Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/856 E. 2019/66 K. 24.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/856 Esas
KARAR NO : 2019/66

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 25/07/2018
KARAR TARİHİ : 24/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili adına kayıtlı, ——– plakalı araç seyir halindeyken, davalı sigorta şirketinin sigortalısına ait —————- plakalı aracın çarpması sonucu 05.05.2016 tarihinde maddi hasarlı trafik kaza meydana geldiğini, işbu kaza sebebi ile müvekkile ait araçta maddi hasar meydana gelmiş olup, ortaya çıkan hasar sebebi ile müvekkile ait araç değer kaybına uğradığını, değer kaybının tespiti amacı ile, müvekkil şirket tarafından ———–. nden araçta değer kaybı olup olmadığı varsa miktarı başvuru yapılması gereken sigorta şirketi gibi hususlarda hizmet alındığını, bu hizmet sonucunda müvekkilin aracında 6.580,00 değer kaybı olabileceğini beyan etttiğini, hasarın tespit miktarı için 250,00 tl tutarında hizmet bedeli, 238,00 TL tutarında eksptertiz ücreti ve ayrıca 8,20 TL tutarında baro pulu, 5,20 TL tutarında vekalet suret harcı, 5,36 tl kargo bedeli müvekkil tarafından ödendiğini, tüm ödemeler TTK 1426 .Md. uyarınca sigorta şirketi sorumluluğunda olduğunu, dava konusu olaya ilişkin Kaza Tespit Tutanağında da görüleceği üzere, davalı sürücüye ait araç, müvekkile ait araca arkadan çarpmış olup, 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’ nun “Trafik kazalarında sürücü kusurlarının tespiti ve asli kusur sayılan haller” başlıklı 84. maddesinin d bendine göre, % 100 kusurlu olduğunu, bu husus, kaza tespit tutanağındaki davalı sürücü beyanı ile de sabit olduğunu, dava konusu olay nedeni ile oluşan değer kaybına ilişkin zarardan, davalı sigorta şirketi de sorumlu olduğunu, açıklanan nedenlerle; müvekkil, aracında meydana gelen 6.580,00 tutarında değer kaybı , 250,00 TL tutarındaki hizmet bedeli, 238,00 TL tutarında ekspertiz bedeli, 5,36 TL tutarındaki kargo ücreti, 8,20 TL tutarındaki baro pulu ve 5,20 TL tutarındaki vekalet suret harcının tahsili için, davalılar hakkında İstanbul Anadolu ———. İcra müdürlüğü’ nün 2018/11788 E. Sayılı dosyası ile icra takibi başlatmış olup, ancak davalı/borçlular tarafından takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, davalı sigorta şirketi söz konusu alacağa ilişkin başlatılan icra takibi sonrasında harici olarak 5.885,00 TL tutarında ödeme yaptığını, sigorta şirketine yapılan başvuruda maddi hata yapılarak ödeme tutarı 6.580,00 tl olarak belirtilmiş ise de doğru tutarın dilekçe ekinde bulunan dekonttaki tutar olan 5.885,00 TL olduğunu, müvekkilin söz konusu icra takibi ile talep ettiği değer kaybı bedeli, eksper raporuna dayalı ve likit alacak olup, davalı/borçluların itirazları haksız olduğundan, İİK m.67/2 hükmü mucibince alacağın % 20’sinden az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına da hükmedilmesi gerekmektiğini ve davanın kabulüne karar verilmesini arz ve talep etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ——–plakalı araç müvekkil şirket —– Sigorta tarafından 09.03.2016/2017 vadeli ——— numaralı Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalandığını, öncelikle sigortalı aracın dava konusu kazaya karıştığının davacı yan tarafından ispatlanması gerektiğini, davacı yan müvekkil şirkete başvuru şartını yerine getirmeden icra takibine geçildiğini, doğal olarak bu icra takibine itiraz edildiğini, bu nedenle huzurdaki davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesini talep ettiklerini, davacı yana ait olduğu iddia edilen aracın ruhsatının celbi ile davacıya ait olup olmadığının tespit edilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacıya ait olduğu iddia edilen söz konusu araç üzerinde üçüncü bir kişinin dain-i mürtehin olup olmadığının da sorulmasını talep ettiklerini, zira dain-i mürtehin mevcut olması halinde davacının herhangi bir talepte bulunma imkanı mevcut olmadığını, davaya konu talep 2 yıllık zamanaşımına uğramış olup davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiklerini, müvekkil şirket tarafından icra takibinden sonra usulüne uygun başvuru neticesinde 08.06.2018 tarihinde davacı yana 5.885 TL ödeme yapılmasına karşın huzurdaki dava ikame edildiğini, huzurdaki davanın ikamesinde davacı yanın hukuki yararının bulunmadığını, Bu nedenle %20’den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep ettiklerini , dava konusu talep likit olmayıp kusur ve zarar açısından bilirkişi incelemesine muhtaç olduğunu, bu nedenle icra inkar tazminatı talebi yerinde olmadığını, davacı yanın kargo ücreti, vekalet harcı ücreti vs talepleri anlaşılamadığını, yargımızda vekil ile temsil zorunluluğunun olmadığını, nitekim icra dosyasında kapak hesabı yapılırken zaten baro pulu, vekalet harcı da hesaplanmakta olduğunu, davacı yanın başvuru yapmadığını, kargo ücreti talebi neye ilişkin olduğunun anlaşılamadığını, davacı yan başvuru için hizmet bedeli ödediğini iddia ederek talepte bulunmakta olduğunu, bir aracı hasar şirketiyle başvuru zorunluluğunun olmadığını, bu hasar şirketiyle davacı arasındaki iç ilişki olup müvekkil şirkete sorumluluğun üzerinde fazladan ödeme yapmaya dayanak alınamadığını ayrıca davacı yan müvekkile başvurmuş olsaydı müvekkil kendisi masraf yaparak ekspertiz yaptıracağını davacı yanın ekspertiz ücreti masrafı söz konusu olmadığını, davacı şirket zaten araç hasarı ve değer kaybı işi yapan bir şirket olup salt fazladan ekspertiz ücreti almak amacındadır. Nitekim Sayın davacı vekilinin adresi ile ———–adresine bakıldığında da bu durum açıklığa kavuşacağını iddia edilen ödemeye yönelik olarak——– Şti’nin defterlerinin de incelenmesini de talep ettiklerini, —— plakalı araçta dava konusu olay neticesinde ufak bir hasar olup hasar ödemesi ile davacı yanın zararı tazmin edildiğini, bu kadar düşük bir hasar karşısında talep edilen değer kaybı talebi yersiz olduğunu, zira araçta değer kaybına sebep olabilecek hiçbir hasar söz konusu olmadığını, sigortalı araç sürücüsüne atfı kabil kusur bulunmadığını, genel şartlara göre talep teminat kapsamında olmadığını, müvekkil şirketin temerrütü gerçekleşmemesine karşın davacı yan ilamsız takip ile işlemiş faiz talep etmekte olduğunu, temerrüt söz konusu değilken faiz talebi yersiz olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir(HMK m.307). Feragat, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılabileceği gibi, hüküm ifade edebilmesi de karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir, ancak feragat kayıtsız ve şartsız olmalıdır(HMK m.309). Feragat, hüküm kesinleşinceye kadar her zaman yapılabilir(HMK m.310) ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur(HMK m.311).
Vekilin davadan feragat etmesi halinde, bu konuda vekaletnamesinde özel yetki bulunmalıdır(HMK m.74).
Feragat beyanında bulunan taraf, davada aleyhine hüküm verilmiş gibi yargılama giderlerini ödemeye mahkûm edilir(HMK m.312).
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, feragat, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı taraf dilekçe ile kayıtsız ve şartsız olarak yargılama sırasında davasından feragat ettiğini bildirdiğinden, feragat beyanının yasal şartları taşıdığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama giderleri davacı üzerinde bırakılarak davanın reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Usulunü uygun feragat nedeniyle davanın REDDİNE
2-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
3-Harçlar Yasası uyarınca alınması gereken 35,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 40,72 TL harcın mahsubu ile, fazla yatırılan 4,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacıya iadesine
4-HMK 120 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafça yatırılan gider ve delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştikten sonra HMK 333 maddesi gereğince taraflara ya da ahzu kabza yetkili vekillerine iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.