Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/18 E. 2020/698 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/18 Esas
KARAR NO : 2020/698

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/02/2019
KARAR TARİHİ : 15/12/2020

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/02/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Davacı taraf ile davalı taraf arasında ticari ilişkinin olduğunu,—- olmak üzere ——davalı taraf —-olarak verilen —- madde kapsamında yasaya uygun ihraç edilmemesi sebebiyle, —- — yapılmadığını, davacı tarafından verilen mal ve hizmetin bedeline ilişkin olarak ihraç kayıtlı olarak düzenlenen faturanın tescil ve terkini yapılmadığını ve davalı tarafından ödenmesi gereken 12.648,28 TL KDV farkı davacı tarafça ödendiğini, davacı tarafın bu durumu davalı yana bildirdiğini defaten ödenmesi için defaten bildirildiğini, fakat davalı tarafça ödenmediğini, tüm bu açıklanan sebeplerden dolayı itirazı iptali takibin devamına, %20 den az olmamak üzere İcra inkar tazminatına, yargılama ve vekaleti ücreti davalıya yüklenilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalıya dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, davalı cevap dilekçesi sunmadığı gibi duruşmalara da katılmamıştır.
DELİLLER :
-İstanbul Anadolu—. İcra Dairesinin — icra sayılı dosyası,
-Ticaret Sicil Kayıtları,
-Fatura suretleri,
-Mali Müşavir bilirkişinin 21/03/2020 tarihli raporu,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, — alacağına istinaden başlatılan itirazın iptali davasıdır.
Tarafların dilekçelerinde bildirdikleri delilleri toplanmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı, ihraç kayıtlı fatura bedeli ile davacının—– farkı ödeyip ödemediği, ödemiş ise KDV farkını davalıdan talep edip edemeyeceği, faiz ve oranı icra inkar tazminatı koşullarıın oluşup oluşmadığı noktasındadır.
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 26/11/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 04/12/2018 tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı 02/01/2019 tarihinde borca itiraz dilekçesi sunduğu ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce mali müşavir bilirkişiden rapor aldırılmasına karar verilmiş, — raporunu ibraz etmiş ve rapor taraflara tebliğ edilmiştir.
Mali Müşavir bilirkişi mahkememize — özetle; Dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, Taraflar yana ait incelenen —defteri ile yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; Davacı — dönemine ilişkin tutulması—, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, davalı– hesap dönemine ilişkin tutulması—, kanuna uygun, eksiksiz olarak tutulduğu, açılış ve kapanış onaylarının yetkili makamlarca zamanında yapıldığını, Taraftar arasındaki—– olduğu görüldüğünü, davacı tarafın dava——- tutarında — kısmında — kısmında yazılı olduğunu, — Uygulamasında; 8.1. Kapsam; 8.1.1. 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi gereğince; ihraç edilmek şartıyla imalatçılar tarafından kendilerine teslim edilen mallara — tarafından ödenmez.—gönderilen malların 3065 sayılı Kanunun (12/1) maddesindeki şartlar çerçevesinde— alınan izin yazısı—— kapsamında değerlendirilmesi mümkündür. Bu malların—— Kanunun (11/1-c) maddesi kapsamında —– uygulanabilir, davacı tarafından davalı tarafa verilen 3065 sayılı Kanunun (11/1-c) maddesi gereğince mal ve hizmetin bedelinin ihraç kayıtlı olarak düzenlenen faturanın tescil ve terkinin davalı tarafından yapılmadığını ve davacı tarafından ödendiği — görülmüştür, bu nedenle davacı tarafın davalı yandan 12.648,28 TL KDV farkını davalı tarafından talebinde bulunabileceğini, alacağın cari hesaba dayanması sebebiyle borçluyu temerrüde düşürücü bir ihtar bulunmadığından—-davacının takipten önce işlemiş faizde bulunamayacağını beyan ve rapor etmiştir.
Dosyada mevcut tüm delillerin incelenerek değerlendirilmesinde; Hükme esas olarak aldırılan 21/03/2020 tarihli mali müşavir bilirkişi raporu dayanak yapılarak;
Davacı tarafın —– kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacı lehine delil vasfına haiz olduğu, davacı tarafından davalı tarafa kesilen faturaların ve yapılan ödemelerin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacı tarafın ticari defterlerine göre takip tarihi itibari ile kaydi olarak 12.648,28 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defterlerinin incelenmesinde usulüne uygun tutulduğu, davalı lehine delil vasfına haiz olduğu, alınan fatura ve yapılan ödemelerin ticari defterlerine kayıtlı olduğu, takip tarihi itibari ile davalı tarafın davacı tarafa kaydi olarak 580,08 TL borçlu olduğu, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğu hususunda ihtilaf bulunmadığı, takibe ve davaya konu faturaya dayanak ihraç kayıtlı satışın gerçekleştiği, davacı tarafından davalı tarafa ihraç kayıtlı malların teslim edildiği, davalı tarafından 3065 sayılı — Kanunun 11-c maddesi gereğince mal ve hizmetin bedelinin— düzenlenen — ve terkinin yapılmadığı, davacı tarafından fatura bedeline ait —- ödendiği anlaşılmıştır.
Davalı— — beyanı belgesinde — herhangi bir değişiklik yapılmaksızın tablodaki—-ile malların tamamının ihraç edildiğinin bildirildiği, ancak davalı ihracatçı tarafından davacı imalatçıdan alınan malların 3. firmaya verilerek üretimden geçirildikten sonra ihraç edildiği, davalı tarafın KDV KANUNU 11-C maddesini ihlal etmiş olduğu, takip tarihinden önce davacı tarafça davalı tarafın ihbar ve ihtar ile temerrüde düşürülmediğinden takip tarihinden önce faiz talebinin yerinde olmadığı, alacağın — faturasına dayalı olduğu, asıl alacağın davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu, itirazın haksız olduğu anlaşılmakla; davanın kısmen kabulüne dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
İstanbul Anadolu —. İcra dairesinin ——- sayılı takip dosyasına vaki itirazın iptaline, takibin asıl alacak miktarı 12.648,28 TL üzerinden takip tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faizi ile devamına,
2-Fazlaya dair talebin reddine,
3-Alacağın ihraç kayıtlı satıştan kaynaklanan — olduğu, asıl alacağın davalı tarafından belirli ve bilinebilir olduğu, itirazın haksız ve yersiz olduğu anlaşılmakla, asıl alacak miktarı 12.648,28 TL’nin %20 2529,66 TL’nin icra inkar tazminatı olarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 216,01 TL harcın, alınması gerekli olan 864 TL harçtan mahsubu ile bakiye 647,99 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu 216,01 TL peşin harç, 152,4 TL tebligat ve posta gideri, 700 TL bilirkişi ücreti, olmak üzere toplam 1.068,41 TL nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürülükte –avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7- Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacıya; delil avansının davalıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.