Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/106 E. 2023/614 K. 14.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2019/106
KARAR NO : 2023/614

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2018
KARAR TARİHİ : 14/07/2023

DAVA:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile eşinin —-gitmek için, davalı otobüs firması —- 14.08.2018 tarihli saat 23.30’da kalkacak olan otobüse bilet aldıklarını, davalı otobüs şoförü—- seyir halinde iken uyuması nedeni ile kaza meydana geldiğini, müvekkilinin bu kaza neticesinde yaralandığını ve uzun süre tedavi görmek durumunda kaldığını, müvekkilinin meydana gelen trafik kazası neticesinde, hastanede yatmak zorunda kaldığını, sonrasında da hem yüzünde meydana gelen hasarı düzeltmek hem de vücudunda oluşan hasar için gittiği hastanede 3.491,93-TL tedavi masrafı ödediğini, kaza gününden beri düzenli olarak ilaç kullanmaya başladığını, müvekkilinin kaza tarihinden beri yaşadığı psikolojik çöküntünün üstesinden gelebilmek için düzenli terapiye başladığını, bunun için de 500,00 TL tedavi masrafı ödediğini belirterek 3.991,93-TL maddi, 50.00,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

SAVUNMA :
Davalı —-Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin — Sigorta Şirketi nezdinde —– numaralı Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk ve —- numaralı Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigorta Poliçeleri bulunduğunu, müvekkili —– söz konusu kazanın oluşmasında herhangi bir kusurunun bulunmadığını, şoförün uyumasının söz konusu olmadığını, söz konusu trafik kazasında mağdur şahsın takılması zorunlu emniyet kemerini takıp takmadığının, takmış ise düzgün bir şekilde takıp takmadığının tespiti, kazada olmasa bile yaralanmalarda/rahatsızlıklarda kusurunun bulunup bulunmadığının anlaşılması ve tespit edilen kusur oranında eğer bir tazminat hesaplanırsa bu kusur oranında indirim yapılması gerektiğini belirterek davanın reddine, davanın sigorta şirketine ihbarına, mahkeme masraf ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı —-cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde iddia edildiği gibi davaya konu kazayı uyuduğu için değil, —- istikametinden İstanbul istikametine tahminen 80 km hızla seyir halinde iken önüne aniden çıkan köpeğe çarpıp ine neden olmamak için köpeği ezmemek için ani fren yapmak zorunda kaldığını, cadde ile stabilize arasında en az 20-25 cm yükseklik bulunmasından dolayı ve tahmini yarım metre kadar olan stabilize yoldan sonra etrafın tarla olması sebebiyle otobüsün dengesini kaybederek yan yatması neticesi meydana gelen kazada kusurunun olmadığını, emniyet kemerinin kaza esnasında can güvenliği için teknik olarak kilitleneceğini, müdahale edilmeden açılmayacağını beyan ile, davanın mesnetsiz, iddiaların gerçek dışı ve kaza sigortası ve tedavi yasaları gereği yapılacak olan keşif bilirkişi incelemesi ile mesnetsiz hukuka uygun olarak açılmayan davanın reddine karar verilmesini, arz ve talep etmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.Davacı yolcu, davalılar —– işleteni, diğer davalı —– sürücüsü olduğu otobüste seyahat ederken oluşan yaralamalı trafik kazasından dolayı maddi ve manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.6502 sayılı Kanunu’n 3/k maddesinde “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” tüketici, 3/ı maddesinde “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Kanunun 73/1. maddesinde tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasının engelleyemeyeceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta davanın açıldığı tarih itibariyle 6502 sayılı Kanun yürürlüktedir. Davacı-yolcu ticari veya mesleki olmayan amaçlarla seyahat etmesi nedeniyle tüketicidir. Davalılar ise taşıyıcı ve sürücü olup zararın, davalılardan müştereken ve müteselsilen talep edilmiş olmasına göre dava konusu taşıma işleminin 6502 sayılı Kanun’un 3/l. maddesi gereği tüketici işlemi olarak kabulü ile davanın tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiği (Emsal karar için bkz. —- Bölge Adliye Mahkemesi—– Hukuk Dairesi —–Karar) kanaatiyle görevsizlik kararı vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli —– NÖBETÇİ TÜKETİCİ MAHKEMESİ’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı diğer tarafın yokluğunda verilen gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.