Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/821 E. 2019/1 K. 03.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2018/821
KARAR NO : 2019/1

DAVA : Tazminat (Sigorta Ödemesine Dayanan Rücuen)
DAVA TARİHİ : 18/07/2018
KARAR TARİHİ : 03/01/2019

DAVA :
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 18/07/2018 havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ——– nolu———————-Poliçesi ile sigortalı —— Ve sigorta ettiren —— —- —————– ———— ait iş makinelerini 23/12/2016-2017 tarihleri arasında sigortalandığını, ———Projesinde 09/08/2017 tarihinde sigortalanan ————— 50 metre yüksekliğe ve 60 metre uzunluğa sahip kule vincin bom diye bir tabir edilen kısmında hatalı ve kusurlu kullanım sonrasında hasar meydana geldiğini, dava konusu hasar meydana geldiğinde yapılan incelemeler sonucunda vincin 50 metrede kurulu olduğunun görüldüğünü, olay yerinde yapılan incelemeler neticesinde 56 metre bom ucunda yapılan ölçümler neticesinde 2250 kg ağırlıkla taşınmaya çalıştığı ve bu nedenle bomun kırıldığının tespit edildiğini, olay sonrası Anadolu ——————– Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından tespit yapılarak rapor alındığını, hasar sonucunda alınan eksper raporu doğrultusunda toplamda 103.410,00 TL hasar tespit edildiğini ve sigortalıya hasar miktarının tamamının müvekkili şirket tarafından ödendiğini, TTK 1472 ve TBK 183 maddeleri uyarınca sigortalısının dava ve talep haklarına müvekkili şirketin halef ve sahibi olduğunu, ödenen bedelin tahsili için yapılan davalılarla yapılan görüşmelerden sonuç alınamadığını beyanla fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile 103.410,00 TL ‘nin rücuen tazminat tarihi olan 20/12/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu 24/09/2018 havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: davalı—————– İle sigortaıl arasında sözleşmesel ilişkiden dolayı davalı şirketin sorumluğunun devam ettiğini, dava konusu vinci davalı ——————-.’nin kiraladığını, sözleşmesel ilişki bakımından vinçte meydana gelen hasardan sorumlu olduğunu, davalı şirketin hasar tarihinden yaklaşık 5 ay gibi uzun süre önce düzenlenen tutanağı ileri sürerek dava konusu hasarı diğer davalıya yükletilmesi çalışmasının davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, dava konusu hasarın teminat kapsamında olduğunu, müvekkili şirketin davalılara karşı TBK 183 maddesi uyarınca talep hakkının bulunduğunu beyanla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı ———– vekili Mahkememize sunduğu 05/09/2018 havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkili şirketin dava dışı ——- —————–.’ye ait iş makinesini mevcut davada diğer davalı sıfatıyla bulunan ———– ‘ye kiraya verdiğini, aynı zamanda ilgili kule vincin bakımlarını üstlendiğini, müvekkili şirketin ilgili zararın oluşumunda ve yahut oluşan zararın tazmin edilmesi aşamasında herhangi bir kusuru olmadığı gibi sorumluluğununda bulunmadığını, Sulh Hukuk Mahkemesi aracılığı ile alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmına göre müvekkili şirketin bir kusurunun bulunmadığının ve sorumluğun diğer davalı sıfatıyla bulunan —————— ait olduğunun tespit edildiğini, müvekkili şirketin kazanın oluşumundan 4 ay kadar önce 13/04/2017 tarihinde yapmış olduğu incelemeler neticesinde oluşturduğu tutanakta ————– aykırı kullanım olduğunu ve derhal düzeltilmesi gerektiğini ————- Mimarlığa tebliğ edildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirdiğini, —————- Mimarlığın kusurlu davranışları nedeniyle mevcut olaya sebebiyet verdiğini, davacı tarafın ödemeyi sorumluluğu dışında yapmış olduğu yapmış olduğunu, poliçeye göre sigorta edilen makine ve/veya makinelerin sigorta süresi içinde poliçede belirtilen sigortalı tarafından üçüncü kişilere kiraya verilmesi durumunda sigorta teminatı geçerli olmayıp, meydana gelebilecek herhangi bir hasarda Sigortacının hiçbir sorumluluğu olmayacağını, ilgili maddenin yoruma açık olmadığını, sigortacının sorumluğunu sıfıra indirdiğini, keyfi ödeme yapan davacı şirketin yapmış olduğu ödemeyi müvekkilinden talep etmesinin herhangi bir hukuk kuralı ile bağdaşmadığını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ——————.’ne dava dilekçesi usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş, bu davalı tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davalı vekili ikinci cevap dilekçesi sunmamıştır.
DELİLLER :
Dosyada mübrez 28/12/2016 tarihli Kira Sözleşmesi incelendiğinde, taraflarının ——– sözleşme konusunun ise —————– marka 2017 model ————– seri nolu, —————— Kiralanmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez 01/01/2017 tarihli Kira Sözleşmesi incelendiğinde, taraflarının ———————–, sözleşme konusunun ise ———-marka, 2017 model ———————- seri nolu, —————— Kiralanmasına ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Dosyada mübrez, —————–. Tarafından tanzil edilen 23/12/2016 başlangıç tarihli ————— incelendiğinde, sigortalısının ————–Kiralama, —————————–, sigorta konusunun ise ———– model ————olduğu anlaşılmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır(TTK m.4). Aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalara bakmakla görevlidir.(TTK m.5).
Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın, kiralanan taşınmazların, ————– tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları görürler. (HMK md.4/1-a)
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan yargılama sonunda(Ay. m.141); sunulan deliller, takibe dayanak faturalar, kira sözleşmesi, iddia ve beyanlar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; davacının sigortalısı ——————- Arasında ————– kiralanmasına ilişkin 01/07/2017 tarihinde sözleşme imzalandığı, aynı ————— ilişkin 28/12/2016 tarihinde ise ———————— arasında kule ———— kiralama sözleşmesi imzalandığı, vinç alt kiracı ———-. tarafından —- Projesinde kullanılırken 09/08/2017 tarihinde hasarlandığı, davacı … tarafından yaptırılan ekspertiz çalışması sonucunda sigortalı ———– 103.410,00 TL hasar ödemesi yapıldığı, eldeki davanın halefiyet ilkesi uyarınca kira ve alt kira sözleşmesinin tarafı olan davalılara ödenen hasar bedelinin rücusuna ilişkin olduğu, halefiyet ilkesine göre kanunun sigortalıya(selef) tanımadığı bir hak veya imkandan sigortacı(halef) şirketin yaralanma imkanı bulunmadığı, sigortalı(selef) zararının tazmini için sorumlulara karşı hangi mahkemede hangi davayı açabilir ise zararını tazmin eden sigortacısı(halef) da sorumlulara rücu davasını aynı mahkemede ve sigortalısının(selef) sorumlulardan talep edebileceği miktarla sınırlı olarak açabileceği, davacının sigortalısı ile davalılar arasındaki ilişkinin kira-alt kira sözleşmesinden kaynaklandığı, kira ilişkisinden doğan her türlü davanın 6100 sayılı HMK’nın 4/1-a maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görev alanında olduğu, her ne kadar 6102 sy TTK.nu 6100 sy HMK.dan sonra yürürlüğe girmiş ise de HMK.nun 4/1-a maddesi özel nitelikte bir düzenleme içerdiğinden görevin kira sözleşmelerinde görevli mahkeme olan Sulh Hukuk Mahkemesine(HMK m.4) ait olduğu, mahkemenin görevli olmasının(HMK m.114/1-c) dava şartlarından olduğu, mahkemece, dava şartlarının mevcut olup olmadığının, davanın her aşamasında kendiliğinden(HMK m. 115/1) nazara alınacağı, tespit edilen dava şartı noksanlığının giderilmesinin mümkün olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak yargılama harç ve giderleri görevli mahkemede değerlendirilmek üzere Mahkememizin görevsizliğine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, bu nedenle 6100 sayılı HMK’nın 115/2. Maddesi uyarınca dava şartı noksanlığından davanın usulden REDDİNE,
2-Taraflardan birinin, karar süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde dosyanın görevli İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-Yasal süre içinde Mahkememize başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesi talep edilmediği takdirde, Mahkememize davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin iş bu kararın tefhim/tebliği ile İHTARINA,
4-Dava dosyasının talep üzerine gönderilmesi halinde yargılama giderlerine görevli mahkemece hükmedilmesine,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içerisinde mahkememize veya mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, süresi içerisinde kararın istinaf edilmemesi halinde hükmün kesinleşeceği ve infaz edilebileceği açıklanmak suretiyle dosya üzerinden karar verildi.