Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/976 E. 2019/477 K. 09.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/1199 Esas
KARAR NO : 2019/344

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 24/10/2018
KARAR TARİHİ : 09/04/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/10/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; Müvekkili …’ın davalı …Sigortalısı —————– Nezdinde çalışırken, 10/01/2008 tarihinde yine bu şirkette ait —- plakalı aracın kendisine çarpması sonucu bir iş kazası geçirdiğini, trafik kazası nedeni ile müvekkilinin %8,3 oranında malül kaldığını, iş kazasına ilişkin olarak iş kazasına ilişkin İstanbul Anadolu —. İş mahkemesinin—-sayılı dosyası ile açılan maddi manevi tazminat davasının kabulüne karar verildiğini ancak İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi —-. Hukuk Dairesi’nin ——sayılı kararı ile kaldırıldığını ve 21.170,20 TL maddi tazminatın —- iş kazası tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 2.540,42 TL maddi tazminat vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 10.000,00 TL manevi tazminatın —– iş kazası tarihinden itibaren işleyecek faizleri ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 1.980,00 TL manevi tazminat vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 489,25 TL harcın davalıdan alınarak davacıya ödenmesine; 529,00 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, kesin olarak karar verildiğini; ———————–ile davalı arasında akdedilen poliçe uyarınca işveren firmanın, —-tarihleri arasında davalı teminatı altında olduğunu, müvekkilline ZMMS başvurusu neticesinde davalı tarafından 4.893,00 TL ödeme yapıldığını, ancak müvekkilinin zararının mahkeme kararı ile sabit olduğu üzere bu miktarın üzerinde olduğunu 23/01/2017 tarihinde ödeme yapılması için iadeli taahhütlü dilekçe ile davalıdan talepte bulunulduğunu, müvekkilinin, …nin tazminat yükümlüsü olduğunu 2009 yılında sigorta şirketine yaptığı başvuru ve aldığı kısmi ödeme ile öğrendiğini, bu nedenlerle davacının alacak davasının 10 yıllık zamanaşımı süresi içinde açıldığını,—– ile akdedilen Karayolları Trafik Kanunu zorunlu Mali Sorumluluk birleşik trafik sigorta poliçesi uyarınca müvekkiline poliçe kapsamında ödenmesi gereken tutarların tahsili için başvuruda bulunmanın zorunlu olduğunu, müvekkilinin dava masraflarını ödeyecek gücü olmadığını beyanla, adli yardım talepli olarak 21.170,20 TL maddi tazminatın iş kazası tarihi olan 10/01/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.540,42 TL maddi tazminat vekalet ücreti, 489,25 TL harç ve 529,00 TL yargılama gider olmak üzere toplam 3558,67 TL yargılama giderinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 09/04/2019 havale tarihli esas hakkındaki beyanında; müvekkili yararına ———- talebinde bulunduğunu, öncelikle —- talebinin kabulüne karar verilmesini, davalı tarafın zaman aşımı talebinin reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 10/12/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davanın zaman aşımı süreleri dolduktan sonra açıldığını, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. Maddesinde “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar,…” zaman aşımı durumunun açıklığa kavuşturulduğunu, manevi tazminat taleplerinin trafik kanunu zorunlu mali sorumluluk poliçesi dışında olduğunu, zorunlu trafik sigortasının bir meblağ sigortası olmayıp bir zarar sigortası olduğunu, söz konusu teminat limitinin tamamının defaten ödenmesi söz konusu olmayıp, zarar görenlerin kaza nedeniyle uğradığı gerçek maddi zararın tespiti ve sigortalının kusuru oranında bu gerçek zararın tazmininin esas olduğunu, davacı tarafa 26/01/2010 tarihinde 4.893,00 TL tutarında ödeme yapıldığını, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla, müvekkilinin sigortalısının kusuru ile 3. Şahıslara erdiği zararı poliçe teminat limiti ile sınırlı olmak üzere tazmin etmekle mükellef olduğunu, kusur oranlarının tespiti için hem adli tıp trafik ihtisas dairesinden hem de ——–Müdürlüğü — heyetinden seçilecek kusur konusunda uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini, malüliyet oranının Adli Tıp kurumu —. İhtisas kurulu marifetiyle tespit ettirilmesi gerektiğini, müvekkilinin davacının tedavi giderleri kapsamında sayılan geçici iş görmezliğe ilişkin tazminat talebi ile sair tedavi giderleri ve bakıcı gideri taleplerinden sorumlu olmadığını, tazminat hesabının da uzmanlık gerektirdiğini, dava dilekçesinde kaza tarihinde itibaren faiz istenilmesinin hatalı olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 09/04/2019 havale tarihli esas hakkındaki beyanında; davacı tarafın zaman aşımı geçtikten sonra davasını açtığından öncelikle zaman aşımı def-i nin ön sorul olarak değerlendirilerek davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi halde yargılama yapılması halinde de müvekkili şirketin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde Trafik kazasına bağlı haksız fiil nedeni ile tazminat alacağı davacı olduğu, tarafların tazminat miktarı yargılama gideri ve vekalet ücreti ile zaman aşımı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, geçici ve/veya daimi iş göremezlik, tedavi ve bakıcı giderleri tazminatı(maddi tazminat) ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER
Müşteki ifade tutanağı,—– plakalı araca ait Trafik poliçe sureti, — tarihli —- ödeme dekontu, …’a ait sosyal durum araştırması, 30/01/2009 tarih ve — sayılı rapor örneği.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Dava, bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Davacı, davalı … şirketinin sigortalısı dava dışı ——-ait —–plakalı aracın 10/01/2008 tarihinde kendisine çarpması nedeniyle yaralanarak malul kaldığından bahisle tazminat talebinde bulunmuştur.
Davacı tarafın aynı kaza nedeniyle İstanbul Anadolu —. İş mahkemesinin 2010/371 e sayılı dosyası ile iş kazası nedeniyle işveren davalı —-vekil marifetiyle maddi ve manevi tazminat davası açtığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf iş bu bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat davasını ise 24/10/2018 tarihinde açmıştır.
KTK. 109. Maddesine göre uzamış ceza zamanaşımı müddetinin 10 yıl olduğu, davacının ——— tarihinde meydana gelen trafik kazasından dolayı ——- plakalı aracın ZMMS poliçesini ve sigorta şirketini öğrendiği, 10 yıllık zamanaşımı süresinde sigorta şirketi aleyhine davasını açmadığı anlaşıldığından davasının zamanaşımı nedeniyle usulden reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının zaman aşımı nedeni ile usulden REDDİNE,
2-Başlangıçta peşin harç alınmadığından bakiye 1.620,92 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri 47,5 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —- uyarınca 2.847,46 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
Dair, hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.