Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/945 E. 2020/704 K. 16.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/945 Esas
KARAR NO : 2020/704
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/08/2018
KARAR TARİHİ : 16/12/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu dava dilekçesinde özetle; davalılardan —–diğer davalı —– müvekkili şirkete olan doğmuş ve doğacak borçlarının teminatı olarak ——parselde kayıtlı gayrimenkulleri —- tarihinde —- yevmiye numarası ile ipotek verdiğini, müvekkilinin davalı borçlu —- ticari ilişki sonrasında oluşan borcun ödenmemesinden dolayı davalı şirketler aleyhine—— takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığını, davalıların icra takibine borçlu olmadıklarını ileri sürerek itiraz ettiklerini ve icra takibinin durduğunu ileri sürerek haksız ve kötü niyetli yapılmış olan itirazın iptaline, takibin devamına, davalıların %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı şirketler vekili mahkememize sunduğu cevap dilekçesinde özetle; usul yönünden dava dilekçesi ve delil listesinin HMK’nın emredici hükümleri gereğince usulüne uygun olmadığını, davaya konu somut olayı ve taleplerini ispatlayan yeterli belge veya evrakların sunulmadığını, müvekkili şirket ile davacı şirket arasında takip konusu borcu doğurtacak nitelikte ticari ilişki olmadığını, davacı ile müvekkili arasında akdi ve cari hesap bakımından bir ilişki bulunmadığını, müvekkili şirkete herhangi bir fatura tebliğ yapılmadığını, müvekkili ile davacı arasında hukuki bir ilişkinin mevcut olmadığını, davacının ticari ilişkiye dair belgelerini dosyaya ibraz etmediğini, bu sebeple iddiasını ispatlayamadığını, dava konusu borcun müvekkili tarafından ödendiğini ve davacı taraf ile ticari ilişkinin bitirildiğini, hiçbir surette davayı kabul etmemek kayıt ve şartı ile muayyen belirlenebilir likit bir alacağın olayda söz konusu olmadığını ileri sürerek davacı tarafından ispat edilemeyen haksız ve dayanaksız davanın reddine, haksız ve kötü niyetli davacı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davaya konu, —- sayılı takip dosyasının —- üzerinden celbedilerek yapılan incelenmesinde; davacı tarafından davalılar aleyhine — tarihinde —————- ipoteğine dayanılarak başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takibe davalı şirketlerin yasal süresi içerisinde itirazları nedeniyle takibin durduğu görülmüştür.
—-celbolunan ipotek senedinin incelenmesinde;—— tamamının—–olduğu ve bu taşınmazların diğer davalı—– doğmuş, doğacak ve her suret ve sebeple oluşmuş ve oluşacak borçlarına teminat teşkil etmek üzere davacı —– bedel mukabilinde birinci derecede olmak üzere bila faiz ve fekkin —– bildirilinceye kadar süre ile ipotek tesis edildiği görülmüştür.
Celbolunan ipotek senedi ve dosya kapsamındaki delillere göre ipotekli taşınmazların maliki olan davalı ——- davaya konu edilen borçtan şahsen sorumlu olmadığı açıktır. TMK.nun 887 ‘nci maddesi “İpotekli taşınmazın maliki borçtan şahsen sorumlu değilse, alacaklının ödeme isteminin ona karşı etkili olması, bu istemin hem borçluya hem kendisine yapılmış olmasına bağlıdır.” şeklinde düzenlenmiş olup, aynı zamanda asıl borçlu ile ipotek borçlusu arasında zorunlu takip ve dava arkadaşlığı bulunmaktadır. Buna göre borçtan şahsen sorumlu olmayan bir şahsa ait taşınmaza ilişkin teminat ipoteğinin paraya çevrilmesi yönünde icra takibi yapılabilmesi için, icra takibinden önce ipotek borçlusuna asıl borçlu ile birlikte ihtar tebliği gerekir. Bu husus takip ve dava şartı olup, resen gözetilmelidir.————— Dosya kapsamına bu yönde bir ihtarname delil olarak sunulmadığından mahkememizce davacı taraftan bu husus sorulmuş, davacı vekili tarafından bir ihtarnamenin gönderilmediği bildirilerek bu eksikliğin tamamlanması için mahkememizden süre verilmesi talep edilmiştir. Ancak, davamıza konu istem ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takibe itirazın iptali davasıdır. İş bu itirazın iptali davası için yetkili icra dairesinde usulüne uygun olarak yapılmış bir icra takibinin bulunması gerekir. İcra takibinin usulüne uygun olması koşullarından biri de yukarıda açıklandığı üzere borçtan şahsen sorumlu olmayan ipotek verilen taşınmaz malikine icra takibinden önce TMK.nun 887 ‘nci maddesi uyarınca ihtarnamenin edilmiş olmasıdır. Davalılar arasında zorunlu dava ve takip arkadaşlığı bulunduğundan bu takip şartının icra takibine başlanmadan önce yerine getirilmiş olması zorunludur. Dolayısıyla ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla yapılan icra takibi ve takip işlemi geçersizdir. Bu işlemin geçersizliği kamu düzenine ilişkin olup, mahkememizce res’en gözetilmesi gereken bir husustur.
Herne kadar davacı taraf eksikliği tamamlamak üzere kendisine süre verilmesini talep etmiş ise de, geçmişe dönük olarak davaya konu icra takibinin yeniden yapılması hususunda süre ve yetki verilemeyeceği açıktır. İtirazın iptali davasında, konu edilen icra takibinin yasal koşulları incelenebilecektir.
Yapılan yargılama sonucunda tüm dosya kapsamındaki delillere göre, geçerli bir icra takibi ve bu davaya özgü dava şartı bulunmadığından aşağıdaki şekilde belirtildiği üzere usulden davanın reddi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklandığı üzere
1.Davanın dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE,
2.Davalı tarafın kötü niyet tazminat isteminin yasal koşulları oluşmadığından REDDİNE,
3-Başlangıçta peşin olarak alınan 28.986,00 TL karar ve ilam harcının işin hitamında ödenmesi gereken 54,40 TL harçtan fazla olduğu anlaşıldığından 492 sayılı Harçlar Kanunun 31. maddesi gereğince fazla alınan 28.931,60 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara ödenmesine,
3.Davacı tarafça yapılan yargılama masraflarının kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4.Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. Maddesi uyarınca, artan gider avansının davacılara iadesine,
Dair, davacı vekili yüzüne ve davalılar ve vekillerinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/12/2020