Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/922 E. 2019/570 K. 13.06.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/202
KARAR NO : 2019/582
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/02/2018
KARAR TARİHİ: 18/06/2019
DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 20/02/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili tarafından davalı tarafla ticaret yapıldığını, müvekkili tarafında davalıdan bir kısım mallar alındığını ve ödemelerinin yapıldığını, sonrasında bu malların bir kısmının iade fatura kesilerek davalı borçluya iade edildiğini, kesilen iade faturalarının davalı çalışanlarına imzalı olarak teslim edildiğini, yasal süre içerisinde iade faturalarına itirazda bulunulmadığını, geçen süre zarfında borcun ödenmediğini, müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu 18. İcra Dairesi ‘nin ———– Esas sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, davalı tarafından icra takibine haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, itirazın haksız ve yersiz olduğunu, müvekkilinin iade ettiği malların bedellerini talep etmesine rağmen alamadığını, takibe itirazdan sonra davalı şirket adına müvekkili şirket adına kesilmiş olan————- tarihli iki adet çekin görüntüsünü mesaj aracılığı ile müvekkili şirkete göndererek ödeme teklif ettiğini, müvekkilinin yargılama giderleri, vekalet ücretinin de ödenmesini, ayrıca vadelerin kısaltılmasını talep ettiğini, davalı tarafça diğer giderlerin ödenmeyeceği ve vadelerle de oynamaya yapılamayacağının müvekkili şirkete bildirildiğini, çekler incelendiğinden davalı tarafça borcun ikrar edildiğini beyanla icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın % 20 ‘den aşağı olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 02/05/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesinde hem miktar bakımından hem de malların iadesi bakımından malların geri alındığının açıkça kabul edildiğini, cevap dilekçesinde açıkça davanın kabul edildiğini beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili 18/06/2019 tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 04/04/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: davacı tarafın kendi ticari başarısızlığından dolayı satamadığı ürünleri müvekkiline herhangi bir özleşme veya geri alma yükümlülüğü olmamasına rağmen geri iade ettiğini, müvekkilinin satılan ürünün ayıplı ve kusurlu olmadığını öne sürerek ilk aşamada geri alınamayacağını bildirildiğini, yoğun ısrar üzerine müvekkilince ödemede alınmadığından başka ürünleri verme karşılığında anlaşılabileceğinin iletildiğini, tek şartın geri alım değerinde ürün karşılığının alınması olduğunu, müvekkilinin sözlü akidin ifası icra etmesinden sonra davacı şirkete tekrardan gelip ürün almalarının defalarca iletilmesine rağmen davacı şirketin müvekkilinin taleplerine cevap vermediğini, davacı şirketin davayı açmasının sebebinin inşaat sektöründe olması ve nakite sıkışması olduğunu, dürüstlük kuralına uyulmadığını, sözlü akide bağlı kalınmadığını, yazılı bir sözleşme bulunmadığını, dava dilekçesindeki mesaj içeriklerini kabul etmediklerini, müvekkilinin dava konusu miktar kadar malı davacıya teslim etmeye hazır olduğunu beyanla davanın reddine, davacı şirketin ürün değişimi için müvekkili şirketten ürün alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili Mahkememize sunduğu 26/05/2019 havale tarihli ikinci(2.) cevap dilekçesinde özetle: cevap dilekçesini tekrarla davanın reddine, davacı şirketin ürün değişimi için müvekkili şirketten ürün alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili 10/05/2019 tarihli dilekçesi ile davalı vekilliğinden istifa etmiş olup, davalı karar celsesine katılmamıştır.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davacının davalıya kesmiş olduğu iade faturaları kapsamında iade alınan ürünlerin yerine yeni ürün alınması kaydı ile iade alınıp alınmadığı, davacının iade faturaları nedeniyle alacağının bulunup bulunmadığı olup olmadığı noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, icra takibine yapılan itirazın iptali davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: İtirazın iptalini düzenleyen 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu(İİK)’nun 67/1. Maddesindeki “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik edilen İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ———- Esas sayılı dosyasında; davacı takip alacaklısı tarafından 09/01/2018 tarihli takip talebi ile davalı takip borçlusu hakkında ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı takip borçlusuna 13/01/2018 tarihinde tebliği üzerine davalı takip borçlusunun süresi içerisinde, borca ve ferilerine karşı itiraz ettiği ve bunun üzerine takibin durduğu, itiraz dilekçesinin ve takibin durdurulmasına ilişkin kararın davacı takip alacaklısına tebliğ edilmediği, eldeki davanın 1(bir) yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Temerrüt
İfa zamanı taraflarca kararlaştırılmadıkça veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça her borç, doğumu anında muaccel olur(TBK m. 90).
Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir(TBK m. 97).
Muaccel bir borcun borçlusu, alacaklının ihtarıyla temerrüde düşer(TBK m. 117/1).
Borcun ifa edileceği gün, birlikte belirlenmiş veya sözleşmede saklı tutulan bir hakka dayanarak taraflardan biri usulüne uygun bir bildirimde bulunmak suretiyle belirlemişse, bu günün geçmesiyle; ( …. ) borçlu temerrüde düşmüş olur. Ancak sebepsiz zenginleşenin iyiniyetli olduğu hâllerde temerrüt için bildirim şarttır(TBK m. 117/2).
Aksine sözleşme yoksa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa ihtar gününden itibaren işlemeye başlar(TTK m. 10).
Faiz
Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur(3095 s.y. M. 2/1).
————– önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur(3095 s.y. M. 2/2).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan/sunulan deliller, ticaret sicil kayıtları, faturalar, takip dosyası, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı/takip alacaklısının davalı/takip borçlusu hakkında iade faturalarına dayalı olarak takip başlattığı, davalı/takip borçlusunun tebliğ edilen ödeme emri üzerine takibe borca ve fer’ileri yönünden süresinde itiraz ettiği ve takibin durduğu, eldeki itirazın iptali davasının süresinde açıldığı, davalı tarafın cevap dilekçesinde davaya konu malların iade alındığı ve değerinin 116.716,93 TL olduğunun ikrar edildiği, bu kapsamda davalı tarafça iddia edilen “İade edilen mallarının yerine yeni ürün alınması şartıyla malların iade alındığına” dair sözlü akit iddiasının ispatlanamadığı, davalı tarafın iddiasını ispatlaması için delilleri arasında bulunan yemin delilinin hatırladığı, buna ilişkin duruşma zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olmasına rağmen yemin deliline dayanılmadığı, davalı tarafça yeni ürün alınması karşılığında malların iade alındığı iddiası ispatlanamadığından davalı takip borçlusunun icra takibine itirazının haksız ve yersiz olduğu, davacının tacir olması ve taraflar arasında ticari ilişki bulunması(TTK m. 19/2) nedeniyle alacağa takip tarihinden itibaren ticari faiz(3095 sy. m. 2/2) uygulanması gerektiği, alacağın likit olması nedeni ile kabulle sonuçlanan kısım üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi şartlarının oluştuğu(İİK m. 67/2), sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜNE,
2-Davalı/takip borçlusunun, İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün———- Esas sayılı dosyasına vaki itirazının İPTALİNE,
3-Kabulüne karar verilen alacağın %20 ‘si olan 23.343,38 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Başlangıçta peşin olarak alınan 1.409,66 TL harcın ve icra takibi peşin harcı 583,58TL’nin, alınması gerekli olan 7.972,93 TL harçtan mahsubu ile bakiye 5.979,69 TL karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
5-Davacının yargılama sırasında yapmış olduğu peşin harç 1.409,66 TL, posta ve tebligat gideri 155,00 TL olmak üzere toplam 1.564,66 TL yargılama masrafının davalı ‘dan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı taraf yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T uyarınca 12.087,35 TL avukatlık ücretinin davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacı tarafa iadesine,
8-Karar kesinleştiğinde İstanbul Anadolu 18. İcra Müdürlüğü’nün ————Esas sayılı dosyasının merciine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/06/2019