Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/156 E. 2021/460 K. 15.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/156 Esas
KARAR NO : 2021/460

DAVA : Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 29/06/2015
KARAR TARİHİ : 15/06/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı——sayılı dosyasından —— nolu icra takip talebinde bulunduğunu, icra takibinde , takip talebinin 9 maddesinde takibin hangi yasal takip yollarına dayandırıldığı gösterilmediğini, takiple aynı tarih olan 16.12.2009 tarihinde — talimat yazılarak gayrimenkul haciz işlemi yapıldığını, yapılan takip talebine istinaden icra dosyasında ilamsız takiplere ilişkin ödeme emri tanzim edilmiş ancak iik 57, 61 maddelerinde emredildiği şekilde ilamsız ödeme emri borçluya tebliğ edilmediğini, ayrıca 16.12.2009 tarihi itibariyle resmi yasal faiz oranı %5 olmasına rağmen yasaya aykırı olarak %120 faiz oranı talep edildiğini, talep edilen faiz kamu düzeni ile ilgili olduğu halde ve ilamsız takiplerde yasa ile belirlendiği halde —– tarafından resen dikkate alınması gerekmesine rağmen—- tarafından dikkate alınmayarak açıkça kanuna aykırı işlem yapıldığını, … kanuna uygun olmayan şekilde insanları borçlandırması ve tahsilat yapması nedeniyle hakkında ceza davası açılmış ve tutuklandığını, şikayet konusu işlemde de işlem tarihi itibariyle hiçbir işi ve geliri olmayan … baskı ile korkutarak yaptırdığı icra takibinde — huzurunda sahibi olduğu — ile ilgili beyanları alınarak neden borçlandığı dahi belli olmayan borç nedeniyle icra takibi ile aynı tarih olan — beyanı olarak —beyanı alındığını, oysa borçlunun daire de ödeme emrinin kendisine tebliğ hususunda hiçbir talebi olmadığını,—talebi olmadığı — talebi doğrultusunda beyan ve diğer işlemler yaptığını, 16.12.2009 tarihli işlem incelendiğinde, takip talebi ile aynı tarihi taşıması — olması —- dairede tebliğ talebi olmadığı halde— dairede hem tebliğ işlemleri hem de beyan işlemlerinin birlikte alınması hem — görevi olmadığı gibi hem de yasanın emrettiği görev şeklinin bu olmadığını,–aynı gün — günü —- yapmış olması yasal süreler geçmeden takip kesinleşmeden yapılmış olması nedeniyle geçersiz olduğunu,—– hiçbir borcu olmadığı halde ——– gibi davranıp, normal koşullarda, hayatın normal akışında — böyle bir işlem yapılması, tebligat çıkarılmadan haciz işlemleri yapılması uygulamada olmadığı halde— ile birlikte danışıklı davranarak —- belgesiz olarak— borçlu gibi göstermesi ve yasal süreler geçmeden takip kesinleşmeden — yapması kanuna aykırı olduğu gibi gerek yapılan işlem , gerek yapılan tebligat , gerek haciz işlemleri ve gerekse istenen %120 oranında ki faiz kanuna açıkça aykırı olduğundan iptali gerektiğini, çünkü borç olmadığı halde baskı ile— huzuruna getirilip,— düzenlediği gerçek dışı evrakları imzalamak zorunda kalan ve mesneti , sebebi bulunmayan bir borcun altına sokulan —- ile ilgili yapılan tüm işlemler gerçek dışı olduğunu, böyle bir borç olmadığından icra takibinde de borcun sebebi olarak hiçbir belge yer almadığını, ancak kanuna aykırı bu işlemlerle şekli olarak haksız alacak hakkı elde eden … hiçbir parası olmayan —- babasının ölmesi sonucu kalan gayrimenkullerini 100.000 tl’lık göstermelik haksız borç için tümü haczedilmiştir. 2009 yılından 2014 yılına kadar yaklaşık 5 yıldır sebepsiz zenginleşme için davacının babasının ölmesi beklendiğini, oysa, iş bu dosyadan (henüz —- intikal etmeden önce) bizzat davalı … tarafından 16.05.2011 günü iş bu dosyadan yapılan — fekki yapılarak haksız yapılan dosyalarla ilgili yapılan —ortadan kaldırıldığını, daha sonra — olarak kendi haline bırakıldığını, ayrıca icra dosyasında yasal sürelerde — işlemleri yapılmamış olduğundan hiçbir belgeye dayanmayan mesnetsiz haksız alacak takip zaman aşımına uğradığını, bu nedenle de yapılan –ayrıca yasal dayanağı kalmadığını, icra takibi ile sebepsiz zenginleşmeyi amaçlayan görünüşte ki alacaklı … müvekkilimin daha fazla mağduriyetine sebebiyet vermemesi ve haksız kazanç elde etmemesi için icra takibinin tedbiren yargılamanın sonuna kadar durdurulmasını, bu nedenlerle müvekkilin davalıya hiçbir borcunun olmaması nedeniyle ve olmayan borç nedeniyle de %120 gibi haksız faiz talep edilmek suretiyle haksız yere sebepsiz kazanç elde etmeyi amaçlayan kötü niyetli davalıya gerek davacının hiçbir borcu bulunmaması ve gerekse haksız olarak yapılan takipte ki alacak zaman aşımına uğramış olduğundan öncelikle davacının davalıya hiçbir borcunun olmadığının tespiti ile icra takibinin iptaline ve %20 kötü niyet tazminatına, bunun mümkün olmaması halinde devam eden süreçte dosyadan sebepsiz ve haksız tahsilat yapılması halinde tahsil edilen paranın %20 kötü niyet tazminatı ile birlikte davalıdan istirdatına karar verilmesi arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı tarafından dosya kapsamında herhangi bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. (davanın ilk açıldığı mahkeme olan — — davalı … 12/02/2016 tarihinde tebliğ edilen tebligat ile HMK 122. Maddesi uyarınca cevap dilekçesini sunması için 2 haftalık süre verildiği anlaşılmıştır.)
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, — yapan davalıdan ödünç para alımından kaynaklanın menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Celp ve tetkik olunan—sayılı takip dosyasının incelenmesinde davalı alacaklı … tarafından davacı borçlu … aleyhine 100.000,00 TL asıl alacak ve % 120 faiz ve icra masrafları ile birlikte— ilamsız icra takibi yapıldığı, takip tarihinin 16/12/2009 olduğu,— tarihli belgede borçlu ….—hazır olması nedeniyle adına gönderilen ödeme emrini — kendisine tebliğine karar verildiği, ödeme emri tebliğ edilmekle okunup dosyasına konulduğu, borçlu ….—söz alarak — anlaşılacağı üzere ..— borçlu olduğu anlaşılmakla — dosyaya alındı, söz aldı, ” alacaklı tarafından hakkımızda açılan icra takibine ve borca bir diyeceğim yoktur, 100.000,00 TL borcu ferileri ile kabul ediyorum, bana aittir, şuanda ödeme yapamıyorum, alacaklı ile anlaşacağımız tarihlerde ödeme yapacağım, ödeme emrini dairede tebliğ ettim, takibe ve borca bir diyeceğimiz yoktur, yasal sürelerden feragat ediyorum, takibin kesinleştirilmesi ile İstanbul — bölümde —mal beyanında bulunuyorum ” dediği, imzasının alındığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan— karar sayılı kararın incelenmesinde davacı vekili tarafından davalının aleyhine yaptığı takipte takibin hangi yasal yollara dayandırıldığının gösterilmediğini, davacıya ait taşınmazlara haciz konulduğunu, müvekkillerine ödeme emri tebliğ edilmediğini, 2009 yılı itibariyle yasal faiz oranının % 5 olmasına rağmen yasaya aykırı olarak % 120 oranında faiz talep edildiğini, faizin kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle — resen göz önünde bulundurulması gerektiğini, müvekkilinin baskı ile korkutularak mal beyanının — alındığını, oysa borçlu davacının kendisine ödeme emri talebinin bulunmadığını, haczin de yasal süre geçmeden yapıldığını, müvekkilinin babasının ölmesi sonucu gayrimenkullerinin haczedildiğini, bunların hukuka aykırı olduğunu, takibin zaman aşımına uğradığını beyanla tebligatın — ve faiz talebinin ve zaman aşımı talebinin kabulüne karar verilmesini talep ettiği, mahkemece icra dosyasının incelenmesinde borçlunun ödeme emrinin dairede tebliğini istediği, icra müdürlüğünce kimlik tespit edilerek ödeme emrinin talep tarihinde kendisine tebliğ edildiği, beyanında asıl alacak ve borcu ferileri ile birlikte kabul ettiği, yasal sürelerden feragat ettiği, yapılan işlemlerde yasaya aykırılık bulunmadığı, takipteki faiz oranını % 120 oranı ile bizzat borçlunun isteği ile kesinleştiği,— olması karşısında, zaman aşımı itirazının yersiz olduğu, faize aykırılık iddiasının ilamsız takipte icra dosyasına yapılması gerektiği, taşkın haciz iddiası yönünden ise görülen — davasında hissesine düşen 297.939,58 TL haciz konulduğunu beyan ederek bunun dışında kalan tüm —üzerindeki hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, icra dosyası borcunun yapılan kapak hesabına göre 461.811,09 TL olduğu, buna göre — davasından kendi hissesine düşen meblağın dosya borcunu karşılamadığı görülmekle taşkın haciz talebinin de yerinde olmadığı ve davanın reddine karar verildiği, verilen kararın yargıtay denetiminden geçerek onandığı görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan— sayılı kararında davacının şikayeti üzerine —- esas sayılı takip dosyasında davalı taşınmazlarına 18/12/2009 tarihinde haciz konulduğu, yapılan işlemlerde yasaya aykırılık bulunmadığını, takipteki faiz oranının % 120 oranı ile bizzat borçlunun isteği ile kesinleştiğinin görüldüğü, icra müdürlüğünün—doğrudan — tarihinde davalı …—– ödendiği, haksız ve yasaya aykırı yapılan icra işleminin iptaline karar verilmesi gereği hasıl olmakla davacının davasının kabulüne karar verildiği görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan dosyada mevcut — başlıklı 16/12/2009 tarihli ödünç sözleşmesinin incelenmesinde davalı tarafından davacıya 90.000,00 TL ödünç verilmek üzere anlaşıldığı, vade tarihinin— peşinen kesilerek nakden ve—ödendiği, sözleşme altında … isim ve imzasının bulunduğu ve el yazısı ile ” faturamı sözleşmemi —–teslim aldım ” yazısının bulunduğu görülmüştür.
Dosyada mevcut 16/12/2009 tarihli taahhütnamenin incelenmesinde alacaklı —— borçlu bulunmakta olup bu borçlanmanın 60.000,00 TL — ile kalan bakiyeyi nakten ve tamamen aldığını, ayrıca bu borçlanmalar nedeniyle meydana gelecek problemleri dava konusu yapmayacağını beyan ve taahhüt ederim yazılı olduğu, belge altında okudum — … ibaresinin yazılı olduğu ve imzalandığı, —- dosyalarından icra müdürlüğünün—- sayılı dosyalarından takip başlatılmış, borçlular adına başlatılan bu takipte dosyaların— tarafından ödemelerde bulunulmuştur, bu sebeple alacaklı bankanın icra takibine koymuş olduğu alacağını, alacaklı banka ile … arasında yapılan Temlik protokolü halinde ..– temlik etmesine hiçbir itirazımız bulunmamaktadır şeklinde olduğu, belge altında ibra eden … isminin ve imzasının bulunduğu görülmüştür.
Davanın ilk açıldığı mahkeme olan—yapılan yargılama sonucu alınan bilirkişi raporuna istinaden davanın kısmen kabulüne ve davacının davalıya 112.713,28 TL borçlu olmadığının tespitine, bu miktar davalıya ödenmiş olmakla — tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan istirdatına, 100.000,00 TL takip borcunun — kabul etmiş olmakla davacı için tazminat takdirine yer olmadığına ve fazla talebin reddine karar verilmiş olup, taraflarca verilen kararın istinaf edilmesi üzerine —- karar sayılı kararı ile dava konusu ve istinaf isteminin — sözleşmesine dayandığından ve TTK 4/1-F maddesi uyarıca da mutlak resmi ticari dava niteliğinde olduğundan davalının istinaf talebinin kabulüne karar verilmiş, istinaf mahkemesinin kaldırma kararı sonrası dosya mahkememize tevzi edilmiştir.
Davacı vekili dava dilekçesinde davalıya borçlu olmadığı halde — ile —- getirilip gerçek dışı evrakları imzalamak zorunda kaldığını, sebebi bulunmayan bir borcun altına sokuna davacı ile yapılan tüm işlemlerin gerçek dışı olduğunu, böyle bir borcu olmadığını beyan etmiş olması nedeniyle davalıdan icradosyasında borcu kabulunün baskı ve korku ile yapılıp yapılmadığı hususunda delillerini ve tanıklarını sunması için süre verilmiş olup davacı vekili tarafından bu konuda herhangi bir delil ve tanık ismi bildirilmediğniden davacının icra müdürlüğündeki borcu baskı ve korku ile kabul etmiş olduğu iddiasını ispatlayamamış olduğu, kanaatine varılarak bu iddiasına itibar edilmemiştir.
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre,— kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller bilirkişi raporu,— sözleşmesi, tahhütname, ibra ve muvafakatname, —- esas ve — karar sayılı dosyası,—- esas ve —- sayılı dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya — incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ile davalı arasında — sözleşmesi imzalandığı ve davalı tarafından davacıya sözleşme kapsamında ödünç para verildiği, davalı tarafından dosyaya sunulan —sözleşmesi, sözleşmeye istinaden düzenlenen tahhütname, ibra ve muvafakatnameye davacı tarafından yapılan bir itiraz bulunmadığı, — verme işlemi sonrası davalı tarafından davacı borçlu aleyhine — esas sayılı dosyadan ilamsız takip yapılarak 100.000,00 TL asıl alacağa % 120 faizle icra masrafları ile birlikte borcun sebebi karzen gösterilmek suretiyle takip yapıldığı, davacı borçlunun icra müdürlüğü huzurunda ödeme emrini tebliğ aldığı, borcu ferileri ile birlikte kabul ettiği, yasal sürelerden feragat ettiği ve takibin kesinleştirilmesini talep ettiği, adına kayıtlı taşınmaz bilgilerine mal beyanı olarak bildirdiği ve kayden haczine muvafakat ettiği anlaşılmış olup, davacı vekili dava dilekçesinde davalıya borçlu olmadığını ayrıca % 120 faizin kamu düzenine aykırı olması nedeniyle öncelikle müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitini, bu mümkün olmadığı takdirde dosyadan sebebsiz ve haksız tahsilat yapılması halinde tahsil edilen paranın % 20 tazminatı ile birlikte davalıdan istirdatına karar vermesini talep etmiş olduğu, davacının dava dilekçesindeki davalı tarafından icra takibinin baskı ile korkutularak yaptırıldığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı, —- davacının talebi olmadığı halde davalı borçlunun talebi doğrultusunda yapılan işlemlerin yasaya aykırı olduğu, ayrıca dosyada yasal sürelerde icra takip işlemleri de yapılmamış olduğundan takibin zaman aşımına uğramış olduğu yönündeki iddialarının icra hukukuna ilişkin talepler olduğu ve mahkememizce değerlendirilemeyeceği, kaldı ki davacının bu talepleri yönünden— Mahkemesinde açmış olduğu davalar ile yargılama yapıldığı ve davacının davalarının reddine karar verildiği ve verilen kararların kesinleştiği, huzurdaki davanın ise menfi tespit ve istirdat davası olduğu ve davacının davalıya borçlu olmadığı yönündeki ispat külfetinin kesinleşmiş bir takip dosyası olmakla davacıda olduğu, davacı her ne kadar icra takibinde borçlu olmadığını ve davalı tarafından uygulanan % 120 oranındaki faiz oranının kamu düzenine aykırı olduğunu iddia etmiş ise de —– sayılı görevsizliğe ilişkin kararında davanın —– yapan davalıdan ödünç para alımından kaynaklanan menfi tespit ve istirdat davası olduğunun tespit edildiği ve somut uyuşmazlıkta dava konusu ve istinaf isteminin resmi ikrazatçılık sözleşmesine dayandığından TTK 4/1-F maddesi uyarınca da mutlak ticari dava niteliğinde olduğunun tespit edildiği, bu anlamda davacının da tacir olduğu, davacı borçlu tarafından davalı tarafından başlatılan icra takibinde— giderek bizzat ödeme emrinin dairede tebliğini istediği, — kimlik tespiti yapılarak ödeme emrinin davacı borçluya tebliğ edildiği ve beyanında asıl alacak ve borcu ferileri ile birlikte kabul ettiğini, yasal sürelerden feragat ettiğin ve takibin kesinleştirilmesini talep etmekle, kendisine ait taşınmazların mal beyanında bulunarak haczine muvafakat ettiği, beyanı imzası ile tasdik ettiği, takibin ilamsız takip olduğu, takipteki faiz oranını % 120 oran ile bizzat borçlunun isteği ile kesinleştiği, faize aykırılık iddiasının ilamsız takipte icra dosyasına yapılması gerektiği, davalının icra takibindeki borcu baskı ve korku ile kabul ettiği iddiasını da ispatlayamadığı, icra müdürlüğündeki beyanında da borcu ferileri ile birlikte kabul ettiği ve % 120 faiz oranına karşı bir itiraz da bulunmadığı anlaşılmakla kesinleşen icra takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitini isteyen davacının ispat külfeti kendisinde olmasına rağmen ispatlayamayan davacının davasının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dava açılırken alınması gerekli 59,30 harcın peşin olarak 4.820,75 TL alındığından bakiye fazla alınan 4.761,45 TL harcın talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —-davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-Artan gider avansının karar kesinleştiğinde HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca davacıya iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.