Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/129 E. 2020/106 K. 06.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/129 Esas
KARAR NO : 2020/106 Karar

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/04/2019
KARAR TARİHİ : 06/02/2020

DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunduğu 10/04/2019 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkil şirketin —–tarihinde faaliyete başlamış olduğunu ve çağın değişen koşullarına ayak uydurarak sarf malzemeden —— alanına geçiş yaparak ticaret ve üretimine 2016 yılından itibaren ———————–devam ettiğini, müvekkil şirketin elektronik üretimin tüm gereksinimlerini karşılayacak ————————- ve mamül olarak uydu alıcıları, cep telefonları,—– için elektronik ürünler ürettiğini, —————–önde gelen ve bilinen şirketlerinden biri olduğunu, şirketin tüm ticari faaliyetlerini Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca basiretli bir tacir gibi çalışmalarını devam ettirdiğini, diğer müvekkili …’ın şirketin yetkilisi olduğunu, müvekkiller ile davalılar arasında protokol imzalandığını, protokole göre davalılar tarafından otel ortam girişim hisselerinin iadesine karşılık olarak müvekkillerin borçlandığını, bu protokol uyarınca müvekkillerin davalılara senetler vermesine rağmen ortak girişim hisselerinin iade edilmediğini, söz konusu protokolde İstanbul ————-. İcra Müdürlüğü’nün——–Esas ve İstanbul —-. İcra Müdürlüğü’nün ————- Esas sayılı takip dosyalarından müvekkillerden …’ın mal varlığına konulan hacizlerin fekki ile protokolün imza tarihinden itibaren 3 gün içerisinde 89/1 haciz ihbarnameleri ile konulan hacizlerin fek edileceğinin akdolunduğunu, anc-ak davalılar tarafından işbu yükümlülüklerin yerine getirilmediğini, diğer taraftan İstanbul —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyasından da feragat edileceği taahhüt edilmesine rağmen dosyadan feragat edilmediğini, diğer taraftan hisselerin iadesi ile birlikte müşteri çekleri/senetlerinin halen müvekkillere teslim edilmediğini, davalılar tarafından üstlenilen hisselerin iade edilmemesi, hacizlerin fek edilmemesi ve müşteri çeklerinin teslim edilmemesi nedeniyle müvekkillerin davalılara herhangi bir borcunun bulunmadığını, bu hususun müvekkil şirket kayıtlarının, banka kayıtlarının ve ticari defterlerin incelenmesinden sonra ortaya çıkacağını, işbu protokol uyarınca müvekkiller tarafından davalılara —— bedelli teminat senedi verildiğini, işbu senedin şu anda davalı uhdesinde bulunduğunu, müvekkillerinin şu anda haciz baskısı altında olduğunu, davalılar tarafından edimlerin yeri ve zamanında yerine getirilmediğinden senedin hükümsüz kaldığını, müvekkillerinin karşı tarafa hiçbir borcu olmadığını beyan etmiş, öncelikle müvekkiller yönünden gecikmesinde telafisi güç zararların oluşması tehlikesi mevcut olduğundan müvekkiller hakkında senedin ödenmemesi ve yapılan ya da yapılacak icra takipleri ile ihtiyati hacizlerin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verilmesini, müvekkillerin davalılara borçlu olmadığının tespitini, —– bedelli bir adet senetten borçlu olmadıklarının tespiti ile işbu senedin iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerine tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalılar ——— vekili mahkememize sunduğu 10/07/2019 tarihli cevap dilekçesinde özetle; Davacılar tarafından arabuluculuğa başvurulmadan huzurdaki ticari dava açıldığından ve işbu dava şartının sonradan tamamlanmasının da mümkün olmadığından davanın usulden reddinin gerektiğini, davacıların müvekkillerin edimlerini yerine getirmediğini iddia ederken 3. Maddede yer verilen senet tutarlarının ödenmesinin müvekkile yapılıp yapılmadığından bahsetmediklerini beyan etmiş, dolayısıyla davacıların öncelikle edimlerini yerine getirmeden müvekkillere huzurdaki davayı açmalarının mesnetsiz olup davanın esastan da reddinin gerektiğini beyan etmiş, öncelikle davanın usulden reddini, aksi halde esastan reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER :
————–tarihli protokol,
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT:
Dava, icra takibinden önce açılan menfi tespit davasıdır.
30/12/2019 tarihli dava şartları ve itirazları ile sair ara kararlar ve gün tayini tutanağının 8. bendi ile davacı vekiline arabuluculuk son tutanağı aslını veya arabulucu tarafından onaylı bir suretini sunmak üzere 1 haftalık kesin süre verildiği, davacı tarafça 1 haftalık kesin süre içerisinde arabuluculuk tutanağı aslının veya arabulucu tarafından onaylı bir suretinin sunulmadığı, TTK 5/a Md. göre konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepli davalar açılmadan önce arabulucuya başvurulmasının dava şartı olduğu, Yargıtay —- Hukuk Dairesi’nin —– Karar sayılı Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere “menfi tespit davasında davacı, davalıya borçlu olmadığının tespitini istemekte, buna karşın davalı taraf davacının borçlu olduğunu savunmaktadır. Netice itibari ile mahkeme menfi tespit davasında davacının borçlu olup olmadığının tespiti ile birlikte davalının da alacaklı olup olmadığının tespitini yapacaktır. Şu halde menfi tespit davasında dava konusunun bir miktar alacağa ilişkin olduğu açık olup 7155 sayılı yasanın 20. Maddesi ile TTK’nın 5. Maddesine eklenen 5/a maddesi kapsamında arabulucuya başvurmak dava şartı…” menfi tespit davalarında davadan önce arabulucuya başvurmanın dava şartı olduğu, davacı tarafından 6325 sayılı kanunun 18/a maddesi uyarınca davadan önce arabulucuya başvurmadığı, davanın dava şartlarından olan zorunlu arabuluculuk son tutanağının kesin süre ihtaratına rağmen sunulmadığından dava şartı bulunmadığından usulden reddine dair karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere;
1-Davanın dava şartlarından olan zorunlu arabuluculuk son tutanağının kesin süre ihtaratına rağmen sunulmadığından dava şartı bulunmadığından USULDEN REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.707,75 TL harcın alınması gerekli olan 44,40 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 1.653,35 TL’nin karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu masrafların kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan— uyarınca 3.400,00 TL avukatlık ücretinin davacı taraftan alınarak davalılar ‘a verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalılar vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.