Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/172 E. 2019/439 K. 30.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/64 Esas
KARAR NO : 2019/242
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 08/09/2015
KARAR TARİHİ: 12/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirket ile davalı firma arasında emtia satışı nedeniyle ———- lira, olmak üzere toplam 24.862,63 lira tutarlı faturalardan kaynaklanan ve davalı tarafından ödenmeyen davacı şirketin bakiye alacağının tahsili için, İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün ———–sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibinin tümüne haksız haksız ve mesnetsiz itiraz ettiğini, takibin durduğunu, davalı ile yapılan anlaşma gereği, davacı şirket tarafından davalı borçlu şirkete faturalarda yer alan ürünlerin davalı iş yerine uygulanarak teslim edileceğini, ürünlerin satışına ilişkin olarak davalı borçludan toplam 19.000,00 TL tahsilat yapıldığını, davacının bakiye 5.852,63 lira alacağının bulunduğunu, davalının icra takibine yaptığı itirazın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, icra takibine yapmış olduğu itirazın iptalini, takibin devamına, davalının % 20 den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; taraflar arasında var olan anlaşma gereğince davacı tarafından zemin kaplaması yapıldığını, takip eden günlerde zemin kaplamasında deformasyonlar ve yıpranmaların meydana geldiğini. Buna ilişkin olarak yapılan incelemede döşeme kaplamasında kullanılan malzemenin kalitesiz işçilik hizmetinin de ehil kimseler tarafından yapılmadığının tespit edildiğini, bu konu ile ilintili olarak davacı şirkete, ———– Noterliğinin ————- yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek ayıp ihbarının yapıldığını, davacının ayıp ihbarına karşın davacının iş yerinden inceleme yaparak kaplama işinin gereği gibi yapılıp yapılmadığı konusunda girişiminin olmadığını, davacı şirketin döşeme kaplamasının gereği gibi yapılması halinde, icra takibine konu olan borcunu ödeyeceğini beyan ettiğini, haksız davanın reddine, icra dosyasına yapılan itirazın kabulünü, dosya alacağının iptaline karar verilmesini mahkememizden talep etmiştir .
Birleşen Dava Açısından davacı vekili dava dilekçesinde özetle: taraflar arasında davacının iş yerinde zemin kaplaması yapılması konusunda anlaşma olduğunu, davalı tarafından zemin kaplama işinin yapıldığını, ilerleyen günlerde yüklenicinin yaptığı zemin kaplamasında deformelerin ve yıpranmaların meydana geldiğini, kullanılan malzemelerin kalitesiz işçilik hizmetinin de işe uygun uzman kişiler tarafından yapılmadığının tespit edildiğini, yükleniciye ———. Noterliğinin————– numaralı ihtarnamesiyle ayıp ihbarı yapıldığını, ancak ihtarnamede muhatabın firma isminin sehven İzge Mühendislik değil de———– olarak yazıldığını, ancak diğer hususların ve adresin aynı olduğunu, yüklenicinin ayıp ihbarına rağmen davacı şirketin iş yerinde hiçbir inceleme yapmadığını, işin gereği gibi yapılması yönünde de girişimde bulunmadığını, bu nedenle anılan işin yeterli ve kullanılan malzemenin kaliteli olup olmadığının ayıplı işin tamiri için ne kadar masraf yapılması gerektiğinin belirlenmesi için İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin ———- D.İŞ. Sayılı dosyası ile tespit yaptırıldığını, bilirkişi raporunda iş yerinde yapılan döşeme kaplamasının ayıplı olduğunun ve ayıpların giderilmesi için 9.300,00 TL harcama yapılması gerektiğinin bildirildiğini, yüklenicinin bilirkişi tespit raporuna itiraz etmişse de itirazların davacının bu işi bu şekilde talep ettiği yönünde olduğunu, davacının ödemelerin bir kısmını yapmadığını, yüklenicinin icra takibi yaptığını, takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durdurulduğunu, itirazın iptali için İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesinin———– sayılı dosyası ile dava açıldığını ve davanın halen derdest olduğunu, gerektiği takdirde iki dava doyasının birleştirilmesine karar verilmesini ve tespit raporuna istinat ederek kalitesiz malzeme ve işçilik sonucu tamir için gerekli 9.300 TL ile tespite ilişkin dosya masrafları olan 608,40 lira ile 750 lira vekalet ücretinin davalı taraftan tahsilini, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutularak toplam 10.658,40 liranın davalıdan tahsilini mahkememizden talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: dosyaya sunulan İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin———– D.İş. sayılı dosyası ile yaptırılan tespitteki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, mimar bilirkişinin kendi alanı dışında olan bu konuya vakıf olmamasının ürünün teknik özelliklerini bilmesinin beklenmediğini, konuda uzman elektronik mühendisi endüstri mühendisi, inşaat mühendisi veyahut teknik üniversitesi öğretim üyelerinden oluşacak heyet ile inceleme ve raporlama yapılabilecek bir konu iken mahkemece bir mimar bilirkişi tarafında hazırlanan rapora itiraz ettiklerini, Kasım 2014 ayında yapıldığını, davacının iş yerinin uygulama tarihi itibariyle inşaat durumunda tamamen açık olduğunu, bunun nedenin ise makinelerin buraya kurulacak olması ile ilintili bulunduğunu, makinelerin kurulmasından önce soğuk ortamda ve soğuk bir zemine uygulama yapılmasının istenildiğinin, soğuk zeminde yapılacak uygulamanın kaplamada potlukların oluşmasına neden olacağının iş sahibine bildirilmesine karşın makinelerin kurulmasından önce zemin kaplamasının yapılması gereğinin davalı şirkete bildirildiğini, makinelerin kurulma tarihinin belli olduğunu ve o tarihe kadar alanın tamamen çevresel hava şartlarına açık durumda bulunduğunu, döşeme kaplaması uygulamasının bir yıla yakın bir zaman önce yapılmış olmasına karşı bilirkişi tespit raporunda döşeme kaplamasının yeni yapılmış gibi kabarma ve deformasyonun iş yerinin zemininden ve kullanımından kaynaklandığı düşünülmeden rapor yazılmasının hukuki olarak eksik ve hatalı olarak değerlendirilmesi gerektiğini ileri sürmüş ve tüm bu nedenlerle davanın reddini talep etmiştir .
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacı tarafından davalı iş yerine taraflar arasındaki sözleşme uyarınca sunulan zemin döşeme işine istinaden düzenlenen faturalar nedeniyle ödenmediği iddia edilen bakiye bedel ile ilgili yapılan icra takibine itiraz üzerine açılan itirazın iptali davası olduğu anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN :
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davalı tarafından davacı ile aralarındaki sözleşmeye istinaden davalı iş yerinde yapılan zemin döşeme işinin davalı tarafından eksik ve ayıplı yapıldığı iddiası ile uğramış olduğunu iddia ettiği toplam 10.658,40 TL maddi zarar yönünden açılan alacak davası olduğu, anlaşıldı.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, eksik ve ayıp ifa nedeniyle açılan alacak davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Dava ayıplı ifa nedeniyle açılan alacak davasıdır.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 25/06/2015 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna tebliğ üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve itiraz dilekçesinde karşı tarafın edimini yerine getirdiği ve bozulan zemin kaplamasının istenilen düzeye getirdiği takdirde ödeme yapmaya hazır olunduğunu, ancak bu olmadığı için tüm borca itiraz ediyoruz şeklinde itirazda bulunduğu, bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve/veya takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan İstanbul Anadolu 16. Sulh Hukuk Mahkemesinin ———- Değişik iş sayılı dosyasının incelenmesinde davalı birleşen davacı tarafından dava konusu işyerinde yapılan ayıplı ifa nedeniyle delil tespiti yapıldığı, mimar bilirkişiden alınan raporda özetle; tespit isteyene ait işyerinde yapılan incelemede işyerinin 350 m2 olduğu ve aleyhine tespit istenen tarafından elektro statik zemin kaplaması ile kaplandığı, yapılan kaplamada yer yer kabarmalar ve deformeler oluştuğu ve zeminde renk farklılıkları ile kabarmalar olduğu tespit edildiği, kabarmalar ve deformasyonların uygulama hatası olduğu renk farklılıklarının ise malzeme kalitesinden ve standartlara uygun olmamasından kaynaklanmış olabileceği kanaatine varıldığı, kabaran ve deforme olan kısımların sökülerek yeni malzeme ile yeniden döşenmesi gerekeceği ancak iş yerinde bulunan makinelerin altlarındaki kısımların değiştirilmesinin mümkün olamayacağı, diğer kısımların değiştirilmesinin uygun olacağını ve sonuç olarak onarım bedelinin 150 m2*62 TL = 9.300,00 TL malzeme ve işçilik bedeli verileceği yönünde rapor düzenlenmiş alınan bilirkişi raporuna aleyhine tespit yapılan davacı birleşen davalı tarafından itirazda bulunulduğu anlaşılmıştır.
Birleşen davada dosyaya sunulan——Noterliği’nin———- yevmiye nolu ihtarnamenin incelenmesinde; birleşen dava davacısı ———– tarafından birleşen davalı … Mühendisliğe işyerinde yapılan zemin kaplama işlerinin işçilik ve kullanılan malzemelerin kalitesiz olması nedeniyle deforme olması sonucu ayıp ihbarında bulunduğu ve ihtarnamenin tebliğinden itibaren 1 hafta içinde kullanılan malzemenin kalitesiz olması ve yapılan işçilik hizmetinin yetersiz olmasından dolayı oluşan zararın giderilmesini aksi halde yapılacak bir tespit sonucu ayıplı kısımların tespit edileceğini ve gerektiği takdirde ayıplı işlerin başka bir kişi veya şirkete yaptırılacağı, yapılacak masrafın da muhatabdan tahsil edileceğine yönelik ihtarname gönderildiği ancak mahkemeye sunulan tebliğ şerhinde ihtarnamenin adresin boş olması nedeniyle iade olduğu, dolayısıyla muhataba tebliğ edilemediği anlaşılmıştır.
Mahkememizce asıl dava birleşen dava yönünden tarafların iddia ve savunmaları yönünden değerlendirilmesi için bir mali müşavir ve üç teknik bilirkişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup bilirkişiler dosyaya sundukları 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporlarında özetle; mali defter incelemesi yönünden yapılan incelemede davacı birleşen davalının ibraz ettiği 2014- ve 2015 yılları ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının süreleri içinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun tutulduğu, birbirini teyit ettiği, dolayısıyla sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalı birleşen davacı tarafın ibraz ettiği 2014 ve 2015 yılları ticari defterlerinin noter açılış onamalarının ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının süreleri içinde yaptırılmış olduğu, defterlerin usulüne uygun olduğu, birbirini teyit ettiği, dolayısıyla delil vasfında olduğu, yapılan incelemede davacının ticari defter kayıtlarından 25/06/2015 icra takip tarihi itibariyle davalı taraftan 5.852,63 TL alacaklı bulunduğu, davalı şirketin ibraz ettiği defterlerin incelenmesi sonucu tarafların kayıtları arasında herhangi bir uyuşmazlığın bulunmadığı, takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 5.852,63 TL alacaklı olduğu, aynı tarih itibariyle davalının ise davacıya 5.852,63 TL borçlu olduğunun tespit edildiği anlaşılmış, teknik yönden yapılan incelemede; yerinde yapılan inceleme sonucu davacı tarafça dava konusu edilen yerleşim hesaplamasının yerinde döşeli olduğu, halen kullanılmakta olduğu, malzemenin döşenmiş olduğu alanın imalathane/üretim sahası/montaj alanı olarak kullanıldığı, bu nedenle kaplamanın bir miktar mutat kullanım kaynaklı olarak kirlenmelerin olduğu, imalat ve kullanım gereği daha az kullanıma tabi olan alanlarda herhangi bir kirlilik emaresi görülmediği, kaplamanın temiz ve sağlam şekilde olduğu, yer kaplamasının döşenmiş olduğu kısımların bazı noktalarında beyazlamış çizgi şeklinde bir alanın oluşmuş olduğu, bu kısımların yer düzgünlüğünün tam sağlanmadığı kısımlarda oluşan beyazlamalar şeklinde olduğu, yer kaplamasının ilk döşeme tarihinde uygun hava ve iklim koşulları altında döşenmemiş olduğunun davacı asil tarafından beyan edildiği, davalı tarafça üretim yapılan alan için makinelerin geleceği ve makinelerin kurulumunun yapılacağı belirtilerek uygun hava sıcaklık derecesinin olmamasına karşın davalının ısrarı üzerine davacı tarafça yer kaplamasının yapılmış olduğu, akabinde normal hava şartlarının bulunması üzerine yer kaplamasında genleşmelerin oluştuğu, soğuk hava koşulları nedeniyle uygulama yapılması ve havanın ısınması ile zemin kaplamasının genleştiği ve kimi kısımlarda şişme ve kotluk oluşan noktaların açılara kotluk yapan alanlarda kesin ve yeniden yapıştırma ile montaj işleminin yapılmış olduğu beyan edilen hususun keşif sırasında davalı tarafça da doğrulanmış olduğu, yer kaplamasının yapılmış olduğu bazı kısımlarda zemin düzgünlüğünün tam olmaması nedeniyle kaplama yüzeyinde zeminden kaynaklı yüksekliklerin olduğu, yer döşemesinin sağlaması gereken standartları sağlamakta olduğu, söz konusu yer kaplamasının estetik amaçlı olmadığı, sağlaması gereken teknik özellik ve şartları sağlamış olması bakımından da herhangi bir ayıp ve kusur olmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Rapora karşı davalı karşı davacı tarafından sunulan itiraz dilekçesi ile bilirkişilerin değişik iş dosyasında yapılan tespit raporunu dikkate almadan rapor hazırlandığını beyan ederek ek rapor alınmasını talep etmesi sonucu mahkememizce ek rapor alınmasına karar verilmiş kök raporu hazırlayan aynı bilirkişilerden alınan 23/05/2017 tarihli ek raporda bilirkişiler özetle; tespit dosyasındaki mimar bilirkişi tarafından yapılan tespitlerin işin mimari açıdan değerlendirilmesi sonucu oluşan inceleme ve tespitler olduğu, bu bakımdan yer döşemesi olarak değerlendirildiği, fiziksel deformasyonların, kabarmaların ve görünüş bozuklukları ile yıpranma durumunun değerlendirilerek rapor hazırlandığı, söz konusu yer kaplamasının davalı ———- firmasına ait üretim/imalat alanında yapılan yer döşeme kaplamasının estetik görüntü dışında asıl vazifesinin de döşenme amacının üretim alanındaki toprak geçiş direncinin sağlanarak üretim alanındaki imalatların oluşan statik elektrik yükünden etkilenmemesi, alan dahilinde olan iletken makine ve statik elektrik ile yüklenme durumu için çalışan personelin statik yüklerinin üretim yapılan malzemelere deformasyon veya zarar vermeden tüm statik yüklerin toprağa aktarılmasını sağlamak olduğu, bu bakımdan kök raporda belirtildiği gibi davaya konu edilen yer döşemesinin yapılmış olduğu elektronik üretim alanlarında yapılan ölçümler neticesi ile davaya konu olan yer döşemesinin statik elektrik yüklerini topraklama yaparak görevini yerine getirmeye devam ettiği, bu bakımdan kök raporda yapılan tespitler ile dava konusu edilen yer kaplamasının görevini yerine getirdiği, estetik görünüm veya kirlilik, renk gibi hususların değerlendirme dışı tutulması ve asıl görevini yerine getirmesi bakımından ayıpsız olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce dosyadaki mevcut bilirkişi raporları ile değişik iş dosyasından alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişkiyi gidermek yönünden 6 nolu celsede 1 teknik bilirkişi aracılığı ile yeni rapor alınmasına karar verilmiş mimar bilirkişi tarafından dosyaya sunulan 12/4/2018 tarihli raporda özetle; tespit raporunda döşeme kaplama malzemesinde renk farkları oluştuğu yönündeki belirlemenin önce tedarik edilen 350 m2 döşeme kaplama malzemesinin yetersiz kalması sonucu, daha sonra tedarik edilen 26,52 m2 döşeme kaplama malzemesi arasındaki ton farkından kaynaklandığı ve zeminde oluşan ton farkının davacı şirketin kusurundan kaynaklanmadığı görüşüne ulaşıldığını, tespit raporunda döşeme kaplamasında kararmaların oluştuğu belirlenmiş ise de; birinci bilirkişi heyeti raporunda kararmanın nedeninin zemin kaplama malzemesinin döşenmiş ( iş yerinin) imalathane / üretim / montaj sahası olarak kullanılmakta olduğu, bu bakımdan imalat gereği döşeme kaplamasının bir miktar mutat kullanım kaynaklı olarak kirlenmelerin olduğu görüldüğü, döşeme kaplamasında oluşan kirlenmelerin malzemeleri özensiz yapısında ve kalitesizliğinden kaynaklanmadığı kanaatine varıldığının, döşeme kaplamasının yapıldığı tarihlerin Kasım Aralık ayları oluşu dikkate alındığından davalı şirketin tesis etmekte olduğu iş yerinin yeterli iç mekan sıcaklığında olmaması nedeniyle döşeme kaplaması işinin tamamlanmasını takiben iş yerinin iç ısısının yükselmesi ile zemin kaplamasında genleşmeler olması ve genleşen bölgelerde lokal kabarmaların oluşmasının da olası olduğu, bilirkişi heyeti raporunun devamında davalının ısrarı üzerine davacı tarafça yer kaplamasının yapılmış olduğu beyan edilmiş, akabinde hava sıcaklığının yükselmesi ile yer kaplamasının genleştiği ve kimi kısımlarda şişme ve potluk oluştuğu, bu durumun giderilmesi için de ikinci bir çalışma yapılarak potluk oluşan noktaların açılarak potluk olan alanlarda kesim ve yeniden yapıştırma işleminin yapıldığı beyan edilmiştir. Beyanın davalı tarafça doğrulanmış olduğu keşif sırasında gözlenmiştir denildiğini, sonuç olarak iş yerinin döşeme kaplamasında davacı şirketin kusurundan veya döşeme kaplaması malzemesindeki kalitesizlikten kaynaklanan ayıbın bulunduğu yönünde kanıya ulaşılması halinde ( % 5 ) oranındaki ayıbın varlığından kaynaklanan 1.1178,33 TL mesafet farkından söz edilebileceği yönünde rapor düzenlenmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Mahkememizce rapora karşı yapılan itirazların değerlendirilmesi yönünde dosyanın bir mimar ile bir endüstri mühendisinden bilirkişi raporu alınmasına karar verilmiş alınan 12/02/2019 tarihli bilirkişi raporunda bilirkişiler özetle; önceki bilirkişi raporlarını özetleyerek sonuç olarak davacının iyi niyetli olduğunu, davacı tarafından soğuk havada davalının ısrarı üzerine yer döşemesinin yapılması sonucu havaların ısınmasıyla oluşan potlukların davacı tarafından düzeltildiğini, yapılan özetlemelerde nazara alınarak yapılan yer zemin döşemesinde herhangi bir ayıplı uygulama bulunmadığı yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporları, değişik iş dosyasından alınan tespit raporu, dosyaya sunulan ödeme dekontları , Beykoz Noterliği’nden düzenlenen ihtarname ve iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı birleşen davalı ile davalı birleşen davacı arasında yazılı olmasa da sözlü olarak davalı birleşen davacının iş yerinde yer döşemesi yapımı konusunda bir anlaşma yapıldığı, anlaşma uyarınca işin bedelinin toplam 24.862,53 TL olduğu, davalı tarafından yapılan kısmi ödemeler sonucu takibe konu bakiye bedelin 5.853,63 TL olduğu, davalı birleşen davacı hakkında İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğü’nün ———— Esas sayılı dosyasından yapılan takibe davalı birleşen davacı tarafından yapılan itiraz dilekçesi ile borca itiraz edildiği, yine itiraz dilekçesinde karşı taraf edimini yerine getirmediği ve bozulan zemin kaplamasının istenilen düzeye getirildiği takdirde ödeme yapılacağının bildirildiği, dolayısıyla asıl davadaki uyuşmazlık miktarının davalı karşı davacı yönünden de kabul edildiği, mahkememizce alınan bilirkişi raporunda takibe konu fatura bedellerinin her iki tarafında usulüne uygun olarak tutulan ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı birleşen davacının davacı birleşen davalının yapmış olduğu yer döşemesinin ayıplı olduğu iddiası ile mahkememizin ———— Esas sayılı dosyası ile dava açtığı, davanın huzurdaki davamız ile birleştirildiği, dosya kapsamından davacı birleşen davalının taraflar arasındaki anlaşmaya istinaden yer döşeme işini davalı birleşen davacının ısrarı üzerine 2014 Kasım Aralık aylarında yapıldığı, davalı tarafından yerinde yapılan incelemede bu durumu kabul ettiği, havaların ısınması sonucu yapılan yer döşemesinde bazı potlukların ve deformasyonların olduğu, oluşan bu bozuklukların davacı tarafça ek bir işlem ile giderildiği, davalı birleşen davacı tarafından davacı birleşen davalıya 13/08/2015 tarihinde yani yer döşeme işlemenin yapıldığı tarihten yaklaşık 1 yıl sonra yapılan işlemin ayıplı olduğu iddiası ile ihtarname gönderildiği, ancak ihtarnamenin tebliğ olmadığı, mahkememizce alınan 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda yerinde yapılan incelemeler sonucu yer döşemesinin sağlaması gereken standartları sağladığı, söz konusu yer kaplamasının estetik amaçlı olmadığı, sağlaması gereken teknik özellikleri ve şartları sağladığı, herhangi bir ayıp ve kusur olmadığı, davalı birleşen davacının dava dilekçesinde ayıp olarak belirttiği deformeler ve yıpranmaların mutat kullanımdan kaynaklandığı, işbu rapordan sonra mahkememizce alınan raporlarında bu raporla paralel görüşler bildirdiği anlaşılmış olup hüküm kurmaya elverişli olan somut ve gerekçeli 15/03/2017 tarihli bilirkişi raporu dikkate alınarak tarafların ticari defterlerinde sabit olduğu gibi davacı birleşen davalının takip tutarı kadar davalı birleşen davacıdan alacaklı olduğu, alacağın faturaya dayandığı likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı şartlarının gerçekleştiği, takiple istenmiş olan takip öncesi faiz yönünden davalı birleşen davacının temerrütü oluşmadığı, dolayısıyla işlemiş faiz talebinin de yerinde olmadığı, birleşen dava yönünden ise davacı birleşen davalının sözleşme kapsamında edimini eksiksiz ve ayıpsız olarak yerine getirmiş olduğu, alınan bilirkişi raporlarıyla davacının bir kusurunun olmadığı, davalı birleşen davacının ayıp iddialarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine varılarak asıl davanın takip konusu asıl alacak yönünden kabulü, işlemiş faiz yönünden reddine, birleşen davanın ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
A-)ASIL DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın Kısmen Kabulü Kısmen Reddi ile,
2-Davalının İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün ———- Esas sayılı dosyasına vaki itirazın 5.852,63 Tl yönünden iptaline, takibin bu tutar üzerinden devamına,
3-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren talep gibi yasal faiz uygulanmasına,
4-Alacağın % 20 si olarak hesap edilen 1.170,52 Tl İcra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan 104,06 TL harcın alınması gerekli olan 399,79 TL harçtan mahsubu ile bakiye 295,73 TL karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 304 TL, bilirkişi ücreti 4000 TL, olmak üzere toplam 4304 TL yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 4.133,96 TL yargılama masrafına, peşin harç 104,06 TL, eklenerek sonuç olarak 4.238,02 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 170,03TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 240,72 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
B-)BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN
1-Davanın Reddine,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 182,02 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 44,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı harçlar kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 137,62 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya ödenmesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 2.725,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı birleşen davalı vekili ve davalı birleşen davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/03/2019