Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/150 E. 2021/73 K. 26.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO 2019/150 Esas
KARAR NO: 2021/73
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/04/2019
KARAR TARİHİ: 26/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;—– karşısında seyir halindeyken sevk ve idaresindeki —- aracın orta refüjdeki ağaca çarpması sonucu hayatını kaybettiğini, geriye mirasçıları olarak annesi —ve babası —– kaldığını, karşı taraf sigorta şirketinin tarafı olduğu ——dayanarak müvekkilleri adına vekaleten müteveffanın ölümü nedeniyle Borçlar Kanunu 53 . Maddesindeki destekten yoksun kalma ve her türlü cenaze giderinin ödenmesi için talepte bulunulduğunu talebin reddedildiğini beyan ile, talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla, müteveffanın desteğinden mahrum kalan müvekkili —–müvekkili——–lehine destekten yoksun kalma, cenaze ve defin giderlerine karşılık gelmek üzere fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmakla kaydıyla — için de —- olmak üzere toplamda —– maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte karşı taraf sigorta şirketinden tahsil edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraftan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; —- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde —– teminat altına alınmış olup, poliçenin kaza tarihi itibariyle şahıs başına daimi sakatlık/ölüm teminat limitinin —– olduğunu, destekten yoksun kalma tazminatı talebiyle huzurdaki dava ikame edilmiş ise de tazminatı ıslah ettiği kısma ıslah tarihinden itibaren faiz uygulanması gerektiğini, ıslah harcının yatırıldığı tarihten itibaren temerrütün gerçekleştiğinin kabulü gerektiğini beyan ile derdestlik ve zaman aşımı itirazlarının kabulü ile haksız ve mesnetsiz ileri sürülen tazminat isteminin reddini, davaya sebebiyet vermediklerinden yargılama giderleri, faiz ve avukatlık ücretinden müvekkili şirketin sorumlu tutulmamasını, davacı yan üzerine bırakılmasına karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur durumu ve davacıların müteveffanın destekliğine ihtiyaç duyup duymayacağı ve davalı—— zararı tazmin yükümlüsü olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, destekten yoksun kalma tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER:
Celp ve tetkik olunan—– Poliçesi incelendiğinde, sigortalının —- olduğu, poliçe başlangıç tarihinin —- olduğu görülmüştür.
Celp ve tetkik olunan araç tescil bilgilerine göre kaza tarihinde — plakalı aracın dava dışı —- adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —- incelendiğinde olay tarihinde —-yönetimindeki araçla,——Karşısında trafikte seyir halinde iken alkollü olması nedeniyle direksiyon hakimiyetini kaybedip, orta refüjdeki ağaca çarparak ağır yaralandığı, hastaneye götürülürken yolda öldüğü anlaşılmakla olayda ölen —- kendisinden başka kimsenin kastı ve kusuru bulunmadığından olay hakkında Kamu Adına Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan —– tarihli alkol raporunun incelenmesinde müteveffa — trafik kazası sırasında —ait olduğu bildirilen kanda—– bulunduğu yönünde rapor düzenlendiği görülmüştür.
Davacılar tarafından — tarihinde davalı — karşı destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile başvuru yapıldığı, davalı —— başvuru sonrası hasar dosyası açıldığı ve yapılan değerlendirme sonucu müteveffanın kusurlu olduğundan bahisle talebinin reddedildiği görüldü.
Celp ve tetkik olunan müteveffanın nüfus kayıt örneğinin incelenmesinde davacı — müteveffanın babası, davacı—- de müteveffanın annesi olduğu anlaşıldı.
Kusur ve aktüer bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —— heyet raporunda kusur yönünden yapılan değerlendirmede özetle; dosya kapsamında söz konusu kazaya ait kaza tespit tutanağı bulunmamakla birlikte olayın—–tarihinde davalı tarafa sigortalı araç sürücüsü müteveffa —— takiben seyir halinde iken olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kalıp orta refüje çıkarak ağaca çarparak durması sonucu sürücü ——- neticelenen kazanın meydana geldiği, dosya kapsamındaki tutanaklar, raporlar , tanık beyanı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve tüm deliller hep birlikte değerlendirildiğinde, gereken dikkatini yola vermeyen, mahal şartlarına göre kontrolsüz seyir halinde olan, hızını far ışıkları altındaki görüş alanını kontrol edebilecek ve tedbir alabilecek düzeye düşürmeyen ve direksiyon hakimiyetini kaybederek yol dışı kalıp orta ayırıcı kısımdaki ağaca çarpan müteveffa sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu değerlendirilmiştir. Tazminat hesabı yönünden yapılan değerlendirmede trafik kazasının —-poliçe genel şartlarında yapılan yasal değişiklikten önce olması nedeniyle hesaplamanın —- tablosuna göre ve teknik faiz indirimi yapılmaksızın hesaplama yapılacağı, — doğumlu olan müteveffa —— işaretli yaşam tablosuna göre muhtemel bakiye ömrünün ———ölmeyip sağ kalmış olsaydı muhtemelen — kadar yaşayacağı, hak sahibi davacı baba — doğumlu ve kaza tarihi itibariyle — yaşında olup, davacı —- tarihinde vefat ettiği, bu itibarla kendi bakiye ömür süresi ile sınırlı olarak oğlunun desteğinden mahrum kalma süresinin —- yıl olduğu, davacı hak sahibi anne — doğumlu ve kaza tarihinde — yaşında olduğu, rapor düzenlendiği tarihte — yaşında olup toplam —- yıllık destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanacağı ve zararın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiği, yapılan hesaplama sonucu davacı hak sahibi—- destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek zararının — olduğu, hak sahibi davacı anne——- destekten yoksun kalma sebebiyle nihai ve gerçek zararının — olduğu ve poliçenin —- tarihleri arası teminat limit miktarının —– olduğu ve zararın poliçe limiti dahilinde olduğu yönünde rapor tanzim edilmiş ve rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
Davacı vekili —- tarihli bedel arttırım/ıslah dilekçesi ile rapor doğrultusunda davasını ıslah etmiş olup ıslah dilekçesi usulüne uygun olarak davalıya tebliğ edilmiştir.
Hâkim, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirler(TBK m. 51).
Maddi Tazminat
Haksız fiil sonucunda ölüm gerçekleşmişse; cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar, ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar uğranılan zararlar olarak kabul edilir.(TBK Madde: 53)
Destekten yoksun kalma zararları, Borçlar Kanunu hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır. Kısmen veya tamamen rücu edilemeyen —– ödemeleri ile ifa amacını taşımayan ödemeler, bu tür zararların belirlenmesinde gözetilemez; zarar veya tazminattan indirilemez. Hesaplanan tazminat, miktar esas alınarak hakkaniyet düşüncesi ile artırılamaz veya azaltılamaz.(TBK Madde: 55/1)
UYGULANACAK MEVZUAT
Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanun ve bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanun ve genel şartlarda düzenlenmeyen hususlar hakkında —–ilişkin hükümleri uygulanır(KTK m. 90).
—– yayımlanarak yayım tarihinde yürürlüğe giren ——– geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği düzenlenen —— yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır.” şeklindedir.
Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan—— tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır——
SORUMLULUK VE SİGORTA TEMİNATI
Müteselsil Sorumluluk
TBK’nın 61. Maddesine göre; birden çok kişi birlikte bir zarara sebebiyet verdikleri veya aynı zarardan çeşitli sebeplerden dolayı sorumlu oldukları takdirde, haklarında müteselsil sorumluluğa ilişkin hükümler uygulanır.
Aynı şekilde 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu(KTK)’nıun 88. Maddesine göre de bir motorlu aracın katıldığı bir kazada, bir üçüncü kişinin uğradığı zarardan dolayı, birden fazla kişi tazminatla yükümlü bulunuyorsa, bunlar müteselsil olarak sorumlu tutulur.
Sigortanın Sorumluluğu
Zarar görenin, ——– öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.(KTK Madde 97)
Sigorta şirketinin sorumluluğu, kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitlerle sınırlıdır.(KTK Madde:93)
Sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez(KTK Madde:95/1).
Davacı tarafın, ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtıklarına, ölüm nedeniyle doğrudan davacılar üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacılara yansıtılamayacağına; dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıları etkilemeyeceğine; 2918 sayılı —- ——- aracın—— işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacılar da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı — sorumlu olacağına karar vermek gerekir. ——-
TEMERRÜT VE FAİZ
Sürücü ve araç maliki, haksız fiilin işlendiği tarihte temerrüde düşmüş olur.(TBK Madde: 117/2)
Sigortacılar, hak sahibinin zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarıyla belirlenen belgeleri, sigortacının merkez veya kuruluşlarından birine ilettiği tarihten itibaren sekiz iş günü içinde zorunlu mali sorumluluk sigortası sınırları içinde kalan miktarları hak sahibine ödemek zorundadırlar.(KTK Madde 99)
3095 sayılı yasanın 2. Maddesine göre; Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için aynı Kanunun 1. maddesinde belirlenen orana göre(yasal faiz) temerrüt faizi ödemeye mecburdur.
“Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.
Dosya kapsamından, — tarihinde davalı —- poliçesi ile sigortalı—- plakalı aracın davacıların miras bırakanı sürücü —- sevk ve idaresindeyken tek taraflı kaza yapması sonucu,—- vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı ve manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
—— maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”. Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Yukarıda açıklanan kanun hükümlerinden, ——- motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların desteği müteveffanın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt vefat etmiş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez. Dolayısıyla destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır ——
Davacılar murisinin sürücüsü olduğu araç ile —– tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.
Davalı tarafça, —– maddeleri uyarınca, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülmüş ise de —— değişikliğinden önce, “Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. maddesine göre destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95. maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
Somut olayda poliçe tanzim tarihi — kaza tarihi — tarihindir. Yeni genel şartlar —– tarihinde yürürlüğe girmiştir. ——- bu genel şartlar yürürlük tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanır hükmü mevcut olup, poliçenin —– tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçe düzenleme tarihi, genel şartlar hükümlerinin yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle, Yeni Genel Şartlar hükümlerinin, dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Bu nedenle davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazının reddine karar verilmiştir.
Kaza tespit tutanağı içeriğine göre davacıların desteğinin asli kusurlu olduğu tespit edilmiş olup alkol durumuna ilişkin bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı gözetildiğinde, nasıl ki ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacıya yansıtılamayacak ise (sürücü) desteğin müterafik kusuru da aynı şekilde davacıya yansıtılamayacaktır. Bu nedenle kusur ve alkol durumuna ilişkin davalı vekilinin istinaf başvurusu yerinde değildir.—–
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda—– toplanan/sunulan deliller, ———Arttırım, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde muris — yönetimindeki—- plaka sayılı aracın tek taraflı yapmış olduğu trafik kazasında muris Metin Demir’in asli kusurlu olduğu, davacılardan—- murisin babası, —- murisin annesi olduğu, kaza tarihinde kazaya karışan aracın davalı —- sigortalı olduğu, kişi başı maddi zarar limitinin —— olduğu, davacıların sigorta şirketine başvuru sonucu davalı şirket tarafından talebin reddedildiği ve bir ödeme yapılmadığı, gerekçeli, denetime elverişli ve somut olaya uygun olması nedeniyle hükme esas alınan —- tarihli kusur ve hesap bilirkişisi raporuna göre murisin kazanın meydana gelmesinde % 100 kusurlu olduğu ve davacılardan — destekten yoksun kalma sebebiyle zararının —-, davacı — ise destekten yoksun kalma zararının —- olduğu, cenaze defin giderleri yönünden ise dava dosyasında davacılar tarafından buna ilişkin bir belge bulunmadığı gibi —–tarihinden önce tanzim olunan poliçeler bakımından üçüncü kişi konumunda bulunan hak sahipleri müteveffanın vefatı sebebiyle destekten yoksunluk tazminatı talep edebilecekler ise de müteveffa bakımından yapılan cenaze ve defin giderlerine ilişkin masrafların talep edilebileceğine ilişkin düzenleme bulunmadığından bu talebin yerinde olmadığı, —- plakalı aracı kaza tarihini kapsar şekilde —- sigortalayan davalı —-şirketinin davacıların zararından kaza tarihindeki poliçe limitleri içinde kalmak kaydıyla KTK’nın 97. Maddesine göre sorumlu olduğu, zararın haksız fiilden doğmuş olması ve bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesi nedeni tazminat alacağına yasal faiz uygulanması gerektiği, davalı —- temerrütünün davacıların sigortaya başvuru tarihinden — gün sonrası olan —- tarihinde gerçekleştiği ve faizin bu tarihten itibaren uygulanması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Muris —-kaza tarihinde alkollü olduğu anlaşılmakla birlikte yukarıda değinilen ——kararında belirtildiği gibi muris alkollü olsa bile davacıların ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı gözetildiğinde, nasıl ki ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusur davacıya yansıtılamayacak ise (sürücü) desteğin müterafik kusuru da aynı şekilde davacıya yansıtılamayacaktır. Bu nedenle davalının murisin alkollü olması nedeniyle zararın poliçe kapsamı dışında olduğu iddiasının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.
Davalı zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de kazanın —- tarihinde meydana geldiği, huzurdaki davanın ise —- tarihinde açıldığı, dava açılmadan önce ara buluculuğa başvurulduğu, kaza tarihi ile dava tarihi arasında yaklaşık —– yıllık zaman geçtiği, dava konusu ölümlü trafik kazası nedeniyle soruşturma yürütüldüğü ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği ve ölümlü trafik kazalarında ceza zaman aşımı süresinin —– yıl olduğu, kaldı ki KTK 109/2 maddesinde ön görülen ceza zaman aşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup, cezayı gerektiren fiilin varlığının yeterli olduğu, buna göre kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 Sayılı TCK’da ön görülen ceza zaman aşımı süresi dikkate alındığında dava tarihinde zaman aşımı süresinin dolmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçeler ile davanın destekten yoksun kalma tazminatı yönünden kabulüne, cenaze ve defin giderleri yönünden ise reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile,
2-Davacı —-, davacı —destekten yoksun kalma tazminatına —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, —– destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin bu hüküm aşağıda belirtilen açıklama gereğince uygulanmayacaktır)
3-Başlangıçta peşin olarak alınan — harcın ıslah harcı — birlikte, alınması gerekli olan —- harçtan mahsubu ile bakiye —- karar ve ilam harcının davalı taraftan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri —, bilirkişi ücreti — olmak üzere toplam —- yargılama masrafının, davacı davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1605,69 TL yargılama masrafına, peşin harç 44,4 TL, ıslah harcı 1.379,00 TL ile birlikte, eklenerek sonuç olarak 3029,09 TL’nin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan 1,15 TL yargılama masrafının davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 9.863,45 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 50,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ——- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/01/2021
Dava tarihinin —- olduğu, davacılar vekili tarafından dosyaya sunulan dava vekaletnamesinin —- tarihinde düzenlendiği, karar başlığında —olu davacı olarak gösterilen davacı — dava tarihinden önce —- tarihinde ölmüştür. Ölü şahıs hakkında dava açılamayacağından ölümle vekalet ilişkisi sona erer. Bu şahıs hakkında da dava vekaleten açılmış olup dava tarihi itibariyle vekalet geçersizdir. Hak kaybına neden olmamak için hakkında geçerli bir dava açılmamış olan — nolu davacı —- verilen kararın uygulanmaması gerekmektedir. Bu amaçla işbu düzeltim kararı istinafı kabil olarak verilmiştir.