Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/164 E. 2019/446 K. 02.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İstanbul Anadolu
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2019/164 Esas
KARAR NO : 2019/446

TALEP : Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
TALEP TARİHİ : 22/04/2019
KARAR TARİHİ : 02/05/2019

TALEP :
Talep eden Mahkememize sunduğu 22/04/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı talep dilekçesinde özetle; Müvekkilinin keşidecisi olduğu 31/05/2019 düzenlenme tarihli ve 50.000,00 TL bedelli ———— emrine düzenlenmiş çekin lehtara teslim edilmesi için taşıma şirketine teslim edildiği, ancak taşıma esnasında çekin kaybolduğunu bu nedenlerle keşideci müvekkili şirket aleyhine sebepsiz zenginleşme oluşmaması için ihtiyati tedbir ile muhattabın çek bedelini ödemeden men edilmesi gerektiğini ve çekin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Talebin Hukuki Niteliği; Zayi nedeniyle kambiyo senedinin iptali, talebidir.
Talebin Hukuki Sebebi; 6102 sayılı TTK’nın 759/1. maddesindeki “Poliçeyi eline geçiren kişi bilinmiyorsa, poliçenin iptaline karar verilmesi istenebilir.” ve TTK’nın 764/1. maddesindeki “Elden çıkan poliçe, verilen süre içinde mahkemeye sunulmazsa, iptaline karar verilir.” şeklindeki düzenlemelerdir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Davacı taraf dava dilekçesinde; dava konusu edilen çekin müvekkili tarafından keşide edildiğini, hamilinin ise ————– olduğunu, çekin kargoda lehtara teslim edilmesi için taşıma şirketine teslim edilmiş ve taşıma sırasında kaybolduğunu belirtmiştir. Yani davacının iptali istenen çekte keşideci konumunda olup, TTK nun 651. maddesindeki genel hüküm ve özel hüküm niteliğindeki TTK. nun 818/s maddesi yollamasıyla 757. maddesi uyarınca ancak hamilin zayi nedeniyle çek iptal davası açabileceği, keşideci olan davacının dava açma hakkı olmadığı anlaşılmıştır. Nitekim keşidecinin gönderdiği çekin kargoda kaybolduğu iddiasıyla keşideci tarafından açılan çek iptali davasına ilişkin Yargıtay ——–.Hukuk Dairesinin 2016/8102 E. 2018/1789 K sayılı kararında; “Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre, iptali istenen çekin keşidecisinin davacı olduğu, çek iptali davası açma hakkının hamile tanındığı, keşideci tarafından çekin kaybı nedeniyle çek iptali davası açılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir. Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün onanmasına,” şeklinde karar verilmiştir.
Aynı şekilde ————Adliye Mahkemesi —— Hukuk Dairesi —- Esas ve ——–Karar sayılı kararında Dava basit usule tabi olup H.M.K.’nun 320. Maddesi gereğince Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden de karar verebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Dava, çek hesabı sahibi tarafından keşide edilen ve kargoya hamile teslim edilmek üzere verilen çekin zayi edilmesi iddiasına dayalı açtığı zayi nedeniyle çek iptali isteminden kaynaklanmaktadır.
Davacı tarafın istinaf sebepleri doğrultusunda, dosya içerisindeki bilgi ve belgeler, mahkeme kararının gerekçesi, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesi ile yapılan inceleme sonunda;
6102 sayılı TTK’nun 651 ve TTK ‘nun 818/s bendi yollaması ile aynı Kanunun 757 ve devamı maddelerine göre açılacak kıymetli evrakın zayi nedeniyle iptali istemine ilişkin davalarda, dava açma yetkisinin hamile ait olup, keşidecinin zayi nedeniyle iptal davası açma hakkı bulunmamaktadır.
Zayi nedeniyle iptal davalarında amacın, keşidecinin mükerrer ödeme yapmasını önlemek ve kaybedilen kambiyo senedi yerine mahkemece verilecek iptal kararını keşideciye/muhataba ibraz etmek olduğu gözetildiğinde, keşidecinin kendisine ibraz edilmek üzere iptal kararı istemesi bu yolun kanunda öngörülen konuluş amacı ile bağdaşmaz.
Tüm bu nedenlerle davacının yerel mahkeme kararına yönelik istinaf istemi yerinde görülmediğinden, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. Şeklinde karar vermiştir.
Dava basit usule tabi olup H.M.K.’nun 320. Maddesi gereğince Mahkeme mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden de karar verebilir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 44.40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 304,26 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 259,86 TL harcın istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan harç ve giderlerin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, talep eden vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi