Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/840 E. 2019/1088 K. 14.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/840 Esas
KARAR NO : 2019/1088

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/07/2018
KARAR TARİHİ : 14/11/2019

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile ———– Arasındaki borç ilişkisinin hizmet sözleşmesinden kaynaklandığını, sunulan ve icra dosyasında da mevut —— yıllarına ait irsaliyeli faturalar ve cari hesap ekstresinden de anlaşılacağı üzere müvekkili şirketin davalı firmaya mağazalarında kullanmak üzere farklı tasarımlar ve özelliklere sahip dijital baskılı görselleri ve matbaa emtialarını ürettiğini, toplamda yapılan hizmetin 6.566,16 TL lik kısmının ise bugüne kadar ödenmediğini, bunun üzerine müvekkili tarafına icra takibi yapma zorunluğunun hasıl olduğunu, bu hususun ticari defterler incelendiğinde görüleceğini, davalının icra takibine ait ödeme emrinin tebliğ tarihi olan ——- tarihinden bir gün sonra borcun tamamını dahi kapsamayan ve çok uzun vadeli bir çek düzenleyerek hızlı kargo ile herhangi bir bildirimde bulunulmadan ve mutabakat sağlanmadan borca itiraz edebilmek için alelacele bir şekilde kargo ile taşınamayacağı halde bu çeki müvekkiline kargo yolu ile gönderdiğini, daha sorna hemen borca itiraz ederek takibin durduğunu, bu hususun sunulan——- ünvanlı firmaya ait gönderi tarih ve bilgileri olan kargo paketi ile sabit olduğunu, kargo paketinden çıkan zarfın üzerinde de davalı tarafın sehven de olsa doğru tarihi yani ödeme emrini aldığı tarihi not düştüğünü daha sonra da durumun anlaşılmaması için bunu aynı kalemle düzeltmeye çalıştığını, müvekkilinin alacağının tam tutarı ile icra takibi dosyasına yapmasını ifade ederek usulsüz bir şekilde ve emrivaki olarak eksik tutarlı ve çok uzun vadeli olan çeki kabul etmediğini söylelerek kargo zarfı ile davalı —– gönderdiğini, fakat davalı firmanın bu defa kargoyu yani ödeme emrinden sonra emrivaki ve eksik tutarlı düzenlediği çeki kabul etmediğini ve iade edilemeyen çekin bu sebeple halen müvekkili firmada olduğunu ifade edilen tüm hususların davalının art niyetli ve adeta şark kurnazlığı ile borcunu ödemekten kaçınmak bir yana müvekkili ile dalga geçer gibi davrandığını, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları ve ıslah hakkı saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ve itirazın iptaliyle ilgili icra dosyasındaki 7.953,85 TL tutarındaki takibin devamına ve borçlunun borcunu işlemiş yasal faizi ile ödemesini takibin haksız ve kötü niyetli olarak durmasına neden olan davalı tarafın % 20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı tarafa tahmiline karar verilmesini mahkememizden talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı şirkete muaccel olan ve ödenmeyen borcu olmadığını, davacı tarafından müvekkili taraflar arasındaki mutabakata göre hizmet verilmediğini, davacı edimini tam olarak ve ayıptan ari şekilde ifa etmediğini, buna karşın müvekkilinin tüm edimlerini yerine getirdiğini davaya konu yapılan alacak için taraflara arasında varılan mutabakat çerçevesinde davacıya ödeme aracı olarak çek verildiğini ve bu çekin davacı tarafından alındığını, müvekilinin keşide edilen ve davacıya teslim edilen çekin cari hesaba karşılık davacıya teslim edildiğini, TTK uyarınca çekin bir ödeme aracı olduğunu, bu sebeple çekin tanzim edilip davacıya teslimi ve davacı tarafından da çekin teslim alınması ile borcun ödendiğini, tüm bu nedenlerle davacı tarafın haksız ve kötü niyetli olarak mükerrer tahsilat yapmak gayreti içinde olduğunu davanın reddini talep etmiş, kötü niyetli davacının % 20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, muhtelif tarih ve bedelli faturalardan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup İİK 67 vd maddelerine dayanmaktadır.
Tarafların tüm delilleri celbolunarak dava dosyası ve ibraz edilen davacı şirkete ait tüm ticari defter , kayıt ve dayanakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır. Alınan raporun dosyadaki verilere uygun ve denetime açık bulunduğu anlaşılmakla, hükme esas alınmıştır.
Davaya konu İstanbul Anadolu —–. İcra müdürlüğünün —– esas sayılı takip dosyasının celbolunarak yapılan incelenmesinde ; davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine —- tarihinde —— asıl alacak,—-işlemiş faiz, —- asıl alacak,—- işlemiş faiz,—-asıl alacak ve —– işlemiş faiz olmak üzere toplam—- alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, davalının yasal süresi içerisinde borca ve tüm fer’ilerine —- tarihinde itiraz ettiği ve — alacağın tahsili için genel haciz yolu ile icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya —- tarihinde tebliğ edildiği, davalının yasal süresi içerisinde borca ve tüm fer’ilerine——- tarihinde itiraz ettiği ve takibin durdurulmasını talep ettiği görülmüştür.
Davalı tarafından dosyaya sunulan çek suretinin incelenmesinde keşide tarihini —– olduğu, çek bedelinin —- olduğu, keşidecisicinin davalı , lehtarının davacı olduğu, yine dosyada mevcut çekin davacıya —- tarihinde teslim edildiği kargo gönderi evraklarından anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi aracılığıyla taraflara ait —— yılına ilişkin ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup bilirkişi dosyaya sunmuş olduğu —– tarihli raporunda özetle; davacı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunun, davalı ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulduğunu, davacı ticari defter kayıtlarına göre davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —— alacaklı göründüğü, davacı kayıtlarına göre davalıdan ——— tarihinde —– bedelli bir çek ile tahsilat yapıldığı, davalı ticari defter ve kayıtlarına göre davalının davacıya takip tarihi itibariyle ——borçlu olduğu, taraf ticari defter ve kayıtlarına göre inceleme dayanağı olan —- yıllarında davacı tarafından düzenlenen faturalar ile davalı taraf yönündan yapılan ödemeler yönünden taraf kayıtlarının birbirini doğruladığı, davada şirket kayıtlarında davacıya ödeme olarak verilen —- tutarlı çekin davalının kendi kayıtlarında —— tarihinde davacıya verilmiş olarak göründüğü, davacı kayıtlarına göre ise işbu çekin —–tarihinde alındığı, işbu çekin davalı tarafından davacıya kargo ile gönderildiği ve davacı tarafından takip tarihinden sonra —— teslim alındığı, bu durumda davacının davalıdan takip tarihi itibariyle —– alacaklı olduğu, davacının her ne kadar icra takibi ile — işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de davalının temerrüte düşürdüğüne ilişkin bir belge veya ihtar olmadığı, davacının takip tarihinden itibaren faiz talebinde bulunabileceği, davalı tarafından takipten sonra davacıya ulaştırıldığı belirtilen ——- keşide tarihli, ——- tutarlı çek bedelinin vadesinde tahsil edildiği yönünde rapor tanzim edilmiş, rapor usulüne uygun olarak taraflara tebliğ edilmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141); toplanan deliller, icra dosyası , takip dosyası, ticaret sicil kaydı, bilirkişi raporu, ——keşide tarihli—–tutarlı çek, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacı ve davalı taraf arasında ticari ilişki bulunduğu ve davacı tarafından ödenmediği iddia olunan fatura bedelleri nedeniyle davalı aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —— esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya —— tarihinde tebliğ olduğu, davacının işlemiş faiz hariç alacağının—- olduğu, davalı tarafından —- bedelli çekin davalıya kargo yolu ile gönderildiği ve bu çekin davacı tarafça takipten sonraki tarih olan —- tarihinde teslim alındığı ve bu çek bedelinin davacı beyanına göre vadesinde tahsil edildiği, taraf defterleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesine göre takip konusu faturaların davacı ve davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı defterlerinde çek bedeli düşüldükten sonra davalının davacıya 0,16 TL borçlu olarak görüldüğü, davacının ise çek ile yapılan ödemeyi —- tarihinde yani çek keşide tarihinde defterlere kaydedildiği, davalı tarafından davacıya verilen —– lik çekin borcun tamamını kapsamadığı, dolayısıyla davalının takipten sonra ve fakat davadan önce çekle yapılan ödemelerin kısmi ödeme olduğu, ancak bu ödemelerin infazda nazara alınması gerektiği, davacı her ne kadar asıl alacağın işlemiş faiz talep etmiş ise de davalının takip öncesi temerrütüne ilişkin bir ihtarname olmadığı gibi, tarafların kesin vade konusunda bir anlaşmalarının da bulunmadığı, bu nedenle takip öncesi işlemiş faiz talebinin yerinde olmadığı, davacının takip talebinda adi kanuni faiz talep ettiği, alacağın faturaya dayalı likit ve belirlenebilir olduğu, icra inkar tazminatı hüküm ve koşullarının oluştuğu, davacının davalı tarafından takip tarihinden sonra dava tarihinden önce borcun tamamını kapsamayan———-çek ile yapılan ödeme sonrasında işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunduğu, davacı alacağının işlemiş faiz hariç —– olmasına rağmen davacının dava değerini icra takip dosyasındaki vekalet ücreti tahsil harcı ve ilk masraflarıda ekleyerek toplamda dava değerini——– olarak belirtmiş ve bu bedel üzerinden harç yatırmış ise de icra vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin işbu davaya konu edilemeyeceği, dolayısıyla bu miktarlar üzerinden de harç yatırılmış olmasından dolayı bu talepler yönünden davanın reddi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak davanın kısmen kabulü kısmen reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Ayrıntısı ve gerekçesi yukarıda belirtildiği gibi;
1-Davanın KISMEN KABULÜ KISMEN REDDİ İLE; tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile davalının İstanbul Anadolu —– İcra dairesinin—– esas sayılı dosyasına vaki itirazın asıl alacak —– yönünden İPTALİ ile takibin devamı ve asıl alacağı takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına,
2. Davalı tarafından çek ile —-tarihinde yapılan —- ödemenin infaz aşamasında icra müdürlüğünce nazara alınmasına,
3. Davacının takip öncesi işlemiş faiz talebinin reddine,
4. Alacağın % 20 si oranında hesap edilen —- icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Başlangıçta peşin olarak alınan —- harcın alınması gerekli olan —- harçtan mahsubu ile bakiye — karar ve ilam harcının davalı ‘dan alınarak hazineye irat kaydına,
6- Davacı tarafın yargılama sırasında yapmış olduğu posta ve tebligat gideri —-, bilirkişi ücreti —–, olmak üzere toplam ———yargılama masrafının, davacı yan davasında kısmen haklı çıktığından dava konusunun toplam değerinin kabulle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan —-yargılama masrafına, peşin harç —- eklenerek sonuç olarak —- davalı ‘dan alınarak davacı tarafa verilmesine, dava konusunun toplam değerinin redle sonuçlanan kısma oranı sonucu bulunan —- yargılama masrafının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
7-Davacı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —– uyarınca —————- avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı yargılama sırasında kendini vekille temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan —–uyarınca —— avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Karar kesinleştiğinde, HMK Gider Avansı Tarifesinin 5. maddesi uyarınca artan gider avansının davacıya iadesine,
Dair, davacı ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı