Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/181 E. 2019/1161 K. 28.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1284 Esas
KARAR NO: 2019/1028
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 02/12/2016
KARAR TARİHİ: 31/10/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; — tarihinde sürücü —– sevk ve idaresindeki ——plakalı —- poliçesiyle —- sorumluluğundaki araç ile —- istikametinden —- İlçesi yönüne doğru seyir halindeyken yol üzerindeki kavşağa geldiği esnada direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucunda yoldan çıkarak sulama kanalına düştüğünü, araçta yolcu konumunda bulunan müvekkili ——– yaralandığını, her ne kadar kaza tespit tutanağında sürücü olarak müvekkili ——- gösterilmişse de kaza sonrası yapılan yargılama sonucunda, oluşan tek taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı trafik kazası esnasında —- plakalı aracın sürücüsünün Müvekkili — değil, —- olduğu, Müvekkiliinin ise araçta yolcu konumunda bulunduğu anlaşımıştır. Bu hususun ekte sunduğumuz İzmir 7.Asliye Ceza Mahkemesi —- D.iş —- tarihli karar, Turgutlu 4.Asliye Ceza Mahkemesi— Sayılı karar, Turgutlu 1. Asliye Ceza Mahkemesi—- Sayılı beraat kararı, tanık ve şüpheli ifade tutanakları ve ekte sunulan diğer belgelerden anlaşıldığını,—- tarihli trafik kazası tespit tutanağı ve sunulan diğer belgeler incelendiğinde kazanın oluşumunda — sigorta poliçe numarasıyla ——- sorumluluğundaki — plakalı araç sürücüsü (—) ‘ın asli ve tam kusurlu olduğunu, kazada yolcu konumunda bulunan müvekkili —— ise atfı kabil herhangi bir suçu bulunmadığını, araç sürücüsü —– asli ve tam kusurlu olduğunu, davacının yaşına, aktif ve pasif yaşam süresine, beden gücü kayıp oranına, davalı sürücünün asli ve tam kusuruna ve yargılama sırasında toplanacak delillere göre, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik daimi ve geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam —–TL maddi tazminatın hüküm altına alınmasını talep ettiklerini, trafik kazası sebebiyle oluşan bedensel zarar nedeniyle, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere, 6100 sayılı Yasa’nın 107. maddesine göre fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik daimi ve geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam —–TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekilinin —— tarihli dilekçesiyle davalı sigorta şirketiyle sulh olduğunu bildirdiğini, dilekçe ekinde sulh anlaşmasını sunduklarını davalı taraf ile yapılan sulh anlaşması sonucunda dosyada HMK 315 e göre karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —-plakalı araç, müvekkil şirket tarafından tanzim edilen, — vadeli —— poliçe no’lu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, davaya konu talep zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, davacı ceza dosyası ile kendisinin sürücü olmadığının tespit edildiğini iddia edildiğini, ancak ceza dosyası incelendiğinde bu dosyada davacının yolcu olduğu değil, sürücü olduğuna dair kesin delil bulunmadığının tespit edildiğini, şüpheden sanık yararlanır ilkesi çerçevesinde beraat kararı verilerek kesin bir tespit yapılmadığını, davacının yolcu olduğunu kesinlikle kabul etmediğini, aksini davacının kesin delillerle ispat etmesi gerektiğini, ancak bir an için davacının yolcu olduğu kabul edilse dahi doğrudan davacı yararına bir taşıma söz konusu olacaktır ki bu taşıma klasik arkadaş vbnin hatır taşımasından farklı olarak doğrudan yoldan birini alıp istediği yere götürme şeklindedir. Bu şekilde hatır taşımasının oranı ise en az %75 olması gerektiğini, Davacının yolcu değil, sürücü olması, Bir an için yolcu olduğu kabul edilse dahi yüksek oranda müterafik kusur ve hatır taşıması çerçevesinde zarar ile fiil arasında uygun illiyet bağı olmaması, davaya konu talebin zamanaşımına uğraması, meydana geldiği iddia edilen zararın kaza ile illiyeti bulunmaması nedeniyle reddine, mahkeme Masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini;
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Sulh, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri uyuşmazlıkları konu alan ve görülmekte olan bir davada, tarafların aralarındaki uyuşmazlığı kısmen veya tamamen sona erdirmek amacıyla, mahkeme huzurunda yapmış oldukları bir sözleşmedir(HMK m.313). Sulh, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.314) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.315).
Sulh halinde Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir(HMK m.315).
Vekilin aracılığı ile sulh halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Sulh sözleşmesinde yargılama masrafı ve vekalet ücreti de düzenlendiğinden bu hususta ayrıca bir değerlendirme yapılmamıştır.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, sulh, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; tarafların yargılama sırasında sulh oldukları ve davanın konusuz kaldığını beyan ettikleri, sulh sözleşmesinin yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Sulh nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 29,20 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 15,20 TL karar ve ilam harcının davacıdan’dan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Talep sahibi tarafından yapılan yargılama masraflarının kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Talebin niteliği gereği talep eden lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Artan gider avansının ve teminatın karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca talep edene iadesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/10/2019