Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/104 E. 2019/918 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2019/104 Esas
KARAR NO : 2019/918

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 18/10/2017
KARAR TARİHİ : 01/10/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —merkezinde bulunan bulunan —numaralı dairede ikamet ettiğini, —- tarihinde — üretim kaynaklı acenteden —- poliçe numarıl —–poliçesi ile ev eşyalarını—- sigorta ettirdiğini, –sayılı terörle mücadele kanunu çerçevesinde sigorta poliçesine yangın klozunda yer alan 50.000,00 TL lik teminat miktarı terör klozunda ilgili maddeye atıf yapılmış ve 35.000,00 TL’ye kadar normal ev eşyaları teminat altına alındığını, kıymetli eşya (cep telefonları, plazma —-) 12.500,00 TL, cam kırılması 1.000,00 TL hukuksal koruma 5.000,00 TL, kira kaybı 12.000,00 TL, geçici ikametgah masrafları 7.500,00 TL, gıda bozulması 250.000,00 TL sigorta klozu ile de toplam 72.250,00 TL’ye kadar —sigorta tarafından teminat altına alındığını,—-tarafından 14/03/2016 tarihinden 14/11/2016 tarihine kadar sokağa çıkma yasağı ilan ettiğini, müvekkilinin yasağın bitmesiyle evini görmek amacıyla şehir merkezine 14/11/2016 tarihinde gittiğini evinin terörle mücadeleden dolayı yok olduğuna şahit olduğunu, müvekkilinin teminat altına alınan ev eşyaları sigorta ile teminat altına alınan 72.250,00 TL lik meblağın üzerinde olduğunu, teminat miktarıyla sınırlı olmak üzere taleplerinden karşılanmasını talep ettiğini, müvekkilinin talebi ile zararın tazminine yönelik talebin —– olarak iletildiğini, taleplerinin cevapsız bırakıldığını, terör saldırıları nedeniyle müvekkilinin oluşan zararın 72.250,00 TL lik kısmının —- poliçe nolu —– sigorta poliçesi uyarınca davalı … şirketinden 19/09/2017 tarihinden banka reeskont faizi oranında faizi ile birlikte tahsili ile müvekkile ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesinde ifade edilmiş olduğu üzere ve müvekkili şirketten sadır bulunan ————– içindeki sigortalı eşyalar ile birlikte hasara uğramış olan taşınmazın, —– kain olduğunu, huzurdaki davanın —— Hukuk Mahkemelerinin’) yetki sahası içinde bulunduğunu ve Şırnak Tüketici Mahkemeleri nezdinde görülerek çözümlenmesi gerektiğini, yetki itirazının kabulü ve yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini, davacının —- başlangıç ve—- bitiş tarihli —- no’lu —- kapsamında müvekkili sigortacı şirket nezdinde Sigortalı konumunda bulunduğunu, söz konusu poliçenin 03.03.2016 tarihinde, terör olaylarının olduğu dönem içinde ve sokağa çıkma yasağı tarihi olan 14.03.2016 tarihinden çok kısa bir süre önce tanzim edilmiş olduğunun görüldüğünü, sigortacının sigorta tazminatı ödemekle yükümlü tutulabilmesi için öncelikle rizikonun gerçekleşmiş olması gerektiğini, dava konusu teşkil etmekte olan poliçenin esas itibariyle söz konusu terör olaylarının meydana gelmekte olduğu bir sırada ve dolayısı ile de artık zarar tehlikesinin ‘muhtemel olduğu’ değil de ‘mevcut olduğu’ bir dönem içinde yapılmış olduğunun anlaşıldığını, alanında uzman ve bağımsız bir eksper tarafından söz konusu hasarların mahiyeti hususunda ekspertiz çalışmaları yapılmış olduğunu, hasar konusu teşkil etmekte olan kıymetlerin neler olduğu da ispat edilememiş durumda olduğunu, sigorta bedeli ile tespit edilen sigorta değeri arasında büyük meblağ farkları bulunduğunu, cam kırılmasının poliçe teminatları kapsamında olmadığını, talep konusu teşkil etmekte olan hasarların bölgede yaşanan terör eylemleri sırasında meydana geldiği ifade edilmiş olup tazminat istemlerini kabul anlamına gelmemek kaydı ile dayanak poliçede yer alan ‘—–’ ile, ödenecek tazminat bedeli üzerinden %5 oranında muafiyet tenzili uygulanacağı düzenleme altına alındığını, müvekkili şirketin temerrüdü söz konusu olmadığını, banka reeskont faizi istemlerinin reddi gerektiğini, müvekkili sigortacı şirkete başvuru tarihi itibariyle faiz isteminde bulunulmakta ise de, ekspertiz raporunda da ifade edilmiş olduğu üzere, hasara ilişkin gerekli belgelerin temin edilememiş oluşu karşısında, müvekkili sigortacı şirketin dava öncesinde temerrüde düşmüş olduğundan söz edilmesine hukuken imkan bulunmadığını, HMK’nun ‘Sigorta Sözleşmelerinden doğan davalarda yetki’ üst başlıklı 15/1. Maddesi hükmü uyarınca,— Tüketici Mahkemeleri yetkili olduğundan, yetki itirazımızın kabulüne ve yetki yönünden davanın reddine karar verilmesini, davanın esası bakımından da, haksız ve yasal dayanağı bulunmayan davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin de davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava usulünce taraf teşkili sağlanmış, dilekçeler aşaması tamamlanmış, ön inceleme duruşması yapılarak karar verilmiştir.
Huzurdaki dosyanın İstanbul Anadolu —-. Tüketici Mahkemesinin 2018/1092 Esas ve 2019/80 Karar sayılı kararıyla verilen görevsizlik sonucu mahkememize geldiği, görevsizlik kararı verilen gerekçeli kararın gerekçe kısmında Anadolu —. Tüketici mahkemesinin—– Esas sayılı dosyaların incelenmesinde davacının iş bu dosya haricinde İstanbul Anadolu —- Tüketici mahkemesinin—– Esas sayılı dosyalarıyla aynı binada olan bağımsız bölümler için de ayrı ayrı davalar açıldığını, davacının toplamda aynı binada bulunan 4 adet bağımsız bölümler için de davalar açtığı, dava dosyalarının aynı binada bulunan 1,2 ve 4 numaralı bağımsız bölümlere ilişkin olduğunu, iş bu davanın ise 3 nolu bağımsız bölüme ilişkin olduğu, yargıtay içtihatları ve İstanbul BAM içtihatları doğrultusunda 3 adet bağımsız bölümden fazla sayıda bağımsız bölüme ilişkin olarak açılan davalarda tarafların tüketici olarak kabul edilemeyeceği dolayısıyla davacının toplamda 4 adet bağımsız bölüm için dava açtığı görülmekle davacının 6502 sayılı kanun kapsamında tüketici sıfatına haiz olmadığını, davalının sigorta şirketi olarak tüzel kişi tacir olduğunu, dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkinin tüketici ilişkisi olmadığı ve davanın sigorta poliçesinden kaynaklandığı, sigorta poliçelerinin 6102 sayılı TTK da düzenlendiği ve uyuşmazlığın çözümünde ticaret mahkemesinin görevli olduğu, gerekçesiyle görevsizlik kararı verdiği ve verilen kararın istinaf edilmeksizin 26/03/2019 tarihinde kesinleştiği görülmüştür.
Görev mahkemeye ilişkin olumlu dava şartıdır. (HMK 114/I-c maddesi)
Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.( HMK 1 maddesi)
Mahkeme tarafından dava şartlarının bulunup bulunmadığını davanın her aşamasında resen araştırılır. (HMK 115/1 maddesi)
Ticari davalar TTK. 4. maddesinde mutlak ve nispi ticari davalar olarak düzenlenmiştir. Uyuşmazlığın Türk Ticaret Kanununda düzenlenen bir hususa ilişkin olması veya davanın ticaret mahkemesinde görüleceğine dair açık bir yasal düzenlemenin bulunması halinde mutlak ticari dava, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan uyuşmazlıklarda ise nispi ticari dava söz konusu olup mahkememizin görev alanı içinde kalacaktır.
TTK nun 5. maddesine göre; Asliye ticaret mahkemeleri tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri ile özel kanunlardan doğan özel hükümler uyarınca ticaret mahkemesinde görülecek diğer dava ve işlere asliye ticaret mahkemesinde bakmakla görevlidir.
28.05.2014 tarihinde yüıürlüğe giren. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanununun 3/1-k Maddesinde. Tüketici ” Ticari veya mesleki olmayan amaçlı hareket eden gerçek veya tüzel kişi” olarak . 3/1- ı-bendinde iseTükctici işlemi ” Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
Tüketici Mahkemelerinin görevini düzenleyen 73/1 Maddesinde “Tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemeleri görevlidir.”
6502 sayılı Tüketicinin Konulması Hakkındaki Kanununun 83/2 Maddesinde ” Taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemez.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda davacı davalı … şirketine 03/03/2016 tarihinde —- üretim kaynaklı acenteden —- poliçe numaralı — poliçesi ile ev eşyalarını — sigorta ettirdiğini ve poliçe ile güvence altına alınan konutu içindeki eşyaların terör olayları nedeniyle zarar gördüğünden dolayı zarara ilişkin olarak davalı … şirketine yapılan başvuruya rağmen ödeme yapılmaması nedeniyle hasar bedelinin tahsili talep edilmektedir.
Görevsizlik kararı veren İstanbul Anadolu—. Tüketici Mahkemesinin — tarihli duruşmasında davacı vekilinin beyanında ” müvekkil adına açılmış diğer davalara konu taşımazlarda bulunan eşyalar, müvekkilimin çocukları tarafından kullanılmaktaydı, ancak tüm dairelerdeki eşyalar ile bina müvekkilime aittir, müvekkilim adına 4 adet taşınmazın hasara uğraması nedeniyle tazminat davalarını açtık, bu zararlardan bizzat etkilenen müvekkilimdir” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Huzurdaki davanın ve İstanbul Anadolu —-. Tüketici mahkemesinde görülen davaların konusu, davacıya ait dairelerin terör olayları nedeniyle uğramış olduğu hasar tazminatı değil, sigorta poliçesi kapsamında hasar gören ev eşyalarının bedelinin tazminine ilişkin bir dava olduğu davacının dairelerinin bedelini talep etmediği, davacının birden fazla daireye sahip olması ve her bir dairede bulunan eşya hasarları nedeniyle sigortaya dava açmasının davacının tüketici olmadığı anlamına gelmemekle birlikte, davacı görevsizlik kararı verilen —. Tüketici mahkemesindeki beyanında davaya konu taşınmazlarda bulunan eşyaların çocukları tarafından kullanıldığını ancak dairelerdeki eşyaların ve binanın davacıya ait olduğunu beyan ettiği, davacının ticari amaçla hareket etmediği, kendisine ait olduğunu beyan ettiği ve terör olayları nedeniyle hasar gördüğünü iddia ettiği ev eşyalarının bedelini talep etmesi karşısında davacının tüketici olduğu anlaşılmıştır.
Davacı tacir olmayıp, ticari ve mesleki amaç ile hareket etmemesi nedeni ile anılan yasanın 3/1-k Maddesine göre tüketici olduğu gibi 3/1-ı maddesine göre tüketici ile ticari amaçla hareket eden kamu-özel gerçek veya tüzel kişileri arasında kurulan SİGORTA SÖZLEŞMESİ de tüketici işlemidir.
Davaya konu alacak tüketici işleminden doğmuştur.
Açılan davanın TTK’da sayılan mutlak ve nispi ticari dava niteliği bulunmamaktadır.
Yargıtay —– Hukuk Dairesinin03.03.2015 .2015 gün ———-Karar sayılı kararı uyarınca da Tüketici Mahkemelerinin görevli olduğu kabul edilmiştir.
Yine, Erzurum BAM —-. Hukuk dairesinin 2018/696 Esas 2019/508 Karar sayılı ilamı ve Gaziantep BAM —. Hukuk dairesinin ———– Karar sayılı ilamlarında görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu kabul edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle 07/11/2013 tarihli 6502 sayılı yasanın 73/1 maddeleri uyarınca Tüketici istekleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemesi görevli olup mahkememizin görevli olmadığı ve davada Tüketici Mahkemesinin görevli olduğu kanaatine varılarak HMK’nın 114/1-c ve HMK.nun 20. maddeleri uyarınca görev dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiği gibi aynı davada İstanbul Anadolu—- Tüketici Mahkemesi tarafından verilmiş ve yargı yoluna başvurulmaksızın kesinleşen bir görevsizlik kararı bulunması nedeniyle aramızda olumsuz görev uyuşmazlığı doğduğundan HMK 22 maddesi uyarınca dava dosyasının İstanbul BAM ilgili Hukuk Dairesine gönderilerek yargı yerinin belirlenmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1.İstanbul Anadolu Tüketici Mahkemesinin görevli olması nedeniyle mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Davanın HMK 114/c ve 115/2 gereğince usulden reddine,
3-Kararın kesinleşmesi halinde İstanbul Anadolu —-. Tüketici mahkemesi ile olumsuz görev uyuşmazlığı çıkması nedeniyle görevli mahkemenin belirlenmesi için dosyanın görevli İstanbul Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
Dair, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.