Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2018/803 E. 2021/41 K. 19.01.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2018/803 Esas
KARAR NO : 2021/41
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ: 30/01/2018
KARAR TARİHİ: 19/01/2021
DAVA :
Davacı vekili Mahkemeye sunduğu —- havale tarihli ve aynı tarihte harçlandırdığı dava dilekçesinde özetle; müvekkili ve kardeşlerinin, müvekkiline ait — plakalı araç—— halinde —— gişelerine yaklaştıkları sırada önlerindeki aracın aniden durması sebebiyle durmak zorunda kaldığını, müvekkiline ait araç ile öndeki araç arasında hıza uygun takip mesafesinin bırakıldığını, müvekkilinin öndeki araca çarpmadan durduğunu ancak bu aracın arkasında bulunan davalı — hakimiyetindeki —– plakalı araç sürücüsü takip mesafesini usulüne uygun olarak bırakmadığından müvekkiline ait araca arkadan çarptığını, bu aracın arkasında bulunan ve davalı — hakimiyetindeki —- plakalı aracında hıza uygun takip mesafesini korumadığından önünde bulunan—– plakalı araca çarparak zincirleme kaza meydana geldiğini ve müvekkiline ait aracın çarpmanın etkisiyle sürüklendiğini, müvekkilinin oluşan kazada yaralandığını, kazaya karışan araçların zorunlu trafik sigortalarının bulunduğunu, buna göre fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla — maddi, —— manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınmasını talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili Mahkememize sunduğu —- havale tarihli cevaba cevap dilekçesinde özetle: dava dilekçesini tekrarla kaza sebebiyle müvekkilinin uğradığı telafisinin imkânsız olduğu beyan edilen maddi ve manevi zararın tazmini için; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik; müvekkilinin ömür boyu vücut bütünlüğünün bozulmasından dolayı uğrayacağı maddi kayıplar, kullanacağı ilaç ve tedavilere ilişkin kazaya sebebiyet veren davalı araç sürücüleri, araç sahipleri ve araçların kaza tarihindeki zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçelerinin bulunduğu sigorta şirketlerinden —-maddi ve müvekkilinin yaşadığı acı ve ıstıraba yönelik davalı araç sürücüleri, araç sahipleri ve araçların kaza tarihindeki — bulunduğu sigorta şirketlerinden —- manevi tazminatın zararın oluştuğu —- kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine, her türlü dava ve talep hakkı saklı kalmak üzere, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı vekili —– tarihli duruşmada/esas hakkındaki beyanında; önceki beyanlarını tekrarla davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili Mahkemeye sunduğu —– havale tarihli cevap dilekçesinde özetle: müvekkil şirket nezdinde söz konusu trafik kaza tarihini kapsayan her hangi bir poliçe bulunmadığını, davanın husumet yokluğu sebebi ile reddini, yargılama masrafı ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini, sigortalı araç sürücüsünün idaresinde olan aracın karıştığı kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunup bulunmadığının ve bulunuyor ise oranının tespiti için bilirkişi atanmasını, tazminat hesabının sigortalının kusur oranınca yapılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Konusu : Taraflar arasındaki ihtilaf, temelde davaya konu trafik kazası nedeniyle kusur ve özür oranı ile davalıların zararı tazmin yükümlüsü olup olmadıkları noktasındadır.
Davanın Hukuki Niteliği: Dava, maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Davanın Hukuki Sebebi: Haksız fiil sorumluluğuna ilişkin 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu (TBK)’nun 49. Maddesindeki “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür.
Zarar verici fiili yasaklayan bir hukuk kuralı bulunmasa bile, ahlaka aykırı bir fiille başkasına kasten zarar veren de, bu zararı gidermekle yükümlüdür.” şeklindeki düzenlemedir.
DELİLLER :
Celp ve tetkik olunan —– tarihli ölümlü/yaralamalı trafik kazası tespit tutanağına göre; —- plakalı araç ile — sevk ve idaresindeki—-plakalı araçların kaza yaptıkları anlaşılmıştır.
—tarafından —- tarihinde celp ve tetkik olunan poliçe ve hasar dosyası incelendiğinde; poliçenin—- arasında geçerli olduğu, sigortalının—– plakalı,—— olduğu anlaşılmıştır.
—-tarafından celp ve tetkik olunan poliçe incelendiğinde; poliçenin ——– —- araç olduğu anlaşılmıştır.
—– tarafından celp ve tetkik olunan poliçe incelendiğinde; poliçenin —- tarihleri arasında geçerli olduğu, sigortalının —— model araç olduğu anlaşılmıştır.
Celp ve tetkik olunan tescil bilgileri incelendiğinde; kaza tarihi itibariyle —— adına kayıtlı olduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi —- havale tarihli raporunda özetle; Mevcut verilerin değerlendirilmesi sonucu; —- tarihinde meydana gelen ve—- plaka sayılı otomobildeki davacı yolcunun yaralanması ile neticelenen olayda; davalı sürücü ——- davacı yolcunun yaralanması ile neticelenen 1. çarpma sonucu meydana gelen olayda, dikkatsiz ve özensiz davranışlarından dolayı %100 (Yüzde yüz) oranında kusurlu olduğunu, dava dışı —– sürücü ——–davacı yolcunun yaralanması ile neticelenen olayda kusursuz olduğunu, davacı yolcu ——— sayılı araçta yolcu konumunda bulunduğu anlaşılmakla olayın oluşumunda ve kendi yaralanmasında kusursuz olduğunu, davalı sürücü ———— plaka sayılı —– arkadan çarpması sonucu oluşan hasar ile neticelenen olaya sebebiyet verdiği anlaşılmakla, kamyonetin fiziksel özellikleri —– ve olay yeri fotoğraflarındaki araçların hasar durumları ve son konumları da dikkate alındığında, ——– plaka sayılı —– davacı yolcunun yaralanması ile neticelenen olayda), kusursuz olduğunu beyan ve rapor etmiştir.
—— Karar sayılı raporda özetle; kişinin olay tarihli tıbbi evrakında kolda ve bacaklarda abrazyon, servikal hassasiyet bahsedildiğini, olay tarihli —-incelemelerinde travmatik lezyon olmadığını, —– incelemelerinde dejeneratif değişiklikler izlendiğini, —— bulguların kişinin kendisinde mevcut hastalıktan ileri geldiğini, dava konusu olayla illiyetinin kurulamadığı cihetle; Mevcut tıbbi belgelere göre; —– tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı bağlı gelişen yaralanmasının, —-tarih ve 28603 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik Hükümleri kapsamında fonksiyonel araz bırakmadan iyileşmiş olduğu dolayısıyla; Kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 (yüzdesıfır) olduğunu, iyileşme (iş göremezlik) süresinin kaza tarihinden itibaren 3 (üç) haftaya kadar uzayabileceğini beyan ve rapor etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE KANAAT :
Yargı yetkisini, Anayasanın 9. Maddesine göre, Türk Milleti adına kullanan Mahkememizce, uyuşmazlık konusu hakkında, yapılan açık duruşmalar ve yargılama sonunda(Ay. m.141), toplanan/sunulan deliller, iddia ve savunmalar ile tüm dosya mündericatı incelenip hep birlikte değerlendirildiğinde; — tarihinde davalı —- sevk ve idaresindeki —- plakalı araç, davalı sürücü — sevk ve idaresindeki —- plakalı araç ve — sevk ve idaresindeki —- plakalı aracın karıştığı trafik kazası meydana geldiği, kazanın meydana gelmesinde davalı —- yolda dikkatli seyir etmeyerek önünde duran —- plakalı araca arkadan çarpması nedeniyle tam kusurlu olduğu, diğer sürücülerin kusurunun bulunmadığı, kaza nedeniyle ——- plakalı araçta yolcu konumunda bulunan ——-yaralandığı iddiasıyla eldeki davanın açıldığı, alınan maluliyet raporuna göre davacının daimi maluliyetinin bulunmadığı, iş göremezlik süresinin 3 haftaya kadar uzayabileceğinin bildirildiği, davacının iş göremezliğine sebep olan rahatsızlığı ile kaza arasında illiyet bağının bulunmadığının anlaşıldığı, bu nedenle davacının kaza nedeniyle maddi zararını ispat edemediği ve maddi tazminat davasının reddedilmesi gerektiği, — yönünden dava açılmış ise de davalı—– kaza tarihini kapsar poliçe bulunmadığından bu davalı yönünden açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği, davalı ——Yönünden açılan davanın ise dava tarihi itibarıyle zorunlu olan sigorta şirketine başvuru dava şartı yerine getirilmeden davanın açılmış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verilmesi gerektiği, diğer davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının ise davacının maluliyeti bulunmaması ve hastalığı ile kaza arasında illiyet bağı bulunmaması nedeniyle esastan reddine karar verilmesi gerektiği, davacının —– Yönünden açtığı manevi tazminat davasının ise; davaya dayanak yapılan —– manevi tazminattın kapsamda bulunmaması nedeniyle husumet yokuluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, davalılar —– açılan manevi tazminat davasının ise davalı sürücü —— kazaya tam kusuruyla sebebiyet vermesi, davacının maluliyeti bulunmamakta ise de kazadan manevi anlamda zarar gördüğünün sabit olması, olayın oluş şekli, zararın boyutu tarafların ekonomik ve sosyal durumları göz önüne alınarak uygun bir manevi tazminat takdir etmek gerektiği, hükmedilecek tazminattan kazaya sebebiyet veren aracın işleteni olan davalı —-de sürücü —– birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, hükmedilecek tazminata temerrüt tarihi olan kaza tarihinden itibaren yasal faiz işletmek gerektiği, diğer araç sürücüsü ve işletenlerin kzanın meydana gelmesinde kuru bulunmadığından onlar yönünden açılan manevi tazminat davasının reddine karar verilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine(Ay. m.138) varılarak aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafın maddi tazminat davasının;
Davalı —– yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Davalı —– yönünden dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine,
Diğer davalılar yönünden açılan maddi tazminat davasının esastan reddine,
2-Davacı tarafın manevi tazminat davasının;
Davalı—- yönünden husumet yokluğu nedeniyle reddine,
Davalılar —– yönünden KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile —-manevi tazminatın —- tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
3-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
4-Diğer davalılar yönünden açılan manevi tazminat davasının esastan reddine,
5-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gerekli 204,93 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 187,86 TL’nin mahsubu ile bakiye 17,07 TL’nin davalılar—– tahsil edilerek hazineye irat kaydına,
6-Davalı —- Kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
7-Davalı—- Kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı—- verilmesine,
8-Davalılar——Kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen maddi tazminat davası üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılar —- verilmesine,
9-Davalı —– Kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —- verilmesine,
10-Davalılar—– Kendilerini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —–verilmesine,
11- Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davalılar—– alınarak davacıya verilmesine,
12-Davalı —– Kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı —–verilmesine,
13- Davacı tarafça yatırılan 187,86 TL peşin harcın davalılar ——– alınarak davacıya verilmesine,
14-Davacı tarafça yapılan 700,00 TL bilirkişi ücreti giderinden haklılık durumuna göre hesaplanan —–davalılar ——– alınarak davacıya verilmesine, davacı tarafça yapılan diğer giderlerin maddi tazminat davasına ilişkin olması ve maddi tazminat davasının reddedilmesi nedeniyle kendi üstünde bırakılmasına,
15- Kullanılan gider avansından kullanılan kısmın mahsubu ile bakiye kısmın kararın kesinleşmesi ve talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğerlerinin yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olduğu, istinaf dilekçesinde istinaf yoluna başvuru konusu edilen hususlar ile nedenlerinin belirtilmesinin gerektiği, istinaf yoluna başvurulmasının İİK’nın 36. maddesi saklı kalmak kaydıyla kararın icrasını durdurmayacağı, süresi içerisinde karara karşı istinaf yoluna başvurulmaması halinde hükmün kesin hüküm ve kesin delil oluşturacağı açıklanmak suretiyle açık duruşmada verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/01/2021