Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/87 E. 2018/1210 K. 11.12.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/87
KARAR NO : 2018/1210
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/01/2018
KARAR TARİHİ : 11/12/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dilekçesinde özetle ;müvekkili ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisine dayalı ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin fatura alacağından dolayı oluşan cari hesap alacağını tahsil edemeyince İstanbul Anadolu 6. İcra müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, müvekkilinin iş güvenliği hizmeti verdiğini ve bu kapsamda müvekkili ile davalı arasında 23.06.2016 tarihli sözleşmenin akdedildiğini, bu tarihten itibaren de davalı taraf ile müvekkili şirket arasında cari hesap ilişkisinin devam ettiğini, davalının müvekkili şirkete aylık ödemesi gereken hizmet bedelini düzenli ödemediğini ve 2017 Ağustos ayından beri müvekkili şirkete hiçbir ödemede bulunmadığını belirterek davalının haksız ve kötüniyetli itirazının iptali ile takibin devamına ayrıca % 20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde ; taraflar arasındaki ticari ilişkinin 23.6.2016 tarihinde başladığını , davacı tarafça sözleşmeye uygun hareket edilmediğini ve herhangi bir hizmet verilmediğini müvekkilinin karşı tarafın kendine düşen borcu yerine getirmemesi durumunda, diğer tarafın da borcunu yerine getirmemesine imkan tanıyan ödemezlik def’i hakkı mevcut olduğunu, müvekkilinin BK ‘na dayanan hakkını kullanarak almadığı bir hizmetin bedelini ödememiş olması sebebiyle maruz kaldığı icra takibinin tamamen haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, cari hesap bakiye alacağının tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup, İİK 67 ve devamı maddelerine dayanmaktadır.
Davaya konu İstanbul Anadolu 6 İcra Müdürlüğü ———— Esas sayılı takip dosyasının celp olunarak yapılan incelemesinde davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine cari hesap alacağı açıklaması ile 6.679,56 TL alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca itirazı üzerine takibin durduğu görülmüştür.
Tarafların tüm delilleri celp olunarak dosya ve taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanak belgeleri üzerinde mali bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun, gerekçeli ve denetime açık olduğu anlaşılmakla hükme esas alınmıştır.
Taraflar arasında “İş Sağlığı ve İş Güvenliği Uzmanlığı Hizmet Sözleşmesi” ‘nin 23.06.2016 tarihinde yapıldığı, her iki tarafın da kabulündedir. Davalı taraf her ne kadar sözleşmeye itiraz etmemiş ise de; davaya karşı savunmasında davacının sözleşme uyarınca yükümlendiği edimini yerine getirmediğini, bu nedenle ödeme yapılmadığını bildirmiştir.
Dayanak sözleşme ile davacı şirketin davalıya———-Katip sisteminde tanımlanmış İşyeri Hekimi ve İş Güvenliği Uzmanı tarafından verilmesi konusunda işyerinde çalışma ortamının gözetimini yapmak, işyerinde yapılan çalışmaların, iş sağlığı ve güvenliği mevzuatına ve genel iş güvenliği kurallarına uygun olarak sürdürülmesini sağlamak için işverene tavsiyelerde bulunmak, işyerinde varsa iş sağlığı ve güvenlik kurumuna katılarak çalışma ortamı ve işçilerin sağlık gözetimi ile ilgili gerekli açıklamalarda bulunmak, danışmanlık yapmak ve kurulda alınan kararların uygulanmasını izlemek yönünde hizmet verilmesini taahhüt ettiği, iş bedelinin aylık iş sağlığı hizmet bedeli 330,00 TL + KDV olarak belirlendiği görülmüştür.
Dosya kapsamına sunulan mail yazışmalarında da davacının davalıya çeşitli tarihlerde gönderdiği mesajlarda; cari hesaba göre alacağın ödenmesi yönünde talepte bulunduğu, davalının ise cevaben ödemenin yapılacağının bildirildiği anlaşılmıştır.
Taraf şirketlere ait ticari defter kayıt ve dayanak belgelerinin incelenmesinde; davacı şirket hesap ekstrelerine göre davacının 30.06.2016 tarihinden 25.12.2017 tarihine kadar çeşitli tarihlerde olmak üzere toplam 19 adet fatura düzenleyerek davalıya borç olarak kaydettiği, toplam fatura bedelinin 15.789,16 TL olduğu, davalının yaptığı ödemeler sonucunda davacının takip tarihi itibariyle davalıdan 6.679,16 TL alacaklı olduğunun kayıtlı olduğu, davalının ticari defterlerinde de davacının düzenlediği 19 adet faturanın aynı şekilde kayıtlı bulunduğu, yaptığı ödemeler düşürüldüğünde davalının davacıya 6.676,76 TL borçlu olduğunun kayıtlı bulunduğu görülmüştür. Yapılan incelemeye göre her iki taraf şirket defterlerinin faturalar ve faturalara karşı yapılan ödemeler ile bakiye alacak yönünden mutabık olduğu, sadece iki defter arasında 3,60 TL lik bir fark bulunduğu, bunun da hesap yuvarlamalarından kaynaklandığı tespit edilmiştir. Ayrıca tarafların ilgili Vergi Dairelerinden celp olunan BA BS formlarında da davacının düzenlediği tüm faturaların gerek davacı gerekse davalı tarafından Vergi Dairelerine bildirildiği anlaşılmıştır.
Yapılan yargılama sonucunda; dosya kapsamındaki tüm delillere göre; taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davacının sözleşmedeki yükümlendiği edimini yerine getirdiği ve bu hizmet uyarınca düzenlenen faturaların davalı tarafından kabul edilerek ticari defterlerine kaydedildiği, davalının faturalar karşılığı yaptığı ödemenin de davacının defterlerinde kayıtlı bulunduğu, dolayısıyla davalının davacının sözleşme konusu edimini yerine getirmediği yönündeki savunmasının dayanaksız kaldığı anlaşılmakla davacının takip tarihi itibariyle kendi ticari defterlerinde kayıtlı bulunan 6.676,16 TL alacağı bulunduğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yazılı gerekçe ile ,
1-1.Davanın KISMEN KABULÜ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla; davalının İstanbul Anadolu 6 İcra Müdürlüğü’nün——– Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 6.676,16 TL asıl alacak yönünden İPTALİ ile, takibin 6.676,16 TL asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık % 9,75 ve değişen oranlarda avans faizi de yürütülmek suretiyle DEVAMINA,
2-Fazla istemin reddine,
3-Alacak miktarı bilinir ve belirlenebilir olduğundan hükmolunan alacağın % 20 si oranında 1.335,23 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4-Reddedilen miktar yönünden yasal koşulları oluşmadığından davalının kötü niyet tazminat isteminin REDDİNE,
5-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 456,31 TL karar ve ilam harcından davacının peşin olarak yatırdığı 114.08 TL harcın mahsubu ile eksik yatırıldığı anlaşılan 342,23 TL harcın davalıdan alınıp hazineye gelir kaydına,
6-Davacının peşin yatırdığı 114.08 TL peşin harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
7-Davacının peşin harç gideri dışında sarfettiği 35.90 TL başvuru harcı, 5.20 TL vekaletname harcı, 500.00 TL bilirkişi ücreti ile 99.05 TL tebligat ve müzekkere gideri toplamı olan 640,15 TL yargılama giderinin davanın kabul edilen kısmına isabet eden 639,83 TL sinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, bakiye giderin davacı üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı tarafından yapılan 56.00 TL tebligat ve yazışma giderinin davanın reddedilen kısmı nazara alınarak takdiren tümünün davalı üzerinde bırakılmasına,
9-Hüküm tarihinde yürürlükte olan avukatlık asgari ücret tarifesi uyarınca, davanın kabul edilen miktarı üzerinden davacı yararına tayin ve takdir edilen 2.180.00 .-TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Reddedilen dava miktarı yönünden davalı yararına vekalet ücreti takdirine yerolmadığına,
10-Taraflarca yatırılan gider avanslarının kullanılmayan kısımlarının karar kesinleştikten sonra ve talep edilmesi halinde yatıranlara iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/12/2018