tanzim edildiğini ve davacıların imzalanan sözleşme uyarınca yükümlülükleri göz önünde bulundurulmadığını, davalı ile davacılar arasında imzalanan — sözleşmesine usulüne uygun olarak imzalanıp — edilen delil sözleşmesi uyarınca davalının defter, kayıt ve belgeleri —– delil olduğunu, davacının dosya kapsamında ibraz ettiği raporlar da dahil olmak üzere herhangi bir belgeye itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, davacı tarafından dosyaya ibraz— kapsamında alınan bilirkişi raporunda aynı husus belirtildiğini, — hangi firmalar tarafından üretildiğinin belli olmadığını— sonuçlarının değerlendirilmesinin yapıldığını, belirtilen — uygulanması yanlış yapıldığını, yerindeki — kalitesini değerlendirdiğini, dolayısıyla bu raporda itibar edilmesinin mümkün olmayacağını, özelikle silindirle sıkılaştırılmış—– alınan —- sonuçları sadece —- kalitesini değil, ————–birlikte değerlendirildiğini, taraflarca imzalanan —– sözleşmesi uyarınca, ——teslimi ile davalı şirketin sorumluluğu sona ermiş olduğunu teslim anıdan betonda herhangi bir ayıp olmadığını açıkça belirtildiğini, davacının satın aldığı——koşullarına aykırı davranmasının maliyetinin davalı şirkete yükletilmesi hukuka ve hakkaniyete alenen aykırı olduğunu, davalı tarafından teslim edilen —- nitelik itibariyle tarif edilmiş —– olduğunu, alımı istenen betonun tüm özelliklerinin davacı tarafından bizzat belirlendiğini,—– ise yine davacı tarafından tek tek onaylandığını, davacının kendi belirlendiği beton özelliklerini ileri sürerek tazminat talep etmesinin açıkça kötü niyetli olduğunu, kabul anlamına gelmemekle birlikte yasal mevzuat uyarınca öngörülen muayene ve ihbar külfeti davacı tarafından hiçbir suretle yerine getirilmediğinden huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde dava dışı idare tarafından ihale edilen yolun yapımında büyük çoğunlukla davalı şirketin —– ürünlerinin kullanılıp kullanılmadığı, davalı şirketten alınan beton ürünlerinin ayıplı olup olmadığı, yapılan yolun daha sonra davalıdan alınan —— bozulmadığı, —- sözleşmeye ve —- olup olmadığı, yolu yapımındaki varsa—– kusurun yükleme, taşıma, yerleştirme ve uygulama gibi diğer unsur ve koşullardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, bunların davacı tarafın sorumluluğunda olup olmadığı, betondan alınan numunelerin idare tarafından uygun bulunup bulunmadığı, — davadışı idare ve davacıların gözetiminde ve onların isteklerine onayları ile yapılıp yapılmadığı, nakliyenin—-gerçekleştirilip gerçekleştirilmediği, —– hususunun davacı tarafın bilgisinde olup olmadığı, betonda meydana gelen bozulmalar nedeniyle yapılan yeniden yol yapımı nedeniyle oluşan zararlardan davalı tarafın sorumluluğunun bulunup bulunmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 474. maddesindeki; ” İşsahibi, eserin tesliminden sonra, işlerin olağan akışına göre imkân bulur bulmaz eseri gözden geçirmek ve ayıpları varsa, bunu uygun bir süre içinde yükleniciye bildirmek zorundadır.
Taraflardan her biri, giderini karşılayarak, eserin bilirkişi tarafından gözden geçirilmesini ve sonucun bir raporla belirlenmesini isteyebilir.

” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
—,—– ait Teknik Şartnamenin incelenmesinden; 2.4. maddesinde “Yapılan denetimlerde, —– idarenin kabul etmemesi veya işin kapsamına —- yapıldığının tespit edilmesi durumunda; imalat sökülerek yeniden yapılacaktır. Yapılan söküm ve ——- için yükleniciye herhangi bir ücret ödenmeyecektir.” 2.13. maddesinde “Uygulama sırasında —– olacak olup ——– serilecektir.” 5.5. maddesinde “——– yol yüzeyinde —– %20 —–kesilecektir. Bu kusurlar yol güvenliğinin etkileyecek düzeyde ise sökülüp yeniden yapılacaktır. Teknik şartname ekine —— —– yol genişli —- belirlenmiş, her iki ——– için——- anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez——-incelenmesinden; davacı —-, sözleşmeye göre verilecek—— —– 5.1.1. maddesinde “Satıcının ——- teslim ettiği —- kuralları-anormal hava koşullarında ve—- —–anormal hava koşullarında standartlarına uygun olarak taşınması, yerleştirilmesi, işlenmesi bakım ve kürü alıcının sorumluluğundadır.” 5.2.2. maddesinde “Satıcının sorumluluğu,— teslimatın tamamlanması ile ——- satışlarda —— firma aracına teslimi halinde sona erer.” şeklinde düzenlendiği anlaşılmıştır.
—“—- adına düzenlenen raporun incelenmesinden; —– ayında imalatı tamamlanan ——— muhtelif bozulmalara ilişkin — değerlendirmelerinin yer aldığını, bu bozulmalara ilişkin detaylı gözlem ve tanımlama yapmak için —- yapılması gerektiğini, ancak, bütün bunlar yapılsa dahi bu aşamada net bir kanıya varmanın mümkün olmayabileceğini, öte yandan, betonun kürü sırasında kullanılan —– yerinde olacağını, dolayısıyla bu aşamada bozulmalara hızlı bir şekilde müdahale edebilmek için bu —-yapmaya ve sonuçlarını beklemeye gerek olmadığının düşünüldüğü anlaşılmıştır.
—- sayılı dosyasında yapılan tespit sonucu sunulan bilirkişi raporu incelendiğinde; —-arasındaki ve—- sıkıştırılmış —-yapılan gözlemlerden ve alınan — sonuçlarının değerlendirilmesinden; yol yüzeyinde —- genişliğinde soyulma olan bölgeler mevcut olduğunu, soyulma olan kısımlarda —- ve ——- oluşan bölgeler olduğunu, bu soyulma olan yerlerde bazı bölgelerde beton dökülerek, bazı bölgelerde de —-ve yapılmamış yerlerin hasarlı alanlarda olduğunu, yol üzerinde beton renginin — olmayıp, bazı bölgelerde birbiri ardına tekrarlı açık—olmak üzere —-değişimleri yolun belli bir kısmında—-, büyük bir kısmında yapılmamış olduğunu, yol üzerinde muhtelif şekilde enine çatlaklarının bulunduğu boyuna— yapılmadığını, büyük bölümünde yolun yaklaşık —-mevcut olduğunu, —– üretildiğinin tespit edilemediğini, yol yüzeyinde bozulma olmayan kısımlarında mevcut bulunduğunu, yolun kullanımının konforsuz olsa da kullanılmakta olduğunu, alınan toplam 25 adet —- elde edilen deney sonuçları incelendiğinde——– dayanım sınıfını sağlamadığını beyan ve rapor etmiştir.
—–Mühendisliği — düzenlenen rapor incelendiğinde; —– sınıfına uygun olmadığının belirtildiği anlaşılmıştır.
—Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak alınan (—– tarihli raporunda özetle; davacılar defterleri üzerinde yapılan inceleme neticesinde; incelenen defterlerinin sahibi lehine delil niteliği taşıdığını, davacılar ile davalı arasında 22/06/2018 tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi istinaden davacılar resmi defterlerine göre, ticari bir ilişkinin bulunduğunu, davacıların 22/06/2018 tarihinde alt yüklenicilik sözleşmesi istinaden ihale ve alt yüklenicilik sözleşmesi—– imalatını tamamladığını, —– yapımında yükleniciler olan davacılarının kullandıkları — önemli bölümünü incelenen resmi defter ve belgeleri ve teknik bilirkişi raporlarına göre davalı ——– tarihlinde alt yüklenicilik sözleşmesi istinaden ihale ve alt yüklenicilik sözleşmesi kapsamında —- ——-sıkıştırılmış beton yolu yaptıkları ve bu yolun böyük çoğunluğunun yapımında davalı şirkete ait ——— meydana gelen bozulmalar sebebiyle yapılan yeniden yol yapımı ile oluşan zarar ve iddia olunan alacağın/faturanın kayıtlı olup olmadığını,——-faturası bulunup bulunmadığı bakımından, davacılar —– davacı ——- ait incelenen resmi defterlerde iddia ettikleri yol yapımı sözleşmesine istinaden——- düzenledikleri herhangi———faturasının bulunmadığını, tamiratı yapılan —–sebebiyle kullanılacak betonun miktarı ve bozuk yol yapımı için kullanılabilecek(işçilik, nakliye gibi) diğer giderlerin tespit bakımından teknik bilirkişi raporuna ihtiyaç olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi 09/12/2020 tarihli raporunda özetle; davalı 2018 yılı hesap dönemine ilişkin tutulması — kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, davalı tarafın ticari ilişkiden kaynaklı davacı tarafa ait 24.732,80 TL borcu olduğu tespit edildiğini, davalı tarafın 2018 yılı ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davacı tarafından davalı yana kesilen fiyat farkı/ iade vb. faturanın bulunmadığını, keyfiyeti 6100 sayılı HMK 282 hükmü de gözetilmek kaydıyla ve 6754 sayılı Kanun’un md. 3/3 ile HMK md. 266/c.2 uyarınca bilcümle hukuki tavsif ve takdir tamamıyla ve münhasıran Mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 05/02/2021 tarihli kök raporunda özetle; dosyaya sunulan belgeler arasında, davacının taahhüdünde yer alan yol yapım işine ilişkin —— ile yapılan iş sözleşmesi teknik şartları aslına ait fotokopi örneği sunulmadığından okunaksız bulunduğunu, yine davacı ve davalı——- yapılan —– olduğunu, dosyaya alınan değişik iş dosyasına verilen rapordaki fotoğrafların görüntüsünün oldukça belirsiz olduğunu, fotoğraf üzerinden de herhangi bir kanaate varılmasının mümkün olamadığını, taraflar arasında imzalanan —-varsa eklerinin okunaklı şekilde dosyaya sunulmasını, davacı ile dava dışı —- arasında imzalanmış yol yapımına ilişkin iş sözleşmesi teknik şartname fotokopi örneğinin okunaklı şekilde dosyaya sunulmasını, —– verilen bilirkişi raporu ekindeki fotoğrafların renkli bir şekilde rapor ile birlikte dosyaya sunulması sonucunda rapor hazırlanabileceğini beyan etmiştir.
Bilirkişi heyeti 27/10/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacı/————- aldığını, davadışı/—— bu işin yapımını davadışı/—- borçlandığını, davacı—– davacı——- sözleşmesi akdettiğini ve bu sözleşme uyarınca yol yapımı işinin yapımını davacı/——- devrettiğini, davacılar (işveren) ile davalı (yüklenici) arasında ———– teslimini içeren eser sözleşmeleri akdedilmiş olduğunu, bu sözleşmelere istinaden davalı beton imal edip davacılara teslim ettiğini, davacılar davalıdan teslim almış oldukları betonu, —- kullandığını, ancak davacıların, söz konusu yolun yapımı işinde, davadışı başka firmalardan almış oldukları betonu da kullandıklarını, davacıların “davalı tarafından teslim edilmiş olan betonun ayıplı olduğunu, bu nedenle yolda sozukluklar meydana geldiğini, bu bozuklukları gidermek (tamir) için 10 cm’lik kaplama yamak zorunda kaldıklarını ve bu kaplamayı yapmak için Ek Masraflar yapmak zorunda kaldıklarını” iddia ettiklerini, işbu davada da davacılar, davalı tarafından ayıplı beton tesliminden dolayı yolda meydana gelen bozuklukları için yapmış olduklarını iddia ettikleri Ek Masrafların davalıdan tazminini talep etmekte olduğunu, davacının bu davadaki talebi, eser sözleşmesinden kaynaklanan davalı/yüklenici borcunun ayıplı ifa edilmiş olması nedeniyle davacı/işverenlerin uğramış olduğu maddi zararın genel hükümlere göre tazmini talebi niteliğinde olduğunu, davalıdan teslim almış oldukları betonların ayıplı olduğunu ve bu betonların ayıplı olması nedeniyle zarara uğradıklarını ispat etme yükümlülüğünün davacılara ait olduğunu, teknik tespitlere göre; davacıların söz konusu yolun yapımı işinde, davadışı başka firmaların almış oldukları betonu da kullandıklarını, dava dosyası içeriğinde, yoldaki ayıpların davacıların davalıdan satın almış oldukları betonun ayıplı olmasından dolayı meydana geldiğini gösteren ve dolayısıyla da davalıların davacıya satmış oldukları betonun ayıplı olduğunu gösteren somut bir delile rastlanmadığını, raporun teknik kısmında da, davalılardan satın alınmış olan betonun ayıplı olduğu yönünde somut bir tespite rastlanmadığını—- hazırlanmış olan——- kısmında da, yoldaki bozulmaların neden gerçekleştiğine dair net bir kanıya varmamın mümkün olmadığının belirtildiğini, ayrıca bu raporda; yoldaki bozulmaların davalının teslim ettiği betonun ayıplı olmasından dolayı meydana geldiği yönünde somut bir tespite rastlanmadığını, Tespit Bilirkişi Raporunda da; yoldaki bozulmaların davalının teslim ettiği betonun ayıplı olmasından dolayı meydana geldiği yönünde somut bir tespite rastlanmadığını, öte yandan, gerek davacıların ticari defterlerinden, gerekse dava dosyası içeriğinden, davacının, hangi firmadan ne miktarda beton almak suretiyle iddia ettiği (davalının sattığı betondan kaynaklanan) bozuklukları giderdiği hususu anlaşılamadığını, davacının dava dilekçesinde de bu hususa ilişkin detaylı bir açıklama yapmadığını, bu nedenle davacıların, yoldaki bozuklukları gidermek için “fiilen” masraf yapmış oldukları ve de bu masraf sonucunda “fiilen” zarara uğramış oldukları hususunun da anlaşılamadığını, bütün bu nedenlerle, dava dosyasında şu anda var olan “delil” ve “teknik tespitler” değerlendirildiğinde; hukuki bakımdan, davacıların bu davadaki iddia ve taleplerinin ispata muhtaç olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
Bilirkişi heyeti 21/03/2022 tarihli raporunda özetle; dava dosyasında bulunan teknik raporlarda yer——- dayanımlarının değerlendirilmesi sonucunda ——– sağlamadığını, bu durumun tamamen ——- kaynaklandığını gösteren somut kanıtlar bulunamadığını, bunula birlikte ayıbın nedeninin—— —– kullanılan geri kazanım suyundan, ——- oluşabilecek su kayıplarından, işçilik hatasından, —– veya bunların bir kombinasyonundan kaynaklanıp kaynaklanmadığını, dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerden kesin bir şekilde ayırt edilemediğini, ——- Teknik Şartnamesi’nde —— denetlenmesi ile ilgili kapsamlı maddeler bulunduğu halde imalat süresince bu denetlemelerin yerinde ve zamanında tespit edilip edilmediğini ve edilmişse bile zamanında önlem alınıp alınmadığı dava dosyasındaki bilgi ve belgelerden belirlenemediğini, TTK.m. 23/1-c gondermesı ile uygulanan TBK.m.223/2 hükmü uyarınca DERHAL ihbar yükümlülüğünün alıcı tarafından yerine getirildiğine ilişkin delile dosya içerisinde rastlanılmadığını, yol bozulmasının meydana geldiği alanlarda —————–tarih aralığıyla hangi firmadan ne miktarda temin edildiğinin tespit edilemediğini,—–raporda kendisine dökümü iletildiği ifade edilen irsaliyelere göre % 65,34 davalı şirket, % 32,06 —– olarak ifade edildiğini, dosya içeriğinden denetlenemediğini, ayıbın davalıdan alınan satılandan kaynaklandığı ispat yükünün davacı alıcıda olduğunu, davalının fabrikada satılanı teslim ettiğini, döküm alanına—– ulaşma koşulunun sağlandığının netleşmediğini, ihbar ve ispat koşullarının yerine geldiği sonucuna varılması halinde ise, tazmin yönünden yukarıda uyuşmazlığın irdelenmesi başlığı altında——hususların —–gerektiğini, tüm delillerin takdiri hukuki değerlendirmenin tamamının mahkemeye ait olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı ayıp iddiasına dayalı tazminat davasıdır.
Davacı tarafça davacılar arasında alt yüklenici sözleşmesi bulunduğu, ihale konusu yolun yapımında büyük çoğunlukla davalı şirketin —— ürünlerinin kullanıldığı, ancak ——yolda bozulmalar olduğu, yolun yeniden en uygun maliyetle düzeltilmesi için başka firmadan —- maliyetler çıktığı, yoldaki bozulmaların davalının—— standartlara uygun olmamasından kaynaklandığı iddiası ile zararın tazmininin talep edildiği anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sözleşme —- sözleşmeye ve standartlara uygun olduğu, —– halinde bunun davacı tarafın sorumluluğunda olan yükleme, taşıma, yerleştirme ve uygulama koşullarından kaynaklandığı, betondan alınan numunelerin idare tarafından uygun bulunduğu,—- davacıların gözetiminde ve onların isteklerine uygun olarak onaylarıyla yapıldığı, bu nedenle ayıp durumunun söz konusu olmadığı iddiası ile davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır.
Taraflar arasında davalı tarafından üretilen —–, ayıplı ise bu ayıp nedeniyle davacıların zararının oluşup oluşmadığı hususlarında ihtilaf bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu betonların ayıplı olup olmadığı ile ilgili olarak mahkememizce bilirkişi raporları alınmış, mahkememize sunulan 27/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda; davacıların yol yapım işinde davalıdan aldıkları betonla birlikte dava dışı başka firmalardan almış oldukları betonu da kullandıkları, dosya kapsamındaki belgelerden yoldaki ayıplı davacıların davalıdan satın almış oldukları betonunun ayıplı olmasından dolayı meydana geldiğini gösteren ve davacıya satılan betonun ayıplı olduğunu gösteren bir delil bulunmadığı yönünde görüş mütalaa edildiği, mahkememizce —- oluşturulan heyetten alınan raporda da —numunelerinin — bilirkişi heyeti tarafından da değerlendirilmesi sonucunda da teknik şartnamede verilen minimum —- taşımadığı, ancak bu durumun— kaynaklandığını gösteren somut kanıtın bulunmadığı, —- kullanılan geri kazanım suyundan betonun nakliyesinde oluşabilecek su kayıplarında, işçilik hatasında,——– kaynaklanıp kaynaklanmadığının tespit edilemediği şeklinde görüş mütalaa edildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında alınan her iki raporun da bir biriyle uyumlu olması, davacılar tarafından yapılan yol çalışmasında birden fazla firmadan alınan hazır betonun kullanılması, yoldaki bozukluğun hangi firmadan alınan — kaynaklandığı, —- yoksa kullanımdan ve taşımadan mı kaynaklandığı hususu dosya içerisindeki belgeler ile ispat edilemediği kanaatine ulaşılmış, bu yöndeki bir birleriyle ve dosya kapsamı ile uyumlu bilirkişi raporlarının hükme esas alınması gerektiği kanaatine ulaşılmış, bu sebeple davacı tarafından iddia edilen ayıp iddiasının TMK 6. ve HMK 190.maddesi hükümlerine göre ispat edilemediği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile bakiye 36,30 TL karar ve ilam harcının davacılardan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan—-vekalet ücretinin davaclardan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı —– başvurduğu arabuluculuk yönünden 6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları—– nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen —— davacı ——- tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davacı —— başvurduğu arabuluculuk yönünden 6325 Sayılı Yasa’ nın 18/A maddesinin 11 ve 13. Fıkraları uyarınca —-nedeniyle arabulucuya hazine tarafından ödenen—– davacı —— tahsili ile hazineye irat kaydına,
6-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Yatırılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde davacılara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.